Medenî”; “şehirli, şehre ait, şehre özgü



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə229/229
tarix07.01.2022
ölçüsü0,95 Mb.
#83153
1   ...   221   222   223   224   225   226   227   228   229



 Samarra Ulu Camii Mütevekkil tarafından 848-852 yılları arasında yapılmıştır. 240X156 metre boyutundaki eser 150 000 kişilik cemaat kapasitesi ile dünyanın en büyük camilerinden biri idi. Harim kısmı kıbleye paralel 25 sahna ayrılmıştı. Binanın düz çatısı kemersiz olup, yuvarlak kulelerle çevrilmiş olan dış tuğla duvarlar vardı. Bu caminin malviye denilen minare spiral şekli ile Babil zigguratlarını hatırlatan bir şaheserdir. Yüksekliği 53 metre olan bu minarede, dışarıdan 2.5 metre genişliğindeki rampalar bulunmakta ve binek hayvanları ile çıkılmaktadır.

82


 Tolunoğlu Ahmed Bey, Kahire’de 877-879’da kendi adına bir cami yaptırmıştır. Cami tamamıyla bir Türk eseri olup Samarra Camii tipindedir. Ayaklar ağır sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Bu usul Avrupa kilise bibar3isini etkilemiştir.

83


 İslam şehirlerinden bazıları, siyasî, ekonomik ve özellikle de coğrafî şartlara yenik düşerek zamanla ya tamamen harabeye dönüşmüş (Kûfe, Vâsıt, Fustat, Samarra ve Medinetü’z-Zehra gibi) veya kısmen terk edilerek eski dönem ve canlılıklarını kaybetmişlerdir.

84


 Osmanlılarda ise fethedilen gayri Müslim beldenin en büyük mabedini camiye tahvil etmek adetti. Ayasofya gibi.

85


 Bu çarşılardan bazıları; Sûk’u Haddâdîn, Sûk’u’l-Bezzâzîn (dokumacılar Çarşısı), Sûku’s-Sarrâcîn (Ayakkabıcılar Çarşısı), Sûku’l-Harrâzîn (İpekçiler Çarşısı), Sûku’l-Tahhâhîn (Tatlıcılar Çarşısı), Sû’ku’l-Hellâlîn (Sirkeciler Çarşısı), Sûku’s-Sevîk (Tahıl ve Un Çarşısı), Sûku’l-Varrâkîn (Kitapçılar Çarşısı), Sûku’l-Attârîn (Attarlar Çarşısı), Sûku’l-Bakkâlîn (Meyve ve Sebze Çarşısı), Sûku’l-Cezzârîn, Sûku’l-Decâc, Sûku’s-Senânîr (Evcil Hayvanlar Çarşısı), Sûku’s-Sarrâfîn gibi.

86


 Mahallenin vazgeçilmez unsurları; cami/mescid, tekke/türbe, kıraathane, bakkal, marangoz, berber ve tamirciler idi.

87


 Oda kelimesi de otağ’dan gelmektedir. Otağ iki odadan/bölümden oluşuyordu. Bunların arasında da “hayat” denilen bir mekân ve önde de bunları birleştiren bir yer bulunuyordu. Sonra ekonomik ve toplumsal gelişme ile birlikte otağ yerden biraz yükseltildi. Daha sonra iki odaya bir veya iki tane daha eklendi. İhtiyaç halinde başka odalar da eklenerek eski otağ bildiğimiz Türk-İslam evi haline geldi.



88


 Selçuklu veziri Nizamülmülk vakıf destekli Nizamiye Medreselerini kurarken Melikşah’a “Ey âlemin sultanı ben sana öyle bir manevi ordu vücuda getirdim ki, onların duaları arşa ve Allah’a kadar yükselir” diyerek bu kaynaşmaya atıfta bulunmuştur.

89


 Osmanlılarda ilk imarethaneyi İznik’te Orhan Bey (1326-1359) kurmuştur. Onun oğlu Sultan Murad da kurduğu imarethanelerin iyi hizmet verebilmeleri için zengin vakıflar tahsis etmiştir.

90


 XVIII. yy. sonlarında yalnızca İstanbul’daki imarethanelerde her gün 30 000 fakire yemek ikram ediliyordu. Bu imaretler yemek yanında muhtaçlara, gelirine göre adam başına 3-10 akçeye kadar para veriyordu.




Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   221   222   223   224   225   226   227   228   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin