6.Mimarîde gerçekçiliği esas alması: Müslümanlar, mimarî eserlerinin hemen her karesini muhakkak fonksiyonel, dinî veya sosyal bir ihtiyaca binaen yapmışlar, lüks ve israftan kaçınmışlardır. Bu ilke gereğince dünyanın çeşitli medeniyetlerindeki şehirlerde görülen boş ve geniş şehir meydanlarının yerini, İslam şehirlerinde daha fonksiyonel ve yararlı görülen şadırvan, çeşme veya sebil almıştır.
7.İslam sanatı çevre medeniyetlerin sanatlarını aşma amacında olmuştur. Müslümanlar fethettikleri topraklarda karşılaştıkları ihtişamlı mabetler ve diğer sanat ürünlerini gölgede bırakmayı, onları aşmayı bir amaç ve İslam’ın yüceltilmesi anlamında dinî bir görev olarak görmüşlerdir.