MERZUBANNAME
X. yüzyılda yazılmış Farsça bir ahlâk kitabı.
Taberistan Hükümdarı Şervîn'in oğlu Merzübân'ın milâdî X. yüzyıl sonlarında yazdığı ahlâkî ve siyasî öğüt veren bir kitap olup aslı Taberistan bölgesinde konuşulan ve Eski Farsça'nın bir lehçesi olan Taberîce'dir. Ancak bu dille yazılmış nüsha günümüze ulaşmamıştır. Sadece daha sonra yapılan iki Yeni Farsça versiyonu bilinmektedir. Bunlardan ilkinin yazan olan Muhammed b. Gâzî Malatyevî eseri tashih edip Yeni Farsça ile Rcıvzatü'l-'uicöi ismi altında önce kâtibi, daha sonra veziri olduğu Selçuklu Sultanı Rükned-din II. Süleyman Şah'a sunmuştur 1598/1201-1202. Ardından muhtemelen 608-622 (1211-1225) yılları arasında Merzübânnâme'yi zamanın Farsça'sına çeviren Sa'deddin Verâvînî bunu Azerbaycan Atabeği Rebîbüddin'e ithaf etmiştir. Bu metinler arasında farklılıklar vardır. Verâvînî, eserin birinci bölümünde kitabın Enû-şirvân'ın kardeşi Merzübân b. Şervîn'e ait olduğunu söylerken Malatyevî Ziyârîler'-den Kâbus b. Veşmgîr'e atfetmiştir. Bunun yanında bölgenin tarihini yazan İbn İsfendiyâr. Târîh-i Taberistan adlı eserinde Merzübânnâme'mn yazarını Merzübân b. Rüstem b. Şervîn olarak gösterir. İbn İsfendiyâr, onun Taberistan halk şiiri tarzında yazılmış Nîkînâme adında bir divanı olduğunu da kaydeder.
Merzübân, kendisinde güzel ve etkili söz söyleme yeteneği gören Şehriyâr'ın isteği üzerine bu kitabı yazmaya başlamış, Kelîle ve Dimne, Tûtînâme, Bin-bir Gece Masalları gibi kıssadan hisse özelliğini taşıyan mensur hikâye ve masallara yer verdiği bir ahlâk ve öğüt kitabı ortaya koymuştur.
Verâvînî'nin versiyonu dokuz bölümdür. Ravzatü'l^ukül'e kıyasla, Verâvînî'nin de ifadesine göre aslında yer alan bazı hikâye ve bölümlerin burada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Verâvînî kitabın bir bölümünü bir müddet yaşadığı İsfahan'daki Nizamiye Medresesi'nde tertip etmiştir. İlk bölümde Merzübân'ın hikâyesi yer almaktadır. Merzübân b. Rüstem. zamanın hükümdarının münzevi bir hayat süren ve akıllıca nasihatleri, yararlı tavsiyeleri ihtiva eden bir kitap yazmak için izin isteyen kardeşi olarak tanıtılmıştır. Eser, kendisiyle hükümdar ve veziri arasında geçen bir tartışma dolayısıyla nakledilen hikâye ve kıssalara dayanır. Diğer sekiz bölümde hükümdarlar ve çevresinde meydana gelen meseleler ele alınıp çareleri çeşitli hikâyelerle anlatılmıştır. Bu yönüyle bütün fasıllar, Kelîle ve Dimne'deki gibi hikâye kahramanları hayvanların konuşturulması şeklinde düzenlenmiştir. Mer-zübânnâme, Fars edebiyatının sanat ağırlıklı süslü anlatıma sahip nesrinin örneklerinden biridir. Bu anlatımın arasında konuyla ilgili yer alan şiirlerle metin daha da güçlendirilmiştir.
Birçok yazma nüshası bulunan Merzübtmname'yi Verâvînfnin versiyonundan ilk defa neşreden 54 Mirza Muhammed Han Kazvînî, bazı eleştirilerden sonra eserin yazarını Merzübân b. Rüstem b. Şehriyâr b. Şervîn b. Rüstem olarak göstermiştir. Bu yayının birkaç basımı yapıldıktan sonra Muhammed Ruşen tarafından ayrıntılı bir inceleme ve geniş dil açıklamalarıyla birlikte iki ciltlik mükemmel bir neşri gerçekleştirilmiştir
Merzübânnâme n\n en önemli tercümeleri Türkçe'ye olan çevirilerdir. Bunlardan ilki, XIV. yüzyılın ikinci yarısında Sadreddin Şeyhoğlu tarafından Verâvî-nî'nin nüshası esas alınarak yapılmıştır. XV. yüzyılda Şehâbeddin İbn Arabşah, Fâ-kihetü'î-huleîâ1 ve müfâkehetü'z-zu-refâ adıyla Arapça olarak yaptığı tercümede 55 bu Türkçe çeviriyi esas almıştır. İkinci Türkçe çeviriyi Urfalı Nüzhet Ömer Efendi (ö. 1778) yine Verâvînî'nin nüshasından hareketle Cevâhira'l-hikemadıyla gerçekleştirmiştir.56 Eserle ilgili en önemli çalışma, Zeynep Korkmaz tarafından Şeyhoglu'nun tercümesi esas alınarak geniş bir incelemenin yanında metnin transkripsiyonu, sözlük ve tıpkıbasımı yapılarak ortaya konmuştur 57Merzübânnâme, Fransızca'ya bazı parçalar halinde Charles Schefer tarafından Chrestomathie persane adıyla çevrilmiştir.58
Bibliyografya :
Merzübânnâme [haz. Sa'deddin Veravînî, nşr. Muhammed Ruşen), Tahran 1367 hş., neşrede-nin girişi, I, pânzdeh-sîupenc; İbn İsfendiyâr, Târîh-i Taberistân: An Abrtdged Translatlon of thetiistory ofTabaristân{trc. E. G. Browne), Lei-den - London 1905, s. 86; Şeyhoğlu, Marzubân-nâme Tercümesi (nşr. Zeynep Korkmaz), Ankara 1973, neşredenin girişi, s. 67.73; Browne, LHP, 1.478; II, 489; Safa. Edebiyyât, II, 1005-1008; Karatay, Türkçe Yazmalar, II, 288; Halîl Hatîb Rehber. "Pijûheşî der Merzübânnâme-i Tkshîh-i'AUâme-i Kazvînî", Ferhunde-i Peyâm, Meşhed 1359 hş., s. 325-354; M. Ali Taberî, Zübdetu 't-âsar, Tahran 1372 hş., s. 368; Ah-med-j Münzevî. Fihristüâre-i Kitâbha-yi Fârsî, Tahran 1374 hş., I, 473-474; Mehdi Muhakkik, "Yâddâşthâyî der Bâre-İ Merzbânnâme", Fer-heng-i îrân Zemin, VII, Tahran 1339 hş., s. 37-71; Zeynep Korkmaz, "Kâbus-nâme ve Marzu-bârı-nâme Çevirileri Kimindir?", TDAYBelleten (1966), s. 267-278; a.mlf., "Bir Tanıtma Yazısı Üzerine", TDe-, VIII (1979), s. 459-478; Semih Tezcan, "Merzubân-nâme Tercümesi Üzerine", TDAY Belleten (1977), s. 413-431; J. H. Kramers - J. T. P. de Bruijn], "Marzban-Nâma", £F(İng.). VI, 632-633. Rıza Kurtuluş
MES'A 59
MESABIHU'S-SÜNNE
Ferrâ el-Begavî'nin (ö. 516/1122) güvenilir hadis kaynaklarından derlediği hadisleri ihtiva eden eseri.
Rivayetlerin önce konularına ve bablara göre sıralandığı kitapta her babdaki hadisler kendi içinde sahih ve hasen olmak üzere ikiye ayrılmış, az sayıdaki zayıf rivayetin durumu belirtilmiş, münkerve mevzu rivayetlere yer verilmediği ifade edilmiştir. Brockelmann'ın Begavî'nin eserine aldığı hadisleri sahih, hasen, zayıf ve garîb diye üçe ayırdığını söylemesi 60 doğru değildir. Begavî başka kaynaklarda görülmemekle birlikte Şa-hîhayndan seçtiği hadisler için "sahih" (2434 hadis), diğer hadis kitaplarından seçtiği hadisler için de "hasen" (2050 hadis) terimini kullanmıştır. Bu kitaplar Kü-tüb-i Sitte ile Dârimî'nin es-Sünen, Mâlik" in el-Muvatta7, Şafiî'nin el-Müsned, Dârekutnî'nin es-Sünen, Beyhaki'nİn Şu'abü'1-îmân ve Endülüslü muhaddis Rezîn b. Muâviye es-Sarakustî'nin et-Tec-rîd îi'ş-şıhâh ve's-sünen adlı eserleridir. İslâm âleminde büyük şöhret kazanan ve üzerine kırktan fazla şerh yazılan Meşâ-bîhu's-sünne'de 4931 hadis vardır.61 Kâtib Çelebi eserin 4719 hadis ihtiva ettiğini. 1051 hadisin hem Şahîh-i Buhâri hem Şahîh-i Müslim'de, 325 hadisin yalnız Buhârî'de, 875 hadisin sadece Müslim'de bulunduğunu söylemektedir.62
Meşâbîhu's-sünne'dekı hadislerin sahâbî veya nadiren tabiî râvisi dışında se-nedleri hadis ilminde ilk defa olmaK üzere bu eserde terkedilmiştir. Şahîhayn hadisleri dışındaki bütün rivayetleri hasen olarak nitelemesi yüzünden Begavî'ye ciddi itirazlar yöneltilmiş, İbnü's-Salâh 63 ve Nevevî 64 sünen müelliflerinin eserlerinde hasen rivayetlerin dışında sahih ve zayıf hadislerin de bulunabileceğini söylemiştir. İbn Hacer e!-Askalânî, Süyûtîve Zeynüd-din el-Irâki gibi muhaddisler de Begavî'yi eleştirmiştir. Ancak Muhyiddin el-Kâfi-yeci gibi bazı Hanefî âlimleri bu kullanımın bir terim olması dolayısıyla eleştiriyi hak etmediğini söylemiştir.65 Öte yandan Ebû Hafs Sirâcüddin Ömer b. Ali el-Kazvînî eserde geçen hadislerden bazılarının mevzu olduğunu iddia etmiş, bu iddiaya Alaten-Nakdü'ş-şahîh îimâ ü'türida caleyhi min ehâdî-şi'1-Meşâbih adlı eserinde 66 İbn Hacerel-Askalânî de el-Ecvibe can ehâdîş vaka-cat fî Meşâbîhi's-sünne ve vuşifet bi'l-vazc adıyla yazdığı bir risalede 67 cevap vermiştir. Her iki çalışma, İbn Hacer'in Hidâyetü'r-ruvât ilâ tahrîci ehâdîsi'l-Meşâbîh ve'1-Mişkât adlı eseriyle birlikte yayımlanmıştır.68 Ayrıca Meşabî-hu's-sünne'de mevzu olarak nitelendirilen hadislerin aslında uydurma değil muhtemelen ricalinin zabt kusuru dolayısıyla zayıf olabileceği ve bunların başka tariklerle desteklenip hasen derecesine çıkabileceği söylenmiştir.69 Meşâbîhu's-sünne Bulakta (1294) ve Kahire'def 1318 Miş-kât ile birlikte, ayrıca Yûsuf Abdurrahman e!-Mar'aşlî, Muhammed Selîm İbrahim ve Cemâl Hamdî ez-Zehebî tarafından hadislerinin tahrîci ve fihristi yapılmak suretiyle dört cilt halinde 70 yayımlanmıştır.
İbn Hacer el-Askalânî'nin hocası Sadreddin Muhammed b. İbrahim b. ishak es-Süiemî el-Münâvî Keşfü'l-menâhk ve't'tenökih iî tahrîci'1-ehâdîşi'l-Me-şâbîh'inde 71kitaptaki hadisleri tahrîc etmiştir. İbn Hacer, bu eserden de faydalanarak Hidâyetü'r-ru-vdfında hem her iki eserin tahrîciniyapmış hem de bu eserlerde geçen hadislerle ilgili önemli tesbit ve tashihlerde bulunmuştur.72 Mahmûd b. Ahmed b. Muhammed el-Fârisî Esmâ'ü ricâli'l-Meşâbîh"mğe 73 ve Ebü'1-Vefâ Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Bahşî Terce-metü 'ş-şahâbe ruvâtü '1-Mesâbîh"möe 74 Me-şâbîhu's-sünne'de geçen sahâbîve tabiî râvilerin hal tercümelerini kaydetmiştir. Ebü'I-Ferec Muhammed b. Dâ-vûd b. Yûsuf et-Tirmizî de Şerhu mü§-kilâti Kitâbi'l-Meşâbîh adlı eserinde 75 kitaptaki anlaşılması zor yerleri konu edinen bir çalışma yapmıştır.
Eser çeşitli dillere çevrilmiştir. Bunlardan 1080 (1699) yılında yapılan Tercü-metü Mesâbîhi's-sünne adlı Türkçe çevirisi 76 Sinâneddin Yûsuf b. Hü-sâmeddin el-Amâsî'nirı Müntehabât-ı Mesâbîh Tercümesi 77 ve müellifi bilinmeyen Tercüme-i ba'zi'l-ehâdî-si'ş-şerîfe min Mesâbîhi's-sünne adlı kısmî tercüme 78 anılabilir.
Meşâbîhu's-sünne üzerine yapılan en meşhur çalışma Hatîb et-Tebrîzî'nin Miş-kâtü'l-Meşâbîh'idır. Hatîb et-Tebrîzî bu eserinde Begavî'nin sahih ve hasen diye ikiye ayırdığı hadisleri yeniden düzenleyip ilâvelerde bulunmuş, onun hadisleri seçme şartlarını dikkate alarak esere üçüncü bir bölüm eklemiş, müellifin kapalı bıraktığı yerleri açıklamış ve hadislerin râ-vilerini zikretmiştir. TebrîzVnin eserin her üç bölümüne ilâve ettiği hadislerin sayısı dir 79 Mişkâtü'î-Meşâbîh Hindistan'da (1257,1319), Delhi'de (1300, 1890), Bombay'da (1271), mukaddimesinde Abdül-hak b. Seyfeddin ed-Dihlevî'nin Beyânü baczı muşîalahöü'î-hadîş, sonunda Hatîb et-Tebrîzî'nin el-İkmâl fî esma'i'r-ricâl (Kitaba Esmâ'i ricali't-Mişkât) adil eseriyle birlikte 80 bu nüsha esas alınarak Terburg'da (1315/1898), ayrıca Mirkâtü'l-mefâtîh ve Muhammed İdrîs
el-Kandehlevî'nin et-Tcflîku'ş-şabîh caîâ Mişkâti'l-Meşâbîh'i ile beraber (Diyû-bend 1354], yine Ebü'l-Hasan Ubeydullah b. Muhammed Abdüsselâm el-Mübârek-fûri'rim Mir1 âtü'l-mefâtîh şerhi Mîşkâ-ti'i-Meşâbîh adlı eseriyle birlikte 81 yayımlanmıştır. Eserin, Nâ-sırüddin el-E!bânî tarafından hadislerin kaynaklan tashih edilerek ve sıhhatlerine dair değerlendirmeler yeniden gözden geçirilerek yapılan neşri de önemlidir.
Mişkâtü'î-Meşâbîh çeşitli dillere çevrilmiştir. Bunlardan A. N. Matthevvs'ın Mischat al-Masabih 82 Mevlânâ Fazlülkerîm'in al-Hadis-An Engîish Translation and Commen-tary of Mishköt-ul-Masabih 83 adlı İngilizce tercümeleri, Muhammed Kutub Han ed-Dihlevî'nin Hintçe tercümesi 84 ve Mustafa Uy-sal'ın Türkçe çevirisi 85zikredilebilir. Eser ayrıca Mishküt al-Masâbih adıyia James Robson 86ve Nâsırüddin el-Elbânî neşri esas alınarak yine aynı adla Abdülhamîd Sıddıki 87 tarafından İngilizce'ye tercüme edilmiştir.
Eser üzerine ilk şerh, Tîbî tarafından el-Kâşif fan hakâ'iki's-sünen Şerhu't-Tercüme-i ba 'zi'l-ehâdtsi'ş-şefife min MesâbiM's-sünne'nln ilk iki sayfası 88din es-Sehâvî ve Seyyid Şerif el-Cürcânî'-nin haşiyeleri, İbn Hacer el-Heytemî'nin Fethu'1-ilâh fî şerhi'1-Mişkât, Abdüla-zîz b. Muhammed el-Ebherî'nin Min-hâcü'l-Mişkât adlı çalışmaları vardır. Abdülhak b. Seyfeddin ed-Dihlevî de Eşi"atü'i-Lemacât adıyla Farsça 89 daha sonra Lemcfâtü't-tenkih fî şerhi Mişkâti'l-Meşâbîh adıyla Arapça bir şerh yazmıştır. Müellifin ayrıca Es-mâ'ü ricali Mişkâti'l-Meşâbih'ı vardır.90 Mişkâtü'l-Meşâbîh'm pek çok şerh ve tahrîci arasında Ekmelüddin Yûsuf b. İbrahim b. Muhammed eş-Şir-vânî'nin Hidâyetü'ş-şabîh fî şerhi Mişkâti'l-Meşâbîh, Nûrülhasan b. Sıddîk Hasan Han'ın er-Rahmetü'1-mühdât ilâ men yündü ziyâdâte'l-cilmcalâ ehâdî-şi'1-Mişkât 91 Seyyid Ahmed Hasan ed-Dihlevî'nin Tenkihu'r-ruvât fî tahrîci ehâdîşi'l-Meşâbîh ve'1-Mişkât 92Muhammed İdrîs el-Kandehlevî'nin et-Taciîku'ş-şabîh 'alâ Mişkâti'l-Meşâbîh 93Ebü'l-Hasan Ubeydullah b. Muhammed Abdüsselâm el-Mübârekfûrî'nin Mirkâtü'l-mefâtîh şerhi Mişkâti'l-Meşâbîh 94 adlı eserleri sayılabilir. Ayrıca Mişkâtü'î-Meşâbîh üzerine Hint alt kıtasında yapılan çalışmalar hakkında müstakil araştırmalar yapıldığı. Abdülhay el-Hase-nî'nin eş-Şekâfetü 'İ-İslâmiyye fi'1-Hind adlı eserinde 95 Hint ulemâsının Me-şâbîh ve Mişkât'a verdikleri öneme işaret ettiği belirtilmelidir. Bunların dışında şu çalışmaları da kaydetmek gerekir: Ab-dülmü'min b. Ebû Bekir ez-Za'ferânî, ei-Yenâbf fî şerhi'l-Meşâbîh 96 Aİâeddin Ali b. Selâhaddin es-Sehûmî, Menhelü'l-Yenâb? fî şerhi'l-Meşâbîh 97 Muzhirüddin Hüseyin b. Mahmûd ez-Zeydânî, el-Mefâtîh fî şerhi (haüi)'l-Meşâbîh 98 Muzhirüddin Hüseyin b. Mahmûd ez-Zeydânî ve Zey-nülarab Ali b. Abdullah b. Ahmed en-Nah-cuvânî, Şerhu'l-Meşâbîh 99 zikredilebilir. Eser hakkında yapılan diğer şerhler ve çalışmalar için Yûsuf Ab-durrahman el-Mar'aşlî bilgi vermektedir.100
Bibliyografya :
Ferrâ el-Begavî, Meşâbîhıı's-sünnelnşt. Yûsuf Abdurrahman el-Mar'aşlî v.dğr ], Beyrut 1407/ 1987, neşredenin girişi, I, 51-103; İbnD's-Salâh, 'Utümü'1-h.adîş (nşr. Nûreddin Itr). Beyrut 1401/ 1981, s. 34;Nevevî, et-Takrîb {Süyûıî,Tedribü'r-râüî içinde, nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Medine 1379/1959, 1, 165; İbn Hacer, Hİdâyetü'r-ruuât ilâ tahrîci ehâdîşi'I-Meşabîh oe'l-Mişkât (nşr. M. Nâsırüddin el-Elbânî-Ali b. Hasan Ab-dülharnîdel-Halebî), Kahire 1422/2001, neşre-denlerin girişi, I, 41-42; Kâfiyecİ, el-Muhtaşar fi 'ilmi't-eşeriRİsâletân fî muştalahi'l-hadîş içinde, nşr. Ali Zevîn), Riyad 1407/1987, s. 114; Ali el-Kârî, Mirkâtü'l-mefâtth (nşr. Sıdki M. Cemîl el-AUâr), Beyrut 1412/1992,1, 79-91; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 56; Keşfü'z-zunûn, II, 1071, 1698; Brockelmann, GAL, 1, 448-449; SuppL, I, 620-622; a.mlf., "Begavî", İA, II, 449; Kettânî, er-Rlsâletü'l-müstetrafe, s. 145, 187; Abdülhay el-Hasenî, eş-Şekâfetü'l-lslâmiyye fı'l-H'md(nşr. Ebül-HasanAlien-Nedvî), Dımaşk 1403/1983, s. 135, 154-155; Halil İbrahim Kutlay. el-İmâm 'A/f el-Kârî oe eşeruhû fî 'İlmi'l-haUîş, Beyrut 1408/1987, s. 295-301; Zübeyd Ahmed. "İle'l-EdebİVArabî" (trc. Abdülhamîd en-Nu'mânî), Şekâfetü'l-Hind,W/l Haydarâbâd 1953, s. 51-68; Abdul Rauf Zofar. "Considerations on al-Masâbih al-Sunnah", IQ, XXXlII/3 (1989), s. 188-205; İsmail Hakkı Ünal, "Dihlevî, Abdülhak b. Seyfeddin", DİA, IX, 292; M. Yaşar Kande-mir, "İbn Hacer el-Askalânî", a.e., XIX, 522.İbrahim Hatiboğlu
Dostları ilə paylaş: |