Milliyetçilik sosyolojisi


Parti'nin cumhuriyetler ve Parti organları üzerinde güç ma­



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s


Parti'nin cumhuriyetler ve Parti organları üzerinde güç ma­
nivelasını elinde bulundurduğu, son derece yüksek bir 
merkezîleşme derecesi sözkonusuydu. Ama tek tek cumhu­
riyetler kültür, eğitim ve toplumsal refah alanında dikkate 
değer bir özerklik sergiliyorlardı. Her bir cumhuriyet için, 
1920'lerde ortaya çıkan ama perestroika ve glasnost çağında 
ağır bir yıkıma uğrayan egemen etnik topluluktan (koreni-
satzia) idarî üyeler devşirme politikası da bu durumu pe­
kiştirmekteydi. Sonuç, millî ve Sovyetik sadakati güçlendirmek 
için, birbirleriyle ilgili olan hattâ müşterek alanları ikiye 
ayırmak suretiyle potansiyel çatışmaları müstakilleştirmek 
oldu. Ancak sıkı Parti denetimini kaldırmadan önce bile, zaman 
zaman patlak veren kargaşalar ve izleyen baskıcı önlemlerle 
kendini gösteren, her yere Rusların yerleştirilmesi ve Rusçanın 
lingua franca mertebesine yükseltilmesi gibi politikalara se-
8 Fedoseyev'e (1977) ve Bennigsen'e (1979) bakın. 
228 


bebiyet veren milliyetler sorununu zapturapt altına almak 
hemen hiç mümkün olamadı. Rus olmayan nüfusun artışı, 
ki güney sınırlarında Müslümanların potansiyel istikrarsızlık 
kaynağı olmaları anlamına geliyordu, cumhuriyetler ile merkez 
arasında kaynak ve mevki dağılımı, ihtilafın milliyetçi boyudan 
ile eğitimin ikircikli etnik entelijensiyayı etkin hale getir­
medeki etkileri, her şeyden önce millî kaynaşma fikrinin 
(sliyanie) [belirsiz bir zamana] ertelenişi ve mevcut millî 
işbirliği (sblizhenie) evresinin sorunlu niteliği, bütün bu 
gelişmeler, Stalin'in ölümünden sonraki onyıllarda "millî 
sorun"un bölücü potansiyeli konusunda derin bir gerilim 
yaşanmakta olduğunu göstermekteydi.

Gorbaçov dönemindeki glasnost ve perestoika çağında, 
derinde saklanan etnik bölünmeler günyüzüne çıktılar. Et-
no-milliyetçilik Baltık devletlerinde, Kafkasya ve Orta Asya'da 
kitle desteğini seferber etti ve Rus yeni-milliyetçiliği de, ahlâkî 
ve estetik ilhamının çoğunu ve etno-tarihinm bir kısmını 
ondan çıkardığı ve aldığı Ortodoks dinî uyanışıyla daha ya­
kından hiza almaya başladı. Genel boyutuyla bu durum Sovyet 
devlet yapısı ve Parti örgütünden ve Lenin'in, onca mahkûm 
ettiği Büyük Rus çeşitinin de dahil olduğu Doğu Avrupa'da 
yükselen etno-milliyetçilik dalgasıyla girdiği tarihsel uzlaş­
madan ileri gelmektedir. Federal ilke, millî hissiyat ve kül­
türleri kurumsallaştırmakla birlikte, aynı zamanda bu hissiyat 
ve kültürlerin, mensuplarına, komşularınca veya merkezce 
tehdit ediliyormuş gibi geldiği hemen her yerde etkin mil­
liyetçiliğin canlanmasının da temellerini atmıştı. Halkın sahici 
sesinin Parti örgütünden çok uzun bir süre dışlanmış olduğu 
veriliyken, gerçek bir katılım yönündeki emellerle ifade 
edilmemiş, kıstırılmış küskünlüklerin hasadının millet veya 
etnik topluluk tarafından toplanması son derece muhtemeldi. 
9 Bu soruların tahlili Goldhagen'de (1968) ve G.E. Smith'de (1985) bulunmaktadır. 
229 


Bunun sonucu olarak daha açık bir siyasî katılımı teşvik etme 
girişimi beraberinde, insanların kendilerini demokratik olduğu 
kadar da millî de olan bir içerikle ifade etmelerini getirdi. Bu 
bir kere daha, diğer komünist devletlerde olduğu gibi etnik 
bağ ile milliyetçi emellerin Marksist ideoloji ve partilerden 
daha dayanıklı ve esnek olduğunu ortaya koydu.
1 0
Sovyet 
deneyimi şunu göstermektedir ki, devrimci bile olsalar "icat 
edilmiş gelenekler" şayet halkın derinde yatan köklerinden 
filiz bulacaksa, millî kültür ile siyasî kimliği işe koşmak veya 
oluşturmak (ekseriyetle de her ikisini birden yapmak) zo­
rundadır. 
Bu açıdan Amerikan deneyimi ile bir karşılaştırma yapmak 
öğretici olacaktır. Bu kıtada da millî emeller varolmuştur, ama 
bunlar çok etnili bir çevrede iş görmek durumundaydılar. 
Ancak Birleşik Devletler'de, pek de hayatî olmamakla birlikte, 
ekseriyetle "yeni-etniklik" denen şey sembolik ve örgütsel 
bir anlamda kaldı (ya da bu anlamı ifade eder oldu). Sovyet 
muadillerinden farklı olarak Amerikan etnik topluluk ve 
kategorileri herhangi bir teritoryal boyuttan büyük oranda 
kopmuş ve onun yerine Amerikan siyasî sisteminde yeralan 
en güçlü baskı gruplarından bazılarına ve kitle seferberliğinin 
en etkili araçlarına dönüşmüştü. Etnikemeller pek az bir is­
tisnayla, olsa olsa kentlerde ve beldelerde etnilerin seslerinin 
denetlenmesi ihtiyacı anlamında "komünal"dır. Siyahlar, 
Chicanolar* ve Yerli Amerikalılar bir yana, "millî" amaç ve 
semboller münhasıran tüm-Amerikan siyasî topluluğu ve 
kültürü için tahsis edilmiştir.
11 
10 Rus yeni-milliyetçiliği hakkında Dunlop'a (1985) ve daha genel bir bilgi için 
Ramet'deki (1989) sözkonusu yazıya bakın. 
(*) Chicano: ABD'de Meksika kökenli kişilere verilen ad. -ç.n. 
11 Beyazlar arasındaki "yeni etniklik" için Kilson'a (1975) ve bunun daha geniş 
sembolik doğası hakkında bilgi için Gans'a (1979) bakın. 
230 


Bu topluluk ile bu kültür nedir ve Sovyet insanı ile top­
lumunun soyunduğu milleti ve milliyetçiliği aşma işinin 
altından kalkabilmiş midir? Tüm-Amerikan kimlik ve kül­
türünün içeriği, ilk göçmenlerin Anglo-Amerikan Protestan 
geleneklerinde yatan etnik köklerini açık bir biçimde ortaya 
koymaktadır. 18. yüzyıl sonlarında sömürgelerde egemen olan 
mit ve kültürü; bakışlarını geriye, "şerir Britanyalı üveyana"ya 
karşı Amerikanlaşmış ilk atalara çevirmiş ve bu Yeni Kudüs'te 
yeni "seçilmiş halk" için benzersiz bir kaderi ilan eden "yerli 
bir cedcilik" olarak tanımlayabiliriz.
1 2 
Bu Anglo-Amerikan Püriten seçilmişlik miti, Devrimi 
Romalılaştıran laik mitler, Anayasa ve Kurucu Babalar'nı* 
kahramanlık çağıyla tahkim edildi. Avrupalı göçmenlerin 
kıtaya akışı ancak, yeni milletin kültürel kimliğinin içeriği 
evreler halinde oluştuktan sonra başladı ve bu insanlar 
kendilerini bütünleştirme gereğim hissedecekleri Anglo-
Amerikan dil ve kültürünün üstünlüğü üzerine kurulmuş 
olan bu temel ama esnek kültür kalıbına dahil oldular. Ama 
bu "etniklik ikamesi" milletin aşılmasını gerektirmedi. Tam 
tersine: Birleşik Devletler, siyasî topluluğun teritoryal millî 
tipinin ve teritoryal milliyetçiliğin gücünün başlıca timsali 
haline geldi. Bu bakımlardan, şimdiye dek, "teritoryal bir 
millet" kurma çabası tam da aşmayı arzuladığı Büyük Rus 
milliyetçiliğini arka kapıdan içeri alacağı in extremis (uç 
noktalara) savrulmak durumunda kalmış Sovyetler Birliği'nden 
daha başarılı olmuştur. Bundan da önce İç Savaş ve "tek ülkede 
12 Burrows'a (1982) bakın. 
(*) Amerika'nın "kurucuları"... 1607-1733 yılları arasında Amerika kıtasında, sonraları 
krallık sömürgesine dönüşecek olan ama başlangıçta şirketleri temsilen valilerce 
yönetilen 13 İngiliz sömürgesinden biri de Plymouth şirketinin kurduğu Mas­
sachusetts idi. Bölgeyi sömürgeleştirdi ilk kişiler de, Anglikan Kilisesi'nin baskısı 
sonucu "Mayflover" gemisiyle İngiltere'den ayrılmak zorunda kalan bir gurup 
dinî sapkındı (Pilgrim Fathers - Kurucu Babalar), -ç.n. 
231 


13 Amerika'da Püriten Takdir mitinin sahip olduğu merkezî rol hakkında Tuveson'a 
(1968) ve O'Brien'a (1988) bakın. 
232 
sosyalizmi inşa etme" döneminde, milliyetçi dil ve sembolizm 
Lenin ve Stalin tarafından yeni bir sosyalist ve millet-üstü 
toplum yaratmak için zorunlu fedakârlıklarda bulunmak üzere 
"kitleleri" seferber etmek amacıyla kullanıldı. Böylelikle Sovyet 
deneyiminin millî kimlik ve milliyetçi güçlerle tarihsel uz-
laşımla malul olduğu noktada Birleşik Devletler, biraz da 
mütereddit bir şekilde, Anglo-Amerikan bir kültür, İlâhî Takdir 
miti ve teritoryal siyasî topluluk temelinde tam bir akültü-
rasyona girişmişti.
1 3 
Ne Sovyetler Birliği'nin ne de Birleşik Devletler'in, farklı 
nedenlerle bile olsa, milleti aşmış veya milliyetçiliği ikame 
etmiş olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak kozmopo-
litenler yakın zamanlarda umutlarını başka bir yöne, daha 
"bölgesel" bir noktaya, -İskandinav işbirliği deneyiminden, 
Afrika ülkeleri arasındaki, Arap ülkeleri arasındaki ve Latin 
Amerika'daki bölgesel bloklara dek- devletler arasındaki grup­
laşmalara kaydırdılar. 
Bu bölgesel işbirliği deneyimleri arasında belki de en vaadkâr 
olanı, başarılı ama daha sınırlı kalan bir işbirliği deneyimi 
olan 1950 tarihli Avrupa Kömür ve Çelik Birliği'nden sonra 
ilk olarak 1956 yılında 6 Batı Avrupalı devletin imzaladığı 
Roma Antlaşması'na dayanan bir Avrupa Topluluğu oluşturma 
yönündeki hareketti. Sıkça işaret edildiği gibi bu kökenler, 
çıkar çatışmaları üzerine dönem dönem patlak veren buna­
lımların kesintiye uğrattığı Avrupa birliğinin yavaş yavaş 
gelişen kurumsal tarzını ve Avrupa'da devletlerarası işbirliğinin 
işlevsel temellerini ortaya koymaktadır. 
Topluluğun temelini ekonomik içeriğin oluşturduğu sık 
sık vurgulanmış ve "gümrük birliği" ile "siyasî topluluk" 
arasına keskin bir çizgi çekilmiştir. Ancak millî birliğe yolaçan 


önceki Zollverein'in* hatırası böylesi sınırlar konusunda şüphe 
yaratmaktadır; bu sınırlar gösterdiklerinden daha fazlasını 
gizliyor olabilirler m i ?
1 4 
Pek çokları için Avrupa birliğine yönelik ana saik işin ba­
şında, siyasî hattâ askerîydi; devlet politikasının bir aracı olarak 
savaşın reddi, ve yakın dönem Avrupa tarihinin, Nazizmin 
soykırımında doruk noktasına varan gem vurulmamış mil­
liyetçiliğin kör güçlerinin dizginlerinden boşalttığı içs avaşlara 
yol açılan abes bir kıyım şeklinde reddedilmesi. Bu okumada 
Avrupa Topluluğu millî tutkular ve bencil çıkarlar üzerinde 
siyasî aklın zaferini temsil edecekti; işin ekonomik boyutu 
içerik ya da amaçtan ziyade araç olarak görülmekteydi. De 
Gaulle'ün (Brötanya hariç) Urallar'dan Atlantik'e Europe des 
Patries (Anayurtların Avrupası) düşüncesinde ayak diremesi 
ve 1948'de Lahey'de kurulmuş olan Avrupa hareketinin, 
Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa Komisyonu'nda ve popüler 
hissiyatta teşvik görmeye başlaması tam da bu okumadan 
ötürüydü.
1 5 
Doğu Avrupa'nın Sovyet perestroifea'sının etkisiyle kapı­
larının açılmasından sonra da belki de tam bu yüzden bu iki 
siyasî akım, "Avrupa" hakkındaki tartışmanın canevini işgal 
etmeyi sürdürmektedir. Avrupa Topluluğu düşüncesini benzer 
dost millî-devletlerin gümrük birliği olarak savunanlar açı­
sından millî kimlik, modern siyasî ve kültürel topluluğun 
(*) Prusya'nın baskısıyla 1 Ocak 1834'te yürürlüğe giren Alman Devletleri Gümrük 
Birliği, -ç.n. 
14 19. yüzyılda Alman örneği için Kahana (1968) bakın. Avrupa Topluluğu'na ilişkin 
nispeten daha eski bir "işlevsel" analiz için Haas'a (1964) bakın. 
15 İngiltere'de yeniden duyulmaya başlanan bu Avrupa tartışması için Camps'a (1965) 
bakın. 1960'larda Avrupa'nın her yanında millî hissiyat ve politikaların gücünü 
devam ettirmekte olduğunun en iyi kanıtı, Benthen van den Berghe'nin (1966) 
gösterdiği gibi pekâla De Gaulle olabilir. Bugünkü yeni kuşak öncekilerden daha 
"Avrupalı"dır. Peki ama, daha mı az milliyetçidir? 
233 


doğal biçimi; millî-devlet, en yaradı ve tutunundu siyasî birlik 
tipi; ve ılımlı, "sağlıklı" bir milliyetçilik de, dayanışmanın ve 
kollektif refahın yegâne aracı olmayı sürdürür. Avrupa pat-
rie'lerinin ekonomik işbirliği herbirine bu amaçları gerçek­
leştirme imkanını sunacaktır, aksi halde hiçbir anlamı yoktur. 
Avrupa devletleri arasında siyasî bir birlikten yana bastıranlar 
için ise millî kollektif kimlik tipi, yaşayabilir ve arzulanabilir 
olmaktan çıkmıştır. Millî devlet hızla devre dışı kalmaktadır 
Ve insanlığı nihai bir felaketin eşiğine getirmiş olan milli­
yetçiliğin insanın bilincinden sökülüp atılması ya da hiç ol­
mazsa ebediyen zararsız bir hale sokulması gerekir. Doğu'daki 
istikrarsızlık Avrupa'nın siyasî birliğini olsa olsa daha zorunlu 
ve acil bir hale getirmiştir. 
Ancak Avrupa projesinden gerçekleştirmesi beklenen 
topluluk biçimi ve kültür tarzı nedir? Topluluğun sorunlarıyla 
içiçe geçmiş olmakla birlikte Avrupa kültürü sorusuna ileride 
geri döneceğim. Avrupa siyasî topluluğunu nasıl tasavvur 
etmeliyiz? Bir "süper-devlet" olarak mı? Ya da tamamen farklı 

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin