Milliyetçilik sosyolojisi



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə56/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s

sui generis (nev'i şahsına münhasır) bir şey olarak mı? Şimdi 
sırasıyla bunları ele alalım. 
1. Her Avrupa devleti kendi askerî güçleri ve cephanelikleri 
üzerindeki denetiminden ve kendi toprağında şiddet tekeli 
uygulamaya hakkı olduğu iddiasından feragat edinceye ve 
nefsinden feragat popüler olarak kabul görünceye kadar bir 
Avrupa "süper-devlet"ine pek bel bağlanamaz. Öte yandan 
şimdiye dek kıtanın iki yakasındaki meşru güç kullanımını 
sınırlayan NATO ile Varşova Paktı oldu, Avrupa Topluluğu 
değil. Bu ikincisine ait kurumlar her tür askerî organı ve 
yargılama yetkisini bilhassa dışarda bırakmaktadır. Üstelik, 
varoluşsal bakımdan her Avrupa devletinin hükümranlığı nihai 
olarak ancak, dış tedbirlere karşı çıkmak için ya da hattâ 
(Avrupa Topluluğu'ndan) siyasî geri çekilme gibi bir tehdidi 
dayandıracağı askerî araçlara sahip olduğu sürece varoluşsal 
2 3 4 


bakımdan hükümranlığı nihai olarak sağlam kazığa bağlı 
demektir. Bu koşullarda bir Avrupa "süper-devlet"i siyaseten 
olanaksızdır. 
2. Aynı şekilde her Avrupalı devletin nüfusunun çoğunluğu 
gerçek anlamda bir Avrupalı bilinci ile kaynaşmış hale 
gelinceye kadar da Avrupalı bir "süper-devlet" beklentisi pek 
ümitvar değildir. (Bu, süregelmekte olan millî duygularla ve 
bilinçle de bağdaşabilir ama mevcut millî bağlara başka, daha 
geniş bir bağlılık ve aidiyet halkasının eklenmesi gerekir.) 
Ama zaten ikilem de burada yatmaktadır. Sakın bu yoldan 
Avrupa'da yeni bir "süper-devlet"in ortaya çıkışma şahit ol­
mayalım? Ve tabiî, kimilerinin beklentisi kimilerinin de 
korkusu olan, yeni ve daha güçlü bir milliyetçiliğin de..
1 6 
Şimdiye dek milliyetçiliğin ve tek tek Avrupa milletlerinin 
millî kimliklerinin zevaline dair ya da üyelerinin daha etkili 
bir Avrupa parlamentosu özlemlerine rağmen gerçek anlamda 
Avrupalı bir siyasî milliyetçiliğin doğuşuna dair en ufak bir 
emare yoktur. Ama kültürel düzeyde daha geniş bir pan-Avrupa 
hissiyatının işaretleri alınmaktadır; daha sonra bu konuya 
geleceğim. 
3. Eğer ne bir "süper-devlet" ne de bir "süper-millet" Avrupa 
projesinden murat edilen kalıp değilse, sui generis bir yeni 
siyasî birlik biçimi midir sözkonusu olan? Belki de güçlerin 
"kondominyom"undan (ortak yönetiminden), belirli güçlerin, 
yargı yetkileri örtüşecek şekilde, dikkatle belirlenmiş alanlar 
16 Özellikle Galtung'un Norveçliler'c, genişletilmiş Topluluk'a katılmamaları ko­
nusundaki çağrısı (1973). Ama Avrupa'nın bir "süper devlet" haline gelmesinden 
yana veya karşı olan savlar, onu bir "süper millet" olarak tarif edenlerin savlarıyla 
karıştırılmamalıdır. Bu, hükümranlık kaybıyla kimlik kaybını birbirine karıştırmak 
demektir. [Siyasî] hükümranlıktan yoksunken de etnik bekanın mümkün ol­
duğunu gösteren tarih, bunlar arasında zorunlu bir ilişki bulunmadığının kanındır; 
A.D. Smith'e (1988b).bakın. Tamamen siyasî bir Avrupa milliyetçiliği, şimdiye 
dek derin popüler dayanaktan yoksun, sadece her Avrupalı ülkenin siyasî, 
ekonomik ve kültürel seçkin kesimleri ile sınırlı kalmıştır. 
235 


dahilinde kalan herkes için bağlayıcı kararlar alma yetkisi 
tanınmış bir dizi merkezî kuruma bırakılması yolunda gönüllü 
bir anlaşmadan sözedebiliriz. Bu sorulara belli bir güvenle 
yanıtlar vermek güçtür. Bu tarz bir kondominyum, yeni 
doğmakta olan bir Avrupa'nın siyasî kalıbını tarif ediyorsa, 
Avrupa'daki tekil millî kimliklerle birarada yaşıyabiliyor 
olacaktır. Hattâ bunların güçlenmelerine de yardım edebilir, 
zira bir kondominyumun çözmesi gereken ama muhtemelen 
hiç bir zaman ortadan kaldıramayacağı çatışmalar, büyük bir 
olasılıkla mevcut millî emelleri ve bilinci vurgulayacaktır -tıpkı 
kültürel çapraz döllemenin, millî kültür ile millî kimliği dinç 
bir yenilenmeye itmesinde olduğu gibi. Öte yandan kondo-
minyumdaki önderlik türüne bağlı olarak, çok merkezli 
bölgesel kuruluşlar ve güç blokları dünyasına yeni Avrupa'ya 
sadakat duygusu ve özlemi halkasının eklendiğini görebiliriz. 
Ama bu da belli bir "Avrupa" mirası duygusunun doğmasına 
ve kabul görmüş bir "Avrupa mitolojisi"nin ortaya çıkışına 
bağlı olacaktır. Başka bir sorun daha var. Avrupa deneyimi 
başka bölgeler ve birleşmeler için bir örnek oluşturabilir mi? 
Yeni "Avrupa"ya ilişkin özel kurumsal ayarlamaların, talihsiz 
"Westminster modeli" tarzında başka kıtalara aşılanmasının 
mümkün olamayacağı kesindir. Ancak Avrupa Topluluğu 
pekâla, başka yerlerdeki koşullar olgunlaşırsa veya olgun­
laştığında türsel bir örnek olarak işlev görebilir; ve ileride ileri 
süreceğim gibi bu olgunluk da, paradoksal olarak, belli kültürel 
koşulların, özellikle de belli milliyetçilik türlerinin ilerlemesine 
bağlı olabilir. 

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin