Elbette, yalnız Türkiye'de değil, Sovyetler Birliği'nde de bunlar çok iyi biliniyor. Dahası bunlara ek olarak, Lenin'in, önemli bir bölümü bu sorunlara, demokrasi ve diktatörlük sorunlarına ayrılmış tüm bir külliyatı da çok iyi biliniyor. Fakat buna rağmen yukarıda soru olarak ifade edilmiş durumlar yaşanıyor. Gorbaçov da bunları çok iyi biliyor ama tüm bir Sovyet tarihini değerlendirirken, NEP'i önemle hatırladığı halde, bu temel gerçekleri unutuyor!
Lenin, II. Enternasyonal lafebelerinin Marksizmin her satırından haberdar oluşlarına aldırmadan, Devlet ve İhtilal'de, Marks'ın Weydemeyer'e Mart 1852 tarihli mektubunun ünlü bölümünü aktardı. Ve bize, bir marksisti bir liberalden ayırdetmemizi sağlayan ünlü tanımı verdi: