"Sosyalizmin sorunları" tartışmaları devrimci hareketimizin ve Türkiye devriminin sorunlarından bir kaçıştı aslında. Ekim bu eğilimi daha başından tesbit etti, ve devrimci hareket için en acil sorunun kendi geçmişini değerlendirmek, kendi konumunu netleştirmek olduğu bilinciyle çabalarını bu alana yöneltti ve dikkatleri bu alana çekmeye çalıştı.
Bu sanıldığından da geniş bir alandı, hiç de salt "ulusal" ya da Türkiye'nin kendi özgünlükleriyle sınırlı değildi. Hare(253)ketimizin yakın geçmişini değerlendirmeye ve anlamaya çalışmak, her şeyden önce geçmişin dünya görüşü ve teorik kavrayışlarını sorgulamak, temel teorik tezleri ve programatik temeli tartışmak demekti. Bu ise evrensel boyutları olan bir tartışma anlamına gelir. Örneğin, geçmiş harekete damgasını vuran popülizm, Türkiye'nin kendi toplumsal hareketliliği ortamında güç bulsa bile, hiç de yerel değil, bütünüyle çağdaş ve evrensel bir akım ve olguydu. Dahası dünya ölçüsünde ve bir dönem hayli etkili olması, yüzyılımızın ikinci yarısında dünya komünist ve işçi hareketinde yaşanmış gelişmelerden hiç de ayrı düşünülemezdi.