Evet, gerçekten "yeterince açık.” Bu açıklıktan çıkan kısa sonuç ise şudur: Sözcükler üzerine oynamak, mantık oyunları yapmak devrimcilerin işi değildir, olmamalıdır
Evet, gerçekten "yeterince açık.” Bu açıklıktan çıkan kısa sonuç ise şudur: Sözcükler üzerine oynamak, mantık oyunları yapmak devrimcilerin işi değildir, olmamalıdır.
Modern revizyonist akım ideolojik içeriği politik varlığı ve toplumsal-siyasal sonuçlarıyla maddi ve tarihsel bir olgudur. Öylesine açık, öylesine canlı, öylesine gerçek ki, "reel sosyalizm" konusunda daha dün en bağnaz olanların bile bu bağnazlığını kırabilecek şiddetteki tarihsel sonuçlarıyla ve "hüzün verici" manzaralarıyla yaşadığımız günlerin temel konusudur. Bu melanet düşünce ve akımın, sosyalist Sovyet toplumunda ve dünya komünist hareketi bünyesinde, hangi nesnel ve öznel temel ve etkenlerden beslenip geliştiği sorunu konusunda her yönüyle açıklığa kavuşmak ihtiyacı, onu o oluşmuş ve gelişmiş haliyle görmeye, teşhis etmeye, anlamaya ve mahkum etmeye engel midir? İki farklı sorunu kelime ve mantık oyunlarıyla birbirine karıştırmak,her şey bir yana, kendi okurunu çok hafife almak değil midir? Rosa Lüxemburg'un 1914'de, "Alman sosyal- demokrasisi kokmuş bir cesettir" diyebilmesi için, önce dönüp Marks-Engels'in partisinde oportünizmin hangi nesnel toplumsal zeminden güç alarak, hangi öznel zayıflıklardan beslenerek ne zaman oluştuğunu, nasıl geliştiğini, nasıl ve ne zaman partiye egemen olarak onu kokmuş bir cesede çevirdiğini mi tahlil edip anlaması gerekirdi? Bu, önünde boylu boyunca uzanan ve kokusu burun kıran ce(296)sedi görmezlikten gelmesi değil de ne demek olurdu? Boşuna değil, yıllardır boylu boyunca uzanan ve kokusu burun kıran "reel sosyalizm” cesedi gömülünceye kadar, T. Kurtuluş onu görmezlikten geldi, görmemekte ayak diredi. İyi mi etti? Bu soruyu sormasının herhalde artık zamanıdır.