A. Dubçek reformları uygularken, aslında, Kruşçev'in ve Brejnev'in çizgisini iyi anlamıştı ve onları mantıki sonucuna götürüyordu. Fakat, onun ihmal ettiği bir nokta vardı; bu, reformları uygularken S. Birliği'nin uluslararası çıkarlarını dikkate almamasıydı. Her türlü reform serbestti, ama bunun yine de bir sınırı vardı; ölçü kaçırılmamalıydı, efendinin çıkarlarını tehlikeye düşürmemeliydi. Böyle kapsamlı bir reform diğer D. Avrupa ülkelerine de örnek olabilir, onlar da "kendi bağımsız sosyalizm yolu"nu yaşama geçirebilirlerdi; bu ise, SB'nin "sınırlı egemenlik" politikasının son bulması olurdu. İşte, A. Dubçek ve "Prag Baharı" nın yaratıcıları bu noktayı ihmal ettiklerinden, hatalarının kurbanı oldular!