Özellikle son yıllarda Çavuşesku'nun gelişi güzel marksist terminolojiyi kullanmaya daha fazla özen gösterdiği ve bunun icraatıyla bir ilişkisi olmadığı pekala biliniyor. Bu onun için bir inançtan doğmuyor, bir ihtiyaçtan kaynaklanıyordu. Dikkat edilirse görülür ki diğer Doğu Avrupa ülkelerindeki iktidarlar neyi nasıl savunacaklarını bilemez duruma düştükleri ve mum gibi erimeye başladıkları oranda Çavuşesku "sekterleşmeye" yöneldi. Tanık olunan "katılık" sayesinde Çavuşesku düzenini korumayı hesaplıyordu.(235)Çünkü, o, sosyalizm adına geldiği yere gelebilmişti ve orada tutunabilmek için elinde başka ideolojik silah yoktu. Uzun dönem bağımsızlık edebiyatı yaparak muhalefeti ezebildi, itibarını korudu ve ayakta kalabildi. Komşularının yüzlerinin iyice açığa çıkmalarıyla girdikleri dökülme süreci Çavuşesku'yu endişelendirdi ve bu kez, yine aynı maksat için, Marksizmi biraz daha fazla yüzüne astar etmeye zorladı. Bu tür manevralar günlük burjuva politikasının ayak oyunlarıdır, kamuoyuna, kitlelerin nabzına yönelik sahtekar mesajlardır. Sosyalistliğin ölçütü arasıra Marksizme atıfta bulunmak değildir.