Modern Revizyonizmin Çöküşü


Aralık 1987(21) ****************************************************



Yüklə 1,32 Mb.
səhifə8/533
tarix05.01.2022
ölçüsü1,32 Mb.
#71448
növüYazı
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   533
Aralık 1987(21)

****************************************************
TRAJİ-KOMİK BİR ÖYKÜ: "AFGANİSTAN DEVRİMİ"
Geçenlerde bir açıklama yapan Afganistan lideri Necibullah, "Devrimimiz ne sosyalist ne de proleter devrimidir. Düşmanlarımız ne derse desin, iktidardaki Demokratik Halk Partisi de komünist bir parti değildir", dedi.
1979 Aralığında, Sovyetler Birliği'nin Babrak Karmal kukla iktidarının iş başına getirilmesi ile sonuçlanan Afganistan işgalinin üzerinden 8 yıl geçti.
O zaman Brejnev, neden işgal ettiklerini açıklarken amaçlarını açıkça formüle ederek, "Başka türlü davranmak, Afganistan'ı emperyalizme av olarak bırakmak olurdu", diyordu. Ortada, avlanması gereken bir av vardı ve elini çabuk tutan Sovyetler yönetimi onu avlamıştı.
Yıllardır, Sovyetler Birliği yöneticileri ve onun diğer ülkelerdeki uzantıları, bu işgali, "proletarya enternasyonalizminin yaşam bulması", "Afganistan halkına Sovyetler Birliği'nin 1 Mayıs hediyesi", "Soyalizmin Afganistan'da yeni bir(22)aşamaya ulaşması" vb., diyerek savundular, her yıldönümünde alkışladılar. Aynı şeyler, Türkiye'deki Sovyetler Birliği yandaşı parti ve kişiler için de geçerliydi.
Sovyetler Birliği'nin sosyalist bir ülke olmadığını, halklara karşı emperyalist hegemonyacı bir politika izlediğini söyleyen marksist-leninistler ve devrimciler için ise durum açıktı.
'70'li yılların sonunda, ABD emperyalizmi, dünya çapında proletarya ve halkların savaşımı sonucu, büyük darbeler yiyerek güç kaybetmeye başlamıştı. Nikaragua devrimi, İran'da Şah iktidarının devrilmesi, Filistin halkının yükselen başkaldırısı, bunun en canlı örnekleri idi. Eşitsiz ve dengesiz gelişim, '70'lerin başından itibaren Sovyetler Birliği'nin siyasi olarak öne fırlamasına neden olmuştu. İşte bu koşullarda, Basra Körfezi'ndeki petrol alanlarına ve sıcak denizlere daha yakın olabilmek için de, tamamiyle emperyalist-hegemonyacı amaçlar uğruna Sovyet ordusu

Afganistan'ı işgal etti.


Tarihsel olayların kanıtladığı gibi, emperyalistler ilhaklara ve halkların zenginliklerini talana başvururken, politikalarının ilhakçı ve talancı karakterini gizlemeye çalışırlar. Batılı emperyalistler, "barış", "demokrasi", "komünizm tehlikesinden korunmak" vb. iddialarla ilhaklarını gerçekleştirirler, darbelere başvururlar. Sovyetler Birliği ise, "sosyalist" olduğundan, ilhakları "proleter enternasyonalizmi", "devrim", "avı emperyalistlere bırakmama", "sınır güvenliği" vb. adına gerçekleştirmektedir. Örtüler kaldırıldığında hepsinin de amacının ortak ve aynı olduğu ortaya çıkar: Emperyalist amaçlar uğruna nüfuz alanları, ilhak ve talan!
Bugün olan nedir? Nasıl oldu da, "kardeş Afgan partisi ADHP" komünist partisi olmaktan çıkarak "ulusal bir güç" haline geldi, "sosyalist Afganistan" sosyalist olmaktan çıktı, Afganistan'dan Sovyet birliklerinin çekilmesi, geleneksel Afgan gericilerine koalisyon çağrısı, "Afgan halkının, dünya barışının yararına" bir politika oldu?
Aslında, Necibullah, düşmanlarımız devrimimize "sosya(23)list", partimize "komünist" diyor derken, dolaylı olarak yoldaşlarını da düşman yerine koyuyor. Çünkü düne kadar, bunlara göre ADHP "kardeş parti", Afganistan ise, "sosyalizmin özgün bir örneği” idi.
Bugün Sovyetler Birliği ve onun kuklası Necibullah, Sovyet birliklerinin Afganistan'dan çekilmesinin kılıfını hazırlamaktadır. Sovyetler Birliği ekonomisinin derin bir krize girmesi, ülke içinde hoşnutsuzlukların artması, dünya çapında prestij kaybetmesi, SBKP yöneticilerini yeni bir arayışa soktu. Eşitsiz gelişim, '80'li yılların başından itibaren gelişen olaylar, SSCB'nin gerilemesine, ABD'nin dünya politikasında öne geçmesine neden oldu. SSCB yöneticileri, yeni bir atılım için, uluslararası düzeyde rakiplerine taviz vererek, iç güçlüklerden kurtulmaya yöneldiler. "Açıklık" politikası, pazar ekonomisini yaşama geçirerek uluslararası kapitalist sistemle bütünleşme, silahlanma çığlıkları, Afganistan'dan geriye çekilmenin barışa katkı olarak sunulması, Afganistan'da geleneksel gerici güçlere koalisyon çağrısı, eski Afgan kralının ülkeye daveti vb. hepsi yeni politikanın ideolojik motifleri ya da unsurlarıdır.
Sovyet yöneticileri, Afganistan işgaline girişirken, işleri kısa sürede "düzelterek" geriye çekilmeyi düşünüyorlardı. Fakat beklenen gerçekleşmedi. Başta ABD olmak üzere, Batılı emperyalistler tarafından desteklenen Afgan muhalefet güçleri, işgalci güçlerle açık bir savaşa girdiler. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen, Necibullah'ın açıklamasına göre, hala yerleşim bölgelerinin 2/3'ü mücahitlerin elinde bulunmaktadır. Geçen süre göstermiştir ki, Afganistan işgali, Sovyetler Birliği için astarı yüzünden pahalıya malolmuştur. Şimdiye kadar, işgal güçleri epeyce kayıp verdiler, milyarlarca ruble harcama yapmak zorunda kaldılar. Bu durum zaten bir dizi ekonomik ve politik iç zorluklarla boğuşan Sovyet bürokrasisinin işlerini daha da zorlaştırmaktadır. Sovyetler Birliği tam bir çıkmazın içindedir; onlar için kalmak ayrı bir sorun, çekilmek ayrı bir sorundur.
Şüphesiz, Sovyet revizyonistlerinden ve takipçilerinden(24)sorunu böyle koymaları beklenemez. Sovyet revizyonistleri ilhaka başvururken "enternasyonalist", geri çekilmek zorunda kaldıklarında ise, "barışçı" oluyorlar. Burjuva ikiyüzlülüğü de zaten burada kendini eleveriyor. Uyduculuğu bayrak edinenlere ise, bu gerekçelere ayak uydurmak görevi düşüyor. Gelinen noktada, Sovyet revizyonistleri, "sosyalist" imajının yıpranması ve yandaşlarının çaresizliğinin ortaya çıkması pahasına Afganistan'dan geri çekilmenin senaryosunu uygulamak zorundadır.
Afganistan işgaliyle birlikte gündeme gelen ve "sosyalizm" adına dönen dolaplar ise, işin tuzu-biberi olmaktadır. Tarakki'nin öldürülmesi, Amin'in önce yoldaş olması, 14 kez Sovyetler Birliği'nden müdahale için çağrı yaptığının söylenmesi, sonra CIA ajanı ilan edilmesi, Babrak Karmal'ın önce emperyalizm yanlısı biri olarak ilan edilmesi, sonra da gerçek sosyalist lider olarak sunularak işgalle birlikte iktidara getirilmesi, daha sonra da, işe yaramaz hale gelince, bir darbe ile devrilerek Necibullah'ın işbaşına gelmesi vb. ise tam bir rezalet örnekleridir.
Afganistan olayı, sosyalizm adına emperyalist hegemonyacılığın, uydu politikacılığının traji-komik öyküsünün örneğidir.


Yüklə 1,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   533




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin