1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


- Şüpheli Mustafa Ali BALBAY



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə102/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   230

5- Şüpheli Mustafa Ali BALBAY

a-Savunmaları,

Emniyet beyanı
Susma hakkını kullanmıştır.
Savcılık beyanı

Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olarak çalıştığı, birlikte gözaltına alındığı şüphelilerden Şener ERUYGUR ve Hurşit TOLON’ u kamuoyunun tanıdığı kadar tanıdığını, şüpheli Sinan AYGÜN’ ün ATO başkanı olduğu, en az 10-15 kişiyle tertiplenen yemekli davetlere katıldığını, bunların sayısının üçü geçmediği, toplantılara gazeteci kimliğiyle katıldığını, bunların güncel siyasete ilişkin sıradan yemekler olduğu, daha önce haklarında işlem yapılan şüphelilerden İlhan SELÇUK’un bilindiği gibi kendisinin Ankara temsilcisi olduğu Cumhuriyet Gazetesinin başyazarı olduğunu, ayrıca Cumhuriyet Vakfının da başkanı olduğu, ilişkilerinin bu çerçevede olduğu, şüpheli Doğu PERİNÇEK’ in İşçi Partisinin Genel Başkanı olması nedeniyle kendisini parti toplantılarına ve basın açıklamalarına çağırdığını, bunların hiçbirisine rağbet etmediğini, gerekli gördüğüne muhabir gönderdiğini, şüpheli Vedat YENERER’ in 1991 yılına kadar Cumhuriyet Gazetesinde muhabir olarak çalıştığını, yaptığı bir haberi başka bir televizyona habersiz verdiğinden dolayı gazeteden kovulduğunu, şüpheli Vedat YENERER’ in sahibi olduğu internetajansı.com sitesi adına kendisine yılın Kuvvacısı ödülünün layık görüldüğünün iletildiğini ifade etmiştir.

Şüpheli Emin GÜRSES’ in geçmiş dönemde birkaç sefer Cumhuriyet Gazetesinde yazı yazdığını, yaklaşık 3 yıl süresince hafta içi yazılar yazdığını ve buradan tanıştıklarını, şüpheli Ümit SAYIN’ ın bir kitabını kendisine getirince tanıştıklarını, kitapla birlikte Avrupa’da ki PKK etkinliği konulu bir raporu da getirdiğini, raporun kaleme alınış şekli ve sunumunun kendisine normal gelmediğini, şüpheli Ümit SAYIN ile bir daha görüşmediğini, şüpheli Orhan TUNÇ’ u tanımadığını, internet yazısında kendisinin adını geçirmiş olmasının tanıdığını göstermediğini, şüpheli Güler KÖMÜRCÜ’ nün meslektaşı olduğunu, herkese açık bir toplantıda kendisiyle birlikte olduğunu, ismi geçen şüpheliler Veli Küçük, Muzaffer TEKİN ve diğerlerini tanımadığını,

28.12.2004 günü saat 18.00 sıralarında sahipliğini şüpheli Vedat YENERER’ in yapmış olduğu internetajans.com organizasyonunda Eminönü İlçesi Sirkeci Tren Garı Salonunda “YILIN KUVVACISI” ödül töreninin 60–70 kişinin katılımıyla yapıldığı, bu toplantıya şüpheli Emin GÜRSES, şüpheli Kemal ALEMDAROĞLU ve şüpheli Sevgi ERENEROL’ un katıldığı, şüpheli Em. General Tuncer KILIÇ, gazeteci yazar Altemur KILIÇ, Saygı ÖZTÜRK, Hulki CEVİZOĞLU, şüpheli İlhan SELÇUK ve kendisinin ödüle layık görülmesine rağmen toplantıya katılamadığı, töreni düzenleyen ve ödüle layık görülen şahıslar ile olan ilişkileri sorulduğunda, şüphelilerden Emin GÜRSES ve İlhan SELÇUK ile bağlantısını yukarıda anlattığını, Kemal ALEMDAROĞLU’ nu kamuoyundan tanıdığını, şüpheli İlhan SELÇUK’ a giderek ART ve Kanal B televizyonlarının bazı durumlarda ortak hareket etmesi gerektiğinden bu konuda kendisinin yardımcı olmasını istediğinden bahsetmiş olduğunu, şüpheli İlhan SELÇUK’ un da bu konuyu kendisine iletip yardımcı olmasını söylediğini, ART televizyonu sahibi şüpheli Mustafa ÖZBEK ile tanıştığını, üç kişi birlikte bir yemekte bu konuyu konuştuklarını, şüpheli Mustafa ÖZBEK’ in sıcak bakmadığını, kendisinin de üstelemediğini, Kanal B televizyonu sahibi Mehmet HABERAL ile bir samimiyetinin olmadığı için onunla buluşmadığını, Kemal ALEMDAROĞLU ile olan görüşmesine yalnız olarak gittiğini, Hulki CEVİZOĞLU’ nun meslektaşı olduğunu o şekilde tanıdığını, yukarıda bahsettiği PATALYA otelindeki toplantıda da olduğunu, hatta Hulki CEVİZOĞLU söz aldığında bu toplantının Mehmet HABERAL başkanlığında bir parti havası koktuğu içeriğinde eleştirel bir konuşma yaptığını, Sevgi ERENEROL’ u hiçbir şekilde tanımadığını, diğer şüphelileri de kamuoyunun tanıdığı kadar tanıdığını beyan etmiştir.

Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’ a ait Fenerbahçe orduevindeki ikametinden elde edilen HP laptop içerisinde yapılan inceleme sonucu m.şener eruygur/doc/sayın balbay’la röportaj–21–06–2006 isimli belgede; şüpheli M.Şener ERUYGUR ile yaptığı röportaj metni sorulduğunda; O tarihlerde Şener ERUYGUR’ un ADD Genel Başkanı olmak istediğini, bu konuda Şener ERUYGUR’ un kendisiyle bir röportaj yapılmasını talep ettiğini, kendisinin de bunun mümkün olmadığını söylediğini, Şener ERUYGUR’ un açıklamalarını göndermesi halinde gazetede haber olarak yayınlayabileceğini söylediğini, bu şekilde kendisine bir metin gönderdiğini anımsadığını, bunun da diğer aday Ertuğrul KAZANCI ile birlikte gazetede haber yapıldığını, kendisiyle yüz yüze bir röportaj yapmadığını, zaten genel başkan olduktan sonra gazeteci arkadaşı Fikret B. ile ADD Genel Merkezinde kendisini ziyaret ettiğini,

ADD Genel Merkezi başkan odasında yapılan aramalarda elde edilen 13 no’ lu cd içerisinde “BALBAY2” isimli bir video dosyası ile bu videonun çözümünün yapıldığı “23 12 2003 balbay” isimli bir yazı dosyası bulunduğu, bu videonun yapılan incelemesinde Şüphelinin, Levent Ersöz ve Hasan Atilla UĞUR’ un kamera çekimi görüntülerinin olduğu anlaşılması üzerine bu görüşmenin Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından organize edilen “basınla irtibat ve bilgilendirme çalışması” (devre raporları slâytları) kapsamında yapılan bir görüşme olup olmadığı sorulduğunda; görüşmenin mahiyetini, yukarıda anlattığını Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli bir oluşumdan haberinin olmadığını, bu görüşmede konuşulmadığını, gazetecilik faaliyeti çerçevesinde de böyle bir oluşum olduğuna dair bir bilgi edinmediğini ifade ettiği görülmüştür.

Cumhuriyet Gazetesinin tirajının artırılması için askeri birliklerde daha ucuza satılması işini koordine etmeyi şüpheliler Hasan Atilla UĞUR ve Levent Ersöz ile görüşüp görüşmediği ve ne amaçla böyle bir görüşme gerçekleştirildiği sorulduğunda; 28 Şubat döneminde ve sonrasında laiklik konusunda en hassas ve tavizsiz davranan gazetenin Cumhuriyet Gazetesi olduğunu, bu tutumunun görüştüğü bu asker kişilerin hoşuna gitmekle birlikte tirajının artmadığından yakındıklarını, kendisinin de yarı şaka mahiyetinde “kışlaya soktunuz da satmadık mı” dediği görülmüştür.

23.12.2003 tarihinde Hasan Atilla UĞUR İle Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında yaptığını ve gizli kamerayla çekimi yapılan görüşme sorulduğunda; burada başkan olarak konuşanın dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı şüpheli Levent Ersöz olduğunu, bahsettiği gibi Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli bir oluşum hakkında bilgisi olmadığını, kendisi hakkında gıyabında bu tür bir düşünce geliştirmiş iseler kendisini bağlamadığını, zamanın Cumhurbaşkanı A.N.S.’nin Cumhuriyet gazetesine özel ilgi gösterdiğinin herkesçe bilindiğini, A.N.S.’nin gazetenin genel yayın çizgisini beğendiğini, bu nedenle kendisiyle sık görüşen az sayıdaki gazetecilerden birisi olduğunu, kendisinin de görüşmelerindeki izlenimlerini buradaki gibi bir sohbette şüpheli Levent Ersöz’ e aktarmış olabileceğini ifade etmiştir.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosundaki 1 Adet Flas_Canon_128 Mb Flash Bellekteki “Lula makale” isimli word dosyasında “Turan Çömez Türkiye-Breziya Parlementolar Arası Dostluk Grubu Başkanı” başlıklı belge sorulduğunda; şüpheli Turhan Çömez henüz milletvekili iken gazetenin Ankara bürosuna gelip kendisiyle görüştüğünü, o sıralar partiden ayrılması ve ihracı gündemde olmadığını ancak parti politikalarını eleştirdiğini, kendisinin edindiği kanaatin bakanlık beklentisi gerçekleşmeyince bu şekilde muhalif kaldığı yönünde olduğunu, başbakana bu kadar yakın olup sonra muhalif olmasının samimi gelmediğini, yukarıdaki belgeyi ise kendisine şüpheli Turhan ÇÖMEZ’ in vermediğini, ne şekilde geldiğini bilemediğini, muhtemelen faks ya da e-mail yolu ile gelmiş olabileceğini, özel bir talebi olmadığını ancak daha sık görüşme isteğini belirterek kendilerini daha yeni anlamaya başladığı yönünde sözler söylediğini, kendisine de bu beyanların samimi gelmediğini, hatta televizyon programlarına katılmasına rağmen şüpheli Turhan ÇÖMEZ’ in yaptığı daha sonraki tarihlerdeki programa kendisini davet edince katılmamayı uygun gördüğünü ifade etmiştir.

Şüpheliye ait diskette “GİZLİ” ibareli ve toplam 99 sayfadan oluşan “II- İDDİA” başlıklı belge sorulduğunda; Haydar B. liderliğindeki tarikat konusunda hazırlanan kapsamlı bir çalışma olan bu dokümanı nereden temin ettiğini tam olarak hatırlamadığını ancak bir mahkeme dosyasındaki bilirkişi raporu olduğunu düşündüğünü, nitekim kendisinin bu konuda gazetede bir yazı dizisi hazırladığını, bu raporu da dayanak yaptığını, yazının dayanağının elinde olması için bu raporu bulundurduğunu ifade ettiği görülmüştür.

5 mart 2009 tarıhli Ek beyanında

Bilgisayarında elde edilen gizli belgelerle alakalı eski beyanlarını tekrarladığı belgeleri kimden ealdığını beyan etmediği, Darbe çalışmaları ve gizli örgütsel faaliyetleri ile alakalı olarak tuttuğu notları önce kitap yazmak amacıyla gazetecilik refleksiyle yazdığını daha sonra doğru olmadığı düşüncesiyle sildiğini beyan ettiği, örgütsel olarak irtibatlı olduğu kişilerle olan ilişkilerini gizlemeye çalıştığı görülmüştür.



Sorgu beyanı

Savcılık beyanı okunup sorulduğunda doğru olduğunu, kendisine ait olduğunu, devamla; dosya içerisinde bulunan Genelkurmay antetli, İçişleri antetli ve çeşitli mahkemelerin antetlerini taşıyan belgeler ve Milli İstihbarat Teşkilatı kaynaklı gelen belgelerin kendisinin Ankara Temsilciliğini yaptığı gazeteye ve kendisinin adına gelmiş belgeler olduğunu, sonuçta kendisinde toplandığını, kendisinin buralardan gelen gizli başlıklı bu belgeleri herhangi bir şekilde başka bir amaç için değil, yazdığı kitaplarda ve yaptığı yorumlarda okuyucularını aydınlatmak için kullandığını, kendisinin işyerinde elde edilen gizli belgelerin bugün Ankara Gazetecilerinin en önemli kaynağı olduğu Ankara’da ikamet edip de gazetecilik yapan çoğu kişinin eğer ev ve işyerlerinde arama yapılırsa bu tür belgelere rastlanacağının açık olduğu, bunun Ankara’ da sıradan bir duruma geldiğini, gazetecilerin bu belgeler kendilerine ulaştığı için övündüklerini, mesleki başarı saydıklarını, bu belgeleri niçin sakladığı hususunda yazdığı kitapların eleştirilmesi ve boş olduğunun iddia edilmesi karşısında bu iddiaları çürütmek ve kendi iddialarını belgelendirmek için olduğu, kendisinin komşu ülkeler ile ilgili istihbarat raporlarını kullandığı, kendisi yazmış olduğu İran Raporu, Suriye Raporu ve Irak ile ilgili yazdığı kitapta kullanıldığını, kendisinin Irak ile ilgili kitabının Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde okunması önerilen kitaplar arasında sayıldığını, gözaltında bulunduğu sırada tanık olduğunu, dosya içerisindeki yoğun olarak gözüken gizli başlıklı raporlar kendisinin 11 yıllık süreçte edindiği evraklar olduğu, ancak mahkemenin birden karşısına çıktığını, bunun yanlış yorumlanmamasını talep ettiğini, milli siyaset belgesinin 2006 yılında çalıştığı gazetede manşet olduğunu ancak herhangi bir hukuki işlem yapılmadığını, MGK belgeleri de yukarıda yaptığı anlatımla açıklanabileceğini, irtica-i faaliyetlere karşı yürütülecek Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı kaynaklı belgede kendisinin yine ilgili kurumlardan bir şekilde yayınlarını kullanmak maksadıyla edinildiğini, bu belgeyi gazetesinde dizi olarak yayınlandığını, daha sonra Devlet ve İslam ismiyle kitaplaştığını, dosya içerisinde kimi şahıslarla ilgili bilgileri de içeren dokümanlar gazetesinde davalı olan Haydar BAŞ grubu hakkında mahkemeye arz edilen bilirkişi raporu olduğunu, kendisinin Jandarma Genel Komutanlığında farkında olmadan kayıt altına alınan görüşmesiyle ilgili hazırlanan bilgi notunda 100 Bin YTL.’ ye ihtiyaç duyduğunun belirtilmesinin tamamen yorum olduğu ve yanlış bir yorum olduğu, belki sohbet sırasında kimi dinci gazetelerin ücretsiz dağıtılması maliyeti konuşulurken Cumhuriyet Gazetesinin de ücretsiz dağıtılması konusunda maliyet hesabı ile ilgili bir fikir egzersizi olabileceği, bunun olası bir durum olduğu, kendisinin iradesi dışı çekilen bu kayıtların hukuki delil olarak dahi kabul edilmemesi gerektiği çünkü kendisinin bu görüntülerin mağduru durumuna düşmüş olduğu, kendisinin devlete ve kurumlarına olan saygısının ifadesi olarak makama saygısı dolayısıyla gitmiş olduğu bu teşkilatta rızası dışı yapılan kayıttan dolayı mağdur olduğunu, kendisinin gazeteci olması sebebiyle zaman zaman çağrıldığı Devletin MİT gibi, Kuvvet Komutanlıkları gibi, Meclis Başkanlığı gibi birimlerine gittiğini, şüpheli Mustafa ÖZBEK ile arasında geçen telefon görüşmesinde ismi geçen Tuncay’ ın şüpheli Tuncay ÖZKAN olduğu, şüpheli Tuncay ÖZKAN hakkında kanalı sattı, paraları Paris’ de yemeye gittiği söylentileri çıktığı için şüpheli Tuncay ÖZKAN’ ın yurt dışında olduğu düşünüldüğünü, Vatansever Kuvvetler Birliği ile hiçbir organik, resmi, gayri resmi bağlantısının olmadığını, gazeteci olması sebebiyle gönderilen bir dergi söyleşisi olduğunu, kendisinin faaliyetlerinin kesinlikle bir örgütün amacı doğrultusunda değerlendirilemeyeceğini, meslek büyüklerinden aldığı eğitim ve terbiye ile görevini yapmakta olduğunu, kendisinin kesinlikle kimseyi terör örgütü faaliyetlerine ve şiddete teşvik etmediğini, yazılarının bunun aksi içeriğe sahip olduğunu, demokrasi dışı hiçbir gücü onaylamadığını, darbeye taraftar olmadığını, bunun kanıtının yazıları olduğunu, demokrasi dışı yöntemlere yönelmek kendisinin şuanda sahip olduğu demokratik ortama ihanet anlamına geldiğini ifade etmiştir.

05.03.2009 tarihli ikinci sorgusunda

Kendisinin üzerine atılı suçlamayı bildiğini, daha önce savcılık katında avukatlarının nezaretinde C.Savcılarına uzun uzadıya ayrıntılı ifadeler verdiğini, bu ifadelerini aynen tekrar ettiğini, aslında burada ifadelerine ekleyecek çok fazla bir şeyde olmadığını, savcılıkta kendisine sorulabilecek her şeyi sorduklarını ve sorulanlara bütün samimiyetiyle dos doğru cevaplar verdiğini, orada vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, savcılık aşamasında da en çok bilgisayarında çıkan bir kısım gizli ve sır niteliğindeki belgelerden ve tutmuş olduğu notlardan dolayı sorgulandığını, bunlara açıklık getirmek istediğini, 30 yıllık gazeteci olduğunu, bu 30 yılın yarıdan fazlasını da Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olarak geçirdiğini ve halen Ankara temsilcisi olduğunu, hem kişisel gayreti hem de mensubu bulunduğu gazetenin ağırlığı nedeniyle her taraftan çok yoğun bir bilgi akışına ve haber akışına maruz kaldığını, tüm bu bilgi ve belgelerin hem haber yapmak hem de süreç içerisinde yazacağı kitaplara ya da köşe yazılarına konu etmek için kişisel arşivine koyduğu olduğunu ve gördüğü karşılaştığı durumları kişileri ve bir takım olayları da bilgisayarına not ettiğini, kaldı ki dosyaya giren birçok notun da güncelliğini yitirmiş olması nedeniyle bilgisayarından silmiş olmasına rağmen bir takım kurtarma programlarıyla kurtarılarak güncellenmiş bilgiler olduğunu, bu bilgileri kendisinin zaten sildiğini, Ankara temsilcisi olarak Anakara'daki resmi görevli olan tüm üst düzey insanlarla değişik ortamlarda gazetecilik kimliğimle bir araya geldiğini, bu birlikteliklerin tamamen yasal zeminlerde gerçekleştiğini, kendisine özellikle savcılık aşamasında şüpheli MUSTAFA ÖZBEK ile olan diyaloglarının sorulduğunu, MUSTAFA ÖZBEK' i 2004 yılından beri tanırım, kendisiyle temasım vardır, şüpheli MUSTAFA ÖZBEK' in onursal başkanı olduğu ART Televizyonunda program yaptığını, birde onların finanse ettiği, Strateji Dergisini Cumhuriyet Gazetesinin eki olarak çıkarttıklarını, bunun finansmanına ilişkin hususların tamamen yasal ve faturalı olduğunu, Türk Metal'in ART Televizyonunda program yaptığını, ancak burada yaptığı program karşılığında kendisine yasal ödeme yapamayacakları için Türk Metal Dergisinde yazı yazmasını bunun karşılığında telif ücreti olarak kendisine para vereceklerini bu şekilde ödeme yapabileceklerini söylediklerini, kendisinin de Türk Metal'de yazı yazmaya başladığını, bunun karşılığında da kendi hesabına 1500 TL. para yatırılmakta olduğunu, Şubat ayı itibariyle de bu paranın kesildiğini,

Şüpheliden 75 nolu klasör içerisindeki Başbakanlık Güvenlik İşleri Başkanlığından çıktığı anlaşılan belgelere ilişkin sorulduğunda bu belgelerin kendisinde gazetecilik yönü dolayısıyla bir kısım kişiler tarafından ulaştırıldığını, ancak birçoğunu kullanmadığını, zaten birçoğunu iptal ettiğini,

74 nolu klasördeki Genel Kurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergun SAYGUN' un icra ettiği gezide gündeme konular ile başlayan ve renkli Power Point çıktılarının bulunduğu Sağ Yansı 23 Kasım 2006 tarihli doküman, gizli ibareli Türkiye Cumhuriyetinin İç Güvenliğinin Tesis Edilmesi ve İç Güvenlik Konsepti içerikli doküman, askeri terimler içeren gizli ibareli ve komşu ülkelerden birisine ait askeri değerlendirme tablosu, psikolojik harekât ile ilgili doküman, komşu bir ülkenin kara kuvvetlerine ilişkin silah araç ve gereçlerine ilişkin doküman, başka bir komşu ülkenin davranış ilkeleri isimli doküman ve benzeri dokümanlar sorulduğunda: bunlarında yine gazetecilik bağlamında kendisine gönderilen evraklar olduğunu ve bu evrakların çoğunu kitaplarında kullandığını,

82 nolu klasörde, bir komşu ülkeye ait silah, mühimmat ve mühimmatın envanterine ilişkin doküman, komşu bir ülkenin etnik dini yapısını gösteren doküman, Genel Kurmay Başkanlığının gizli ibareli komşu bir ülkeye ilişkin stratejik istihbarat kitabı ve bu kitabın ekindeki gizli ibareli bölümler, üzerinde gizli kaşeli Türk Silahlı Kuvvetlerince hazırlanmış komşu bir ülkenin silahlı kuvvetlerine ilişkin istihbarat raporu ve bu raporun ekindeki aynı ülkeye ait sivil savunma teşkilatı, askeri okullar ve bu ülkenin istihbarat teşkilatına ilişkin dokümanlar, bakım onarım tesisleri ve bu ülkenin kara kuvvetlerinin konuşlanması ve birliklerinin konumuna ilişkin dokümanlar, çok sayıda gizli ibareli doküman sorulduğunda; bu belgelerinde kendisine gazetecilik mesleğinden dolayı ulaşmış belgeler olduğunu, bunları kitap yazabilirim düşüncesiyle aldığını ancak bunların bir kısmının kitaplarında kullandığını, kalanını iptal ettiğini,

Üzerinde bir numara konulmamış ancak sayfaları numaratör ile numaralandırılmış klasör içindeki gizli ibareli Türk silahlı Kuvvetlerine ait yine komşu ülkelerin silah ve mühimmatlarına ilişkin belgeler, Genel Kurmay Başkanlığının başka bir komşu ülkeye ilişkin uygulama emri, Genel Kurmay Başkanlığının komşu bir ülkeye ilişkin stratejik istihbarat raporu ve askeri kaynaklara ilişkin dokümanlar sorulduğunda; söylediği gibi bunlarda yine gazetecilik bağlamında kendisine ulaştırılmış ancak kullanılmamış belgeler olduğunu,

Numarasız kırmızı klasör içerisinde bilgisayar çıktısı dökümler olduğu anlaşılan ve şüpheli tarafından tutulduğu anlaşılan notlara ilişkin sorulduğunda; bu notlara ilişkin genel açıklama yaptığını, bu notların Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olması sebebiyle gerçekleştirdiği bir kısım temaslardan sonra tuttuğu ve bir çoğununda kendisi tarafından güncelliğini kaybetmesi sebebiyle imha ettiğim notlar olduğunu,

Kırmızı klasör içerisindeki Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Cumhuriyet Çalışma Grubu Devre Raporu bilgisayar çıktıları sorulduğunda; bunlarında kendisine gazetecilik münasebetiyle ulaştırılmış belgeler olduğunu, bunların birçoğunu okumadığını,

Telefon tapeleri sorulduğunda kendisinin gündelik konuşmaları olduğunu,

78 nolu klasör içerisindeki bir kısım irticai yapılanmalara ilişkin raporlar sorulduğunda; bu bilgilerin kendilerine gazetesinin irtica konusundaki hassasiyetini bilindiğinden dolayı gönderilen belgeler olduğunu, aslında bu belgelerin kendi şahsından daha ziyade Cumhuriyet Gazetesinin arşivine gönderilen belgeler olarak değerlendirilmesi gerektiğini,

77 nolu klasör içerisindeki Türk Silahlı Kuvvetlerinin gizli ibareli bir kısım belge ve dokümanları, komşu bir ülkeye ilişkin dokuman sorulduğunda; bunların gazetecilik yönüyle kendisene gönderilen belgeler olduğunu,

1 nolu mavi klasör ile ilgili sorulduğunda; bu belgelerin kendisine daha önceki gözaltına alındığı sırada sorulan belgeler olduğunu,

2 nolu telefon tapelerine ilişkin klasördeki görüşmeler sorulduğunda; bu görüşmelerin gazetecilik mesleği gereği meslektaşlarıyla yapmış olduğu olağan görüşmeler olduğunu,

Mavi klasör içindeki Ehli Dil Grubu olarak bir sayfalık isim ve karşılarında ev, iş ve cep telefon numaraları yazılı olduğu liste sorulduğunda; bu kişiler bir dönem Ankara'da birlikte yemek yeyip birlikte sohbet ve muhabbet ettiği bir grup olduğunu, sonradan dağıldığını,

Mavi klasörlerden bir tanesinin içindeki MİT raporu adlı doküman sorulduğunda; bu belgenin de gazetecilik mesleği dolayısıyla gönderilmiş olan belgeler olduğunu,

79 nolu klasördeki bilgi ve belgeler sorulduğunda; Cumhuriyet gazetesinin ülke bütünlüğüne yönelik hassasiyeti nedeniyle terör örgütleriyle ilgili kendilerine ulaştırılan dokümanlardan olduğunu,

Kendisini Türkiyem Topluluğuna şüpheli MUSTAFA ÖZBEK’ in davet ettiğini, ancak kesinlikle onların çalışmalarında olmadığını, onların partileşmek istediklerini, kendisinin tam aksine onların bu çalışmalarının sonuçsuz kalacağını kendilerine söylediğini, ancak her nasılsa kendisini de bu topluluk içinde gösterdiklerini, kendisinin onlarla ilgisinin olmadığını,

Kent Otel Toplantıları hakkındaki iddiaya ilişkin sorulduğunda; kendisinin bu toplantılara bir kısım üst düzey kişilerle zaman zaman katıldığını, buranın yasal olmayan bir tarafı olmadığını,

Son olarak, görüleceği üzere incelenen tüm dosyalardan ve klasörlerden kendisinin hiç bir şekilde yasa dışı her hangi bir faaliyet içerisinde olmadığını, faaliyetlerinin silah ya da akçeli işler tabir edilen türden her hangi bir faaliyetinin olmadığını bütün belge ve dokümanlarının olağan gazeteciliğin bir sonucu olarak elde edilmiş bilgi ve belgeler olduğunu, her hangi bir suçla ve suç örgütüyle ilgisinin olmadığını yeniden özellikle vurgulamak istediğini, beyan etmiştir.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin