Alevi İslam iLMİhali



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə3/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   87

Alevî kimdir?;


Bu bilgiler ışığında diyoruz ki;

ALEVÎ; Yüce Allâh’ın (c.c.) son Peygamberi Hazreti Muhammed’in (s.a.a.), ümmetine emânet olarak bıraktığı Kur’ân ve Ehl-i Beyt yolunda en derin aşk ve sarsılmaz bağlılıkla yürüyen yol ehlidir.

ALEVÎ; Hz. Peygamberimizin @, kendisi için; “...dünyâ ve âhirette kardeşimsin...” buyurduğu İmâm Ali’ye @ candan bağlı olan ve O’na benzemeye çalışan kimsedir.

ALEVÎ; İmâmet ve Velâyet mayasıyla yoğrulan kâmil bir mümindir.

ALEVÎ; İmânını, ahlâkını, düşüncesini, iyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı, helâlı-harâmı, kini-sevgiyi, yaşamı, ibâdeti, namâzı, niyâzı, cemi, cemâati, aşkı, muhabbeti... kısaca her şeyini, Hazreti Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Zeynelâbidîn, Hz. Muhammed Bâkır, Hz. Cafer Sâdık, Hz. Mûsâ Kâzım, Hz. Ali Rızâ, Hz. Muhammed Takî, Hz. Ali Nakî, Hz. Hasan Askerî ve Hz. İmâm Muhammed Mehdî’ den (Allâh’ın selamı ve rahmeti onlara, laneti de düşmanlarının üzerine olsun.) öğrenen, kabullenen ve yaşamına aktarandır.

ALEVÎ; “Hablullâh” (Allâh’ın ipi) olan Kur’ân-ı Kerîm ve Ondört Masûm’a kalben, kavlen ve amelen sımsıkı sarılandır.

ALEVÎ; Muhammed (s.a.a.), Ali’nin (a.s.) nûrundan nasiplenendir.

ALEVÎ; Halk içinde Hakk’ı, yol içinde Yol’u, can içinde Cân’ı bulandır.

Ve’l-hâsıl...



ALEVÎ;
Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlullâh, Aliyyün Veliyyullâhı kalben ve kavlen tasdîk edip, bunun gereklerini amel ile de tatbîk edendir.5[5]

Ehl-i Beyt’in pîri; Hz. Muhammed @’dir.

DİNLER VE MEZHEPLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Dîn; İnsanoğlunun kendi saâdet ve selâmetini, inanmakta ve uygulamakta gördüğü bir yaşam şeklidir ve genel olarak iki kısımda ele alınabilir.



1-İlâhî dinler.

2-Beşerî dinler.

İlâhî dinler de inancımıza göre; tahrîf edilmiş ilâhî dinler ve değiştirilmeden günümüze kadar ulaşmış olan ilâhî din olarak ikiye ayrılır.

Şu açık bir şekilde bilinmektedir ki, gönderildikleri dönemin İslâm dîni olan bugünün Yahûdîlik ve Hrıstiyanlığı, peygamberlerinin vefâtından sonra aslını yitirmiş ve tahrîfe marûz kalmıştır. Bunun böyle olduğunu, onların temel kaynakları olan Kitâb-ı Mukaddes ve değerli ilim adamlarının konuyla ilgili yazdıkları eserleri okuyan aklı başındaki herkes rahatlıkla anlayabilir. Zîra kutsal kabûl ettikleri kitaplarındaki çelişkili ve tutarsız bilgiler gizlenemeyecek kadar açık ve çoktur.6[6]

Tahrîf edilmeyen din olarak da, günümüzde hâlâ varlığını sürdüren aslını sâfiyetini ve berraklığını koruyan kendisiyle övünç duyduğumuz hakîkat yolu olan İslâmiyet kalmıştır.

Yüce Allâh’ın bir lütfu ve nimeti olarak bu din günümüze kadar gelmiş ve kıyâmete kadar da tertemiz olarak ulaşacaktır.

Peki... İlâhî din nedir?



İlâhî din; İnsanın doğumundan, hattâ ana rahmine düştüğünden, ölümüne, ölüm ötesi yaşamına kadar insanı ve insan hayâtını konu alarak, insana yön veren ilâhî kânûn ve kurallar bütünüdür. Yani;

İlâhî din;

İnsan-Allâh,

İnsan-İnsan,

İnsan-Tabîât ve

insanın; eşi, işi, âilesi, kabîlesi, kavmi, âmiri, memuru, büyüğü, küçüğü, komşusu, hemşehrisi, dostu, düşmanı velhâsıl herkes ve her şey ile olan ilişkisini ilâhî öğreti ve kanunlara göre şekillendiren bir yoldur, bir yaşamdır. Bu yaşamın temelleri Kur’ânî vahiy üzerine atılmış olup, binâsı ise sevgili peygamberimiz (s.a.a.) ve vârislerinin @ emir ve tavsiyeleri ile yükseltilmiştir.

Beşerî din ise; hayatın kurallarını ilâhî vahiyden almayan, vahiyden uzak bir şekilde tanzîm edilen, yalnızca insan zekâsının ürünü olan yasalar-kanunlar ve hayat düstûru kabul edilen emir ve yasaklar bütünüdür. Bu dinler isim olarak çok çeşitli olmakla birlikte kısaca “ŞEYTÂNİZM=SATANİZM” olarak kabul edilebilir. Diğer bütün “izm” ler şeytânizm ağacının dallarıdır, uzantılarıdır. Budizm, Şamanizm, Konfüçyanizm, Brahmanizm, Şintoizm, Taoizm, Hinduizm, Animizm, Materyalizm, Kapitalizm, Nasyonalizm, Faşizm, Sosyalizm, Komünizm, Marksizm-Leninizm, Maoizm, Ateizm, Nihilizm... ..izm. vs. gibi. Şüphesiz ki beşerî dinlerin de bazıları ilâhî hakîkatlerden bir takım güzellikleri târih içerisinde kendilerine mâl etmişler, onları kendi öz değerleri imiş gibi insanlığa sunmuşlardır. Çünkü hiç bir bâtıl yüzde-yüz bâtıl olmayıp, bilakis içerisindeki hak ve doğrular üzerine binâ edilmiş, insanlara özellikle hak yüzlerini göstermiş, bâtıl yüz ve yönlerini ise gizlemişlerdir.7[7]

Öyle ise; İnsanlığın mutluluk ve saâdeti, bütün beşerî dinleri reddedip, ilâhî din-tevhîd dîni olan İslâmiyet’e sımsıkı sarılmaktan geçer.

Din hakkındaki görüşlerimiz;


Bizim, Kur’ân ve Ehl-i Beyt taraftarları olarak din hakkındaki inanç ve görüşlerimizden bazıları şöyledir:

a-İnsanlığın ilk dîni TEVHÎD DÎNİ olup, neslimizin ilk insanı ve ilk peygamberi olan Hazreti Âdem @ ile başlamıştır.

b-Çeşitli coğrafi, siyâsî, sosyal ve şeytânî sebeplerden ötürü, bu ilâhî din bağlıları, yeryüzünün değişik alanlarına dağılmış, dinleri hakkında da yeterli ve kalıcı bilgileri-dokümanları yanlarında bulunmadığından, beşerî zaaf ve sapmalardan... vb. gerekçelerden, dînin özünü tahrîf etmişler, muhtelif dînî ekoller ve bâtıl dinler ortaya çıkarmışlardır.

c-Ateşe, puta, Ay’a, Güneş’e, yıldızlara, ruhlara, atalara, cinlere... vb. tapınmalar da ilâhî tevhîd dîninin tahrîfinden sonra ortaya çıkmış sapma ve sapkınlıklardır.

d-Hak yoldan sapan insanlar, Allâh’ın rahmet ve merhametinin bir gereği olarak, tekrar tekrar nebîler ve resuller gönderilerek, ilâhî dîne davet edilmişler ve din de aslına döndürülmüştür.

e-Bütün peygamberlerin (s.a.a.) teblîğ ettikleri dîne, zamanın diline ve dînin gönderildiği kavme göre değişik isimler verilmiş olsa da, öz olarak hepsi İslâm dînidir ve Allâh’a teslîm olmayı ifâde eder.

f-Şartlar gayet müsâit ve insanlık da tekâmüle doğru gittiği içindir ki, en son olarak da İslâm, Hz. Muhammed (s.a.a.) ile insanlara ulaştırılmış, peygamberin sonsuzluğa kanat açmasından sonra da, Vârislerinin @, güzide Sahabîlerin (Allâh onlardan râzı olsun.) ve ümmetin gayretli çalışmaları ile gelecek nesillere aktarılmış, Allâh’ın inâyeti ve kudreti ile kıyâmet gününe kadar koruma altına alınmıştır.

Son ve Allâh katında tek geçerli din olan İSLÂM’ın, tüm inananlarına, inanmalarını zorunlu kıldığı inanç sistemi olduğu gibi, yapmalarını da farz kıldığı ibâdet ve ameller manzûmesi vardır. Bu inançlar ve ameller ekseriyetle bütün Müslüman’ların üzerinde ittifâk ettikleri hakîkatlerdir. Bu cümleden olmak üzere Kur’ân-ı Mübîn’de belirtildiği gibi;



Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin