Bakara sûresi



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə54/355
tarix07.01.2022
ölçüsü2,66 Mb.
#91172
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   355
Ve zekatlarınızıda verin,

Zekât ne demektir, temizleyici demek, Cenâb-ı Hakk’ın sana lütfetmiş olduğu bu bilgileri karşı tarafa da aktararak ondaki benlik, nefis, hayal ve vehim kirlerinden onu temizlemek senin zekâtın’dır, mânevi zekâtındır, ilmi zekâtındır, para vs. şeyler vermek malının zekâtıdır, tabi ki evvelâ kendini temizlemen şarttır.



Ve rükû edicilerle beraber rükû ediniz;

Kendi başınıza olmuyor, çünkü kendi başınıza yaptığınız zaman bu iş taklitçilik olur yani tam hakikatine ermeden yapılmış olur, bu işleri daha evvelce öğrenmiş bilen kimselere uyarak evvelâ rükû ediniz. Rükû Mûseviy’ yet mertebesidir, kıyam İbrâhîmiyyet mertebesi, secde İseviyyet mertebesi, tahiyyat Muhammediyet mertebesi dir, ve tahiyatta oturan kişi duruş şekliyle “Muhammed” yazmaktadır, baş “Mim” ayaklar “Ha” topuklar yine iki tane “Mim” kollarda “Dal” okuduğumuz zaman Muhammed (s.a.v.) yazar haliyle ve şekliyle, sağdan da baksak aynıdır, soldan da baksak aynıdır, işte namaz içerisinde kişinin bütün bu seyri süluku yaşamış olması gerekir.

Burada neden Mûseviyet mertebesinden yani rükûdan bahsetmiş, çünkü hakikat-i Mûseviyye’yi idrak etmişlere ulaşın evvelâ diyor ve rükûnun hakikatini idrak edin, rükûda hayvanlık mertebesini yani hayvani gıdaların

87

hakikatini idrak edin. O hayvanları yemek sûretiyle onlar bizim vücudumuza intikal ediyor daha evvel nebat halindeyken önce hayvana sonra da kendisini yiyen insân’ın varlığına ulaşmış oluyor, (bunları tabii olarak yapıyoruz ama çok enterasan yaşantılar içindeyiz ve şartlanmış olduğumuzdan bunlar bize çok basit sıradan hadiseler geliyor), işte bu gıdalar bizde düşünceye, düşünce mânâ’ya, mânâ da Nûr’a ulaştığından, biz mânâ olarak Hakk’ın huzurunda durduğumuz zaman ve o mânâları okuduğumuz zaman Cenâb-ı Hakk’a ulaştırıyoruz onları, mirac ettiriyoruz, biz farkında olmadan onların mirac, kanalı mirac yolu oluyoruz “cem’ül cem’ül cem ile fetholdu ebvabül Hüda” demişler yani ef’âl âlemi’nin cem’i tevhidi, esmâ âleminin cem’i tevhidi , sıfat âleminin cem’i tevhidi ve ebvvabül Hüdâ Zât âleminin cem’i fetih oldu, cem’lerle fetholunur ancak ve Mirac-ı Şerif meydana gelir,



İşte sofraya konan çeşitli türlü yiyecekler insânda cem oldu, biz onlardan aldığımız gıda ile dua ettik, konuştuk, ağzımız çalıştı, gözümüz çalıştı, aklımız fikrimiz çalıştı ve bunlar bizden bir Nûr olarak kelâm-ı İlâh-î olarak çıktı ağzımızdan, böylece onun yeri Zât mertebesi Hakk’ın huzuru işte onlar bize bir taraftan gıda oluyorken, biz onlarla hayatımız sürdürüyorken, onlar da bizden menfaatlenerek Hakk’ın huzuruna çıkmış oluyorlar, biz onları mirac ettirmiş oluyoruz, işte eskilerin kırıntıyı dahi ziyan etmemeleri bu hakikate dayanıyor, o kırıntı yere düştüğü zaman artık bir daha kimbilir ne zaman mâden, nebat, hayvan aşamasına girecek sonra ibadet yapan bir insân onu yiyecek sonra miracını yapacak kaç sene geçecek, bakın basit gördüğümüz hadiseler ne kadar mühim meseleler oluşturuyor, işte biz farkında olmadan gaflet ehli olsakta söylediğimiz sözler hakikat olduğundan onlar bizde miraclarını yapıyorlar, ne yazıktır ki insânoğlu başka varlıkları mirac ettirirken kendisi süfliyatta kalıyor gafletinden, işte ilk önce kendi miracımızı hakkıyla yapıp onların miraclarını da daha kemâlli yaptırmamız gerekiyor.

88

أَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنسَوْنَ أَنفُسَكُمْ وَأَنتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ



Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   355




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin