BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Kasım 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə83/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   102

10 Kasım 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri


Sakarya Başörtüsü Platformu, 113’üncü basın açıklamasında, “Üniversiteleri özgür düşünceye ve bilime hizmet eden zeminler haline getirmek en başta YÖK’ün tasfiye edilmesi ile mümkün olacaktır. YÖK tasfiye edilmeden ve yapmış olduğu yolsuzluklar, intihaller, ikna odaları marifetiyle yapmış oldukları zulümler araştırılıp yargılanmadan üniversitelerde özgürlüğü ve bilimi konuşmak ham bir hayaldir.” denildi. Kocaeli’de 134’üncü yapıldı., Ankara’da 92’nci eylemde “İnsanlar inandıkları gibi, inançlarının gereği olan başörtüsünü üniversitelerde, iş hayatında, ne anlama geldiği tam olarak bilinmeyen kamusal alanda takabilmeli ve özgür kalabilmelidir” denildi. Van’da Hak ve Özgürlükler Platformu’nun düzenlemiş olduğu 63’üncü basın açıklamasında ise, “Başörtüsü yasağının gerekçelerinin hiçbiri hukuki değildir. Bireyin temel haklarından olan düşünce, düşünceyi açıklama, inanma, inandığı gibi yaşama hakkı ihlal ediliyor. Bu ise hukuksuzluktur” denildi. Başörtüsüne özgürlük mücadelesi Akyazı’daki 40’ıncı ve Konya’daki 9’uncu açıklamayla devam etti. Akyazı’daki eylemde “İnsanlarımızın üzerindeki bu baskı ve ikinci sınıf muamele sona erinceye dek, bizler burada mağdur ve mazlum kişilerin sesi olmaya devam edeceğiz” ifadeleri dile getirildi.

11 Kasım 2007 – “Başörtülü eşler Anıtkabir'de neden yoktu?”

Vatan yazarlarından Mustafa Mutlu, Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül’ü, eşlerini Anıtkabir’deki 10 Kasım törenlerine getirmedikleri için şöyle eleştirdi: “Dün Anıtkabir'deki Atatürk'ü anma törenlerini izlerken gözlerim ister istemez bu "eşleri” aradı! ABD'yi komşu kapısına çeviren o eşler, birkaç kilometre uzaklıktaki evlerinden çıkıp da gelmemişlerdi; artık ne işleri varsa? Avustralya'ya, İngiltere'ye, Uzak Doğu'ya koşa koşa gidiyorlardı ama Anıtkabir'de yoktular! "İlle de devlet törenine katılsaydılar" demiyorum ama vatandaşların arasına da mı karışamazlardı? Türbanı Çankaya'ya soktular ya… Anıtkabir'e de sokamazlar mıydı?”



11 Kasım 2007 – Yeni anayasada “türban”dan fazlası var

Londra'daki Avrupa Reformu Merkezi'nin başkan yardımcısı Katinka Barysch’in Radikal’de tercümesi yayınlanan yazısında “AKP, yıllardır ihtiyaç duyulan sivil anayasayı hazırlarken büyük bir hata yaptı: Taslakta türban yasağının kaldırılması dışında sivil haklara yönelik önemli düzenlemeler bulunmasına rağmen, metni kapalı kapılar ardında, kendi seçtiği kişiler yazdırarak samimiyeti hakkında şüphe yarattı” görüşü dile getirildi: “Dikkatler, hükümetin üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması önerisine odaklandı. Bakış açınıza göre bu, ya daha fazla din özgürlüğü ve fırsat eşitliğine, ya da Atatürk'ün 1923’te kurduğu laik sistemden uzaklaşılarak Türkiye devletinin İslamlaşmasına yönelik bir adım teşkil ediyor. Tartışmaların dar bir biçimde türban konusuna odaklanması talihsiz bir durum. Yeni anayasa, kadınların siyaset ve toplumdaki rolü, azınlık hakları ve devletin birliği, Türkiye'nin geleneksel anlamda hassas olan demokrasisinin işlemesini sağlayan karmaşık denetim sistemi gibi çok daha farklı konuları da içeriyor. Bu, modern Türkiye'yi kimin ve nasıl yönettiğiyle ilgili.”



12 Kasım 2007 – Askerin başörtüsüne karşı 'sivil' formülü

Başörtüsü devletin zirvesinde ve protokolde de yer alınca; asker bu konudaki tavrını korumaya devam etti. Bu amaçla, başörtüsünün yer aldığı programlarda üniformalı olarak bulunmama formülünü geliştiren asker, bunu geçen hafta iki uygulama ile ortaya koydu. İlk örnek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ve ttalya gezilerinde yaşandı. Başbakanlığın ATA uçağında. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'la birlikte seyahat eden Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun ve diğer generaller, ziyaret boyunca üniforma yerine sivil kıyafeti tercih etti. İkinci uygulama ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Azerbaycan ziyaretinde yaşandı. Eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Azerbaycan'a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü karşılayanlar arasında TSK Askeri Ataşesi Tuğgeneral Fahri Kır da yer aldı. Ancak Kırın, karşılamaya üniforma yerine sivil bir kıyafetle gelmesi dikkat çekti.



12 Kasım 2007 – Başörtüsü sorununu YÖK başlattı

TBMM İnsan Haklan Komisyonu Başkanı AKP'li Prof. Zafer Üskül, başörtüsü yasağının "YÖK'ün başlattığı bir sorun" olduğunu söyledi. Üskül, "Türbanlı öğrenci, tapu dairesindeki işini yapabiliyor, suç işlerse karakola götürülebiliyor. Buralar da devletin kurumları ama devletin üniversitesine alınmıyor. Burada bir çelişki var, bunun ortadan kaldırılması gerek" dedi. Üskül, şöyle konuştu: "Eğitim hakkı da herkesin sahip olduğu bir haktır. Olağan koşullarda, herkesin bunlan kullanması gerekir. Ancak, türbanlı öğrencilerimiz şu anda bu haklarını üniversitelerimizde kullanamıyor. Getirilen sınırlamalar bana göre doğru değildir. Sonuç olarak öğrenci yurttaştır ve hizmet alandır. Ama, hukuken üniversitelerimiz bir şey yapamaz. Çünkü, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi karan var. Dolayısıyla bu sorunu başka bir biçimde çözmeye çalışmak gerekiyor. Türban, YÖK yönetiminin başlattığı bir sorundur. Türbanı olan olmayan hiç kimse arasında geçmişte bir sorun yoktu. "



12 Kasım 2007 – Türban 'masum' değil!

Mehmet Tezkan, Vatan’daki köşesinde Prof. Zafer Üskül’ün başörtüsü yasağına ilişkin sözlerini şöyle yorumladı: “Türban basit bir mesele midir? Yap değişikliği olsun bitsin. Hayır. Toplumda açtığı derin yaralar ne olacak? Türban üzerinden rant yapmaya çalışanlar. Eskiden böyle bir sorun yoktu. Doğru! Eskiden lafı bile edilmezdi. Çünkü o zaman baş örtmek sadece inançla ilgili bir tercihti. Sonra simge haline getirildi. Siyasal İslamın simgesi. Peki bunu kim yaptı? Türbanı siyasete kim çekti, türbanı kim siyasallaştırdı? Kim oya dönüştürmek istedi, kim türban takanları rejim değişikliğinin önemli bir aktörü haline getirmeye çalıştı? Refah anlayışı değil mi? Türban yasağını koyduran bu anlayış değil mi?”


12 Kasım 2007 - Yasaları uygulayın yeter


Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği Başdanışmanı Prof. Dr. Ferman Demirkol, kılık-kıyafet konusunda anayasaya madde eklenmesinin yersiz olduğunu belirterek, üniversitelere başörtüsü ile girmenin serbest olduğunu ve var olan yasağın sona ermesi için Hükümet, savcılık ve yargı organlarının harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Üniversite kampüsünde başörtülü öğrencilerin rahatça dolaşabileceğini ve derslere, laboratuvarlara katılabileceğini vurgulayan Demirkol, bu özgürlüğü sağlamak için anayasaya madde eklemenin gerek olmadığını bildirdi. (Milli Gazete)

Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin