Birinci Bölüm / allah'i tanimak


Nedenlerin Teselsülünün İmkânsız Oluşu



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə10/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   80

Nedenlerin Teselsülünün İmkânsız Oluşu


Bu delilde yararlanılan en son mukaddime, nedenler zincirinin, kendisi başka bir şeyin eseri olmayan bir varlığa ulaşması zorunlulu-ğudur; yani nedenlerin sonsuza dek teselsülleri (zincirleme devam etmesi) imkânsızdır. Böylece, vacibü'l-vücud, kendiliğinden var olan ve başka bir varlığa ihtiyacı olmayan bir varlık olarak ispatlanmış oluyor.

Filozoflar, teselsülün batıl olduğunu ispatlamak için çeşitli deliller ileri sürmüşlerdir; ancak, nedenlerde teselsülün batıl oluşu apaçık bir konudur ve biraz düşünmekle herkesin rahatça inanacağı bir gerçektir. Yani sonucun nedene ihtiyacı olup, nedenin varlığına bağlı olduğu göz önünde bulundurulduğunda eser olmanın ve bağımlılığın genel olduğu düşünülürse kesinlikle hiç bir zaman, hiçbir varlık gerçekleşmeyecektir; çünkü bağımlı olan varlıklar kümesi, bağımlı oldukları diğer varlık olmaksızın düşünülemez.

Bir koşu takımının başlangıç çizgisinde durup koşmaya hazır olduklarını ve her birinin diğeri koşuya başlamadan koşmamaya karar verdiğini düşünün; eğer bu karar gerçekten takımdaki herkesi kapsayacak şekilde genelliğe sahip olursa hiç bir zaman hiç biri koşmaya başlamayacaktır! Aynı şekilde; her varlığın varlığı başka bir varlığın varlığına bağlı olursa hiç bir zaman hiç bir varlık gerçekleşmeyecektir. O hâlde bir varlığın zihin dışında gerçekleşmesi, ihtiyacı olmayan ve hiç bir şeye bağlı olmayan bir varlığın var olduğunu gösteriyor.

Delilin Açıklanışı


Yukarıdaki mukaddimeleri göz önünde bulundurarak bir kere daha delili açıyoruz:

Var olan her şey iki hâlin dışında değildir: Ya varlığı zarurî olup kendi kendiliğinden vardır, yani "vacibü'l-vücud"dur ya da varlığı zarurî olmayıp başka bir varlığa bağlıdır, yani "mümkinü'l-vücud"dur. Açıktır ki, gerçekleşmesi imkânsız olan bir şey de hiç bir zaman vücuda gelmeyecektir ve hiç bir zaman ona varlık denilemez. O hâlde her varlık ya vacibü'l-vücuddur, ya da mümkinü'l-vücud.

"Mümkinü'l-vücud"un anlamına dikkat edildiğinde, bu kavramın kapsamına giren her şeyin sonuç ve eser olup bir nedene muhtaç olduğu ortaya çıkar; çünkü kendi kendiliğine var olmayan bir varlık başka bir varlık vasıtasıyla varolmak zorundadır. Nitekim bizzat olmayan bir sıfat bi'l-gayr olarak varolmak zorundadır. Nedensellik kuralının anlamı da, her varlığın değil, sadece mümkinü'l-vücud olup başka bir varlığa muhtaç olan bir varlığın nedene muhtaç olduğudur. Dolayısıyla Allah'ın da bir nedene muhtaç olduğu veya bir nedene dayanmayan Allah'a inanmanın nedensellik kuralına aykırı olduğu söylenemez!

Diğer taraftan, bütün varlıklar mümkinü'l-vücud olup başka bir nedene muhtaç olsalar hiç bir zaman bir şeyin varlığı gerçekleşmeyecektir. Bu ihtimal tıpkı, bir grubun üyelerinden her birinin, bir işe girişmesini başka bir üyenin o işe girişmesine bağlı kılması gibidir; bu durumda hiç birisinin işe girişmeyeceği apaçık bellidir. O hâlde, zihin dışındaki varlıkların varlığı, vacibü'l-vücudun varlığının delilidir.


Sorular:


1- İmkân ve vücubun mantıkî ve felsefî anlamlarını açıklayınız.

2- Vacibü'l-vücud ve mümkinü'l-vücud ne demektir?

3- Varlığı mümkün ve vücub versiyonlar şeklinde aklî ayırımlara tâbi tutmanın kaç teorik yolu vardır?

4- İllet ve malul (neden ve sonuç) terimlerini açıklayınız.

5- Nedenselliğin asıl niteliği nedir?

6- Niçin "mümkinü'l-vücud" olan her şey bir nedene muhtaçtır?

7- Nedensellik aslının gereği, Allah'ın da bir nedene bağlı olması mıdır? Neden?

8- Yaratılmamış bir tanrıya inanmak, nedensellik kuralına aykırı mıdır?

9- Neden'de hiyerarşik bütünlüğün (teselsül) imkânsızlığını açıklayınız.

10- Bu burhanın mantıkî şeklini açıklayıp, bunun tam olarak neyi ispatladığını belirtiniz.


8- ALLAH'IN SIFATLARI

Giriş


Daha önce felsefî delillerin çoğunun hedefinin "vacibü'l-vücud" diye bir varlığın olduğunu ispatlamak olduğunu söyledik. Diğer bir takım delillerle de vacibü'l-vücüdun selbî ve subutî sıfatları ispatlanmış olur. Bu sıfatların bilinmesiyle de Allah Teala ile yarattığı varlıkları ayıran özel sıfatlar tanınmış olur. Vacibü'l-vücudun, yaratıklara has sıfatlarla sıfatlandırılmaması, yaratıklarından biriyle karıştırılmaması için bir taraftan Allah'ın selbî sıfatları ispatlanmalı ve diğer taraftan da, O'nun tapınılmaya layık olduğunun aydınlığa kavuşması ve aynı zamanda nübüvvet, mead ve bunların ayrıntıları gibi diğer akide-vî konuların ispatlanması için subutî sıfatları da ispatlanmalıdır.

Daha önce getirdiğimiz delillerden, vacibü'l-vücudun nedene ihtiyacı olmadığı ve onun mümkünatın var olması için neden olduğu ispatlanmış oldu. Bir başka deyişle: Vacibü'l-vücudun iki sıfatı ispatlanmış oldu: Biri, onun ihtiyaçsız oluşudur; bir varlık başka bir varlığa en küçük bir ihtiyaç duyarsa ihtiyaç duyulan varlık onun nedeni olmuş olur ve daha önce de (felsefede) nedenin, başka bir varlığın ona muhtaç olması anlamında kullanıldığını öğrenmiştik. İspatlanan diğer sıfat ise O'nun malulu olan mümkinü'l-vücutların ona muhtaç oluşlarıdır.

Şimdi buna dayanarak bunların her birinin gereklerini anlatacak ve vacibü'l-vücudun selbî ve subutî sıfatlarını ispatlamaya çalışacağız. Bunları ispatlamak için felsefe ve kelam kitaplarında çeşitli deliller ortaya konmuştur; ancak biz bu delilin kolayca öğrenilmesi ve konuların birbirine bağlılığını korumak için daha önce zikrettiğimiz delillerle ilişkili olan bazı delilleri seçtik.

Allah'ın Ezelî ve Ebedî Oluşu


Bir varlık başka bir varlığın sonucu olup, başka bir varlığa muhtaç olursa varlığı ona bağlı olacaktır ve nedeninin olmadığı durumda o da olmayacaktır. Bir başka deyişle: Bir zaman diliminde var olmayışı onun muhtaç ve mümkinü'l-vücud oluşunu gösterir. Vacibü'l-vücud kendiliğinden var olup hiç bir varlığa muhtaç olmadığından, her zaman var olacaktır.

Böylelikle, vacibü'l-vücudun iki sıfatı daha ispatlanmış oluyor, biri ezelî oluşu; yani geçmişte hiç yok olmayışı ve diğeri ise ebedî oluşu, yani gelecekte de hiç bir zaman yok olmayacağıdır. Bazen bu iki sıfat "süreklilik" olarak ifade ediliyor.

Dolayısıyla, geçmişte olmayan veya yok olması mümkün olan bir varlık vacibü'l-vücud olamaz; bununla maddî varlıkların, vacibü'l-vü-cud olma ihtimalinin batıl oluşu açıklık kazanmış olur.


Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin