Çuvaş TÜRKÇESİ-TÜRKİye tüRKÇESİ SÖZLÜk bülent bayram iZMİR, 2007



Yüklə 5,63 Mb.
səhifə22/45
tarix27.10.2017
ölçüsü5,63 Mb.
#16299
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   45

пыр- (pır-) 1. Gitmek, gelmek, varmak. çулпа пырать Yolda gitmek. патне пыр- Yaklaşmak, yanaşmak, sokulmak, yakın olmak, uymak. 2. Sürmek, sürüp gitmek, devam etmek.

пыр (pır) Boğaz, yutak, gırtlak. тип пыр Nefes borusu. харам пыр Otlakçı, asalak. пыр мăкăлё Gırtlak çıkıntısı. йёпе пыр, апат пырё Yemek borusu. пыра лар- Boğazına takılmak, boğulmak. пыр çун- Susamak, içmek istemek, içesi gelmek.

пыра-киле (pıra-kile) Giderek, gitgide, yavaş yavaş, zamanla.

пыран (pıran) Obur, açgözlü, aç, haris.

пыран-килен (pıran-kilen) Gelen giden.

пыранлан- (pıranlan-) Cimrilik etmek, açgözlülük etmek.

пырасла (pırasla) Uygun, münasip, elverişli, zararsız, oldukça iyi, doyurucu, tatmin edici.

пырать (pırat’) Olur, peki, kabul, orta, şöyle böyle, zararsız.

пыр варлисем (pır varlisem) Karın boşluğu.

пырçыххи (pırşśıhhi) Düğme yerine kullanılan gömlek yakasındaki bağlar.

пыршă/ пырăш (pırşw/ pırwş) Bağırsak, hortum. суккăр пыршă Körbağırsak.

пыршăль (pırşwl’) Boğaz hastalığı, guatır. пыршăль курăкё Zambak.

пысăк (pıswk) 1. Büyük, geniş, kocaman, muazzam, yüksek, uzun boylu. 2. Büyük, yaşlı. пысăк аппа Büyük abla, teyze. пысăк пичче Büyük abi, dayı, amca.

пыcăк кёвeнтe (pıswk kévente) Cırcır böceği.

пысăкăш(ё) (pıswkwş-é) Boyut, boy, ölçü, çap, büyüklük, boy, beden.

пысăккăн (pıswkkwn) Geniş, büyük boyda, iri iri,

пысăкла (pıswkla) Erginlikte, ergin, ergin kişi.

пысăклан- (pıswklan-) Büyümek, genişlemek, uzamak, gelişmek.

пысăклат- (pıswklat-) Büyütmek, genişletmek, geliştirmek, uzatmak.

пытан- (pıtan-) Saklanmak, gizlenmek, ortadan kaybolmak. пытанмалла выля- Saklambaç oynamak.

пытар- (pıtar-) Saklamak, gizlemek, kapamak, gömmek. пытарса усра- Saklamak, örtmek, yataklık etmek, barındırmak, korumak. вилё пытар- Ölü gömmek, ölü defnetmek.

пытарăн- (pıtarwn-)Saklanmak, gizlenmek, ortadan kaybolmak, gömülmek.

пытару/ пытарни (pıtaru/ pıtarni) Cenaze töreni. пытару маршё Cenaze marşı.

P p

рабочи (raboçi) İşçi.

радио (radio) Radyo.

радиотелеграф (radiotelegraf) Telsiz telgraf.

радиотелефон (radiotelefon) Telsiz telefon.

радиус (radius) Yarıçap.

разведка (razvedka) Arama, keşif, istihbarat servisi.

разведчик (razvedçik) Kaşif, arayan, araştırıcı.

разряд (razryad) Kategori, takım, sınıf.

райисполком (rayispolkom) Bölge icra komitesi.

райком (raykom) Bölge komitesi.

райкомол (raykomol) Bölge komsomol komitesi.

район (rayon) Bölge, semt, alan, saha, ilçe.

районла- (rayonla-) Bölgelere ayırmak, semtlere ayırmak.

paк (rak) 1. Yengeç. 2. рак чирё Kanser.

ракатка (rakatka) Parmaklık, korkuluk, çit. кёпер ракатки Köprü korkuluğu.

ракета (raketa) Roket, füze.

рама/ рамка (rama/ ramka) Çerçeve, resimlik.

рамăллă (ramwllw) Çerçeveli. рамăллă вёлле Portatif arı kovanı.

рапорт (raport) Rapor.

рапортла- (raportla-) Rapor etmek, bildirmek.

рас (ras) Defa, sefer, kere, bir gün, bir defasında.

расна (rasna) 1. Ayrı, münferit, müstakil, başka, kendine özgü, özel. 2. Ayrı ayrı özellikle, ayrı olarak.

расналăх (rasnalwh) Özellik, belirlilik, alışılmamışlık.

расписка (raspiska) Makbuz, senet.

растрата (rastrata) İsraf etmek, zimmete geçirmek.

расхут (rashut) Harcama, gider, masraf, sarfiyat.

расхутла- (rashutla-) Harcamak, sarf etmek.

расчёт (rasyot) Hesap, hesaplama, ödeme. расчёт кёнеки Hesap defteri. расчёт пар- Hesaplamak, tahmin etmek.

ратификациле- (ratifikatsile-) Onaylamak, tasdik etmek.

рат I (rat) Soy, nesil, akraba.

рат II (rat) Memnuniyetle, seve seve, neşeyle.

ратлан- (ratlan-) Sevinmek.

ратлă (ratlw) Asil, soylu, damızlık.

ратне (ratne) Akraba, akrabalık.

ратне пир (ratne pir) Diagonal biçimde dokunan keten bezi.

рахитлă (rahitlw) Raşitik, raşitizm hastası.

рационализатор (ratsionalizator) Rasyonalist, yenilikçi.

рационализаци (ratsionalizatsi) Rasyonalizasyon.

рационализациле- (ratsionalizatsile-) Makul kılmak, düzene koymak.

рационализмла (ratsionalizmla) Akılcı, rasyonalist.

рациональный (ratsionalnıy) Rasyonel, akla uygun.

paщa (raşça) Koru, koruluk.

pвaч (rvaç) Çıkarcı, kendine yontucu.

реакци (reaktsi) Tepki, tepkime, reaksiyon. пёpлeшӳ реакцийё Bileşim tepkimesi. уйăру реакцийё Ayrışım tepkimesi.

реакцилле (reaktsille) Gerici. реакцилле теори (система) Reaksiyon teorisi.

реализм (realim) Realizm, gerçekçilik.

ребус (rebus) Bulmaca.

ревизи (revizi) Denetleme, teftiş.

ревизиле- (revizile) Teftiş etmek, denetlemek.

револьвер (revol’yer) Revolver, tabanca.

революци (revolyutsi) Devrim. культура революцийё Kültür devrimi.

революцилен- (revolyutsilen-) Devrilmek, devrim yapılmak.

революцилентер- (revolyutsilenter-) Devrim yapmak.

революцилёх (revolyutsiléh) Devrimcilik.

революциллё (revolyutsillé) Devrimci.

революционер (revolyutsioner) Devrimci.

революцичченхи (revolyutsiççenhi) Devrim öncesi, devrime kadar.

регистраци (registratsi) Kayıt.

регистрациле- (registratsile-) Kayda geçirmek, tescil etmek, kaydetmek.

регламент (reglament) Düzen, nizam.

регрессивнăй (regressivnwy) Regresif, azalan oranlı.

регулярнăй (regulyarnwy) Düzenli, ritmik düzgün, kurallı. регулярнăй çaр Düzenli ordu.

редактор (redaktor) Yazı işleri müdürü.

редакци (redaktsi) Denetleyip düzeltme, yazı kurulu.

редакциле- (redaktsile-) Yayına hazırla, redakte etmek.

редиска (rediska) Turp.

режим (rejim) Rejim, yönetim.

режиссёр (rejissyor) Rejisör, yönetmen.

резерв (rezerv) Yedek, ihtiyat, stok.

резервлă (rezervlw) Yedekli, stoklu.

резерври (rezervri) Yedek (sıfat), yedekteki.

резина (rezina) Lastik, kauçuk.

резинка (rezinka) Lastik, silgi.

резолюци (rezolyutsi) Karar.

результатлă (rezul’tatlw) Neticeli, sonuçlu.

результатсăр (rezultatswr) Sonuçsuz, başarısız.

реклама (reklama) Reklam.

рекомендаци (rekomendatsi) Tavsiye, öneri.

реконструкци (rekonstruktsi) Yeniden düzenleme, restorasyon.

реконструкциле- (rekonstruktsile-) Yeniden düzenlemek, restore etmek.

рельс (rel’s) Ray, raylar.

реорганизатор (reorganizator) Yeniden düzenleyici.

реорганизаци (reorganizatsi) Yeniden organize olma.

реорганизациле- (reorganizatsile-) Yeniden örgütlemek, yeniden düzenlemek.

репараци (reparatsi) Onarım, tamir.

репертуар (repertuar) Repertuar.

репетици (repetitsi) Prova.

репетициле-/ репетици ту- (repetitsile-/ repetitsi tu-) Prova etmek, prova yapmak.

рескел (reskel) Pek, gayet, çok, oldukça, haddinden fazla.

рескеллё (reskellé) Birdenbire, ansızın, hazırlıksız.

республика (respublika) Cumhuriyet.

республиканец (respublikanets) Cumhuriyetçi.

ресторан (restoran) Restoran.

ресурс (resurs) Kaynak.

рет/ ёрет (ret/ éret) Sıra, dizi, saf, bölük.

ретлё (retlé) 1. Sıralı, düzenli. 2. Dürüst, namuslu.

ретнелле пир/ ретнелле тёртнё пир/ ратнелле пир (retnelle pir/ retnelle tértné pér/ ratnelle pir) Diagonal bir biçimde dokunan keten bezi.

ретсёр (retsér) Dağınık, karışık, düzensiz, yersiz. 2. Oldukça, haddinden fazla.

реформа (reforma) Reform, ıslahat, yenilik.

реформатор (reformator) Reformcu, ıslahatçı, yenilikçi.

рецензи (retsenzi) Eleştiri yazısı, yorum, tenkit.

рецепт (retsent) Reçete, formül.

решетке (reşetke) Parmaklık, kafes, çit.

римла (rimla) римла цифрăсем Romen rakamları.

рис/ рис кёрпи (ris/ ris kérpi) Pirinç, çeltik.

ритм (ritm) Ritim, ölçü.

риторика (ritorika) Sözbilim, söz sanatı.

рифма (rifma) Kafiye, uyak.

рифмăллă (rifmwllw) Kafiyeli, uyaklı.

роль (rol’) Rol.

роман (roman) Roman.

романс (romans) Roman, serüven.

романтизм (romantizm) Romantizm.

ромб (romb) Elmas, eşkenar dörtgen.

рота (rota) Bölük. çур рота Yarım bölük.

рояль (royal) Kuyruklu piyano.

ртуть (rtut’) Civa.

руда (ruda) Maden cevheri, filiz.

рудник (rudnik) Maden ocağı.

рункăш (runkwş) Kuşlar.

ручка (ruçka) Tükenmez kalem.

рша (rşa) Başakların içinde meydana gelen siyah toz.

C c

саботаж (sabotaj) Sabotaj.

саботажник (sabotajnik) Sabotajcı.

сав- (sav-) Sevmek, hoşlanmak, okşamak.

сава (sava) Rende, kazıyıcı, sıyırıcı.

савала- (savala-) Yontmak, rendelemek.

савалан- (savalan-) Yontulmak, kazınmak, rendelenmek.

саваланчăк (savalançwk) Talaş, yonga.

савăк/ савăклă (savwk/ savwklw) Sevinçli, sevindirici, tatlı, hoş, cana yakın, neşeli.

савăклăх (savwklwh) Sevinç, neşe, mutluluk, memnunluk, memnuniyet.

савăксăр (savwkswr) 1. Tatminsiz, hoşnutsuz, iç karartıcı, neşesiz, üzüntülü.

савăл (savwl) Kama, takoz. савăл яр-, савăл çап- Takoz koymak.

савăлла- (savwlla-) 1. Takoz koymak, kama koymak, takozlamak. 2. Sivri, köşeli, çivi şeklinde, çivi gibi. савăлла çыру Çivi yazısı.

савăн- (savwn-) Sevinmek, bayram etmek, eğlenmek, neşelenmek.

савăнăç (savwnwşś ) 1. Sevinç, haz, neşe. 2. Kutlama, hayranlık.

савăнăçлă (savwnwşślw) Sevinçli, neşeli, eğlendirici, iç açıcı.

савăнăçсăр (savnwşśswr) Neşesiz, iç karartıcı, sevimsiz, neşesiz.

савăнăçуллă (savwnwşśullw) Sevinçli, neşeli, eğlendirici, iç açıcı.

савăнăçусăр (savıwnwşśuswr) Neşesiz, iç karartıcı, sevimsiz, neşesiz. .

савăнтар- (savwntar-) Sevindirmek, eğlendirmek, neşelendirmek, güldürmek.

савăнчăк (savwnçwk) Neşeli, keyifli, eğlenceli, eğlendirici.

савăт (savwt) 1. Kap kacak. савăт-сапа Kap kacak. 2. Fabrika.

савăш- (savwş-) Sevişmek, sevinmek, eğlenmek. савăш курки любовный ковш.

савăшу (savwşu) Sevgi, aşk, sevinç.

савăшуллă (savwşullw) Şefkatli, şefkat dolu.

савнă (savnw) Sevgili, en beğenilen, şirin, sevimli, en tatlı.

савни (savni) Sevgili, şirin, sevimli, tatlı, beğenilen.

савук (savuk) 1. Kürek. 2. Oluk.

сад (sad) Bahçe. ача сачё Çocuk bahçesi.

сазан (sazan) Sazan balığı.

сай (say) Kuru ot taşırken arabanın üzerine örtülen kaplama, kırık, çıkık bir şeyi bağlamada kullanılan.

caйкa (sayka) Morina balığı.

сайкка (saykka) Tavşan. сайкка ёрчетес ёç Tavşancılık, tavşan yetiştiriciliği

сайра (sayra) 1. Seyrek, nadir, nadide, az bulunur. 2. Seyrek, nadiren. сайра хутран, cайра пёрре Bazen, ara sıra, zaman zaman, seyrekçe.

сайрал-/ сайралан- (sayral-/ sayralan-) Seyrelmek, seyrekleşmek.

сайралат-/ сайрат- (sayralat-/ sayrat-) Seyreltmek, seyrekleştirmek.

сайралатни (sayralatni) Seyrekleştirme, seyreltme.

сайхах (sayhah) 1. Sırık. 2. Ot ambarı.

сайхахлăх (sayhahlwh) Sırık yapmaya yarayan küçük kereste.

сaк/ сакă (sak/ sakw) Sıra, peyke, bank, tahta yatak. путмар сакки, урлă сак Enine yerleştirilmiş tahta yatak, ranza. тăрăх сак Duvar boyunca yerleştirilmiş bank, sıra. сунтах сакки, сунтсакки Ocağa yakın bir yere yerleştirilmiş ve altına kap kacak konulan sıra.

сакай (sakay) Tahta yatak altı.

сакăл/ сакăлта (sakwl/ sakwlta) Alacalık, alaca karanlık. сакăл ураллă, сакалталлă лаша Dizden altı beyaz olan at.

сакăлта (sakwlta) Çukur, girinti, gamze.

сакăлталлă (sakwltallw) Engebeli, girintili çıkıntılı, dik.

caкăp (sakwr) Sekiz.

caкăp уpa (sakwr ura) Ahtapot.

сакăрвуннă (sakwrvunnw) Seksen.

сакăрвуннăмёш (sakwrvınnwméş) Sekseninci.

сакăрвуннăн (sakwrvunnwn) Tamamı seksen.

сакăрвуннăри (sakwrvunnwri) Sekseninci.

сакăрвуннашё (sakwrvunnwşé) Sekseni.

сакăрвуншар (sakwrvunşar) Seksener.

сакăрçёр (sakwr şśér) Sekiz yüz.

сакăрçёрён (sakwrşśérén) Toplam sekiz yüz kişi, tamamı sekiz yüz kişi.

сакăрçёрёш (sakwrşśéréş) Sekiz yüzü.

сакăрçёрмёш (sakwrşśérméş) Sekizyüzüncü.

сакăрçёршер (sakwrşśérşer) Sekiz yüzer.

сакăршар/ сакăршарăн (sakwrşar/ sakwrşarwn) Sekizer.

саккăр/ сакăр (sakkwr/ sakwr) Sekiz.

саккăрăн (sakkwrwn) Tamamı sekiz kişi.

саккăрăшё (sakkwrwşé) Sekizi. саккăрăшё те Sekizi de.

саккăрмёш (sakkwrméş) Sekizinci.

саккăрти (sakkwrti) Sekiz yaşında, sekiz yıllık.

саклат (saklat) İpotek, rehin.

сакруй (sakruy) Çukur, oyuntu, girinti, çentik.

сала (sala) Rus köyü. сала вырăс Rus köyü sakinleri.

салават кёперри (salavat képerri) Gökkuşağı.

caлaкa (salaka) Çaça balığı.

салакайăк (salakaywk) Serçe. салакайăк тăмани Kukumav.

салам (salam) 1. Selam, merhaba. 2. Barış, huzur, dirlik, sükunet. хёрӳллё салам Sıcak selam. салам кала- Selam vermek, selamlamak.

caлaмaндpa (salamandra) Semender. Кaфкaз caлaмaндпи Kafkas semenderi. улăплa caлaмaндpa Dev semender. xуpa caлaмaндpa Kara semender.

саламат (salamat) Kamçı.

саламла- (salamla-) Selam vermek, selamlamak, alkışlamak.

салан- (salan-) Dağılmak, dökülmek, saçılmak, parçalanmak, yıpranmak, yırtılmak.

саланкăр (salankwr) 1. Dağınık, dalgın, müsrif, savurgan, dikkatsiz. 2. Özensizce, savurgan bir şekilde, dikkatsizce, dalgın dalgın.

саланчăк (salançwk) 1. Dağınık, dalgın, dikkatsiz, pasaklı, özensiz. саланчăк пуç Şapşal.

салат I (salat) Malt. салат авăнё Malt evi.

салат II (salat) Yeşil salata, salata.

салат- (salat-) Dağıtmak, saçmak, serpmek, serpiştirmek, bölüştürmek, savurmak, israf etmek.

салма (salma) Et suyu veya sütte pişirilmiş hamur.

салмалăх/ салмалăх çăнăхё (salmalwh/ salmalwh şśwnwhé) Salma içi hazırlanmış un ya da hamur.

салпăрха (sapwrha) Halsiz düşmek, bitkin düşmek.

салт- (salt-) Çözmek, açmak. ура салт Ayakkabısını çıkarmak. салтса ил- Çözmek, bağı çözmek.

салтак (saltak) Asker, er. салтак ачи Acemi er. салтак тюм(м)и Yabani Papatya.

салтакла (saltakla) Asker gibi, askerce. салтакла выля- Asker gibi oynamak.

салтăн- (saltwn-)Soyunmak, çözülmek, açılmak.

салтăнтар- (saltwntar-) 1. Soyundurmak, çözdürmek. 2. Çıkarttırmak.

салук (saluk) Söz, taahhüt, rehin, teminat.

салху (salhu) Asık suratlı, somurtkan, hüzünlü, kasvetli.

салхулан- (salhulan-) Hüzünlenmek, kasvetlenmek, suratı asılmak.

салхулат- (salhulat-) Kederlendirmek, hüzünlendirmek.

салхулах (salhulah) Kasvetli, hüzünlü hal.

салхуллă (salhullw)Somurtkan, asık suratlı, kapanık, can sıkıcı, neşesiz, hüzünlü, kasvetli. салхуллă çанталăк Kapalı hava. салхуллă сасăпа Kasvetli sesiyle.

салхуллăн/ салхун (salhullwn/ salhun) Hüzünle, kasvetle, neşesizce, can sıkıcı bir şekilde, düşmanca.

салют (salyut) Selam.

самай (samay) 1. Oldukça, genişçe, epey, bir hayli, adamakıllı. 2. Dürüstçe.

самайлан- (samaylan-) Düzelmek, iyileşmek.

самайранпа (samayranpa) Çoktan beri, uzun süredir.

самайччен (samayççen) Uzun zaman, uzun süre.

самана (samana) Zaman, vakit, sıra, süre, mevsim, çağ, devir.

самант (samant) An, nokta.

самантлăх (samantlwh) Geçici, geçici olarak, zaman zaman.

самарин пырçи (samarin pırşśi) Burçak.

самăй (samay) Aynı, tam, başlı başına, en (sıfat). самăй лайăххи En iyisi, en güzeli, en uygunu.

самăр (samwr) Yağlı, şişman, semiz, koyu, kalın.

самăркка (samwrkka) Dolu, tam, eksiksiz, tombul, toplu, dolgun.

самăрлан-/ самăрал- (samwrlan-/ samwrral-) Şişmanlamak, dolgunlaşmak, yağlanmak, dolmak.

самăрлат-/ самăрт- (samwrlat-/ samwrt-) Semirtmek, beslemek, şişmanlatmak.

самокритика (samokritika) Öz eleştiri.

самоопределени (samoopredeleni) Kendi kaderini kendi tayin etme.

сан (san) 1. Yağ, yarı donmuş sonbahar buzu. 2. Tepeli kar.

сан/ санăн (san/ sanwn) эсё Senin.

санатори (sanatori) Sanatoryum, klinik.

сандали (sandali) 1. Sandal. 2. Yazlık hafif ayakkabı.

санитар (sanitar) Hasta bakıcı.

caнкăлтaт- (sankwltat-) Topallamak.

санкăлтăк (sankwltwk) 1. Çukur, girinti. 2. Gamze.

санлă (sanlw) Düzgün olmayan, eğri, eşit olmayan.

сансăр/ сансăр пуçне (sanswr/ sanswr pu şśne) Sensiz.

сантал (santal) Kırmızı bitkisel boya.

сантиметр (santimetr) Santimetre.

саншăн (sanşwn) Senin için.

сап (sap) сап-сарă Sapsarı. сап-сарлака Çok geniş. сап-самăр Şipşişman, çok şişman.

сап- (sap-) 1. Dökmek, serpmek, saçmak, yağdırmak, dökmek, dağıtmak. 2. Dökmek, akıtmak, akmak, boşaltmak. 3. Yumurtlamak (arılar hakkında). пулă вăлча сапать Balık yumurtluyor.

сапа/ йёпе-сапа (sapa/ yépe/sapa) Kötü hava, yağmurlu hava.

сапака/ сапак (sapaka/ sapak) 1. Püskül, salkım. 2. Sap, dal, kol.

сапакалан- (sapakalan-) Dallanmak, salıklaşmak, püskül püskül olmak.

сапала- (sapala-)Serpiştirmek, serpmek, saçmak, dağıtmak, dökmek, akıtmak, doldurmak, yığmak.

сапалан- (sapalan-) Dağılmak, saçılmak, serpilmek, parçalanmak.

сапалантар- (sapalantar-) Dağıtmak, saçmak, yaymak, püskürtmek.

сапаланчăк (sapalançwk) 1. Dağınık, dalgın, bulanık, belirsiz, sistemsiz. 3. Dağınıklık, düzensizlik, karmaşıklık.

сапан (sapan) Eski saban, ilkel saban.

сапăн- (sapwn) Dökülmek, saçılmak, parçalanmak, dağılmak.

сапăнчăк (sapwnçwk) Gevrek.

сапăр (sapwr) сапăрлă Yavaş, sessiz, sakin, durgun, kendi halinde, ağır, uslu, kibar, terbiyeli, barışçı, barış sever.

сапăрла- (sapwrla-) Teskin etmek, yatıştırmak, sakinleştirmek, dindirmek, barıştırmak, tatmin etmek, memnun etmek.

сапăрлан- (sapwrlan-) Sinmek, sessizleşmek, sakinleşmek, yatışmak, sabretmek.

сапкаланчăк (sapkalançwk) Artıklar, kalıntılar, kalan.

сапкалаш- (sapkalaş-) Birbirine atmak, fırlatmak, sıçratmak, püskürtmek.

сапла- (sapla-)1. Yama yapmak, yama dikmek, onarmak, tamir etmek. 2. Telafi etmek, ödemek, parasını vermek, karşılık vermek.

саплăк (saplwk) Yama. саплăк ларт- Yama yapmak.

саплăклă (saplwklw) Yamalı.

саппан (sappan) Önlük.

саппун (sappun) Önlük. кăкăрлă саппун Önlük.

саптар- (saptar-) 1. Islatmak, sulamak. 2. Ektirmek, döktürmek, serptirmek, dağıtmak, saçtırmak.

сар- (sar-) Sermek, yaymak, döşemek, yaygınlaşmak, genişlemek. ят сар- Söylenti yaymak, söylenti çıkarmak.

сарай (saray) Ahır, ambar.

сарал- (saral-) Sararmak. çулçăсем саралса кайрёç Yapraklar sarardı.

сарамак (saramak) Sarılık. сарамак куракё Çuha çiçeği.

сарамат кёперри (saramat képerri) Gökkuşağı.

саран (saran) Cimri, hasis, eli sıkı.

сарапла- (sarapla-) Şikâyet etmek, yakınmak, sızlanmak, dert yanmak, memnun olmamak.

capaнчa (sarança) Çekirge. вёçce куçaкaн capaнчa Uçan çekirge. Мapoккo capaнчи Fas çekirgesi.

сарат- (sarat-) Sarartmak.

сарă I (sarw) Sarı, kumral. сарă çын Sarışın. сарă чир Sarılık. сарă курăк, сарă çеçке (чечек) Papatya. сарă пăрăç Hardal. çăмарта сарри Yumurta sarısı. чечек сарри Çiçek tozu, polen. сарă хёр Sarışın, güzel kız, görümce. сарра кай, сарă ӳк- Sarılık hastalığına yakalanmak.

сарă II (sarw) Kemerin arkasına eklenen dörtgen şeklinde eski bir kadın süsü.

сарăл- (sarwl-)Artmak, genişlemek, genleşmek, yayılmak, dökülmek, taşmak. шыв сарăлать Irmak taşıyor. йывăç çулçисем сарăлаççё Ağaç yaprakları dökülüyor.

Yüklə 5,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   45




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin