Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Evsâf › kal‘a i Komaran › dâr › bî-îmân



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə41/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   72

Evsâf › kal‘a i Komaran › dâr › bî-îmân

Nehr i Tuna içre flarkdan garba üç konak tûlu bir cezîrenin flarkîsi taraf› ucunda kal‘a i Üstür­gonu­muzdan görünür flekl i müselles bir fieddâdî tula binâd›r kim gûyâ kilidü'l-bahreyndir. Nemse çâsâr›n›n Âl i Osmân taraf›nda sedd i sedî­didir ve nehr i Litre ve nehr i Vak, Uyvar'dan berü gelüp bu Komaran önünde nehr i Tuna'ya munsabb olur.

Hulâsa i kelâm murâd [u] merâm›m›z üzre bu kal‘ay› seyr [ü] temâflâ edemeyüp mezkûr paflalar ile avdet edüp hemân bu se€irdimde at depeleyüp se€irddi€imiz yan›m›za kalup hâ’ib ü hâsir kal‘a i Komaran'dan cânib i flimâle 6 sâ‘atde sahrâ y› çe­menzâr ile gelirken küffâr› urma€a gelen ümmet i Muhammed'in Kaplan Paflal› ellerinde Hürr i flehîd olanlar›n yedisin dahi bofl atlara yükledüp Uyvar'a dâhil oldukda anlar› dahi meflhed i flühedâda defn etdiler.

Andan Uyvar içre at›lan la€›m›n asl [u] fer‘in su’âl etdik. Me€er cemî‘i tabyalardaki fledde fledde bârûdlar› bir yere y›€up alt› aded tabyalar›n altlar›n­daki bârûdhâne hazînelerine götürmek sadedinde iken bir mel‘ûn herîf kesîf flürb i duhân ederken mukaddemâ pâymâl i rimâl olan bârû[d] üzre âtefl i duhân düflüp yerdeki bârûd yanarak bir püflte gibi y›€›lm›fl bârûda isâbet edince bu kadar tecemmülât [u] mühimmât ve bu kadar levâz›mât ve benî Âdem [ve] hayvânât helâk olmas›n›n sebebi ol imifl.

Ba‘dehu Sadr›a‘zam fermân edüp üç gün üç gece flâdumânlar olup kal‘a i Uyvar'›n cemî‘i burc [u] bârû y› tabyalar› üzre niçe kerre yüz bin sanca€ u bayra€ u f›land›ralar ile tezyîn edüp her evkât › salât › hamse akîbinde yine cemî‘i guzât › müslimîn âlât › silâhlar›yla âmâde olup yeniçeri oca€›ndan ib­tidâ gülbâng › Muhammedî çekildikden sonra cemî‘i toplara ve tüfenglere âtefl edüp cümle gâzi­yân âtefl-feflânl›k edüp ba‘dehu cemî‘i vüzerâ ve mîr i mîrânlar›n tabl [u] kudûmlar› dö€ülüp flâdu­mân­lar olurdu.

Ve her gece Uyvar'›n dîvâr› üzre y›€›lan da€lar gibi topraklar üzre niçe kerre yüz bin mefl‘ale ve kanâdîl ve fânûs ve neft ve katrân ve flem‘ i asel ve flem‘ i rîhler ile üç gece çerâ€ân olup her fleb i muzlim rûz › nevrûz-misâl olup leyle i Kadr ol­dukda herkes haymelerinde zevk u safâda oldular.

Ertesi gün serâperde i Âsaf'da dîvân › pâdiflâhî olup cümle vüzerâ ve mîr i mîrân ve sâ’ir ümerâlara ve cemî‘i ocak a€alar›na hil‘at i fâhireler ve kîse kîse ihsân u in‘âmlar olunup [120b] ve niçe mahlûl menâ­s›blar ve tîmâr u ze‘âmetler bezl olunup herkes beyne'l-akrân ser-firâz oldular.

Ertesi gün Sadr›a‘zam a€alar›ndan (   ) ki­mesne sa‘âdetlü pâdiflâha Uyvar kal‘as› ve fiuran kal‘as› fethi müjdesin götürüp gitdi.

Ve yine yevm i mezbûrda küffâr›n Pojon ta­raf›na gidenler gelüp çâsâr leflkeri Uyvar'›n feth ol­du€un iflidüp cümle küffâr "Ba‘de harâbi'l-Basra" deyüp Uyvar imdâd›na gelmeden ferâ€at edüp cümle küffâr dâr › menhûslar›na firâr etdikleri ha­beri gelüp henüz cünûd › müslimîn emn [ü] râhatda olup ol gün yevm i çehârflenbe idi, cemî‘i flehîdân › müslimînin cemâ‘at i kesîreler ile namâzlar› k›l›nup defn olundu, ammâ zikri sebkat eden Dîv Ali Befle ile alaybe€i birbirlerine sar›lm›fl Aktabya üzre yigirmi yedi gün ter ü taze kanlar› akarak kalm›fl an›n ikisin dahi Aktabya üzre defn edüp anlar›n üzerlerine Sührâb Mehemmed Pafla bir hafleb kasr › cihân-nümâ inflâ edüp hâlâ ziyâretgâh › gâziyând›r.

Andan yine cümle guzât gâ’ib flühedâlar na­mâz› k›lup ba‘dehu ol gün taraf › pâdiflâhîden mü­messek gâzîler helvâlar› tabh olup cümle vüzerâ ve vükelâlara ve a€niyâ ve fukarâlar[a] helvâ y› guzât bezl olundu ve beytü'l-mâlc› defteriyle cümle iki bin elli yi€it cemedânlar› teslîm olup cümle flühedâ­lar, Re’îsü'l-küttâb defn olundu€u zemîn i hâmû­flânda defn olundu. Rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Ertesi gün rûz › pençflenbe idi, her vüzerâ ve her ocak halk› kazd›klar› meterisleri ve s›çan yollar›n leb-ber-leb edüp düzletmek fermân olunup cemî‘i asâkir i bî-pâyân ve niçe bin leflker i Erdel ve Eflak ve Bo€dan bu sahrâ y› Uyvar'a kazma ve kürekler ile zemîn i meydân › neberdi çapalayup çapalanup eyle Ferhâdî külüngler uruldu kim bir ânda sahrâ y› Uyvar hâmûn › Tîh'e döndü. Ve meterislerde defn olunan evvelki flehîdleri ç›karup kilimlerle büyük meflhedli€e tafl›rken niçe flühedâlar›m›z k›rk günden berü ter ü tâze bulundu.

{Menâk›b › flühedâ}

Hattâ bizim Kütâhiyyeli Yaz›c› Osmân nâm›nda bir erbâb › ma‘rifet hattât › benâm k›rk aded Ke­lâm › ‹zzet yazm›fl idi, yigirmi gün idi ki me­mesi üs­tün­den kurflum ile urulup flehîd i Hür ol­mufldu, me­te­risler yerinde na‘fle i flerîfi esbâb›yla bulunup yigirmi günden berü vücûd › flerîfi henüz ter ü tâze iki elleri gö€sünde flehâdet parma€›n kal­d›rm›fl bu­lu­nup henim kurflumun zahm› yerinden al ve ala kan çekîde çekîde revân olmada bulunup cemî‘i guzât gelüp ziyâret etdiler.

Hattâ Sadr›a‘zam dahi görüp "Hâzâ Hürrün fle­hîdün vâhidün ke-elf" deyüp hâssaten baflka an›n na­mâz› k›l›nup hakîr bu merhûmu kilim içre koyup kan› akarak cebbâne i flühedâda efendimiz Kad›zâ­de ‹brâhîm Pafla'n›n yan›nda esbâb›yla defn etdim. Rahmetullâhi aleyh.

Ve ol gün handaka da€lar gibi sürülen topra€› gerü sahrâya dökmek içün ve cümle handak tathîr olma€içün cemî‘i asâkir i ‹slâm'a ve Tatar › sabâ-reftâra ve kral › Erdel'e ve Eflak ve Bo€dan'a ve Kazak ve Âk Hatman'a fermânlar gidüp ol ân ol kûh › Demâvend ve Cebelü'l-Lübnân misilli topra€a asâkir i cemapur üflüp küffâr›n topu ve kumbaras› havf ve haflyeti olmad›€›ndan vakt i zuhra dek ol till i türâb › bülendi mûr türâb tafl›r gibi tafl›yup sah­rân›n çukur yerlerine doldurup müsâvî etdiler.

Ve yine ol gün handak› eyle tathîr etdiler kim kâfir zamân›nda olan umk›ndan befl âdem kaddi dahi asker i cemapur ol kadar kazd›lar kim tâ ka‘r › zemînden uyûn › câriyeler zâhir oldu.

Ertesi gün Budin ve Üstürgon ve Ustolni-Bel­grad'dan ve gayri yerlerden gelen cümle üstâd mü­­hendis bennâlar› cem‘ edüp ale'l-acele Uyvar'›n da­rebât › top › kal‘a-kûp ile münhedim olan yerlerini ta‘mîr etme€e Kurd Pafla'y› ve yedi aded mîr i mî­rânlar› ve Budin vezîri Sar› Abaza Hüseyin Pafla'y› ta‘yîn edüp Kiremitçi Ahmed A€a, ki Kad›zâde ‹brâhîm Pafla'n›n Ci€erdelen cenginde yarar ve nâmdâr kethudâs› idi, ilm i hendesede ve ilm i mi‘mârîde ferîdü'd-dehr bir zû-fünûn kimesne ol­ma€ile kal‘an›n ta‘mîr [ü] termîmine an› mu‘temed edüp Âsitâne mi‘mârbafl›l›€› va‘de olunup hil‘at i flehriyârîyle fleref-yâb olup kal‘ay› amâra cehd i ih­timâma flürû‘ etdi.

Ve ol gün âdem deryâs› temevvüc edüp kar›nca gibi kaynaflma€a bafllad›lar ve Uyvar'›n cânib i er­ba‘as›nda da€lar gibi piflmifl tulalar› tafl›yup han­dak kenâr›nda âmâde etdiler. Ve handak›n [121a] ke­nâr›nda alt› aded tabyalar mâbeynlerinde alt› yer­de altm›fl y›ll›k atîk kireç hazîneleri bulundu kim Uyvar gibi on kal‘a yapar pâk ve nazîf kireç ma‘denleri bulundu.

Ve Sadr›a‘zam ve cümle vü­zerâ ve a‘yân › dîvân kal‘a i Uyvar içre seyr [ü] te­mâflâ y› deverân ederek bizzât pâdiflâh › âlem-penâh içün bir câmi‘ inflâ etmek içün tecessüs ederek cümleden ma‘mûr u müzeyyen vâsi‘ ve mükellef ve münâsib çârsû y› bâzâr yerinde âyîn i millet i Mesîhiyye edecek düyûrlar›n metîni Macarlar›n kenîsesi cümleden binâ y› azîm olma€ile ale'l-ittifâk pâdiflâh › âlîcâh içün câmi‘ olmas›n elyak görüp ol ân bu ma‘bed­gâh › muzlimi çirk i flirkden ve telev­vüsât › müfl­rik­den pâk ü pâkîze edüp zîr i zemînle­rinde olan cîfe i murdârlar›n cümle derûn › câ­mi‘den ç›karup bîrûn › kal‘ada eski gûristânla­r›nda bir hafr i amîk kazup anda ilkâ etdiler.

Ba‘dehu yine bu Evliyâ y› bî-riyâ fakîr bu câmi‘in sakf›nda ibtidâ vakt i zuhr edâ olunmas› içün befl aded gulâmlar›mla makâm › çârgâhda bir asvât › bülend ile ezân › Muhammedîler tilâvet edüp ibtidâ Ordu Monlas› Ünsî Efendi imâmet edüp hakîr mü’ezzinlik edüp edâ y› salât › zuhur etdikde Sadr›a‘zam hakîre yetmifl üç altun ihsân edüp,

"Evliyâ gel seni bu câmi‘de asâleten imâm › hümâm edüp yevmiyye sana yüzer akçe ulûfe ede­lim" dedikde hakîr îbâ da etmedim, ammâ "Nasîb sultân›m" deyü cevâb edüp hâmûfl-bâfl oldum.

Andan Sadr›a‘zam Mi‘mârbafl› Ahmed A€a'y› ça€›rdup,

"Tîz bu ma‘bedgâha bir mihrâb ve bir minber ü nîk eser ve bir kürsî vü mahfil i mü’ezzinân › hûb-manzar inflâ et kim bir vâcibü's-seyr eser bün­yâd oluna kim bu câmi‘ i pür-nûra revnak u fer vere ve cemâ‘at i müslimîn ve gürûh › gâziyân › muhavvi­hi­dîn tâ‘at › Sübhânî ve flükr i Yezdânî edüp namâzlar k›l›nup niyâzlar oluna. Elbette bu mezkûr âsârlar yevm i Cum‘aya yetiflmek gerekdir" deyü ibrâm › mâlâ-kelâm edüp kal‘a içre gezerken vâlide sultâna câmi‘ olma€içün Nemse deyrin bu­lup fi'l-hâl bir kenîse i ibret-nümây› asnâm › kerâ­hat-intizâmdan cümle tathîr ve Süvâ‘ ve Ye€ûs ve Vedd ve Ye‘ûk1 misilli putlardan tebzîr etdirüp minber ü mihrâb ve kürsî [vü] mahfil inflâ olunmak fer­mân olundu, ammâ bu deyr i azîmden ç›kan lâfle i murdâr bir deyrde ç›kmayup kâmil bir haftada gücile tathîr olup fleb [ü] rûz ûd u amber çerâ€ân olup yine bed râyihadan bu deyrin yan›na var›l­mazd›. Me€er cümle mürd olan Nemseleri bunda meflad ederlerdi.

Ve Defterdâr Ahmed Pafla dahi bir câmi‘ inflâ etdi, ammâ bir küçük deyr idi. Beç kapusunun iç yüzüne vâk›‘ olmufldur.

Ba‘dehu Hünkâr câmi‘ine cemî‘i üstâdlar üflüp sûre i Bakara'da: 2 nass› üzre mihrâb › Îsâ'y› velî edüp k›blegâh › müs­li­mîn olan Mekke i Müker­re­me'ye do€ru bir musan­na‘ kârgîr binâ bir mihrâb › ra‘nâ edüp mih­râb› üzre beyâz mermerdeki celî hat Kubûrî­zâde hatt› olup hakîr mermer üzre kazd›m ve levha ve lâ­cüverd ile iki günde tamâm edüp yevm i hamîsde bu hakîre fer­mân gelüp,

"‹nflâallâh yar›nki gün ser-çeflme i mü’ezzinân olup salât › Cum‘a edâ olununca edâ y› hidmet edesin" deyü fermân geldikde hemân fermân › vezîr i dilîr ile ordu y› ‹slâm'dan yigirmi alt› aded hüsn i savta mâlik üstâd › kâmil vüzerâ mü’ezzinleri cem‘ edüp ale's-sabâh ki, yevm i Cum‘ad›r cümle mü’ezzinân › Bilâlîleri bafl›ma cem‘ edüp salât › Cum‘aya iki sâ‘at i nücûmî kalup, dahi câmi‘in mi­nâresi yok ve nâkûshânesi sademât › top ile mün­hedim olmufldu, âhir i kâr cümle mü’ezzinân ile câmi‘in sütû­h›na ç›kup âyîn i Bilâl i Habeflî üzre makâm › se­gâhda müselsel salâlar› savt › bülend ile,

"Accilû bi's-salâti kable'l-fevt ve accilû bi't-tev­beti kable'l-fevt" diyerek kâmil bir sâ‘at i nücûmî salâlar verüp vakt i zuhra bir sâ‘at karîb kald›kda Sadr›a‘zam alay ile ubûr ederken salâm›z› istimâ‘ edüp cümlemize iki yüz sikke i mümessek zer i hâ­lis gönderüp cümle pay berâber hissemend olduk.

Andan afla€› câmi‘de nev-binâ mahfilimize urûc edüp devr i flerîfe bafllayup ba‘dehu hakîr devr i flerîfi itmâmdan sonra ba‘de't-tarziye ve tasliye ha­tîb i necîb belî€u'l-ayân ve'l-beyân elinde bir flem­flîr i âtefl-tâb › uryân ile meflîh-vâr minber i hûb-manzara urûc edüp seccâde i Resûlullâh üzre karâr-dâde olup bu hakîr cümle tarîk i Bilâliyân, ya‘nî zümre i mü’ezzinânlar ile k›yâma gelüp yekgâh ve dügâh ve segâh ve çârgâh ve pençgâh › Muham­me­dî makâm­la­r›nda gûnâ-gûn flu‘abât ve terkîbâtlarda tahrîrât ederek Dâvûdî hofl-elhânlar; ile kavl i Edvâr kitâb› üzre rehâ buldurup [121b] gülbâng › Muhammedîye müselsel â€âzeler edüp ezân › Muhammedî tamâm oldukda cümle cemâ‘at ve dükeli guzât › müslimîn ve a‘yân › kibâr u s›€âr ve muvahhidîn âsûde-hâl oturup hutbe i flerîfi gûfl › hûfllar›yla istimâ‘ etme€e sâmi‘înden olup andan imâm › âdil hutbeye bed' edüp ibtidâ hamd i Hâl›k › Bîçûn ve ba‘dehu Resûlü's-sakaleyn içün tasliye ve Çâryâr › bâ-safâlar içün tarziyelerden sonra nâm › hümâyûn › pâdiflâh › z›llullâh hâdimü'l-Haremey­ni'fl-flerîfeyn i cem-ce­nâb›n sefer i meserretin yâd eyledikde cemî‘i gu­zât › müslimînin mürde dilleri flâd olup hayr du‘âda iken cümle cüyûfl › muvah­hidîn kâffe i ümem, ki cemâ‘at i kesîre idi, bu gürûh › müslimînin hadd [ü] hasr›n Hudâ y› Mü­te‘âl bilir kim bu câmi‘ derûnu de€il bu evvel cum‘ada kal‘an›n flâhrâhlar› ve der [ü] dîvârlar› ve sakaflar› üzre cemâ‘at i kesîre h›nc-â-h›nç olup hisâbdan bîrûn idi.

Hattâ bu câmi‘ içre secde etme€e bir flibr yer kalmayup cemî‘i musallîler birbirlerinin arkalar›na secde etdiler. Tâ bu mertebe izdihâm › azîm idi. Ve hikmet i Hudâ her cemâ‘atin derûnlar›na birer gûne hâlet ve flevk ve herkese bir derece bükâ ve zevk vâk›‘ oldu kim gözleri yafllar› mîzâb-vâr cereyân edüp seylâb › eflk i revân oldu.

Hamd i Hudâ bu du‘â h›rmeninde bulunup edâ y› hidmet edüp bade's-salât › Cum‘a yigirmi aded Bilâlî refîklerime iki yüz sikke i hasene gelüp hakîr yine ale's-seviyye bahfl › kalenderî edüp tak­sîm etdim.

Ba‘de'n-namâz ve'n-niyâz kal‘an›n cümle der [ü] dîvârlar› üzre cemî‘i guzât › muvahhidîn pür-si­lâh âmâde olup üç nevbet yeniçeri oca€›ndan gül­bâng › Muhammedî çekilüp top u tüfeng flâdumân­lar› olup tâ vakt i zevâle dek mehterhâne fas›llar› oldu ve herkesin yüzleri güldü ve niçe yerlerden ba‘z› kurâlar›n kefereleri gelüp mutî‘ [u] münkâd oldu.

Ba‘dehu vezîr i sâhib i tedbîr müflâvere i kebîr edüp "Âhir i kâr hüsn i tedbîr budur" deyüp kal‘a i Uyvar'›n cânib i erba‘as›ndaki eyâletinde müflâ olan k›lâ‘larda olan kapudanlara ve goroflara ve ir­fleklere ve flaglara ve birovlara mükellef ü mükem­mel ve muhteflem ifl görmüfl a€alara yetmifl alt› aded nâmeler verilüp her bir a€a birer kal‘aya itâ‘atnâ­me­ler götürüp anlar gitmede.

‹btidâ Sadr›a‘zam asâkir i ‹slâm ile dahi Budun kal‘as› alt›nda iken itâ‘at etmeyüp ›hrâk olan kal‘alar bunlard›r kim ›hrâk olundu, be-dest i Sar› Arslan Hüseyin Pafla.

Evvelâ Ustolni-Belgrad kurbunda Pirespirim kal‘as› ve Tata kal‘as› ve Papa kal‘as› ve Çobaniçse kal‘as›, bunlara yetmifl bin Budin askeriyle Hüse­yin Pafla varup mutî‘ olmad›klar› ecilden cümle ›hrâk bi'n-nâr oldu, ammâ,

tâ‘at eden bunlard›r kim zikr olunur: Be-dest i Kad›zâde ‹brâhîm Pafla, be-kurb › kal‘a i Üs­tür­gon der-hâk i Ci€erdelen.

Kal‘a i Veresin, ammâ kal‘a i Uyvar feth ol­madan feth olan be-dest i Be€ko Pafla, kal‘a i fiu­ran istîmân ile feth olup içine dizdâr ve merdümân › hisâr koyup miftâhlar› Sadr›a‘zama geldi ve metîn serhadd i kavî oldu, ammâ Uyvar'a 4 sâ‘at karîbdir.

Andan kal‘a i Doymos ve kal‘a i Sudin, bu iki kal‘a Üstürgon karflusunda ‹pol ve Gara nehirleri kurblar›nda olup salâbet i asâkir i Âl i Osmân'a tâ­kat getiremeye­cek­lerin bilüp bu kal‘ateyni küffâr ken­düleri ›hrâk bi'n-nâr edüp âhir terk i diyâr ederek da€lara ve gayri diyârlara firâr edüp cümle cebe­hânelerin Üstürgon kurbunda Viflegrad gâzîleri alup kal‘a i Viflegrad'a korlar. Ba‘dehu Uyvar feth olup bu iki kal‘a keferelerinin kapudanlar› Sadr›­a‘za­ma gelüp itâ‘at etdiler.

Andan kal‘a i Sente ve kal‘a i fielele ve kal‘a i Gal­gofça, bu üç aded kal‘alar nehr i Vak kenâr›n­dad›r. K›bleli Pafla eliyle itâ‘at edüp akd i sulh olundu.

Andan kal‘a i Komyat ve kal‘a i Nektoboçin ve kal‘a i Gimofl ve kal‘a i H›roflo ve kal‘a i Kosnoçoçan ve kal‘a i Verebil, bu kal‘alar cümle be-dest i Serdâr Köse Ali Pafla itâ‘at etdiler.

Andan kal‘a i Çakani ve kal‘a i Hollok ve kal‘a i Diregel ve kal‘a i Seçan ve kal‘a i Germat ve kal‘a i Buyak ve kal‘a i Ma‘denler ve bu ma‘den kal‘alar› birbirine karîb dörd aded kal‘a­lard›r. Ve cümle bu on aded kal‘alar bizim E€re kal‘a­s› kurbundaki sahrâlarda birbirlerine karîb kal‘alard›r. Hattâ fâtih i E€re Mehemmed Hân as­r›nda mezkûr kal‘alar cümle Âl i Osmân'›n kabza i tasarrufunda idiler. Ba‘dehu sene 1004 târîhinde küffâr yine bu mezkûr kal‘alara cümle [122a] istîlâ etdi. Hamd i Hudâ bu sene i mübâre­ke­de be-dest i vâlî i E€re Filibeli Pirincci Mehem­med Pafla ve ma‘iyyet i Kaplan Pafla bu kal‘alar itâ‘at etdiler.

Bu kal‘alardan sonra kal‘a i Komyadin ve kal‘a i Nemalgoç ve kal‘a i Salakoz ve kal‘a i Vere­bi ve kal‘a i Gaymofl ve kal‘a i fiarlofça ve bu kal‘alar Novigrad ve Leve taraflar›nda ma‘mûr kal‘a­lar idi. Tatar Hânzâde Ahmed Giray Sultân Kar­dafl Kazaklar ile bu kal‘alar› feth edüp cümle küf­fârla­r›n› esîr i bend-i zincîr etdikden sonra kal‘a­n›n hemi mâl › ganâ’imin alup ›hrâk-bi'n-nâr eder. Ba‘de'l-feth i Uyvar bu kal‘alar›n firâr eden küffârlar› gelüp yine Hânzâde Ahmed Giray Sultân eliyle itâ‘at etdiler.

Ve bu zikri sebkat eden otuz aded kal‘alar ve yetmifl aded varofl › mu‘azzamlar ve yedi yüz aded ka­saba-misâl ma‘mûr u âbâdân kurâlar›n cümle hâ­kim­leri ve irflekleri ve kapudanlar› ve birovlar› ve flaglar› ve pa­pas­lar› cümle hedâyâlar›yla huzûr › Sadr›a‘zama ge­lüp pâypûfl › vezîr i dilîri bûs edüp itâ‘at etdikle­rin­de cümle k›lâ‘lar›n kapdanlar› elle­rine mu‘âf­nâ­me emr­leriyle muhâfazac› be€ler ve paflalar ih­sân olu­nup cümle kal‘alar eyâlet i Uyvar kayd olu­nup eyâ­let i Uyvar Kurd Pafla'ya sadaka olundu, ve's-selâm.



Der-beyân › ›syân › kal‘a i Litre ve kal‘a i Leve ve kal‘a i Novigrad

(   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Bu üç pâre k›lâ‘ › h›sn › hasîneler ve sedd i üstüvâr-› metîneler aslâ itâ‘at etmeyüp ve ahidnâme ile varan elçileri te’ezzî ederek kimin dö€üp kimin sö€üp kovarak elçiler dahi vâk›‘ i hâli Sadr›a‘zama bildirdikle­rin­de Sadr › âlî-vakâr "Olmaya illâ hayr" deyüp yerinde karâr et­diklerinde mezkûr Litre ve Leve ve Novigrad kal‘a­lar›n›n katanalar› yarar ve Senc Efrenc ve Nemse ve Macar kâfirleri olmak ile Uyvar'dan etrâf [u] ek­nâfa çete ve poturaya giden gâzîlerden üç dörd bin âdem esîr etdiler.

Bâ-husûs Uyvar'dan fermân ile Üstürgon kal‘as›na zahîreye giden asâkir i ‹slâm'dan niçe yüz âdemler alup mezkûr kal‘alar›n katana kâfirleri âdem geçirmez ve hayvânât gezdirmez oldular.

Hemân Sadr›a‘zam cemî‘i ocak halk›yla ve ifl görmüfl, eflmifl ve yortmufl ve tohtaflm›fl ve bafl alm›fl müsin ihtiyâr âdemler ile meflveret i azîm edüp âhir netîce i kelâmlar› ol oldu kim "Mezkûr üç aded kal‘alara üç vezîr ve yigirmi bin gâziyân › dilîr as­ker i ‹slâm verilüp ve müstevfâ mühimmât [u] levâ­z›mât tedârikleri görülüp üç aded kal‘ay› muhâsara edeler" deyü müflâvereye netîce verilüp Fâtiha i fle­rîf k›râ’at olundu.

Evvelâ sene 1074 mâh › Rebî‘ulevvel'[in]in gur­resinde Novigrad kal‘as› üzre Kaplan Pafla serdâr olup hil‘at i pâdiflâhî geyüp umûmen Anatolu eyâ­leti askeri ve on oda yeniçeri ma‘a Za€arc›bafl› ‹b­râ­hîm A€a ve dörd oda topç›yân ve dörd oda mü­kel­lef cebeciyâna Fazl› Kethudâlar› serdâr oldu. Ve afla­€› bölükden bir bölük sa€kol sipâhîler a€as› ve Tire ve Ma€nisa zu‘amâs› ve yigirmi bin Tatar › sabâ-reftâr ile K›r›m Hân› flehzâdesi ve alt› pâre bal­yemez toplar ile elli aded top › flâhisi cümle mühim­mâtlar›yla verilüp bu mezkûr elli bin askere Kaplan Pafla serdâr olup du‘â ve senâ ile hil‘at i pâdiflâhîyle fleref-yâb olup Novigrad gazâs›na alay › azîm ile Te­vek­külen-alallâh deyüp azm i râh › Novigrad etdi­ler. Hudâ y› Müte‘âl emr i sehel ile feth i Novi­grad'› müyesser eyleye.

Beri tarafda yine kal‘a i Uyvar'›n enderûn [u] bî­rûnun ta‘mîr ü termîm etme€e cidd ü cehd i ihti­mâm olunurdu.

Ba‘dehu yine mâh › Rebî‘ulevvel'in ikinci günü Köse Ali Pafla Leve kal‘as› üzre serdâr › mu‘azzam oldu. Kal‘a i Varat an›n eliyle feth oldu. Leve kal‘a­s› dahi bunun eliyle feth ola, âmîn ve yâ Mu‘în. Cümle eyâlet i Bosna askeri ve on oda ye­ni­çe­ri­ler ile samsoncubafl› ve sol bölükden afla€› bölük a€as› ve befl oda cebeciler a€as› Ahmed Kethudâ ve befl oda topçular ile alt› aded balyemez ve yigirmi bin aded Tatar kâfire amân vermez askeriyle cümle otuz bin aded leflker i müslimîn olup Serdâr Ali Pafla hil‘at i pâdiflâhîler geyüp Leve gazâs›na tevec­cüh edüp revâne oldular. Cenâb › Fet­tâh › Kerîm ke­rem edüp suhûletle kal‘a i Leve feth [ü] fütûh ola, âmîn, bi-hurmeti seyyidi'l-mürselîn.

Andan mâh › mezbûrun üçüncü günü ki oldu, Budin vezîri olan Siyâvufl Pafla birâderi Abaza Sar› Hüseyin Pafla cümle Budin eyâleti gâzîleriyle ve on oda kapukulu yeniçerileriyle ve befl oda cebeciler ve befl oda topçular ve alt› pâre balyemez toplar ve yigirmi pâre flâhî zarbuzan toplar cümle mühim­mât­lar›yla verilüp yigirmi bin aded Bucak Tatar› as­keri dahi fermân olup Hüseyin Pafla otuz bin as­kerle Litre kal‘as› üstüne serdâr › mu‘azzam olup du‘â ve [122b] senâ ile hil‘at i flehriyârî geyüp alay › azîm ile azm i râh › Litre deyüp gitmede.

Hemân bu hakîr Evliyâ y› fakîrin karâr› kalma­yup Sadr›a‘zam Kethudâs› ‹brâhîm A€a'dan me’­zûn olup,

Litre gazâs›na gitdi€imizi beyân eder

Bir çad›r›mla ve alt› aded hüddâm›mla ve iki re’s seyishânemle Uyvar'dan üç sâ‘atde cânib i flimâle meyyâl gidüp,



Evsâf › palanka i fiuran

Uyvar'dan evvel Be€ko Pafla feth etdi€i bâlâda tahrîr olunmufldur.

Nehr i Litre kurbunda bir vâsi‘ sahrân›n nihâ­yetinde mefleyistânl› bay›rlar alt›nda flekl i murabba‘ metîn a€aç palankad›r. Cânib i cenû­ba nâz›r iki kat tahta kapusu ve metîn handak› ve cebe­hânesi ve toplar› mükellef ü mükemmeldir.

Hüseyin Pafla efendimiz bu kal‘aya bin aded güzîde asker dahi koyup cebehânesi ve top­lar›n dahi ziyâde koyup varofluna cümle re‘âyâs› gelüp derûn › kal‘ada muhâfazac› olan Ohri be€i askeriyle cümle re‘âyâ hüsn i ülfet edüp gâyet amâr olmufl.

Hakkâ ki amâr olacak yerdir, zîrâ Litre ile Uyvar aras›nda bir cây › menâs bâ€l› ve bâ€çeli ve da€l› ve çemenzâr lâlezârl› yerdir. Hüseyin Pafla efendimiz bu cây › ferah-fezâdan hazz edüp "Bu kal‘a bize elzem i levâz›­m›n­dand›r" deyü derûn › hi­sâra bir oda yeniçeri ve bir oda topçu ve bir oda ce­beciler koyup ertesi gün nefîr i r›hletler çal›nup an­dan cânib i flimâle 3 sâ‘at gidüp,

Evsâf › muhâsara i kal‘a i Nitre

‹btidâ bânîsi Hazret i Îsâ zamân›nda cemî‘i Alaman diyâr› kâfirlerinin irfle€i, ya‘nî bilâ-teflbîh irim papadan bir mertebe afla€› müftîleri olan Nit­re­pol nâm bir papas › bed-nâm binâ etme€ile an›n ismiyle müsemmâ bir kal‘a i bâlâd›r kim zirve i a‘lâs› eflâke ser çekmifldir. Hâlâ yine Alaman diyâ­r›­n›n bafl b›trîkleri kank› la‘în ise bu kal‘a bafl pa­pas­lar›n›n hâss›d›r, lâkin bu kal‘an›n galat › mefl­hûr ile ismi Litre'dir. Lisân › Macarda Nitrepol cen­net kuflu demekdir.

Hattâ bu kal‘a zeylinden cereyân eden nehr i Nitre'ye cennet suyu derler. Bafl› Ma‘den da€­lar›ndan tulû‘ edüp Uyvar kal‘as› handak› içinden geçüp nehr i Vak'a kar›flup ikisi bir yerden kal‘a i Komaran önünde nehr i Tuna'ya mahlût olur bir âb › hayât sudur, ve's-selâm.

Hemân ki Gâzî Hüseyin Pafla amân u zamân vermeyüp deryâ-misâl asker i ‹slâm ile Litre'nin toplar› alt›na girüp meks i h›yâm etdikde derhâl kal‘a kapudan›na ve goroflar›na ve gayri ifl erlerine bir nâme ya­zup

"Evvel benâm › Hudâ celle celâluhu ve amme nevâluhu ve lâ ilâhe gayrahu, sâniyen Muham­me­dün levlâke levlâke lemâ halaktü-Eflâk, sâlisen Çâr­yâr › bâ-safâ r›dvânullâhi Ta‘âlâ aleyhim ecma‘în.

Siz ki millet i Mesîhiyye eflirrâs› bir alay dalâ­let-âyîn ve papas k›ssîs i bî-dînsiz ve kapudan› olan h›nzîrs›z. Nâmem vusûlünde vezîria‘zam ve beh­râm › âlî-himem hazretlerine kal‘ay› teslîm edesiz ve her ne cânibe isterseniz gidesiz.

Ve kal‘a içinde olan ümmet i Muhammed esîr­lerimize bir zarar isâbet etdirmeyesiz. E€er bir esî­rimizin k›l›na hatâ gelirse sizin cümleniz k›rar›z. Ve illâ bu nâmeme muhâlefet edüp yok derseniz kal‘an›z›n cânib i erba‘as›n kufladup sademât › top › kûp ile cümle der [ü] dîvârlar›n Hemedânî sürme edüp asâkir i gulgule i Rûm ile yürüyüfl etdirüp cümlenizi dendân › t› bürrândan geçirüp bak›y­ye­­tü's-seyf olanlar›n›z› pây-beste ve dil-haste etme­miz mukarrerdir, ve's-selâm" deyü bu gûne nâme Elçi Hasan A€a ile kal‘a kapudan›na varup vâs›l olunca mefhûm › kelâm› ma‘lûmlar› olunca cümle kefere vü fecereler bir yere cem‘ olup turvin ve mü­flâvere ederler.

Âhirü'l-emr cümle küffâr yek-dil ü yek-cihet olup sene 1074 mâh › Rebî‘ulevvel[in]in onuncu gün cümle küffâr › dûzah-karâr dendân › bedenler­de ka­râr edüp,

"Amân el-amân ey güzîde i Âl i Osmân › gâzi­yân" deyü feryâd ü fi€ân ederek kal‘a i Litre'nin Uyvar kapusu üzre Hüseyin Pafla'ya mukâbil beyâz amân bayraklar› diküp kal‘adan taflra kapudan› ve birovlar› ve goroflar› ve bin mikdâr› Nemse küffâr­lar› piyâde olup cümle 5.000 aded {küffâr kal‘a­dan} taflra avret ve o€lanlar›yla ç›kup va­roflda üç yüz mikdâr› arabalar›na binüp fiimatorna be€i ve Bu­dun gönüllü gâzîleri bu küffârlar› selâ­metle Ma‘den kal‘alar›na götürme€e me’mûr olup git­dik­­lerinde hemân kapukulu yeniçerileri kal‘a i Litre içine dâhil olunca hemân hakîr i fakîr kal‘a i Litre'nin Uyvar kapusu üzre urûc edüp elime dal ti uryân›m alup bir kerre derûn › dilden i‘lân › Muhammedî zafer-âyât ezân›n tilâvet etdikde cümle ocak a€alar› ve Hüseyin Pafla Kethudâs› Hüseyin A€a do€ru hazîneye ve cebehâneye varup gördüler kim kal‘a kapusunun ve cebehâne ve hazînenin mif­­tâhlar› iki yüz yafl›nda bir papas elinde imifl. "Hofl geldiniz" deyü [123a] cümle miftâhlar› Hü­se­yin kethudâs›na teslîm edüp mezkûr papas kal‘a­daki deyrinde kalma€› ricâ etdikde hemân Hüseyin A€a y› müdebbir "Sen bu kal‘ada dur­dukça bu kal‘a fitneden hâlî olmaz" deyü kal‘adan taflra papas › hannâs› ç›karup hazîne ve cebehâneyi zabt etdiler.

Ve cümle asâkir i ‹slâm kal‘a içine leb-ber-leb oldular ve ol ân cemî‘i toplar› atup gülbâng › Mu­ham­medîler çekilüp flâdumânlar olup vezî­ria‘zama kal‘an›n miftâhlar›yla müjdeciler gitdiler.



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin