İslam Dini – İsmet Çalapkulu


PEYGAMBER (S.A.V.)’İN KABRİNİ ZİYARET



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə19/20
tarix12.01.2019
ölçüsü0,51 Mb.
#95651
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20

PEYGAMBER (S.A.V.)’İN KABRİNİ ZİYARET


Peygamberimiz (S.A.V.) Mekke’den hicret ettikten sonra Medine’ye yerleşti. Ve bu kutsal beldede vefat etti. Peygamberimiz (S.A.V.)’in kabrinin bulunduğu yer yeryüzünün en kutsal ve en şerefli mekânıdır. Çünkü o yerde yatan yüce Peygamberimiz (S.A.V.) yaratılanların en üstünü ve Allah’ın en sevgili kuludur. Medine-i Münevvere Allah’ın her zaman rahmetle nazar ettiği mukaddes bir yerdir. Bu şehre kim girerse, o yüce Peygamberimiz (S.A.V.)’in hürmetine Allah’ın engin rahmetine nail olur. Bu ziyaret Allah’a yaklaşmanın da en kısa ve etkili yoludur.

Peygamberimiz (S.A.V.)’in ve ashabının yaşadığı yerleri her Müslümanın mutlaka görmesi lazımdır. Bu kutsal dinin nasıl yayıldığını, vermiş oldukları zor şartlardaki mücadeleyi yerinde görmek gerekir. Bu durum insana ayrı bir mutluluk ve huzur verir. Vahyin indiği ve bütün insanlara tebliğ ettiği mekânda her Müslüman bizzat bulunmalıdır.

Peygamberimiz (S.A.V.)’i ziyaret etmek için Mescid-i Nebevi’ye giren kimse önce kabri ile minberi arasında iki rekât tahiyyetü’l mescid namazı kılmalıdır.

Peygamberimiz (S.A.V.):

“Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.” Buyurmuştur.

(Buhari)


Bilindiği gibi Peygamberimiz (S.A.V.), Hz. Aişe (R.A.)’nin odasında vefat etti ve oraya defnedildi.

Peygamberimiz (S.A.V.)’i ziyaret etmek isteyen kişi, kabre başı hizasında yaklaşıp arkasını kıble’ye döner, ayakta büyük bir saygı ile salât ve selam getirerek duada bulunur. Peygamberimiz (S.A.V.) hayatta iken, seçkin ashabı nasıl O’na saygı göstermişse, her Müslümanın aynı hürmet ve saygıyı vefatından sonra da göstermesi gerekir. Huzurunda yüksek sesle bağırarak konuşmak veya bu şekilde dua etmek uygun değildir. Verilen bütün selamlar anında görevli melek tarafından Efendimiz (S.A.V.)’e iletilir. Ve ümmetinin yapmış olduğu ameller O’na arz edilir.

Peygamberimiz (S.A.V.):

“Beni vefatımdan sonra ziyaret edenler, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”

Başka bir hadiste:

“Kabrimi ziyaret edene kıyamet gününde şefaatim vacip olur.” buyurmuşlardır.

Peygamberimiz (S.A.V.)’i ziyaret ettikten sonra birkaç adım sağ tarafa doğru giderek, Hz. Ebubekir (R.A.)’in başı hizasına gelinir. Selam verip dua edilir. Sonra birkaç adım daha ilerleyerek Hz. Ömer (R.A.)’in başı hizasında durulur. Selam verip yine dua edilir.

Kâbe’yi ziyaret eden her Müslümanın, çok büyük bir engeli yoksa mutlaka Peygamberimiz (S.A.V.)’i ziyaret etmesi gerekir.

Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadiste;

“Kim Beytullah’ı ziyaret eder de beni ziyaret etmezse bana cefa etmiş olur.” Buyurmuşlardır.

Onun için mutlaka Peygamberimiz (S.A.V.) özel bir şekilde ziyaret edilmelidir. Anlaşıldığı üzere Peygamberimiz (S.A.V.)’in kabrini ziyaret etmek, en faziletli amellerden sayılmıştır.

Mekke-i Mükerreme’de yapılan ibadetlerin mükâfatının yüz bin, Medine-i Münevvere’de yapılanların sevabının ise bin olduğu bildirilmiştir.

Daha sonra Mescid-i Nebevi’ye yakın olan Baki Kabristanına gidilir. Ve burada yatan Peygamberimiz (S.A.V.)’in yakın akrabaları, ashabı İslâm büyükleri ziyaret edilir.

UMRE


Lügat anlamı ziyaret etmektir. Umre, ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında sa’y yaptıktan sonra traş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir. Farz ve sünnet oluşu hakkında farklı görüşler vardır. Hanefi ve Maliki mezheplerine göre her Müslümanın ömründe bir defa umre yapması müekked bir sünnettir. Şafii ve Hanbelî mezheplerine göre ise farzdır. Umre her zaman yapılabilir. Belli bir zamanı yoktur.

Umrenin iki farzı vardır. İhram ve tavaftır. İhram şart, tavaf ise rükündür.


UMRENİN YAPILIŞI


Harem bölgesi dışında Mikat’larda usulüne uygun şekilde ihrama girilir. İki rekât ihram namazı kılındıktan sonra Harem-i Şerif’e gelince; Allah’ım senin rızan için umre tavafı yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle diye niyet edilir. Kâbe usulüne uygun şekilde tavaf edilir. İki rekât namaz kılındıktan sonra Safa kapısının önünde; Allah’ım senin rızan için umremin sa’yını yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştırır ve benden kabul eyle diye niyet edilir. Safa ile Merve arası sa’y yapılır. Sa’y tamamlandıktan sonra traş olup, ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.

HACDA VEKÂLET

İBADETLERDE VEKÂLET


İslâm dininde ibadetler bedenle, malla, hem beden ve hem de mail ile yapılanlar olmak üzere üç kısma ayrılır:

Bedenle yapılan ibadetler; namaz, oruç ve itikâf gibi olanlar bir başkası tarafından yerine getirilemez. Bu gibi ibadetlerin vekâletle yerine getirilmesi mümkün değildir.

Zekât, kurban ve sadaka gibi sadece mal ile yapılan ibadetler de ise vekâlet caizdir. Bir kimse zekâtını bizzat kendisi verebileceği gibi başkasına da bu konuda vekâlet verebilir.

Hac ibadeti ise hem mal hem de bedenle yapılan bir ibadettir. Hacda tavaf ve sa’y bedenle yapılır. Yol masrafları ise bu ibadetin mali yönünü teşkil eder. Mükellef olan kimsenin hac ibadetini yerine getirmekten aciz olması halinde bu görevi yerine getirmesi için vekil göndermesi caizdir.

Üzerinde hac farz olduğu halde, bu farzı yerine getirmeden ölen kimse, Allah (C.C.) katında borçlu ve sorumlu olur. Ölen kimsenin bu konuda herhangi bir vasiyeti yoksa mirasçıların hac için bir kişiyi bedel olarak gönderme mecburiyetleri yoktur. Ancak vasiyeti varsa ölenin bıraktığı mirasın üçte birinden bedel olarak gönderilecek kişinin masraflarının ödenmesi gerekir.

Buhari’de rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (S.A.V.) adadığı için üzerine hac vacip olan ve bunu yerine getirmeden ölen kimsenin yerine mirasçılarının hacca gidebileceğini bildirmiştir. Ayrıca yaşlı olan bir kimsenin adına hac edilmesine de izin vermiştir.


VEKİL GÖNDEREN DE ARANAN ŞARTLAR


Vekil gönderen kimse için hac farz olmalıdır. Şayet üzerinde farz değilse, onun yerine yapılacak hac nafile bir ibadet olur.

Hacca gidemeyecek kadar çok yaşlılık, iyileşme ümidi bulunmayan bir hastalık, görme veya yürüme engelinin olması lazımdır.

Kendisi için hac etmesini vekilden istemesi gerekir. Benim için hac et diye muhakkak söylemelidir. Böyle bir vasiyet olmadan başkasının yapacağı hac mükellefin borcunu asla düşürmez.

Şayet mükellef ölmüşse, mirasçılar onun yerine kendileri gitmeli veya bir vekil göndermeleridir.


VEKİLDE ARANAN ŞARTLAR


Vekil ehil olmalıdır. Yani hac ibadetlerini başarabilecek bir beceriye sahip olmalıdır.

Vekil gönderenin isteği doğrultusunda hareket etmelidir. Onun istediği haccı yapmalıdır. İfrad haccı istemişse onu yapmalıdır. Bunun dışında temettü haccını yapamaz.

Vekil ihrama girerken gönderenin adına niyet etmelidir. Şayet kendisi için niyet ederse o zaman aldığı parayı geri iade etmesi gerekir. Çünkü kendi adına hac yapmıştır.

Vekil haccı bizzat kendisi yapmalıdır. Herhangi bir tutuklama veya hastalık sebebiyle vekil bu görevi ifa etmeyip başkasına devretmişse aldığı parayı iade etmesi gerekir. Daha önce bu konuda bir yetki almışsa, o zaman bu görevi başkasına devredebilir.

Vekil sadece bir kişi için ihrama girebilir. Birkaç kişi için birden niyet ederek ihrama giremez. Çünkü yapılacak ihramın özüne aykırı olur.

Yapılacak masraflar dışında, vekil ücret şart koşamaz. Çünkü hac bir ibadettir. İbadet para ile yapılmaz. Allah (C.C.) rızası için yapılmalıdır.

Vekilin yapacağı bütün hac masrafları gönderen kişiye aittir. Ancak vekil olarak gönderilen mirasçı ise bu hükmün dışındadır.

Gönderilecek vekilin Müslüman, akıllı, ergenlik çağına girmiş ve mümeyyiz olması gerekir.

Vekil hac ibadetini bitirdikten sonra kendisi için umre yapabilir.

Vekil vasıtaya binerek hac etmelidir. Vasıta ücretini alıp, yürüyerek hac edemez. O zaman kendi adına hac etmiş olur. Aldığı parayı iade etmesi gerekir.




Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin