İslam'da evliLİk ve cinsel sorunlar


ŞİA VE EHL-İ SÜNNET'TE MÜT'A



Yüklə 0,78 Mb.
səhifə47/50
tarix30.07.2018
ölçüsü0,78 Mb.
#64275
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50

ŞİA VE EHL-İ SÜNNET'TE MÜT'A


Müt'aya Resul-i Ekrem (s.a.a) tarafından müsaade edildiği ve ashabm da bununla amel ettiği Ehlisünnet ve Şia tarafından kabul edilmektedir. Yalnız, aradaki ihtilaf, mut-amn hükmünün kaldırılışı hususundadır.

Ehlisünnete göre bu hüküm Resul-i Ekrem zama-nında helâl olduğu hâlde sonraları kaldırıldı ve ardin-dan haram kılındı. Haram hükmü sünnette gerçekleşti-rilip Kur'ân'da gelmemiştir. Şia'ya göre ise bu hüküm Resul-i Ekrem zamanında olduğu gibi tüm zamanlarda da varolacaktır. Dolayısıyla ihtilafın mezkur hükmün geçerli olup-olmayışı hususunda olduğu görülmektedir.

Ehlisünnet, müt'a hükmünün halife Ömer zamanında kaldırıldığına inanmaktadır.

Bazıları müt'anın Resulullah veya Ebubekir zama-nında kaldırıldığını savunuyorlar. Oysa bu asılsız bir sa-vunmadır. Eğer müt'a Resulullah (s.a.a) veya Ebubekir zamanında yasaklanmış olsaydı, Ömer, "Resulullah zamanında helâl olan iki şeyi ben haram ediyorum..." demezdi.

Dolayısıyla Ömer'in bu hükmü içtihat ile yorum-lanmış, Allah ve Resulünün vermiş olduğu hükmün tarn tersi uygulanmıştır. Şia'nın da kabullenmediği

348


nokta buradadır. Zira, içtihadın böylesini kabullenmek gerçekten de Allah'a kul olmanin hilafma bir şeydir ve doğrusu bu pek büyük bir yanlıştır.

Ayrıca Ehlibeyt, müt'anın kıyamete kadar helâl olacağını bildirmiştir. Halife Ömer'in yukarıdaki sözünü man-tıksal olarak inceleyecek olursak, içtihat ile yo-rumlamamn ve Ömer'e içtihat hakkı tanıyarak olayı geçiştirmeye çalışmanın çok yanlış bir şey olduğunu göreceğiz. Çünkü bu nass karşısında içtihat etmektir. Ve yüce Allah'ın Kur'ân-ı Kerim'de buyurduğuna göre sapıklıktır:

"Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman ar-tık inanmış bir erkek ve kadina o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşer."1

Oysa Ömer'in uyguladığı yasaklama, geçici ve o zamanın maslahatına uygun olarak yapılan bir şey idi. Bunun içindir ki, "Resulullah onları haram etti veyahut nesh etti." demiyor, haram edişini kendisine isnat edi-yor. Yine, "Ya-panları Allah cezalandırır" demiyor; "Ben cezalandırırım!" diyor. Bundan anlaşılıyor ki, onun maksadı o zamana ait bir şeydi. Haram sayması ortam ve zamana göreydi, dine gore değildi. Fakat sonra ge-lenler bu noktayı ve hiç kimsenin Allah'm helâl ettiğini haram etme yetkisine sahip olmadığını idrak edemedi-ler.

1- Ahzâb / 36.

349


Fazl, İmam Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet etmekte-dir: Jmamin şöyle buyurduğunu duydum: "Ömer, Irak ehlinin onun müt'ayı haram ettiğini sandıkları habe-rini duyunca, birisini ğönderip onlara: Onun müt'ayı haram etmedigini ve Allah'm helâl kıldığı şeyleri haram etme yetkisine sahip olmadığını, sadece (zama-nın şartlarına uyğun olarak) onun müt'adan nehyettiğini haber vermesini so'yledi."1

Müt'ayla İlgili Hadislerden Örnekler:


1- "Cabir b. Abdullah açıkça şöyle dedi: Biz Resulul-lah ve Ebubekir zamanında... günlerce miit'a edebiliyor-duk; yalnız, Ömer onu Amr b. Haris yüzünden yasakla-di."2

2- "Ashaptan biri şöyle diyordu, Cabir b. Abdullah'in yanındaydım. Bir şahıs gelerek ona; 'İbn-i Abbas ve Ibn-i Zübeyr iki müt'a hakkında (müt'a-ı hac ve müt'a-ı Ni-sâ) ihtilâf etmektedirler.' dedi. Cabir; 'Her iki müt'ayı da Re-sulullah zamanında yapıyorduk. Daha sonra Ömer onlan ya-sakladi ve bir daha da o işi yapmadık. diye ce-vap verdi.3

Yukandaki hadisin bir benzeri az bir farkhhk ile Sa-hi-h-i Müslim'in 3. cildinin 331. sayfasında (Dar'uş-Şe'b bas-kısı) geçmektedir.

l-Bihar'ul-Envar, c.100, s.319.

2- Sahih-i Muslim, c.2, s.1023 (16. h.)

3- Sahih-i Muslim, c.2, s.1023 (17. h.).

350

3-  Salebî Tefsir-i Kebir adlı kitabında İmam Ali'den (a.s) şu hadisi nakleder:



"Doğrusu müt'a rahmettir... Eğer Ömer onu yasaklamasaydı şerefsizden başka hiç kimse zina etmezdi."

4-  Taberî kendi Tefsirinde ve Ahmed İbn-i Hanbel Müsnedinde müt'ayla ilgili ayeti tefsir ederken bu hadisi nakletmişlerdir:

"Bir gün Ibn-i Abbas küçük bir meclisteyken müt'adan konu açılmış ve; 'Peygamber efendimiz müt'ayla amel etti.' demişti. Urvet İbn-i Zubeyr; 'Ama Ebubekir ve Ömer mut-ayı yasaklamışlar artık.' deyin-ce, Ibn-i Abbas öfkelenerek ayağa kalkmış; 'Bu adam-cağız ne diyor?' demişti."

"Meclistekilerden biri; 'O, Ebubekir ile Ömer'in mut'ayı yasaklamalarından söz ediyor.' dedi. Bu cevabı alan Ibn-i Abbas pek üzülmüştü ve şöyle karşılık ver-mişti: Ben, bunların helâk olduğunu görüyorum. Onlara Resul-i Ekrem'in buyruklarından söz ediyorum, onlar ise Ebubekir ve Ömer'den bahsediyorlar."

5-  Sahih-i Tirmizfde şöyle nakledilir: "Ömer oğlu Ab-dullah'tan müt'a nikâhı hakkında sorulduğunda; 'He-lâldir.' diye cevap verdi. Devamen; 'Fakat baban bunu yasaklamış, nehyetmiştir.' dediler. Abdullah Ibn-i Ömer-'in cevabı şu olmuştu: Eğer bir meseleyi babam nehyetmiş ve Peygamber onu kabul etmişse

351


(neyhetmemişse) sorarım senden, acaba babama mı yoksa Peygamberime mi uyayım."1

Ehlisünnet'in bazı âlimleri bu denilenlere ragmen, müt'ayı helâl bilmektedirler. Örneğin: Ehlisünnet'e mensup, Tunus'un büyük âlimlerinden Zeytunî Camii imamı Şeyh Tahir b. Aşûr yazmış olduğu "Et-Tahrir ve't-Tenvir" adlı tefsir kitabında müt'a konusuna yönelik Ni-sâ suresinin 24. ayetine binaen "Helâldir." şeklinde ya-zar.2

Velhasıl Şia müt'anın Peygamber zamanmda helâl olduğundan dolayı şimdi de onu, helâl olarak bilmek-tedir. "Muhammed (s.a.a)'in helâlı, kıyamet ğününe kadar helaldır ve onun haramı, kıyamet ğününe ka-dar haramdır."3

MÜT'ANIN FAZİLETİ


Terk edilen Islâmî sünnetleri ihya etmek bütün Müslümanların vazifesidir. Insan, terk edilen bir sünne-te amel ettiğinde, iki yönden sevap alır: 1- Sünnete amel ettiğinden dolayı. 2- Terk edilmiş bir sünneti ihya ettiğinden dolayı. Bu açıklamayla, müt'anın faziletiyle ilgili rivayetlerin felsefesi de aydınlığa kavuşmuş oldu. Örneğin: Imam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:

1- Sahih-i Tirmizi, c.3, s.185 (824. h.)

2-Bkz. Et-Tahrir vet-Tenvir, Tahirb: Aşurc.3, s.5

3- Usul-u Kâfi, c.l, s.58 (5.baskı) ve Kenz'ul-Ummal ve Müsted-rek'ul-Hakim, Mukaddime-i Daremî, s.39.

352

"Yüce Allah, müt'a ettikten sonra ğusül eden bir erkeğin ğusül suyunun her damlasından yetmiş me-lek yaratır ve bu melekler kıyamet ğününe kadar ona istiğfâr ederler ve kıyamet ğününe kadar müt'ayı in-kâr edenlere de lânet ederler."1



Beşir Ibn-i Hamza şöyle diyor: "Bir kadın amcası oğ-luna şöyle bir haber yolladı: Sen benim çok malım ol-duğunu biliyorsun, benimle evlenmek için beni isteme-ğe gelenler çok oluyor; ama ben onların hepsini red-detmişim. Şimdi, Allah ve Resulünün emrine itaat et-mek ve dinde bid'at çıkaranlara muhalefet etmek a-macıyla seninle müt'a nikâhı yapmak istiyorum.

(Ravi şöyle diyor:) "0 şahıs Imam Bâkır (a.s) ile bu konu hususunda istişare edince, Imam ona şöyle bu-yurdu: Git ğeçici evlilik (müt'a) yap; Allah, bundan do-layı size selâm ve rahmet ğönderir."2

1- Sefinet'ül-Bihar, c.2; s.521. 2-Furu-u Kâfi, c:5, s.452.

353


Yüklə 0,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin