Kur’an-i kerim allah’i nasil tanitiyor


- Allah'ın Yaratma Mefhumu İle İlgili İsimleri El-Hâhk, El-Hallâk



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə10/40
tarix17.01.2019
ölçüsü1,65 Mb.
#98439
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   40

2- Allah'ın Yaratma Mefhumu İle İlgili İsimleri El-Hâhk, El-Hallâk

Yaratma ile ilgili fiiller konusunda genişçe bilgi verdiğimiz HLK (yaratma) masdanndan el-Hâlık ism-i faildir, "yaratıcı" demektir. Hallâk ise, hâlık'ın mübalağa ve tekerrür ifade eden fa'âl şeklidir, "devamlı olarak mükemmel bir şekilde yara­tan" mânâsına gelir.

Hâlık vasfı çoğu defa, Halıku külli şey; her şeyin yaratıcısı

Şeklinde mUZâf Olarak gelir (Enârn, 102; RaU 16. Zümer, 62; Muinin, 62).

"Allah'dan başka bir yaratıcı mı vardır?" (Fâtır, 3) âyetinde ise, tenvinli gelmiştir. Eliflâmlı olarak yalnız bir âyette gelir (Haşr, 24). Bunların çoğu mekkî âyetlerde geçer.346

Vâkıa'a, 59; Tur, 35 âyetlerinde el-Hâlikun şeklinde aza-met cemisiyle gelir. el-Hallâk ismi ise, el-Hallâku'1-Alîm şeklin­de Hicr, 86 ve Yasin, 81. âyetlerinde geçer.347



Ahsenu'l-Hâlikîn

"Yaratanların en güzeli" demek olan bu isim, Mü'minûn, 14. ve Sâffât, 125. âyetlerinde geçmektedir. Bu vasıf "takdir ve tasvir edenlerin en mükemmeli" varlıkları farz edildiği tak­dirde mevhum "yaratıcıların en güzeli", mukayese düşünül-meksizin "mutfak ve mükemmel yaratıcı" mânâlarında açık­lanmıştır.348



Bedîu's-Semâvâti Ve'l-Ard

Bedî ismi, yoktan var eden mânâsında349 faîl vezninde olup, mubdî manasınadır. Elîm, mu'lîm, basîr, mubsîr gibi. Geçmiş bir örneği olmadan yaratan icâd ve ihtira eden demek­tir.350 Kur'ân'da yalnız iki âyette geçer ve yalnız Allah'ı vasfe-der. Her iki âyette de başlıkta olduğu gibi izafetle geçmektedir. "Gökleri ve yeri îcâd edendir. Zevcesi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir? Her şeyi O yaratmıştır ve O her şeyi bilen­dir" (En'âm, ıoi). "O gökleri ve yeri îcad edendir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona ancak "Ol" der ve hemen olur" (Bakara, in). Allah'ın bu vasfı, her şeyin ilk ve yoktan yaratılış safhasını ifade eder, diğer yaratma safhaları bundan sonradır.351



Fâtıru's-Semâvâti Ve'l-Ard

"Göklerin ve yerin yaratıcısı" demektir. Bu tarzda Kur' ân'da altı defa geçer (Enam, i4; Yusuf, ıoı vb). İbn Abbâs'darı nakledi­len bir tefsire göre Fâtır, "ilkin yaratmaya başlayan" mânâ-smdadır. el-Halîmî "göklerin ve yerin bitişikliğini ayıran" de­miştir (Enbiya. 30).352 İlk defa yaratan mânâsı, "De ki: "Sizi ilk defa yaratan (fatarakum) sizi tekrar diriîtecektir" (hm, 5i) âye­tinden de anlaşılmaktadır. FTR maddesi Kur'ân'da fazla zikre­dilmez.353



Fâliku'l-Habbi Ve'n-Nevâ

"Tohumları ve çekirdekleri çatlatan, yarıp açan" de­mektir. Allah tohum ve çekirdekleri yer altında çürümekten, bozulmaktan korur. Onları canlanıp büyümeye hazırlar, sonra da inbât için onları açar. Tohumdan ekin, çekirdekten ağaç çı­karır. O'ndan başkası buna muktedir olamaz.354 Faik, "bir şeyi açıp, bir kısmım bir kısmından ayırma"355 demektir. İbn Ab-bâs'dan "yaratma" mânâsı rivayet edilmiştir.356 Bu isim âyetin sonundaki, yuhricu'l-hayye mine'l-meyyit... kısmıyla atfen tef­sir edilir.357

Bu isim yalnız bir âyette görülür. "Taneleri ve çekirdekle­ri yaran muhakkak A//ah'tır. Ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü de çıkaran O'dur" (En"âm, 95).358

Fâliku'l-Isbâh

"Tan yerini ağartan" demektir. "Tan yerini ağartandır, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı vakit ölçüsü kılmış­tır. Bu yegane gâlib, her şeyi bilenin nizamıdır" (Enam, 96). Bu, isim beyazı karanlıktan ayıran, açan yahut sabahın karanlığını açan demektir.359 Bu vasıflarıyla Allah, insanlara geniş bir ma­rifet ufku açmaktadır. Bu vasıf sadece mezkûr âyette geçmek­tedir.360



El-Bârî

"Bir misali olmaksızın varlıkları icâd edendir",361 "inşâ edendir."362 Yahut varlıklara kahb veren manasınadır,363 Be-ra'e'de bir de şeklî temyiz mânâsı vardır.364 Bârî ismi Kur' ân'da üç yerde geçer. İkisi İsrail oğulları hakkında Bari' ikum (yaratıcınız) şeklindedir. Bir âyette de eliflamlı olarak zikredilir: "O öyle Allah'tır ki, Hâhk, Bârî', Musavvir'dir. En güzel isimler O'nundur" (Haşr, 24). Bu âyetteki üç vasfın muktezalan arasında bir derecelenme düşünülebilir.365

Bu madde daha ziyade Allah'ın canlıları yaratması ve onla-n düzgünleştirip denkleştirmesi mânâsını ihsas etmektedir (Beyyine, 6-7; Bakara, 54)366

El-Musavvir

Tasvir masdarından ism-i faildir. Allah hakkında "mahluk­larını istediği sıfat ve seçtiği surette yaratan"367 demektir. Suret hem maddî hem manevî olur. "Size suret verip de suretterinizi (suvaraküm) güzel yapan, sizi temiz şeylerle rızık-landıran Allah'tır" (Mümin. 64) âyetinde suretin her iki şekline de işaret vardır.368

el-Musavvir ismi, yalnız bir âyette eliflâmlı ve mutlak manâ­da Allah'ı tasvir eder. "O Hâlık, Ban, Musavvir Allah'tır (...)"(Haşr, 24).369

Muhyi'l-Mevtâ

"Ölüleri dirilten" mânâsında Allah'ın bir vasfıdır. îki mek-kî âyette geçer (Rûm. 50; Fussüet, 39). Fiil şekilleri daha çok geçen bu isim için el-Hayy ismine ve hayat verme deliline bakınız.370



3. Rızık Ve İhsanla İlgili Esma-Yı Hüsna Er-Rezzâk, Hayru'r-Râzıkîn

Rızk, Allah'ın, canlıya, beslenmek için gönderdiği şeydir, yani vücûdun kıvamı, büyümesi rızıkla olur.371 Rızık, "kendisiy­le faydalanılan şeydir" de denilmiştir.372 Razk masdar, rızk isimdir. Rızık verene Râzık denir. Rezzâk, onun fa'âl vezninde mübalağasıdır. Rezzâk ve Râzık Allah'ın sıfatlarıdır. O halde O, nzıkları yaratan ve mahlukatına rızıklannı verip ulaştırandır. Rı­zık yiyecek olarak bedenlerle ilgili olduğu gibi, marifet ve ilim olarak kalp ve ruhlara ait olanı- da vardır.373 Şu halde, Rezzâk ismi, rızkı yaratan, onu veren ve sebeblere bağlayandır. Her­hangi bir mahlûka rızkın ulaşmasına sebeb olan insana râzık denilebilirse de "rezzâk" sıfatı Allah'dan başkası için kullamlamaz.374 Âlûsî, "Evlâ olan bence, Allah'tan başkasına râzık denilmemesi ve naslarda varid olanın aşılmamasıdır" der.375 Halîmî, "Rezzâk, tekrar tekrar rızık veren, onu çoğal­tıp genişletendir" der. Hattâbî'ye göre ise Rezzâk, "rızka ke­fil olan, her canlıyı yaşatacak zaruri gıdayı üzerine alan-

dır."376

Bu vasıf Kur'ân'da Yaratıcı'yı, yaratılanlardan ayıran tanıtı­cı vasıflardan birisidir. Çünkü yaratıklar, rızka, yemeye, içmeye muhtaçtırlar. Allah'ın bunlara ihtiyacı yoktur. "O doyurur, Kendisi doyurulmaz" (Enam, 14). Nitekim Allah, Hz. Meryem ve oğlu Mesih'in ilâh olmadıklarını bu noktaya dayandırır. "İkisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz (...)" (Mâide, 75). Teneffüs eden, gıda almaya muhtaç olan, dolup boşalan nasıl ilâh olur. Binaenaleyh sade yemek yediklerinden belli ki ne Mesîh ilâhtır ne de anası.377 "De ki: "Size gökler­den ve yerden kim rızık veriyor?" De ki: "Allah." O halde ya biz veya siz, doğru yol üzerinde, yahut açık bir sapıklık içindeyİz" (Sebe\ 24].

er-Rezzâk vasfı Kur'ân'da sadece bir yerde "Şüphesiz Rezzâk, kuvvet sahibi, Metîn Allah'tır" (zariyat, 58) şeklinde ge­çer. Bu kökten fiil şekilleri pek çoktur. Hepsinin faili Allah'tır.

Hayru'r-Râzıkîn, "rızık verenlerin en hayırlısı" demektir. Beş âyette geçer.378 Elbette Allah en hayırlı rızık verendir. Çünkü O, bu hususta tam kudret sahibidir. Rızkı tükenmek bil­mez, kesilmez, başa kakmaz, karşılığında bir şey beklemeye muhtaç değildir. Mahlukların, mevhum ve zahirî olarak, rızka sebeb olmalarında, bu hususiyetler yoktur.379




Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin