Yeni Yugoslav burjuvazisinin başı, sadece işçi sınıfı ile de dertte değil. Çok uluslu bir ülke olan Yugoslavya'da ulusal baskı ve düşmanlık geçmişten bu yana önemli bir sorun olma özelliğini koruyor. Yıllardır, çoğunluğu Arnavutlardan oluşan Kosovalılar, özgürlük talebi ile, Sırp şovenizmine karşı başkaldırıyor. Son günlerde Yugoslavya'da ulusal talepli gösterilerin başladığı bildiriliyor.
Ekonomik krize ve diğer sorunlara çözüm bulmak amacıyla Mayıs ayı sonunda toplanan parti konferansı ise tam bir çözümsüzlük sergiledi. Krizin yükünü işçi sınıfına yüklemenin kararlarını aldı. Konferansta delegelerin bir kısmı, merkeziyetçiliğin güçlendirilmesini, partinin rolünün arttırılmasını, yerel özerkliklerin sınırlandırılmasını istedi. Yöneticiler ise pazar ekonomisini yaşama geçirmek için önceden alınan tedbirlerin yaşama geçirilmediğini söyleyerek, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu krizden kurtarılması için pazar ekonomisinin geliştirilmesi gerektiğini savundular. Konferans, yöneticilerin görüşleri ve İMF’nin önerileri doğrultu(210)sunda bir dizi reform kararları aldı. Buna göre, pazar ekonomisi daha fazla geliştirilecek, fiyatların serbestçe oluşması sağlanacak, Yugoslav Dinarı %25 oranında devalüe edilecek ve dalgalanmaya bırakılacak, ücretlerde %30 oranında indirime gidilecek, 200 çeşit elektirikli alet, otomobil ve giyim eşyası ile ilgili ithalat kısıtlaması kaldırılarak, pazarlar uluslararası sermayeye daha fazla açılacak. Bu tabloya %150'lere varan enflasyon, %15 işsizlik oranı ve 21 milyar dolar dış borç eklendiğinde, sistemin nasıl bir bunalımla karşı karşıya olduğu daha iyi anlaşılır. Bu koşullarda bunalımın yükünün, sırtına yüklenilmesi istenen işçilerin yığınsal başkaldırısından doğal birşey olabilir mi?
Derinleşen ekonomik bunalım ve siyasal istikrarsızlığa doğru yol alınması, Yugoslav yetkililerini oldukça rahatsız ediyor. Yönetimin bunalımı önlemede çaresiz kalması, bir ordu darbesinin alternatif olarak gündemde tutulmasına neden oluyor. Geçen yıl grevlerin ve gösterilerin artması üzerine bir açıklama yapan Yugoslavya Başbakanı, "sosyalist sistemin tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ve gerekirse ordunun müdahale edebileceği"ni açıklamıştı. Son gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Savunma Bakanı,"orduya yönelik düşmanca eylemlerin , örgütsel, biçimsel ve yoğunluk açısından anayasal düzeni tehdit edecek boyutlara ulaştığını" söyledi. Yugoslavya'da çıkan Mladina adlı gençlik dergisi ise, ülkede bir askeri darbenin son anda önlendiğini yazdı. Slovenya'da biri asker, ikisi gazeteci üç kişinin ordu sırlarını sızdırmak gerekçesi ile tutuklanması ise yeni kitlesel protestolara neden oldu. Lsubliyana'da 20 bin kişi tutuklanan üç kişiyle dayanışma amacıyla sokak gösterilerine katıldı.
Bütün bunlar revizyonizmin Yugoslavya'da iflasının yanı sıra, ideolojide, politikada, ekonomik politikada Yugoslav deneyini örnek alan diğer revizyonist ülkeleri nasıl bir gele(211)ceğin beklediğini ortaya koyuyor. Yugoslavya örneği bir şeyi daha kanıtlıyor: Marksizm-Leninizm ve proletarya diktatörlüğü dışında, bağımsız sosyalist bir "yol”un olamayacağını, "bağımsız sosyalist yol" un, kapitalist teori ve pratiklerin kötü bir kopyası olduğunu.
Yugoslavya'da aylardır süren gösteriler son zamanlarda yeni bir boyut kazandı. Artık, yöneticiler bile, bir iç savaş tehlikesinden sözediyor.
Yugoslavya'da derin bir ekonomik krizin yaşandığına, politik istikrarsızlığa doğru hızla yol alındığına, "Yugoslavya’da Revizyonist Sistemin Bunalımı Derinleşiyor” başlıklı yazıda (Bkz. s: 208-212) değinmiştik.
Son haftalarda gelişen olaylar ise, Yugoslav revizyonist yönetiminin açık bir yönetememezlikle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Yüzbinlerce kişinin katıldığı gösterilerde, gerek çeşitli cumhuriyetlerdeki yöneticilerin, gerekse ülke yöneticilerinin istifası isteniyor, silahlanma çağrıları yapılıyor. Gösterilerin yoğunlaşması ile, Politbüro üyesi Franç Setinç istifa etti ve Sırbistan Cumhuriyeti'nin yöneticilerini milliyetçi gösteriler düzenlemekle, merkezi yönetimi ise, olaylara seyirci kalmakla suçladı. Arkasından gösterile(213)rin yoğunlaşması ile, ülkenin iki özerk bölgesinden biri olan Voyvodina'da yöneticiler de istifasını verdi. Karadağ Cumhuriyeti'nin başkenti Titograd'da yapılan büyük gösteriden sonra ise, hükümet istifa etmesine rağmen parti yöneticileri istifa çağrısını reddettiler. Başkentte olağanüstü durum ilan edildi; gösteri polis zoruyla dağıtıldı. En son televizyonda bir konuşma yapan Devlet Başkanı R. Dizdareviç, gösterilerin devam etmesi durumunda olağanüstü durum ilan edileceğini açıklarken, Başbakan Mikaliç, gösterilere rağmen kemer sıkma önlemlerinden vazgeçilmeyeceğini açıkladı. Buna rağmen gösteriler devam ediyor.
İşçilerin başını çektiği gösterilerin asıl nedeni, yönetimin İMF patentli kemer sıkma politikasını yürürlüğe koymasıydı. Aylar önceden başlayan gösterilerde, işçiler, ücretlerine zam yapılması, kemer sıkma politikalarının yürürlüğe konmasından vazgeçilmesi ve yöneticilerin istifası talebini dile getiriyorlardı. Son zamanlarda ise, bu taleplere ek olarak, Sırbistan Cumhuriyeti yöneticilerinin de doğrudan destek ve teşvikiyle, ülkenin iki özerk bölgesi Kosova ve Voyvodina'da yaşayan Sırplara baskı yapıldığı gerekçesiyle, bu bölgelerin özerkliklerinin ortadan kaldırılması ve bu bölgelerin Sırbistan Cumhuriyeti'ne bağlanması talebi ileri sürülmeye başlandı. Bu amaçla, Sırbistan Komünist Partisi başkanı, Slobodan Miloseviç bir anayasa değişikliği hazırladı.
Sırbistan Cumhuriyeti, ülkenin 6 federal cumhuriyetinden toprak ve nüfus bakımından en büyüğü durumunda. Uzun yıllardır, Kosova'da yaşayan Arnavutlar, Sırpların uyguladığı ulusal baskıya karşı savaşım sürdürüyor ve cumhuriyet statüsünün tanınmasını istiyor. Bu amaçla, 1981 'de bir çok ölü ve yaralıyla sonuçlanan büyük olaylar da olmuştu. Bu bakımdan, Sırp milliyetçilerinin, gerek Kosova'da, gerekse Voyvodina'da baskı altında oldukları iddiaları sadece bir bahaneden ibaret. Sırbistan, ülkenin en büyük cumhuriyeti olduğu gibi, ülke yönetiminde de Sırplı yöneticiler en etkin güç durumunda. Sırplı yöneticilerin, milliyetçi(214)gösterileri düzenlemeleri, diğer cumhuriyetlerde de tepkilere neden oluyor.