Osmanlı-Rus Savaşı1



Yüklə 8,72 Mb.
səhifə149/193
tarix27.12.2018
ölçüsü8,72 Mb.
#87611
1   ...   145   146   147   148   149   150   151   152   ...   193

2. Delillere Karşı Merkeziyetçilik

II. Mahmut, III. Selim Dönemi’nde merkeziyetçiliğin ve içgüvenliğin sağlanması için üzerlerine gidilen ama başarı sağlanmayan delillere gerekli girişimlerde bulundu. 1816’da Ankara ve Çankırı sancakları mutasarrıfına gönderilen bir fermanla, delillerin köy halkını soymaması ve onlara yük olmaması, halka baskılarda bulunanların cezalandırılması ve hattâ idam edilmeleri duyuruldu. Vali ve mutasarrıflar, halka tecavüzlerde dahi bulunan delillere karşı başarılı önlemler almayınca padişah, onlara karşı halkın kendilerini korumalarını ve aralarında yardımlaşmalarını istedi.71

II. Mahmut, Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasından az sonra taşradaki askerî kuvvetleri merkeze bağlamak üzere daha cesur davrandı. Özellikle köylülere çok zarar veren deliller 1829 yılına doğru Akşehir civarında mağlup edildiler ve padişahın fermanıyla resmen kaldırıldılar.72 Padişah, 1834-1836’da memlekette redif askerî örgütünü kurunca “vali, mutasarrıf ve mütesellimlerin kapılarında asker beslemelerine gerek kalmamıştı”.73

3. Sipahilere Karşı Merkeziyetçilik

Düzeni bozulmuş olan sipahilere karşı 1826 yılı haziran ayında Yeniçeri Ocağı kaldırılmadan az önce harekete geçilerek Anadolu ve Rumeli’nin çeşitli bölgelerin-

deki sipahiler; humbaracı ve lâğımcı ocaklarına bağlanmak suretiyle nizam altına alındılar.74 II. Mahmut, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılışından hemen sonra taşradaki askerî kuvvetleri merkeze bağlamak üzere daha cesur davrandı. Ticaretle uğraşan sipahilerin tedibi de 1831 yılında vuku buldu. Bunlardan boşalan tımarlar, yeni kurulmuş olan “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” ordusuna gelir sağlamak gayesiyle mukataaya çevrildi.75

E. Ulemanın Nüfuzunun

Azaltılması

Osmanlı toplumunun en imtiyazlı grubu; ilim, eğitim, hukuk, din ve vakıf işleriyle uğraşan ulema zümresiydi. Bu zümre, idareci zümreler içinde nüfuzu en çok olanı idi; kendilerine idam cezası ile musâdere uygulanmazdı.76 Onların İstanbul’da olanları, başkentteki yeniçeriler ile anlaşarak bazı padişah ve sadrazamların azil ve idam edilmesi ile yenileşme hareketlerinin başarıya ulaşmasında etkili oldular.

II. Mahmut, Yeniçeri Ocağını kaldırmakla ilmiye zümresini, devlet işlerinde kuvvet aldıkları askerî güçten yoksun bıraktı. O, bundan yararlanmasını bildi ve uyguladığı yenilik hareketlerinde yüksek derecedeki ulemanın desteğini görmesine rağmen aynı konuda aleyhinde bulunan alt kademedeki ulemayı İstanbul’dan uzaklaştırdı.77 1834’te Evkaf Nezareti kurularak ulemanın zenginlik kaynağı olan vakıf arazisi üzerindeki idarelerine son verildi.78 Bunun sonunda gücünden çok şeyler kaybeden ilmiye mensupları, padişaha bağlı birer memur haline geldiler.

Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve ulemanın nüfuzunun azaltılması ile padişahın İstanbul’daki hakimiyeti gerçekleşti ve kendisine karşı gelecek güçlü bir zümre kalmadı.

Sonuç


Neticede II. Mahmut, amcası III. Selim’in girişimlerde bulunup gerçekleştiremediği merkeziyetçilik politikasını, Mora ve Kavalalı İsyanlarının kapsadığı alanların dışında kalan memleketin Rumeli, Anadolu ve Arap vilâyetlerindeki âyân, derebeyi, kocabaşı ve yeniçerilere karşı büyük ölçüde başarıyla uyguladı.79 O, merkezî otoritenin güçlenmesi amacıyla idarî ve mülkî alanlarda düzenlemeler yaparak taşradaki âyân ve zorbaları ortadan kaldırdı. Avrupaî bir hükümet kurulması için merkezî yönetim ve hükümette önemli derecede düzenlemeler yaptı.80

Osmanlı toplumunun en üst mevkiinde tabii olarak padişah bulunuyordu. Uygulanan merkezîleştirme politikası ile padişahın nüfuz ve kuvveti, önceki devre göre, İstanbul ile taşrada bütün sosyal zümreler üzerinde daha da arttı ve yaygınlaştı. II. Mahmut’un nüfuzu; ilmiye, kalemiye ve askeriye mensuplarından meydana getirilen meclislerin kanun yapma yetkilerini yalnız padişahtan alma durumu ile zirvesine ulaştı.81

Kalemiye zümresi de uygulanan merkezîleştirme siyaseti ile taşradaki âyân aleyhine nüfuz kazandı. II. Mahmut’un merkezîleştirme siyaseti, Bâbıâlî’deki bürokratların nüfuz kazanmasına yol açtı. Padişahın ölümünden (1839) sonra bu zümre, saray üzerinde de etkili olmaya başladı.82 Sonunda 1876’ya kadar padişah tahakkümünün yerini bürokratların tahakkümü aldı.

Âyânlar ise kendilerine karşı girişilen merkezîleştirme politikası ile idarî ve askerî nüfuz ve kuvvetlerini kaybettiler. Fakat taşradaki sosyal ve iktisadî nüfuzları devam etti. Bu arada tımarın resmen kaldırılmasıyla sipahilerden alınan topraklar mültezimlere verildi. Bu durum karşısında mültezimler, devletin peşin para ihtiyacını karşılayarak büyük önem ve nüfuz kazandılar. Mültezimler, topraklarının idaresini ellerinde bulunduran âyânlarla birleştiler ve köylerde yeni bir toprak sahibi sınıf teşekkül ettiler.83

Köylünün durumu ise 1831’de tımarların resmen kaldırılışından itibaren gittikçe kötüleşti. Tımar topraklarının iltizama verilmesiyle eskiden her an azledilme imkânı olan tımarlı sipahinin yerini mültezimler aldı. Devletin vergi sisteminin ana unsurunu teşkil eden mültezimi, devlet istediği an cezalandıramadığından bunların köylüye yaptıkları zulüm önlenemedi.

II. Mahmut, Anadolu ve Rumeli’deki âyânların pek çoğunun askerî ve siyasî nüfuzlarını yok ederek merkezî idareyi Anadolu ve Rumeli’nin tamamına olmasa bile geniş bir kısmına yaydı. Ancak onun merkeziyetçiliği, eyaletlerin merkezî hükümet tarafından, daha doğrusu padişah tarafından kontrolü demekti. Lâkin, vergileri mültezimler topladığı için malî merkeziyet kurulamamıştı. Tanzimat bürokrasisi, II. Mahmut’un bu siyasetini devam ettirmiş ve bu hususta daha başarılı olmuştur.84

Nüfuzlarının kırılmasına rağmen âyânlar, iktisadî güçleri ve eski şöhretleri ile halk üzerinde hâlâ etkiliydiler. II. Mahmut’tan sonra da, eskisi gibi askerî güçleri olmadığı halde, bir kısım âyânların halka zulmetmekten geri kalmadıkları görüldü.85 Bazı bölgelerde ise merkezî hükümet temsilcilerinden bazılarının kötü idareleri, buralarda halka âyânların geçmişteki idarelerini arattı.86

Âyânların ve kocabaşıların taşra hayatındaki önemli rolleri, II. Mahmut’tan sonraki zamanlarda başka şekiller altında devam etti.87 Tanzimat Dönemi’nde (1839-1876) taşrada mahallî idareler kurulup yaygınlaştı.88 Eyalet ve kazalarda kurulan meclislerdeki Müslüman ve gayrı müslim üyeler, kendi cemaatlerinin önde gelen kimseleri olan âyân ve kocabaşılar idiler. Bu kimseler,

genelde sokaktaki halkı temsil etmemekteydiler. Dinleri farklı olan bu kimseler, kendi aralarında tartıştıkları gibi, aynı zamanda işlerine gelmeyen reformlara karşı çıktılar ve menfaatlerini koruyup arttırmak için ittifak dahi kurdular. Reformları ve kuralları düzgün ve dürüst bir biçimde uygulamayan bu kimselerden Müslümanlar ile hıristiyanlar şikâyetçi idiler. Hıristiyanların şikâyet ettikleri meclis üyesi kocabaşılar arasında Çeşme kocabaşıları da vardı.89 Şikâyetlere rağmen Tanzimat yeniliklerinin uygulanması ile ilgili olarak Bâbıâlî, âyânları ve kocabaşıları 1845’te İstanbul’a çağırdı.90 Bu sosyal zümre, bir menfaat grubu olarak kendilerine has hayat görüşleriyle yakın zamana kadar Türk siyasî hayatının önemli unsurunu teşkil edegeldi.91
DİPNOTLAR
1 H. A. R. Gibb-Harold Bowen, The Islamic Society and the West, Oxford 1950-1957, c. I/1, s. 303.

2 Âyânlar hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Yücel Özkaya, Osmanlı İmparatorluğunda Âyânlık, Ankara 1977.

3 Âyânlık dönemi için bk. Mustafa Akdağ, “Osmanlı Tarihinde Âyânlık Düzeni Devri, 1730-1839”, Tarih Araştırmaları Dergisi, c. VIII-XII, nu. 14-23, Ankara 1975, s. 51-61; Bruce McGowan, “The Age of the Ayans, 1699-1812”, An Economic and Social History of the Ottoman Empire, 1300-1914, ed. Halil İnalcık-Donald Quataert, Cambridge 1994, s. 637-758; Özcan Mert, “Osmanlı Devleti Tarihinde Âyânlık Dönemi”, Osmanlı, c. VI, Ankara 1999, s. 174-180; Özcan Mert, “The Age of Ayans in the History of the Ottoman State”, The Great Ottoman-Turkish Civilisation, c. III, (ed. Kemal Çiçek) Ankara 2000, s. 563-70.

4 Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Ankara 1973, s. 98-99.

5 Deena Ruth Sadat, Urban Notables in the Ottman Empire: The Âyan, basılmamış doktora tezi, Rutgers, The State University, New Brunswick, New Jersey, 1969, s. 27; Ömer Lûtfi Barkan, XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğu’nda, Ziraî Ekonominin Hukukî ve Malî Esasları, İstanbul 1943, s. 231, 308; V. Mınorsky, “Kürtler”, İslâm Ansiklopedisi, c. VI, İstanbul 1955, s. 1101; Ahmet Cevat Eren, Mahmud II. Zamanında Bosna-Hersek, İstanbul 1965, s. 24; Halil İnalcık, “Osmanlı İmparatorluğunda Kültür ve Teşkilât”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara 1976, s. 987.

6 Mustafa Nuri, Netâyicül-vukuât, c. IV, İstanbul 1327, s. 98; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Meşhur Rumeli Âyanlarından Tirsinikli İsmail, Yılık Oğlu Süleyman Ağalar ve Alemdar Mustafa Paşa, İstanbul 1942, s. 5-6; Yücel Özkaya, “XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında Anadolu’da Âyanlık İddiaları”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, c. XXIV, nu. 3-4, Ankara 1966, s. 195-231.

7 Cengiz Orhonlu, “Osmanlı Teşkilâtına Aid Küçük Bir Risâle: Risâle-i Terceme”, Belgeler, c. IV, nu. 7-8, Ankara 1969, s. 45; Nuri, a.g.e., c. IV, s. 98-99; J. H. Mordtmann, “Derebeyler”, İslâm Ansiklopedisi, c. III, İstanbul 1945, s. 540; Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, çev. Metin Kratlı, Ankara 1970, s. 38, 441.

8 Eren, a.g.e., s. 22-24.

9 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 5-6; Çağatay Uluçay, 18. ve 19. Yüzyıllarda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri, İstanbul 1955, s. 14; Eren, a.g.e., s. 26.

10 Kemal H. Karpat, “The Land Regime Social Structure and Modernization in the Ottoman Empire”, Beginnings of Modernization in the Middle East, neşr. William R. Polk-Richard L. Chambers, Chicago 1968, s. 78.

11 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 5; Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarihi Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. I, İstanbul 1971-1972, s. 121-22.

12 Ahmet Cevat Eren, “Pazvand-Oğlu Osman”, İslâm Ansiklopedisi, c. IX, s. 532-35; Ahmet Cevat Eren, Selim III’ün Biyografisi, İstanbul 1964, s. 39-40.

13 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 11-12, 35. Merkezî hükümetin taşrada gücünü kaybettiğini gösteren Silistre’deki olayın bir benzeri de 1711’de Cezayir’de yaşandı. Dayı Ali Çavuş, III. Ahmet (1703-1730) tarafından beylerbeyi olarak tayin edilen paşanın Cezayir’de karaya çıkmasını engellemişti. Bk. Ercüment Kuran, Cezayir’in Fransızlar Tarafından İşgali Karşısında Osmanlı Siyaseti (1827-1847), İstanbul 1957, s. 6.

14 Özcan Mert, XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Çapanoğulları, Ankara 1980, s. 56-60.

15 Stanford J. SHAW, Between Old and New. The Ottoman Empire Under Sultan Selim III 1789-1807, Cambridge Massachusets 1971, s. 178; Deena R. Sadat, “Âyan and Ağa: The Transformation of Bektashi Corps in the Eighteenth Century”, The Muslim World, c. LXIII, Hartford, Connecticut USA 1973, s. 210.

16 İkinci Edirne Olayı hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Fahri Çetin Derin, “Yayla İmâmı Risâlesi”, Tarih Enstitüsü Dergisi, nu. 3, İstanbul 1973, s. 217-18; Uzunçarşılı, a.g.e., s. 25-28, 63-64; M. Tayyib Gökbilgin, “Nizâm-ı Cedîd”, İslâm Ansiklopedisi, c. IX, İstanbul 1960, s. 315-16; Shaw, a.g.e., s. 345-48; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Nizâm-ı Cedid Ricalinden Kadı Abdurrahman Paşa”, Belleten, c. XXXV, nu. 138, Ankara 1971, s. 265-302.

17 Ahmed Cevdet, Târîh-i Cevdet, c. VIII-XII, (İstanbul) 1288-1301, c. VIII, s. 186-231.

18 Bu taht değişikliği için bk. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 72-123.

19 Cevdet, a.g.e., c. IX, s. 168.

20 Toplantıya katılan âyânların adları için bk. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 138; Kalost Arapyan, Rusçuk Âyânı Mustafa Paşa’nın Hayatı ve Kahramanlıkları, çev. Esat Uras, Ankara 1943, s. 15.

21 “Sened-i İttifâk”ın metni ve zeyli sureti için bk. Cevdet, a.g.e., c. IX, s. 332-39; Ali Akyıldız, “Sened-i İttifak’ın Tam Metni”, İslâm Araştırmaları Dergisi, nu. 2, İstanbul 1998, s. 215-222. Aynı belgenin geniş bir özeti için bk. A. Selçuk Özçelik, “Sened-i İttifak”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, c. XXIV, nu. 1-4, İstanbul 1959, s. 6-11; Berkes, a.g.e., s. 122-24. “Sened-i İttifâk”ın tahlili için bk. Halil İnalcık, “Sened-i İttifak ve Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu”, Belleten, c. XXVIII, nu. 112, Ankara 1964, s. 606-9.

22 İnalcık, “a.g.m. ”, s. 607.

23 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 143.

24 İnalcık, “a.g.m. ”, s. 607.

25 Özçelik, “a.g.m. ”, s. 12.

26 Cevdet, a.g.e., c. IX, s. 8-9; İnalcık, “a.g.m. ”, s. 607.

27 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 42.

28 Bekir Sıtkı Baykal, “Âyanlık Müessesesinin Düzeni Hakkında Bazı Belgeler”, Belgeler, c. I, nu. 2, Ankara 1965, s. 221-25.

29 Cevdet, a.g.e., c. X, s. 216-17; Ahmed Lütfi, Târîh-i Ahmed Lütfî, c. II, (İstanbul) 1291, s. 114-15. Deliller için bk. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Deli”, Encyclopaedia of Islam, New Edition, c. II, Leiden 1965, s. 201-2; Abdülkadir Özcan, “Deli”, İslâm Ansiklopedisi, c. IX, İstanbul 1994, s. 132-35.

30 Çağatay Uluçay, “Karaosmanoğullarına Ait Düşünceler”, III. Türk Tarih Kongresi Ankara 15-20 Kasım 1943 Kongreye Sunulan Tebliğler, Ankara 1948, s. 254-55; Süleyman Duygu, Yozgat Tarihi ve Çapanoğulları, İstanbul 1953, s. 23.

31 Nuri, a.g.e., c. IV, s. 110; Hadiye Tunçer, Osmanlı İmparatorluğu’nda Toprak Kanunu, Arazi Kanunları ve Kanun Açıklamaları, Ankara 1962, s. 88; Ömer Lûtfi Barkan, “Timar”, İslâm Ansiklopedisi, c. XII/1, İstanbul 1974, s. 330-31.

32 Feodalite ve Osmanlı toplumu için bk. Mehmet Ali Kılınç, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, Ankara 1982; Murat Özyükselt, Feodalite ve Osmanlı Toplumu, Bursa 1989.

33 Ercüment Kuran, Türk İslâm Kültürü, Ankara 2000, s. 77-78.

34 İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, İstanbul 1987, s. 97 vd.

35 Şinâsî Altundağ, “Mehmed Ali Paşa”, İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İstanbul 1988, s. 574-75.

36 İnalcık, a.g.e., s. 609; Ercüment Kuran, “H†let Efendi”, Encyclopaedia of Islam, New Edition, c. III, Leiden 1971, s. 90.

37 Adolphus Slade, Records of Travels in Turkey, Greece and of a Cruise in the Black Sea with the Capitan Pasha in Years 1829,

1830 and 1831, c. I, Philadelphia 1833, s. 118; Georges Perrot, Souvenirs d’un Voyage en Asie Mineure, Paris 1867, s. 386-87; İnalcık, a.g.e., s. 608; Sadat, “a.g.m”, s. 214.

38 Çapanoğulları’na, Çapanzâdeler ve Cebbarzâdeler de denirdi. Bu hanedan için bk. Duygu, a.g.e.; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Çapan Oğulları”, Belleten, c. XXXVIII, nu. 150, Ankara 1974, s. 215-61; Mert. Çapanoğulları.

39 J. H. Mordtmann-Bernard Lewis, “Derebey”, Encyclopaedia of Islam, New Edition, c. II, Leiden 1965, s. 207. Canikli Ali Paşa için bk. B (ernard) Lewis, “Djânikli Hâdjdjı ‘Ali Pasha”, Encyclopaedia of Islam, New Edition, c. II, s. 446-47; Yücel Özkaya, “Canikli Ali Paşa”, Belleten, c. XXXVI, nu. 144, Ankara, s. 483-525; Yücel Öözkaya, “Canikli Ali Paşa’nın Risâlesi: Tedâbîrü’l-Gazavât”, Tarih Araştırmaları Dergisi, c. VII, nu. 12-13 Ankara 1973, s. 119-91.

40 Uzunçarşılı, “Nizam-ı Cedid Ricalinden. ”, s. 438-39. Kadı Abdurrahman Paşa için bk. “a.g.m. ”, s. 245-302; Belleten, c. XXXV, nu 139, Ankara 1971, s. 409-51.

41 Karaosmanoğulları için bk. Çağatay Uluçay, Atçalı Kel Mehmed, İstanbul 1968; Osman Bayatlı, Bergama’da Karaosmanoğulları Hacı Ömer Ağaoğlu Vakfı, İzmir 1957; Münir Aktepe, “Manisa Âyanlarından Karaosmanoğlu Mustafa Ağa ve Üç Vakfiyesi Hakkında Bir Araştırma”, Vakıflar Dergisi, nu. 9, Ankara 1971, s. 367-82; Yuzo Nagata, Tarihte Âyânlar Karaosmanoğulları Üzerinde Bir İnceleme, Ankara 1997.

42 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA.), Cevdet Dahiliye (C. DAH.), nu. 3625; Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, E., nu. 3304; Duygu, a.g.e., s. 28, 29; Uzunçarşılı, “Çapan Oğulları”, s. 261; Mert.. Çapanoğulları, s. 63.

43 Özcan Mert, “Kayserili Bir Ayan: Zennecioğlu Seyyit Mehmet Ağa”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998), Kayseri 1998, s. 330-31.

44 Ahmed LÜTFİ, Târîh-i Ahmed Lütfî, c. V, Dersa‘âdet 1302, s. 33; Mert. Çapanoğulları, s. 69-70.

45 Nagata, a.g.e., s. 52-56, 57-58.

46 Cevdet, a.g.e., c. X, s. 22. Tuzcuoğulları için bk. M. Münir Aktepe, “Tuzcuoğulları İsyanı”, Tarih Dergisi, c. III, nu. 5-6, İstanbul 1953, s. 21-52.

47 Cevdet, a.g.e., c. XI, s. 68-69.

48 Cevdet, a.g.e., c. X, s. 211-13.

49 Cevdet, a.g.e., c. X, s. 166. Tekelioğulları için bk. İbrahim Adil Sivrikaya, Teke Sancağı Mütesellimi Hacı Mehmed Ağa, basılmamış lisans tezi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, İstanbul 1965-1966; Süleyman Fikri Eerten, Tekelioğulları, İstanbul 1955. Tepedelenliler için bk. M. Cavid Baysun, “‘Ali Paşa, Tepedelenli”, İslâm Ansiklopedisi, c. I, İstanbul 1950, s. 343-48.

50 Cevdet, a.g.e., c. X, s. 99, 102, 129, 130, 131, 165-69, 211-13, 219, 228; c. XI, s. 8-9, 11, 17, 36, 37, 44, 47, 69, 245, 285-86; c. XII, s. 16, 134; Ahmed Lütfi, Târîh-i Lütfî, c. I, (İstanbul) 1290, c. I, s. 140, 146, 167; Yorga, Osmanlı Tarihi, c. V, çev. Bekir Sıtkı Baykal, Ankara 1948, s. 219-20, 224, 228-29.

51 Çukurova bölgesindeki mahallî hanedanlardan Kozanoğulları, Kökülüoğulları ve Menemencioğulları’nın siyasî ve askerî güçleri 1866’da Fırka-i Islahiye tarafından ortadan kaldırılmıştır. Mordtmann-Lewis, “a.g.m. ”, s. 207; Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, s. 445; Yusuf Halaçoğlu, “Fırka-i Islâhiye ve Yapmış Olduğu İskân”, Tarih Dergisi, nu. 27, İstanbul 1973, s. 1-20.

52 Doğu Anadolu’da Bedir Han Said Bey, İsmail Bey ve Ravanduzlu Mehmet Paşa’nın 1830 yıllarında başlattıkları isyan hareketleri Abdülmecit Devrin’de (1839-1861) bastırılmıştır. Ancak bu bölgede mahallî beylerin askerî ve siyasî nüfuzlarının kırılışı ve merkezî idarenin hâkim oluşu Cumhuriyet döneminde gelişerek 1936’da tamamlandı (“Dersim”, Türk Ansiklopedisi, c. XIII, Ankara 1966, s. 109; MINorsky, “a.g.m. ”, s. 1105-7).

53 Eren. Bosna-Hersek, s. 134-46.

54 Eren, a.g.e., s. 157.

55 Gilles Veinstein, “Balkan Eyaletleri (1606-1774)”, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, c. I, yayın yönetmeni: Robert Mantran, çev. Server Tanilli, İstanbul 1991, s. 401.

56 Özcan Mert, “XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nda Kocabaşı Deyimi, Seçimleri ve Kocabaşılık İddiaları”, Hakkı Dursun Yıldız Armağanı, Ankara 1995, s. 402.

57 Veinstein, “a.g.m. ”, s. 400.

58 Halil İnalcık, “Cizye”, İslâm Ansiklopedisi, c. III, İstanbul 1993, s. 46.

59 Yuzo Nagata, Muhsin-zâde Mehmed Paşa ve Âyânlık Müessesesi, Tokyo 1976, s. 45, 49-51, 58-60.

60 BOA., C. Zaptiye (ZAP.), nu. 4535.

61 Ortaylı, a.g.e., s. 40.

62 Zeki Arıkan, “1821 Ayvalık İsyanı”, Belleten, c. LII, nu 203, Ankara 1988, s. 571-600+1 harita.

63 BOA., Hatt-ı Hümayun (HH.), nu. 38209-A; Ahmed Cevdet, Târîh-i Cevdet, İkinci tabı, c. XI, Dersa‘âdet 1309, s. 159; Mübahat Kütükoğlu, “Yunan İsyanı Sırasında Anadolu ve Adalar Rumlarının Tutumları ve Sonuçları”, Türk Yunan İlişkileri, Üçüncü Askerî Tarih Semineri Bildirileri, Ankara 1986, s. 134-135, 142-143.

64 BOA., HH., nu. 16202.

65 Çadırcı, a.g.e., s. 46, 328.

66 Musa Çadırcı, “Türkiye’de Muhtarlık Teşkilâtının Kurulması Üzerine Bir İnceleme”, Belleten, c. XXXIV, nu. 135, Ankara 1970, s. 411; İlber Ortaylı, Tanzimattan Sonra Mahalli İdareler (1840-1878), Ankara 1974, s. 411; Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Ankara 1991, s. 38-40.

67 Gökbilgin, “a.g.m. ”, s. 311, 313; Jr. Herbert L. Bodman, Political Factions in Aleppo 1760-1826, Durham North Carolina 1963, s. 63-65.

68 Cevdet, a.g.e., c. XII, s. 171-75. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, yeni askerî birliklerin kurulması hususunda II. Mahmut’tan daha önce girişimde bulunmuştur (Altundağ, “a.g.m. ”, s. 574). Mısır askerlerinin Mora İsyanı’nın bastırılması sırasında kazandıkları başarıların, padişahı yeni askerî birlikler kurmaya sevk etmesi kuvvetle muhtemeldir.

69 Yeniçeriliğin ortadan kaldırılışı hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Mehmed Es‘ad, Üss-i Zafer, İstanbul 1243. Bu eser, A. P. Caussin de Perceval tarafından Précis historique de la destruction du corp des Janissaries par le Sultan Mahmoud en 1826 (Paris 1833) adıyla Fransızca olarak yayınlanmıştır.

70 Lûtfî, a.g.e., c. I, s. 150-68.

71 Çadırcı, a.g.e., s. 64-67.

72 Lûtfi, a.g.e., c. II, s. 192-93.

73 Çadırcı, a.g.e., s. 68.

74 Cevdet, a.g.e., c. XII, s. 166.

75 NURİ, a.g.e., c. IV, s. 110; J. Deny, “T¸m†r”, Encyclopédie de L’Islam, c. IV, Paris 1934, s. 812. Tımar sisteminin kesin olarak ortadan kaldırılışı H. 1263/M. 1846-1847 yılıdır (Nuri, a.g.e., c. IV, s. 110-11; Pakalın, a.g.e., c. III, s. 567).

76 Cevdet, a.g.e., c. XI, s. 107.

77 Lûtfi, a.g.e., c. II, s. 144. Yüksek rütbedeki ulemanın yenileşme hareketlerinde padişahı desteklemeleri konusunda bk. Uriel Heyd, “The Ottoman Ulema and Westernization in the Time of Selim III and Mahmud II”, Scripta Hierosolymitana, c. IX, 1961, s. 63-96.

78 Uriel Heyd-Ercümend Kuran, “İlmiyye”, Encyclopaedia of Islam, c. III, Leiden 1971, s. 1153; Lewis, a.g.e., s. 93-95. Evkaf arazisinin devlet tarafından kontrolünü ve ulemanın hükümet işlerindeki nüfuzunun kırılması konularını Kavalalı Mehmet Ali Paşa da Mısır’da uygulamıştır. Bk. Altundağ, “a.g.m. ”, s. 575, 576-77.

79 Ercüment Kuran, “Sultan II. Mahmud ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın Gerçekleştirdikleri Reformların Karşılıklı Tesirleri”, Sultan II. Mahmud ve Reformları Semineri, İstanbul 1990, s. 107.

80 Kemal Beydilli, “Küçük Kaynarca’dan Yıkılışa”, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, c. I, İstanbul 1994, s. 90.

81 Berkes, a.g.e., s. 151.

82 Roderic H. Davison, Turkey, New Jersey 1968, s. 90.

83 Lewis, a.g.e., s. 442.

84 Lewis, a.g.e., s. 107-8, 381-85.

85 İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Siyasî Tepkileri”, Belleten, c. XXVIII, nu 112, s. 646-48; Kenan Akyüz, Ziya Paşa’nın Amasya Mutasarrıflığı Sırasında Bazı Olaylar, Ankara 1964, s. 3-11.

86 Perrot, a.g.e, s. 386-87.

87 İnalcık, “a.g.m. ”, s. 626-27, 635.

88 Yerel yönetim hakkında ayrıntılı bilgi için bk. ORTAYLI, a.g.e.

89 BOA., Bâbıâlî Evrak Odası Divan-ı Hümayun Kalemi (A. DVN.), nu. 100/46; Sadaret Mektubî Kalemi Meclis-i Vâlâ (A. MKT. MVL), nu. 78/49.

90 Lewis, a.g.e., s. 151.

91 İnalcık, “Sened-i İttifak ve Gülhane. ”, s. 609.


Türk Belediyeciliğinde

Demokrasi Geleneği


Prof. Dr. Bİlal EryIlmaz

Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi / Türkiye

Demokrasi tarihimize baktığımızda, yerel demokrasi pratiklerinin, ulusal düzeydeki demokrasi uygulamasından daha önce ortaya çıktığı görülür. Avrupa’da da demokrasi pratiklerinin gelişmesi, yerel bir olgu olarak ortaya çıkmıştır. İlk Osmanlı parlamentosunun kurulmasından önce, muhassıllık meclislerinde, vilayet, sancak, kaza ve belediye meclislerinde temsil ve tartışma geleneği bulunmaktaydı. Nitekim, ilk Meclis-i Mebusan’a seçilen üyelerin çoğu, bu gelenekten gelmişlerdi. Belediyelerin ortaya çıkmasından başlayarak geçirdiği aşamalar, yedi grupta toplanabilir. Bu aşamaların her birinin, bir öncekine göre demokratiklik açısından doğrusal bir gelişme gösterdiğini söylemek oldukça zordur. Aşamaların inişli çıkışlı süreçler halinde tanımlanması daha gerçekçi olur. Şüphesiz kesintili yerel demokrasi aşamalarını, ülkemizin genel demokrasi performansından ayrı olarak değerlendirmek olanaklı değildir. Belediye kurumunu, Avrupa’dan almakta geç kalmış sayılmayız, ancak bunun geliştirilmesinde Avrupa’nın kaydettiği aşamanın çok gerisinde bulunmaktayız.

Tarihi olarak yönetime katılma pratikleri, önce yerel yönetimler düzeyinde gelişmeye başladı. Avrupa’da bir kentin ya da bölgenin, merkezi hükümet karşısında idari ve mali alanda özerklik elde edip güçlenmesiyle yerel yönetim birimleri gelişti ve dolayısıyla yönetime katılma pratiklerinde siyasi ve idari yönden bir gelişme süreci yaşandı. Şüphesiz bu gelişme, 13. yüzyıldan başlayarak uzun bir tarihi süreç izledi; siyasal ve sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak farklı aşamalar geçirdi.

Günümüzdeki gelişmeler de dahil edildiğinde Avrupa’daki bu aşamalar, genellikle yedi grupta toplanmaktadır. Birinci aşama, kökü 13. yüzyıla dayanan, ama özellikle 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar olan zaman diliminde daha belirgin olarak kentlerde görülen otonom gelişmeler, yerel ve kişisel haklar için bir temel oluşturmuştur. İkinci aşama, Fransız İhtilali’yle başlamış, Napolyon’un imparatorluk yıllarında devam ederek Batı Avrupa’nın pek çok bölgesinde yönetsel reformların yapılmasına neden olmuştur. Bu gelişme, üçüncü aşama olarak hem Alman federalizmini, hem de Habsburg İmparatorluğu’nun yapılanmasını etkilemiştir. Dördüncü aşama, 1918’den sonra Habsburg İmparatorluğu’nun yıkılması ve 1917’deki Rus Devrimi’yle başlamıştır. Bu aşamayı, 1945’ten sonra Orta ve Doğu Avrupa’da komünistlerin kontrolü ele geçirmeleri ve ikili denetim sisteminin kurulmasıyla ortaya çıkan beşinci aşama izlemiştir. Altıncı aşama, Batı Avrupa’da yerel yönetimlerin birleştirilerek ve yeniden örgütlenerek “fonksiyonel bölgeler”in kurulmasıyla başlamıştır. Son aşama ise, komünizm sonrası Orta ve Doğu Avrupa’daki yeniden yapılanma sürecidir.1 Avrupa’da siyasi hakların gelişmesi ve yönetime katılma pratikleri, öncelikle şehir idaresi ile ilgili bir olgudur. Orada “merkeziyet” yerine “mahalli” zihniyet daha gelişmiştir.


Yüklə 8,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   145   146   147   148   149   150   151   152   ...   193




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin