Ruhsal Yasa: Günahın Aynası 7,8
Ayet 7 Pavlus kendisine sürekli itiraz eden dinci Yahudiler'i düşünerek konunun bu noktasına gelince yine onların savuracakları bir soruyu ortaya koyar: "Bundan nasıl bir sonuç çıkaracağız? Ruhsal yasanın günahlı olduğunu mu?" İsrail oğulları ruhsal yasayı Tanrı'nın İsrail'e bağışladığı en kutsal şey olarak değerlendirirdi. Pavlus ruhsal yasanın kişileri günah işlemeye kışkırttığını anlatınca kızgınlıkla dolarlardı. Roma'daki inanlılar böyle kişilere bu konuda cevap vermeleri gerekecekti. Belki aralarında Yahudi aslı olup ruhsal yasaya bağlı imanlılar da vardı. Onların bu konuda aydınlanmaları gerekirdi.
Pavlus ruhsal yasanın günahlı olduğunu kesinlikle yalanlar. Tanrı'nın açıkladığı ruhsal yasa günahlı değildir.
Pavlus "ruhsal yasa olmadan günahın ne olduğunu" bilemeyeceğini açıklar. Bundan bir örnek verir kendi hayatından. "Eğer ruhsal yasa, göz dikmeyeceksin dememiş olsaydı, göz dikmenin kötü bir iş olduğunu bilmeyecektim" der. Göz dikme (veya açgözlülük) eski deyimle tamahdır. Göz dikme ile ilgili buyruk On Buyruk'taki onuncu buyruktur. Bu buyruk öbür dokuz buyruğa benzemez. Tanımladığı suç insanların dış dünyada gözle görebildikleri bir hareket, kulakla işitebildikleri bir sözle ilgili değildir. Kişinin düşüncesinde, iç dünyasında oluşan bir günahtır. Bundan ruhsal yasanın sadece dış hareketleri değil niyet ve düşünceleri de öneme aldığı anlaşılır.
Başkasının malına, parasına, ailesine bakıp bunları kendin için istemen suçtur. Bu yasayı hayatına uygulamadan önce Pavlus bu düşüncenin günah ve suç olduğunu bilmiyordu.
Ayet 8 Pavlus'un bu ayette anlattıklarına göre önceki ayetteki "bilmek" sözünün bilgi sahibi olmaktan ileriye gider. "Günahın ne olduğunu bilemezdim" deyince onun ne olduğunu tecrübe edemezdim demek ister. Ruhsal yasa günahı tanımlarken bunu günahlı bir insana yapar. Günahlı insana "komşunun malına göz dikme" deyince ruhsal yasa insanın günahlı isteklerini komuşusunun malına yöneltir. "Ne güzel evi var! Keşke benim olsaydı!" diye düşünmeye koyulması kolay iş.
Ruhsal yasanın kendisi günahı oluşturmaz. Ruhsal yasa günah gücünün bu iş için kurnazlıkla kullandığı bir araçtır. "Günah buyruk aracılığıyla elverişli ortamı buldu ve içimde göz dikmenin her çeşidini oluşturdu." Günah öyle sinsi bir güçtür ki Tanrı'nın doğru ve kutsal yasasını alıp onu insanları günaha batırmak için kullanır.
Bir yasanın insanın bencil isteklerini durduramdığını, tersine onların canlanması için ortam hazırladığını bir otelcinin başına gelenlerden anlayabiliriz. Konukların denize bakan otelin birçok penceresinden olta salıp balık tutabileceğini ve bunu yaparken saldıkları kurşunla camları kırableceğini düşünen otelci denize bakan her odaya "camdan balık tutmak yasaktır" yazısını astı. Sezon sonuna kadar o denli cam kırıldı ki, yazıyı kaldırmaya karar verdi. Öbür sezonda çok az cam kırıldı çünkü yasaklamayı okumadıkça camdan balık tutma düşüncesi çoğu kimselerin aklına gelmedi.
Bu durum ayetteki "çünkü ruhsal yasa olmadıkça günah ölüdür" gerçeğini yansıtır. Yasaklama yazısı olmadıkça istenmeyen işi yapma isteği konuklarda canlanmadı. Pavlus "göz dikmeyeceksin" buyruğuyla aynı durumu yaşadı. O buyruğa uymaya çalışınca günah gücünün kendisinde göz dikmenin her çeşidini meydana getirdiğini gördü.
Günahı Ölüme Çeken Ruhsal Yasa 9-13
Ayet 9 Pavlus kendi yaşamından bir örnekle günahın ruhsal yasa aracılığıyla canlılık bulma konusunu açıklamaya koyulur. "Bir zamanlar ruhsal yasasız yaşıyordum. Ama buyruk gelince günah canlılık buldu, ben de öldüm." Pavlus ne zaman ruhsal yasasız yaşıyordu? Kesin olarak bunu bilmiyoruz. Ama bazı uzmanların öne sürdükleri gibi çocukluk çağı olduğunu kabul etmek akla yatkındır. Yahudi gençler on üç yaşına girince yapılan bir törenle "bar mitsvah" olurlar. Bar mitsvah buyruk oğlu demektir. Bununla tüm ruhsal yasayı yerine getirme sorumluluğunu üstüne alırlar. Pavlus o yaşa kadar içindeki korkunç günah gücünden habersizdi. Oysa ruhsal yasanın buyruklarını tutmaya çalışınca onlara karşı koyması gereken günahlara istek duymaya başladı ve günah gücü onu suça düşürdü.
Ne var ki, bütün bu ayetlerde Pavlus Mesih'e iman etmiş bir kişinin ruhsal yasayla yaşadıklarını dile getirmektedir. Mesih inanlısı olarak ruhsal yasanın egemenliği altında yaşamaya çalışmak yanlış bir şeydir. Bir kadının iki kocayla yaşaması gibi bir durumdur. Oysa bazı imanlıların bilgisizlikle eski bir alışkanlığı devam ettirerek ya da yanlış bir öğretişi kabul ederek geçici bir süre içinde yasa altında yaşamaya çalışırlar. Pavlus da bunu yaşamında görmüştü. Bir uzman bunun Şam yolunda Mesih'in yüceliğini görüp O'na iman ettikten sonra ama Kutsal Ruh'la dolmasından önce Şam'da üç gün oruç tuttup dua ettiği zamanda olabildiğini öne sürer. Pavlus o zaman "yazılı yasanın eski yolunda" Tanrı'ya hizmet etmeye çalışmış olabilirdi. "Ruh'un yeni yolunda" hizmet etmek için daha Kutsal Ruh'un doluluğunu almamıştı.
Ayet 10 Pavlus sonsuz yaşama kavuşmak için ruhsal yasanın buyruklarına ümit bağlamıştı. Pavlus ruhsal yasanın buyruklarını günahlı benliğine uygulayınca ise günah gücü benliğini yasaklanan kötülüklerle isteklendirdi. Pavlus kötülük işleyerek suçlu oldu ve sonsuz yaşamdan yoksun kaldı. "Böylece yaşama götürmesi gereken buyruk beni ölüme götürdü." Ruhsal yasa suçu tanımlar, suç işleyeni de mahkum eder. "Günahın karşılığı ölümdür" (6:23).
Ayet 11 Pavlus buyruğun onu nasıl ölüme götürdüğünü şöyle açıklar: "Günah buyruk aracılığıyla elverişli ortamı bularak beni kandırdı ve buyruk aracılığıyla beni öldürdü." Günah çok aladatıcı bir güçtür. Ruhsal yasa aracılığıyla insanı kandırır. Örneğin "Göz dikmeyeceksin" buyruğuna uymaya çalışan insanda göz dikme isteğini uyandırır. Böylece insanı kandırır, içinden günah işlemesini sağlar. Ondan sonra günah gücü onun karşına sırıtıp "Sen günah işledin," der. "Tanrı'dan ayrıldın. Kaybolmuş bir günahlısın. Suçlusun. Battın. Senden hayır çıkmaz." O kişi günahlılığı içinde ölüdür. Tanrı'yla ilişkisi yoktur. Suçları ve günahlarından ötürü ölü birisidir (Efes.2:1). İleride canı ile ruhu bedeninden ayrılacak ve sonsuz ölüme gidecektir. Günah ruhsal yasa aracılığıyla bu kadar güçlüdür.
Ayet 12 Pavlus kötülüğün ruhsal yasada değil günahta olduğunu vurgular. "Bu durumda ruhsal yasanın kutsal olduğu bir gerçektir. Buyruk da kutsal, doğru ve yararlıdır." Ruhsal yasanın tümü kutsaldır. Tanrı'ya isteğine uygundur. Tanrı'dan gelmiştir. Ayrıntıları olan buyruklar da kutsal, doğru ve yararlıdır. Göz dikmek günahtır. Kötü bir şeydir. Ruhsal yasanın "Göz dikmeyeceksin" diye buyurması doğrudur. "Yalan söylemeyeceksin" demesi de doğrudur. Bunlar kötü ve zarar getirici eylemlerdir. Buyruk yararlıdır. İnsana hangi işlerin kötü ve zarar getirici olduğunu açıklar.
Ayet 13 Ruhsal yasanın yararlı olması vurgulanınca bir sorun daha ortaya koyulur: Yararlı şey zararlı bir sonuç getirir mi? "Öyleyse gerçekte yararlı olan, bana ölüm mü getirdi?" Pavlus yine bunu kesinlikle yalanlar. Hayır ruhsal yasa ölüm getirmedi. Ruhsal yasa iyi bir şeydir. Tek başına ölüm gibi kötü bir sonuç getirmez. "Tam tersine" der Pavlus, "varlığımda ölümü oluşturan etken günahtı. Böylelikle günahın gerçek niteliği -yararlı olan aracılığıyla içimde ölümü oluşturduğu- ortaya çıkmalıydı." Pavlus'un varlığında ölümü oluşturan şey ruhsal yasa değil, günahtı.
Bununla günahın gerçek nitelliği belli olur. Yararlı olan Tanrı'nın ruhsal yasasını alıp onun aracılığıyla insanın içinde ruhsal ölümü oluşturur. Ne iğrenç, ne sinsi bir şeydir günah! Günah iyi şeyi alıp onun aracılığıyla kötü bir sonuç çıkarır. "Buyruğun ışığı altında günahın aşırı günahlılığı belirgin olmalıyıdı." Tanrı ruhsal yasayı şu nedenle verdi: Onun aracılığıyla günahın aşırı kötülüğü açıkça görülsün diye.
Dostları ilə paylaş: |