Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə38/42
tarix17.11.2018
ölçüsü7,5 Mb.
#82931
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42
عن ابی عبدالله علیه السلام قال ابی ما ضرب رجل القرآن بعضه ببعض الا کفر ” (Vesailu’ş-Şia, c. 18, s. 135, hadis 22)

Bu rivayetin senedinde özel bir güvenilirliği bulunmayan Kasım b. Süleyman vardır. Fakat Kamilu’z-Ziyarat’ın ve Kummi tefsirinin ricalindendir. (Bkz: Mucemu’s-Sikat, s. 219, 233). Meclisi (rh) Mir’atu’l-Ukul’da (c. 12, s. 521) bu rivayetin senedini meçhul olarak tarif etmiştir.




1291Bu rivayetin manasına dair:

a) Şeyh Saduk (rh) şöyle buyurmuştur: Bu hadisin manasını Muhammed b. Hasan’a sordum. Buyurdu ki: “هو ان تجیب الرجل فی تفسیر آیة بتفسیر آیة اخری ” (Meani’l-Ahbar, s. 190).

b) Allame Meclisi (rh) buyurmuştur:

افید ان المراد تفسیر القرآن و لجمع بین آیها و استنباط الاحکام فانه لا یعلم ذلک غیر المعصوم و یحتمل ان یکون المراد المعنی الظاهر بتقدیر الاستخفاف او ارتکاب التجوز فی الکفر

(Mir’atu’l-Ukul, c. 12, s. 521 ve 522). Sözünün son bölümünün tercümesi ve izahı şöyledir: “Muhtemelen zâhir manası (Kur’an’ın bir kısmını diğer bir kısmıyla çatıştırma) kasdedilmiştir ve bunun küfür olması Kur’an’ı hafife almak nedeniyledir [Kur’an’ı istihfaf ve hafife alma kasdıyla bir kısmını diğer bir kısmıyla çatıştırma] ya da küfür kelimesi mecaz olarak kullanılmıştır [yani küfürden hakiki mana murad edilmemiş, bilakis mecaz olarak, Kur’an’ın bir kısmının diğer bir kısmıyla çatıştırılması ile, istihfaf sebebiyle olmasa da uyuşan bir anlam kasdedilmiştir].

c) Allame Tabatabai şöyle buyurmuştur:

و الروایات کما تری یعد ضرب القرآن بعضه ببعض مقابلا لتصدیق بعض القرآن بعضا و هو الخلط بین الآیات من حیث مقامات معانیها و الاخلال بترتیب مقاصدها کاخذ المحکم متشابها و المتشابه محکما و نحو ذلک”

(el-Mizan, c. 3, s. 83, ve bkz: s. 81).



d) Kasdedilen, şahsın kendi reyi ve tahminiyle bazı ayetleri diğer bazı ayetlerle çelişkili görmesi olabilir; yani Kur’an’daki bazı manaları diğer bazı manalarla çatıştırmasıdır. (Müellif)

1292Vesailu’ş-Şia, c. 18, s. 151, hadis 78.


1293Bkz: el-Fevaidu’t-Tusiyye, s. 191 (el-mütemim el-Işrin)


1294Bkz: “Mutlak rivayet ekolünden başkasına delil bulunmaması” bölümü.


1295Bkz: Sahihu’l-Buhari bi Haşiyeti’s-Senedi, c. 3, s. 97-224.


1296Sahihu Müslim, c. 5, s. 517-529.


1297Bkz: Sünenu’t-Tirmizi, c. 5, s. 183-424.


1298Bkz: el-Müstedrek ale’s-Sahihayn, c. 2, s. 220-541.


1299Her iki grupta da tefsirlerin bir kısmının Şii, bir kısmının da Sünni olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Doğaldır ki Şia’nın asli tefsirleri Şii tefsir mecmualarının kaynaklarından, Ehl-i Sünnet’in asli tefsirleri de Sünni tefsir mecmualarının kaynaklarındandır.


1300Sahih Buhari’nin kimi baskılarında Kitabu’t-Tefsir, kimi baskılarında da Tefsiru’l-Kur’an başlığı kullanılmıştır.


1301Bkz: Keşfu’z-Zünun, c. 1, s. 541 ve 544; İbn Cevzi, Abdurrahman b. Ali, el-Mevduat (s. 35) kitabında şöyle demiştir:

ما انفرد به البخاری او مسلم فهذا محکوم بالصحة عند جمهور اهل النقل


1302Bkz: Buhari, Muhammed b. İsmail, Sahihu’l-Buhari bi-Haşiyeti’s-Senedi, c. 3, s. 97-224, Sahihu’l-Buhari mea Şerh ve Tahkik el-Şeyh Kasım el-Şemmai el-Rufai, c. 5, s. 328-578.


1303Tefsiru’l-Kur’an ve el-Tefsiru’l-Kebir adındaki iki kitap daha Buhari’nin telifleri arasında sayılmıştır. (Bkz: Keşfu’z-Zünun, c. 1, s. 443 ve c. 6, s. 16) Fakat bu iki kitap elde yoktur.


1304Sahihu’l-Buhari bi-Haşiyeti’s-Senedi, c. 3, s. 97.


1305Örnek olarak, Bakara suresinin tefsiri içinde şöyle demiştir:

قال مجاهد, الی شیاطینهم اصحابهم من المنافقین و المشرکین. محیط بالکافرین, الله جامعهم. علی الخاشعین, علی المؤمنین حقا قال مجاهد بقوة یعمل بما فیه

(Sahihu’l-Buhari bi-Haşiyeti’s-Senedi, c. 3, s. 98). Âl-i İmran suresinin tefsirinin başında da şöyle demiştir:

ثقاة و تقیة واحدة. صر برد. شفا حفرة, مثل شفا الرکیة و هو حرفها. تبوی تتخذ معسکرا” (a.g.e., s. 109).


1306Bkz: Sahihu’l-Buhari, s. 98, 3 ve 4. satırlar.


1307Mesela Nebiyy-i Ekrem’e (sallallahu aleyhi ve alihi) salavatta Şia Hazret’in Ehl-i Beyt’ini de zikreder. Ama Ehl-i Sünnet yazı ve kitaplarında “âlihi”yi zikretmeksizin “sallallahu aleyhi ve sellem” yazar. Bu kitapta;

إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا” (Ahzab 56) ayetini izah ederken Ka’b b. Ucre’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Ey Allah Rasülü! Sana selam vermeyi anladık, ama salat (sana salavat getirme) nedir?” Allah Rasülü şöyle buyurdu: “Allahümme salli ala Muhammed ve ala Âl-i Muhammed kema salleyte ala İbrahim...” (Bkz: Sahihu’l-Buhari bi-Haşiyeti’s-Senedi, c. 3, s. 178).




1308Bkz: Sahihu’l-Buhari, Şerhu Şemmai Rufai, c. 5, s. 328-330, bab 206, hadisler 905 ve 906.


1309Muzaffer olarak bilinen Muhammed Hasan b. Muhammed Necefi Âl-i Muzaffer, doğumu hicri 1301, el-İfsah an Ahvali Ruvat el-Sıhah, Düreru’l-fevaid fi Şerhi’l-Kavaid ve Delailu’s-Sıdk li Nehci’l-Hak müellifi. (Bkz: el-Zeria, c. 2, s. 285 ve c. 8, s. 131, 251).


1310Ehl-i Sünnet nezdinde büyük itibarı olan ve “Sıhah-ı Sitte” (altı sahih kitap) şeklinde zikredilen altı kitap. Ehl-i Sünnet nezdinde en sahihi Sahih-i Buhari’dir. Diğer beş tanesi ise Sahih-i Müslim, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebi Davud, Sünen-i İbn Mace ve Sünen-i Nesai’dir. Zehebi Mizanu’l-İ’tidal’de (c. 1, s. 2) bu altı kitabın müelliflerinden “el-eimmetu’s-sitte” biçiminde bahsetmiştir.


1311Bkz: Muzaffer, Muhammed Hasan, Delailu’s-Sıdk, c. 1, s. 17-71.


1312Sözkonusu 365 kişi arasında “خ” veya “ع” simgesiyle belirginleştirilmiş kişiler. Buhari’nin ricalindendir. Çünkü “خ”, Sahih-i Buhari’de kendisinden rivayet edilmiş olduğunun sembolü, “ع” ise içlerinden birinin de Sahih-i Buhari olduğu tüm altı sahihte kendisinden rivayet edildiğinin sembolüdür.


1313Bkz: Delailu’s-Sıdk, c. 1, s. 13 ve 14.


1314Bakara 31


1315Bkz: Sahihu’l-Buhari, Şerhu’ş-Şemmai el-Rufai, c. 5, s. 331, bab 207, hadis 907.


1316Nisa 40


1317Bkz: Sahih-i Buhari, bi Şerhi’ş-Şemmai el-Rufai, s. 374, bab 283, hadis 1007.


1318Bkz: A.g.e., s. 515, bab 484, hadis 1276.


1319En’am 103


1320Kaf 30


1321Bkz: Sahih-i Buhari, bi Şerhi’ş-Şemmai el-Rufai, c. 5, s. 514 ve 515, bab 487, hadisler 1273, 1274 ve 1275.


1322Bkz: A.g.e., s. 566, bab 556, hadis 1381, Nebiyy-i Ekrem’in (sallallahu aleyhi ve alihi) nübüvvet makamına uygun düşmeyen diğer rivayetler için bkz: Sahihu’l-Buhari, bi Haşiyeti’s-Senedi, s. 107, 113, 123, 137, 143, 164, 165 ve 234.


1323Suyuti, Tedribu’r-Ravi’de (c. 1, s. 184) mevkuf rivayeti şöyle tarif eder:

وهو المروی عن الصحابه قولا لهم او فعلا او نحوه اب تقریرا متصلا کان اسناده او منقطعا و یستعمل فی غیرهم کالتابعین مقیدا فیقال وقفه فلان علی الزهری و نحوه

1324Bakara 106


1325Bakara 125


1326Sahihu’l-Buhari bi Şerhi’ş-Şemmai el-Rufai, c. 5, s. 335, bab 211, hadis 912 ve s. 337, bab 213, hadis 914.


1327Bakara 185


1328Bakara 184


1329Sahihu’l-Buhari, a.g.e., s. 344, bab 226, hadis 937.


1330Nisa 59


1331Sahihu’l-Buhari, a.g.e., s. 376, bab 286, hadis 1010.


1332“قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى” (Şura 23)


1333Sahihu’l-Buhari, a.g.e., s. 502, bab 467, hadis 1245.


1334Yani Kur’an’daki bu kelime için böyle bir mana zikredildiği yönünde müfessirlerin dikkatini çekse ve onun hakkında araştırma yapmaya mecbur bıraksa faydalıdır.


1335Bakara 106


1336Bu kıraat Ömer’den nakledilmiştir. (Bkz: Sahihu’l-Buhari, Şerh-i Şemmai Rufai, c. 5, s. 335 ve 336).


1337Yusuf 110


1338Bu kıraat Aişe’den nakledilmiştir. (Bkz: Sahihu’l-Buhari, a.g.e., s. 426, bab 374, hadis 1119 ve s. 350, bab 238, hadis 953).


1339Nur 15


1340Bu kıraat da Aişe’den nakledilmiştir. (Bkz: Sahihu’l-Buhari, a.g.e., s. 467, bab 426, hadis 1117).


1341Bkz: Sahih-i Müslim, c. 5, s. 517-529.


1342Bkz: Sünenu’t-Tirmizi, c. 5, s. 183-424.


1343Bkz: el-Müstedrek ale’s-Sahihayn, c. 2, s. 220-541.


1344Bkz: Keşfu’z-Zünun, c. 1, s. 439.


1345İsmail Paşa Bağdadi Esmau’l-Müellifin ve Asaru’l-Musannifin’de (Keşfu’z-Zünun, c. 5, s. 513) onu tanıtırken şöyle denmiştir:

عبدالرحمن بن محمد بن ادریس بن المنذر بن داود بن مهران الحافظ ابو محمد الرازی المعروف بابن ابی حاتم التمیمی الحنظلی ولد سنة 240 و توفی سنة
327
من تصانیفه تفسیر القرآن

Yine şöyle demiştir: “İsfehan’da doğdu ve Rey’e taşındı. Kur’an’da Fadl b. Şazan’ın talebesiydi. (Bkz: İbn Ebi Hatim, Abdurrahman, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 7, muhakkikin mukaddimesi).




1346

1347Ebubekir Muhammed b. Ahmed Beledi tarafından derlenmiş ve 1908 yılında yaklaşık ikiyüz sayfa hacminde Mısır Saadet Matbaası’nda basılmış Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim adında Sehl b. Abdullah Tüsteri’ye (vefatı hicri 283) ait bir tefsir daha vardır. Kitapta Kur’an ayetleri sufilerin tarzıyla tefsir edilmiştir ve irfani tefsirlerden sayılmıştır. (Bkz: el-Tefsir ve’l-Müfessirun fi Sevbihi’l-Kaşib, c. 2, s. 540; el-Tefsir ve’l-Müfessirun, c. 2, s. 380-383).


1348Hacı Halife Keşfu’z-Zünun’da (c. 1, s. 436) bu kitabı Tefsiru İbn Ebi Hatim adıyla zikretmiş ve Suyuti’nin bir ciltte özetlediğini bildirmiştir.


1349Muhakkikin burada yaptığı faydalı işlerden biri, rivayetlerin diğer Ehl-i Sünnet kaynaklarındaki referanslarını zikretmesi ve bilginlerin rivayetlerin senedi hakkındaki görüşünü dipnotlarda belirtmesidir.


1350Basılmış mevcut tefsirde Ra’d suresinin 11. ayetine kadardır. (Bkz: c. 7, s. 2233).


1351Basılmış mevcut tefsirde İbn Ebi Hatim’in asıl tefsiri Mu’minun suresi 106. ayetten itibarendir. (Bkz: c. 8, s. 2508).


1352Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, İbn Ebi Hatim, c. 1, s. 11 ve 12, muhakkikin mukaddimesi.


1353Bu kısım, mevcut basılmış tefsirde c. 7, s. 2234’ten, c. 8, s. 2507’ye ve c. 9, s. 3086’dan, c. 10, s. 3475’e kadardır.


13541829, 1834 ve 6344. hadislerde “قریء علی یونس بن عبدالاعلی ” ifadesiyle nakledilmiş mürsel rivayetler gibi.


1355Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 14 ve 15, müellifin mukaddimesi.


1356Bu kısımda Tefsiru İbn Kesir ve Tağliku’l-Ta’lik’ten nakledilenler senedli, Dürrü’l-Mensur ve Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inden nakledilenler ise mürseldir. Bu kısmın çoğu rivayeti Dürrü’l-Mensur’dan nakledilmiştir.


1357Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 11, muhakkitin mukaddimesi.


1358Müellif, tefsirin mukaddimesinde şöyle demiştir:

سألنی جماعة من اخوانی اخراج تفسیر القرآن مختصرا... و ان نقصد لا خراج التفسیر مجردا دون غیره

(Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 14, müellifin mukaddimesi).




1359Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 14, müellifin mukaddimesi.


13605, 19, 23, 33, 40 ve 41. hadisler.


136112, 13 ve 32. hadisler.


1362İbn Abbas’tan onaltı rivayet, Dahhak ve Katade’den üçer rivayet, Hasan, Mücahid ve Ebu’l-Aliyye’den ikişer rivayet, Cabir b. Yezid, Ka’b, Tübey ve Halid b. Safvan ve Hamid E’rac’tan birer rivayete yer vermiştir.


1363“Ebu Muhammed”, tefsirin müellifi İbn Ebi Hatim’in künyesidir.


1364Bakara 106


1365Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 200.


1366Tilavetin neshedilmesi, Kur’an’da hükmü baki ama tilaveti neshedilmiş ve Kur’an’dan çıkartılmış ayetlerin bulunmasıdır. Ehl-i Sünnet âlimlerin çoğu tilavetin neshini kabul eder. Şia uleması ise bunu reddetmiştir. (Bkz: Siyanetu’l-Kur’an, s. 17-24).


1367Güvenilirliklerine muteber bir delil bulunmamasına ve bunun da yukarıdaki iddiayı ispatlamak için kafi olmasına ilaveten, onların rical kitaplarında mevsuk olduklarına güveni sarsan kimi tevsikler göze çarpmaktadır. Bunun örneği İcli’nin, İmam Hüseyin’in (aleyhisselam) katili Ömer b. Saad’la ilgili İbn Hacer’in naklettiği tevsikidir. (Bkz: Tehzibu’t-Tehzib, c. 7, s. 396).


1368Bkz: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, c. 1, s. 189 ve 190, hadisler 1005-1009.


1369Bkz: Aynı kitap, s. 355.


1370Cildinin arkasında el-Tefsir kelimesi yazılmıştır ve Necaşi, Şeyh ve İbn Nedim ondan Kitabu’t-Tefsir tabiriyle bahsetmiştir.


137115, 17, 18, 19, 20, 24, 25, 27 ve 28. hadisler gibi.


1372Doğum ve vefat tarihi belli değildir. Fakat Keşşi’nin meşayihinden -dördüncü yüzyılın ikinciyarısında yaşamıştır- ve Kuleyni’nin tabakasından tanıtılmıştır. (Bkz: el-Zeria, c. 4, s. 295; Te’sisu’ş-Şia li-Ulumi’l-İslam, s. 332). Keşşi (rh) kendi ricalinde ondan çokça rivayet etmiştir. (Bkz: Rical-i Keşşi olarak bilinen İhtiyaru Ma’rifeti’r-Rical, c. 1, s. 10, 13, 20, 34, 56, 75 ve 122, hadisler 5, 6, 9, 14, 28, 40, 47 ve 55).


1373Ricalu’n-Necaşi, s. 247.


1374Bkz: el-Fihrist, Şeyh Tusi, s. 212, madde 604, Ricalu’t-Tusi, s. 497.


1375Bkz: Ricalu’n-Necaşi, s. 248 ve el-Fihrist, Şeyh Tusi, s. 212 madde 604, el-Fihrist, İbn Nedim, s. 241.


1376Bkz: el-Fihrist, s. 215, Ricalu’n-Necaşi, s. 250.


1377Bkz: Şevahidu’t-Tenzil, c. 1, s. 223, hadis 231, s. 351, hadis 364, s. 356, hadis 368, s. 558hadis 595 ve c. 2, s. 160, hadis 785, s. 270, hadisler 904 ve 905, s. 358, hadis 1004, s. 403, hadis 1054, s. 417, hadis 1047. Bu yerlerde tefsirinden ve kitabından nakletmiş ve c. 1, s. 47, hadis 41, s. 134, hadis 144 ve 145, s. 173, hadis 185, s. 178, hadis 190, s. 183, hadis 196, s. 187, hadis 200, s. 191, hadis 203, s. 287, hadis 263, s. 422, hadis 450 ve 451, c. 2, s. 430, hadis 1090 gibi diğer yerlerde ise vasıtasız Ayyaşi’den (rahmetullahi aleyh) nakletmiştir. Hakim Haskani ile Ayyaşi arasındaki zaman aralığı gözönünde bulundurulduğunda görünen odur ki, önceki yerlerde de onun tefsirinden nakletmiştir.


1378Bkz: Mecmeu’l-Beyan, c. 1, s. 17, 18, 31, 82, ve 128, c. 2, s. 274 ve 276 (Fatiha suresinin fazileti hakkında ve Fatiha suresinin sonunda “النظم”dan önce, Bakara suresi 63. ayeti izah ederken ve Âl-i İmran suresi 184 ve 185. ayetlerin izahında).


1379Bkz: Menakıbu Âl-i Ebi Talib, c. 2, s. 342, c. 3, s. 23 ve 104, c. 4, s. 180.


1380Bkz: Kef’ami, İbrahim b. Ali, Misbahu’l-Kef’ami ev Cunnetu’l-Emani’l-Vakıyye ve Cennetu’l-İmanu’l-Bakıyye, s. 773.


1381Biharu’l-Envar, c. 1, s. 8 ve 28.


1382Bkz: Şevahidu’t-Tenzil, c. 1, s. 558, hadis 595, c. 2, s. 160, hadis 785, s. 270, hadisler 904, ve 905, s. 358, hadis 1004, s. 403, hadis 1054 ve s. 417, hadis 1074.


1383O cümle şöyledir:

قال العبد الفقیر الی الله رحمةالله انی نظرت فی التفسیر الذی صنفه ابو النضر محمد بن مسعود بن محمد بن عیاشی السلمی باسناده و رغبت الی هذا و طلبت من عنده سماعا من المصنف او غیره فلم اجد فی دیارنا من کان عنده سماع او اجازة منه [و لهذا] حذفت منه الاسناد و کتبت الباقی علی وجهه لیکون اسهل علی الکاتب و الناظر فیه فان وجدت بعد ذلک من عنده سماع او اجازة من المصنف اتبعت الاسانید و کتبتها علی ما ذکره المصنف

(Tefsiru Ayyaşi, c. 1, s. 2).




1384Reveşşinasi-yi Tefsir-i Kur’an, s. 215-219 ve 223-227.


1385



Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin