TüRKİYE’de interneti İncelemek konulu


Cem Yaşın- İnternet’te Tartışma Listeleri: Demokratik Bir Açılım mı? Egemen Söylemin Taşındığı Kanallar mı?”



Yüklə 467,36 Kb.
səhifə4/64
tarix03.01.2022
ölçüsü467,36 Kb.
#50696
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   64
Cem Yaşın- İnternet’te Tartışma Listeleri: Demokratik Bir Açılım mı? Egemen Söylemin Taşındığı Kanallar mı?”

İnternet üzerine yazan yazar, düşünür ve akademisyenlerin büyük bir çoğunluğu İnternet’in özgürleştirici ve demokratikleştirici yanına vurgu yapmaktadırlar. İnternet’e siyasi katılımı artırıcı bir işlev yüklemektedirler. Bu durum her yeni iletişim teknolojisi çıktığında yaşanan bir görüntüdür. Radyo içinde aynı şeyler söylenmişti. İnternet beklide bu güne kadarki iletişim teknolojileri içinde en az mekana bağımlı ve en küresel olanı ama bir iletişim teknolojisinin toplumsal etkisi teknolojik özellikleriyle değil daha çok içerikleri ile olması gerekmekte.



İnternet’in demokratikleştirici işlevi Habermas’ın tanımı ile 17.yüzyıldaki burjuva kamusal alanı tanımıyla özdeşleştirilmekte. İletişimsel bir alanda farklı kimliklerin var olabilmesi ve kendi söylemlerini bu alana taşıyabilmeleri bu durumu tanımlıyor. İnternet de ilk bakışta farklı kimliklerin var olduğu bir alan olarak görülebilir. Ama İnternet’in bu tür bir iletişimsel alan olması için üç unsur gerekiyor. Bunlar:

  1. Farklı kimliklerin bu iletişimsel alan girmesinin serbest olması,

  2. Farklı kimlikler arasında bir iletişimin olması ve farklı toplumsal talepleri birbirleri ile tartışabilmeleri,

  3. Farklı kimliklerin kendi kimliklerini tanımlayan farklı siyasi talep, duruş ve tutumlarını bu alana taşıyabilmeleri.

Bu durumu test etmek öncelikle sınanacak unsurları tanımlamaktan geçiyor. İnternet’in özgürleştirici bir ortam olabilmesinin yolu şu koşulların yerine getirilmesine bağlı:

  1. İnternet’e her kimlik ve bireyin girişinde hiçbir eşik olmaması,

  2. Farklı kimliklerin birbirleri ile iletişim içinde olmaları,

  3. Farklı kimliklerin farklılıklarını koruyarak kendi taleplerini iletişimsel alana taşımaları.

İlk koşul olan herkesin İnternet’e girebilmesi belirli eşiklerle zaten engellenmiş durumda. Bu eşikleri şu şekilde sıralamak mümkün:

  1. İnternet’e giriş belli bir donanımı gerektiriyor. Bu donanım asgari düzeyde bir bilgisayar, bir modem ve internt bağlantısından oluşuyor. Tüm insanların bu tür bir imkana sahip olabileceğini düşünmek çok imkanlı gelmiyor.

  2. Bu tür maddi koşulları herkesin yerine getirdiğini düşündüğümüzde ikinci eşik ortaya çıkıyor. Herkesin bu tür donanımı kullanacak teknik bilgiye sahip olmaması.

  3. Bir diğer bilgi eşiği ise İnternet içeriklerinin üretiminde karşımıza çıkıyor. Bu eşik dil eşiği. İnternet içeriklerinin büyük bir çoğunluğu İngilizce ve tüm insanların İngilizce bildiğini varsaymak ise hayalperestlik olsa gerek. Tabi ki ulusal dillerde üretilen içeriklerin artması daha çok insanın bu tür tartışma ortamlarına katılmasına imkan tanıyor. Ama bu durumun Habermas’ın 17. yüzyılda özgür iletişimsel alan olarak tanımladığı iletişimsel alana özgür giriş koşullarını yerine getirmiyor.

  4. İnternet yapısı gereği belli bilgisayar yazılımları ile oluşmuş belli iletişim formatları içersinde iletişim ortamı. Web sayfası, elektronik posta, “chat” adı verilen sohbet ortamları bunlara örnek verilebilir. Ve bu yazılımların kullanımları belli grupları ve sahiplikleri gerektiriyor. Web sayfası oluşturabilmek için “web hosting” yapabilmeniz, başka bir deyişle bir servis sağlayıcısına sayfalarını koyabilmenizi gerektiriyor. Belli bir tartışma grubuna üye olabilmeniz bu gruba yazılmanıza bağlı. Ama bu grubun varlığını bilmeniz ya bu guruptan gelen bir elektronik postanın size yönlenmesine yada bu grubun herhangi bir veritabanından sizin isminizi ve elektronik posta adresinizi alarak teklif gelmesine bağlı. Bu yapı İnternet’in zaten parçalanmış bir iletişim ortamı olmasını beraberinde getiriyor. Her kimlik kendi içinde tartışma ortamları oluşturuyor. Farklı kimliklerin bir arada olduğu tartışma listeleri de var. Bu tür listeler sınırlı kalıyor. Bu noktada diğer bir eşik ortaya çıkıyor. Farklı kimliklerin birbirleri ile iletişim kuramaması. Birçok listenin sahip ve “modaretör” denilen yöneticileri farklı görüşleri olan üyeleri listeden çıkarabiliyor.

  5. En önemli eşik ise İnternet içerikleri ile ilgili olan özgür tartışma ortamı farklı kimliklerin farklı talep ve söylemlerinin ifadelendirilebildiği bir alan olması gerekiyor. İnternet içeriklerine baktığımızda ise diğer iletişim araçlarının içeriğinden farklılaşmadığını görmekteyiz. İnternet farklı kimliklerin farklı talep ve söylemleri ifadelendirdiği bir alan olmaktan çok, farklı kimliklerin kitle iletişim araçları içersinde belirlenmiş gündemin taşıyıcısı konumuna geldiği bir alan konumunda

İnternet’in gerçekten bir özgürlük alanı olup olmadığının araştırılması İnternet içerikleri ile günümüzde merkezi bir belirleme ile oluşan kitle iletişim araçlarıları içersinde belirlenmiş gündemin karşılaştırılması ile elde edilebilecek bir bulgu görünümünde.

Bu tür bir çalışma ise gündem kavramı ile başlamak zorunda. Gündem araştırmaları kitle iletişim araçlarının insanların düşünce yapılarının nasıl belirlendiği üzerine kurulu. İlk iletişim kuramlarında bu etkinin dolaysız olduğu kitle iletişim araçlarının insanların nasıl düşünmesi gerektiğini belirleyebileceği görüşü hakimken, daha sonra bu yaklaşım kitle iletişim araçlarının insanların nasıl düşüneceğini değil ne hakkında düşüneceklerini belirlediğini ileri sürüyor. Diğer taraftan gündem belirleme kuramını kamusal alan tartışması ile birleştirdiğimizde şöyle bir çelişki ile karşılaşmaktayız. İdeal iletişim ortamı farklı kimliklerin farklı önceliklerini iletişimsel ortama taşımaları ile mümkünken, kitle iletişim araçlarının ne hakkında düşünüleceğini belirlemesi kimliklerin kendi gündem önceliklerini değiştirerek içini boşaltması. İnternet içeriklerinin, İnternet’in bir özgürlük ortamı olarak algılanıp algılanmayacağının test edilmesi ise İnternet’te var olan kimliklerin ne kadar kendi gündemlerini taşıdığını ve bu gündemlerin ne kadar haber gündemi ve kitle iletişim araçları içersinde belirlenmiş gündemden farklılaştığı ile ilgili.

Bu tür bir araştırma için 1999 gündemi seçilmiş ve farklı kimlikte iki tartışma listesi ile paralelliği incelenmiştir. Karşılaştırma iki aşamalı bir süreci içermektedir. İlki Gündem hiyerarşisinde önceliğin incelenmesi, ikincisi ise farklı kimliklerin bu gündeme verdikleri tepkilerin ölçülmesidir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu tür bir çalışma iki temel varsayımı içerir. Bunlar kitle iletişim araçları içersinde belirlenen haber gündeminin insanların ne hakkında düşüneceklerini belirlediğidir. Diğeri ise her kimliğin kendi öncelikleri ve gündem hiyerarşisi olduğu bu sıralamanın değişmesi yolu ile kimliği var eden değer ve norm sisteminin değiştiğidir. Bu yolla bilişsel haritalar yeniden inşa edilmekte olumsuz ve olumlu kimlikler ile ilişkileri yeniden tanımlanmaktadır. Haber söylemi içersinde oluşan özne konumlarının iki tür etkisi vardır.


  1. Haber söylemi içinde özne konumlarının kuruluşu ile kimliğin bilişsel yapısı arasında paralellik olduğu durumda etki “tutum güçlenmesi” şeklinde,

  2. Haber söylemi içinde özne konumlarının kuruluşu ile kimliğin bilişsel yapısı arasında çelişki oluştuğunda “tutum değişikliği”ne sebep olacak yöndedir.

Haber söyleminin kimliklere etkisi Şekil 1’de 1999 gündemi içersinde Kardak Krizi ile örneklenmektedir.

Şekil 1 – Kardak Krizi İle İlgili Söylemin Etkisi



Yine 1999 gündemi içersinde 17 Ağustos Depreminde Yunanlı Kurtarma Ekipleri ile ilgili haberler ise farklı bir etki yapmıştır. Bu etki Şekil 2’de görülmektedir.


Şekil 2 – 17 Ağustos Depreminde Yunanlı Kurtarma Ekipleri İle İlgili Söylemin Etkileri

Haber söylemi içinde kimliği oluşturan anlamlandırma pratiği değişmekte ve simgesel alan tekrar üretilmektedir. Haber gündemi içinde ideolojik göstergeler, gösteren-gösterilen ilişkisinin yeniden oluşturulması ile değişmektedir. Gösterenin metaforlar yoluyla değişmesi simgesel alanı yeniden inşa etmektedir.

1999 haber gündemi süreklilik ve yoğunlaşma olarak incelenmiş ve gruplandırılmıştır. Olaylardan kavramsal kategorilere gidilmiştir. Kategoriler içersinde olumlu ve olumsuz kimlik kategorilerinin nasıl oluşturulduğu haberin anlatısı içinde değerlendirilmiştir. Tutum değişikliği ve farklı kimliklerde haber gündeminin etkisi iki farklı siyasal kimliklere sahip listeler ile karşılaştırılmıştır.

Haber gündemi ile Internet gündemini karşılaştırmak için farklı “elektronik posta listeleri”nden ikisi seçilmiştir. 1999 gündemi ile Internet gündemini karşılaştırmak için bu nedenle iki farklı örnek seçilmiştir. Bunlardan ilki taban olarak 68 kuşağı ve sol bir kültürel aidiyet içeren ODTÜ mezunlarından ve iletişim içerisinde bulundukları sosyal yapıya dayanan “ODTÜ-forum”; ikinci liste ise liberal ve sağ siyasal kültürel aidiyet içeren “Genç Yunuslar”dır.

Listelerin gündem ile ilişkisini incelemek gelen mektupların içeriklerinin tasnif edilmesi ve gündem ile ilişkisinin tanımlanmasına bağlıdır. İçerikler, haber ve gündem, teknik, grubun iç etkinlikleri, kişisel, bozuk e-mail, ticari, reklam,sürekli yayın kategorilerinde sınıflanmaktadır. Aslında bu kategorileri iki grupta toplamak mümkündür. Bunlar gündem ve haber içeriği ile diğer içeriklerdir. Haber ve gündem oluşturucu içeriğin dağılımı içerisinde egemen söylemin veya alternatif gündemin ideolojik tercihlerinin dağılımı, bize kimliğin yeniden üretiminin egemen söylem veya alternatif bir söylem içerisinde olup olmadığını göstermektedir.

Tablo 1 - Haber ve Gündem Oluşturucu İçeriğin Listelerde Dağılımı





Yüklə 467,36 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin