ÜSTÜn yetenekli Çocuklar



Yüklə 2,52 Mb.
səhifə23/43
tarix15.01.2018
ölçüsü2,52 Mb.
#37978
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   43

Taylor, R., The Gifted and The Talented, Englewood, ECA Inc.

Üstün Zekâlı Çocukların Eğitim ve Öğretimi

Doğan ÇAĞLAR*

Bundan önce Çağdaş Eğitim’in 16. sayısında üstün, zekâlı çocukların seçiminde izlenecek yöntemleri ve uygulanacak işlemleri açıklamış ve bu çocukların genel belirgin özelliklerini 16 hususta özetlemiştik.

Bu yazımızda da üstün zekâlı olarak seçilen veya belirlenen çocukların ve gençlerin eğitim ve öğretimlerinde yaygın olarak izlenen yöntemleri açıklayacağız. Aynı zamanda bu yöntemlerin üstünlükleri ile sakıncalı yönlerini belirlemeye çalışacağız.

Üstün zekâlı çocukların eğitimini ilk başlatan devlet Osmanlı imparatorluğu olmuştur. Osmanlı İmparatorlarından II. Murat zamanında Edirne’de Saray Okulu açılmış ve Enderun okullarının başlangıcı sayılan bu okulda Osmanlı Ordusunun fethettiği ülkelerdeki her alanda üstün niteliklere sahip çocuklar ve gençler Saray Okulunda yetenekleri yönünde özel bir eğitim görmüşlerdir. Bundan dolayıdır ki II. Murat zamanı Osmanlı İmparatortuğu’nun kültürel, askeri ve siyasi gelişim yönünden önemli bir dönemi olarak görülür.

II. Murat dönemini izleyen dönemlerde bu okul daha geliştirilmiş okula çok sayıda devşirme ile esas vatan evlâdı arasından her alanda üstün yetenekli çocuklar ve gençler seçilmiştir. Seçilen bu gençleri başarılı ve dürüst vatandaş yapacak iyi düzenlenmiş bir eğitim verilmiştir. Üstün yeteneklerin üstün eğitim yöntemleri ile istenilen düzeyde geliştirilmesi Osmanlı İmparatorluğu’nun her alanda yükselmesinin temel dayanaklarından biri olmuştur. Bu husus, Enderun okulunu inceleyen dünya tarihçilerinin eserlerinde takdir ve hayranlıkla açıkça belirtilmektedir. Bu bize ulusların her alanda gelişimin, üstün beyin gücüne sahip bireylerin erken teşhis edilerek sistemli bir eğitim aracılığı ile geliştirilmesine bağlı olduğunu kanıtlamaktadır.

Üstün beyin gücüne sahip çocukların ve gençlerin istenilen yönde ve düzeyde geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılan eğitim ve öğretim yöntemlerini 6 hususta incelemek mümkündür.

1. Okula Erken Başlatma.

2. Hızlandırma-Çabuklaştırma veya Sınıf İlerletme.

3. Türdeş Yetenek Grupları

4. Özel Sınıflarda Eğitim.

5. Özel Okul Eğitimi

6. Program Zenginleştirme

Şimdi bu eğitim ve öğretim yöntemlerini ayrı ayrı açıklamaya yararlı ve sakıncalı yönlerini belirtmeye çalışalım:
1. OKULA ERKEN BAŞLATMA

Bilindiği gibi ülkemizde 7 yaşına giren çocuklar ilkokula kaydedilirler. Bütün ülkelerde ilkokullara başlama yaşı yasalar ve yönetmeliklerle belirlenmiştir.. Bu yasalar temel dayanak olarak takvim yaşını almaktadır. Takvim yaşı çocukların bedensel, sosyal, duygusal, psikolojik ve zihin gelişiminin belirlenmesinde önemli bir kriter olarak kabul edilmektedir.

Bu yönteme göre üstün zihin yeteneği gösteren çocuklar erken teşhis edildikleri zaman daha erken yaşlarda okula alınmaktadırlar. Örneğin : Mete’nin takvim yaşı 5’tir. Zekâ yaşı 7’dir. Z. B. ise 140’tır. Mete üstün zekâlı bir çocuktur. Okula başlamak için iki yıl beklemek zorundadır. Ama Mete okula alınan normal çocuklar düzeyinde zekâya sahiptir. Onlar gibi okuma yazma öğrenebilecek ve onların derslerde yapacakları akademik çalışmaları anlayacak ve 7 yaşındaki normal bir akranı gibi izleyecek düzeyde zihnen gelişmiştir. Öyleyse Mete’nin iki yıl önce yani 5 yaşında ilkokula alınması gerekir görüşünden hareket edilmektedir.

Birçok ülkelerde bu uygulamalar yapılmaktadır. Bu fikrin savunucularına göre erken gelişmiş çocuğun okula alınmaması onun gelişimine engel olmaktır. İlk bakışta makul ve çarpıcı bir görüştür. Ancak erken başlatma da çocuğun okula başladığı zamanki bedensel, sosyal ve duygusal gelişimi dikkate alınmadan yapılırsa birçok sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Okula erken başlatmanın sakıncalarını aşağıdaki hususlarda görmek mümkündür.

a. Çocuk bedenen, sosyal ve duygusal olarak akranları düzeyinde gelişmemiş olduğundan onlarla özellikle bu gelişim düzeyinin başat olduğu etkinliklerde iletişim kurmada ve etkileşimde başarısız olabilir.

b. Çocuğun okuldan hoşlanmamasına sebep olabilir. Okulda ilk yıl insanın ömür boyu öğrenime karşı geliştireceği tavırların oluşmasında özel ve en önemli bir devredir. Sosyal, duygusal ilişkilerde başarısızlıkla sonuçlanan yaşantıları onun akademik çalışmalara olumsuz bir tavır almasının nedeni olabilir.

c. Özellikle kalemle yazma sırasında kullanacağı parmaklarının adeleleri (Knestetik adaleler) kalemi kavrayacak düzeyde gelişmemiş olduğundan küçük adalelerin ömür boyu düzelemiyecek düzeyde deformasyonlarına sebep olabilir.

d. Bedensel etkinliklerde yarışlara dayanarak oyunlarda arkadaşlarından geri kaldığını görerek kendisine karşı güvensizlik geliştirebilir. Buna bağlı bazı uyum sorunları ile yüzyüze gelebilir.

e. Çok yönlü ve ciddi olmayan bir teşhis sonucu yanlışlıkla çocuk veya genç sahip olduğu gerçek yeteneğin üstünde birçok şeyler yapmaya zorlanabilir. Daima çabuklaştırma ve acelecilik sonucu çocukta birçok yetersizliklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Bu yöntemin savunucularının da kabul ettiği gibi çocuğun, yalnız, zihin gücü değil, zihin gücü yanında bedensel, sosyal, duygusal ve kişilik gelişim düzeyi de sistemli olarak belirlendikten sonra bu gelişim düzeyleri de dikkate alınarak çocuğun takvim yaşından en çok 2 yıl ilerisinde bulunan çocuklar arasında eğitim görmesinin umulan yararı sağlayacağı önerilmektedir.

Fakat bu alanlardaki gelişimlerin erken yaşlarda teşhisi çok zor olduğundan bu yöntem yaygın olarak uygulanmamaktadır.

İncelemeler ve gözlemlerin ışığında çocukları yetenekleri sınırları içinde dahi olsa daha hızlı olmaya zorlamanın iyi bir eğitim ve öğretim yöntemi olduğu kanısında değilim
2. HIZLANDIRMA-ÇABUKLAŞTIRMA VEYA SINIF İLERLETME

Çocuk okula başladığı zaman veya başladıktan sonra okul başarısına bakılarak bir veya iki sınıf üst sınıfa atlatmak suretile uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde çocuğun öğrenme hızına uygun bir hızlandırma yapılarak akademik gelişmesi sağlanabilir. Üstün zekâlı çocuğun firenlenmesi ve kendinden daha yavaş öğrenen arkadaşlarının hızına uygun bir öğrenme sürati izlemeye zorlanması, süratin artırılması onların zihni gelişimini engelleyebilir. Bu yöntemle üstün zekâlı bir çocuğa olanak verildiği takdirde 6 yıllık bir öğrenimi 5, bazan 4 yılda yapması sağlanabilir. Örneğin Z. B. 130 olan bir çocuk ilkokulu 4 yılda, Z. B. 140 olan bir çocuk ise ilkokulu 3 yılda bitirebilir. Bu hem paradan hem enerjiden tasarruf sağlar.

Yalnız sınıf ilerletilen veya atlatılan çocukların bedensel, sosyal ve duygusal gelişimlerinde zihni gelişimlerine paralel olarak hızlı gelişmiş olması gerekir. Aksi takdirde okula erken başlatılan üstün zekâlı çocuklarda oluşacak sakıncalar aynen bu yöntemde olabilir. Bu durumdaki çocukların zihni, bedensel, sosyal ve duygusal gelişimlerinin de çok sistemli olarak incelenmesi, ayni düzeyde gelişim görülüyorsa sınıf atlatılması uygun olur. Sınıf atlatma veya ilerletmenin en çok iki sınıf olmasına özel bir özen gösterilmelidir.

Sınıf ilerletme yönteminin uygulandığı okullarda bu konuda özel eğitim görmüş öğretmenler ile rehberlik uzmanlarının bulunması şarttır. Bu sorumluluğu normal sınıf öğretmenlerinin üzerine yüklemek önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Bu yöntemlerle sınıf atlatılacak çocukların ana babalarının muvafakatinin alınması, çocukların seçiminde objektif zekâ, başarı, beden ve sosyal olgunluk testleri uygulanması, subjektif ölçülerin kullanılmasından sakınılmalıdır. Örneğin: Bazı ana babalar ve öğretmenler arkadaşlarından erken okuma yazma öğrenen çocuklar için bu yöntemi uygulamayı isterler. Sadece erken okuma yazmayı öğrenmek sınıf atlatmak için yeterli bir dayanak olarak alınırsa sonuç hüsrana dönüşebilir.

Bu yöntemle üstün zekâlı çocuklar sadece programda sınırlanmış dersler ve bu derslerin kapsamına giren konularda bilgi sahibi olurlar. Bu konuları arkadaşlarından daha hızlı öğrenerek okulu kısa zamanda bitirebilirler.

Halbuki bundan önceki yazımızda üstün zekâlı çocukların özelliklerini açıklarken, bu çocukların ilgilerinin çeşitli ve geniş bir alana yayıldığını, aynı konularda daha çok, derin ve geniş bilgi sahibi olmak istediklerini, derin ve geniş bilgiye açlık duyduklarını yazmıştık. Bu yöntemle onların bu ihtiyaçları karşılanamaz. Sınırlanmış konularda sınırlı ve düzeysel bilgi edinebilirler. Üstün zekâlı çocuklara her konuda derinliğine ve genişliğine bilgi kazanmak için olanaklar sağlamak onların bilgi edinme açlıklarını doyuracak, karşılaştığı problemlere çeşitli çözüm yolları bulmalarını sağlayacak, onları zihnen, sosyal ve duygusal bakımdan daha olgunlaştıracaktır. Onları amaca arap atı gibi hızlı erişen bir kimse olmak yerine amacına daha ağır, kendinden emin adımlarla yürüyen, olgun ve dolgun kimseler yapacaktır. Çabuk çabuk neye, nereye gidiyoruz. Çok zorunlu olmayan hallerde bu yönetimin de uygulanması çok yönlü soruların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

İlkokullarda tüm şartlar yerine getirilmek suretiyle bir yıl ilerletme yaparak bu yöntemi uygulamak uygun olabilir. Sınıf atlatma hiç bir zaman ikinin üzerine çıkarılmamalıdır.


3. TÜRDEŞ (HOMOJEN) YETENEK GRUPLARI

Türdeş yetenek gruplamalarını iki kısımda görmek mümkündür.

a. Zekâ bölümleri (Z. B.) dayanak alınarak yapılan gruplandırma. Bu yöntemde çocuklara standart çeşitli zekâ testleri uygulanır. Kazandıkları zekâ bölümleri birbirine yakın olanlar bir grup veya sınıfta toplanırlar. Gruplamada genel yetenek dayanak olarak alınır. Beş on Z. B. farkları olanlar bir grupla birleştirilerek türdeş (homojen) gruplar oluşturulur. Üstün zekâlı çocuklar için türdeş gruplardaki eğitim normal sınıflarda sağlanamayan birçok öğrenim yaşantıları ve öğretim olanaklarının bu çocukların yararına sunulmasına olanak verir. Üstün zekâlı çocukların eğitim sürecinde bunun belirgin şekilde olumlu etkisi görülür. Öğretim yaşantılarının türü, düzeyi ve öğretim yöntemleri bu çocukların gereksinimlerine cevap verecek şekilde düzenlenebilir. Özel surette seçilmiş ve yetiştirilmiş öğretmenler üstün zekâlı çocukların uygun şekil, yön ve düzeyde gelişmelerini daha kolay sağlarlar. Bu yöntemde öğretmenler daha dar bir yetenek alanında üstün zekâlı çocuklara daha çok zaman ayırabilirler.

Türdeş yetenek grupları ile eğitim yönteminin yararlı ve sakıncalı yönleri üzerinde birçok araştırmalar yapılmıştır. Bu konuda Virgil A. Wardiin şunları söyler: “Türdeş yetenek gruplarındaki eğitim yönteminin her yer de yetenekli öğrencilerin motivasyonu, başarıları ve moralleri üzerinde yararlı etkileri belirgin şekilde görülebilir. Sadece yetenek grupları ile eğitim-öğretim uygulamasının yapıldığı okullarda okuyan çocuklarda geliştirilmesinden korkulan züppelik, elitlik, üstünlük ve gurur duygularının geliştiğini gösteren bazı belirtiler de görülmektedir. Esasen yetenek grupları yönteminde bazı çocuklarda hoş olmayan duyguların geliştirilmesi kaçınılmaz bir sonuç olmaktadır. Bu tür eğitim uygulamasında görev yapan öğretmen ve yöneticiler tecrübelerine göre öğrencileri derecelendirmenin çözümlenemeyecek düzeyde sorun çıkarmadığını belirtmektedirler. Bunlar arasında yetenek gruplamasına tamamen karşı olanlara da rastlanmamaktadır. “Wardiin’e göre yetenek gruplaması bazı sakıncalarına rağmen yararlı yönleri ağır basan bir yöntemdir. Gerçekte, herkesin kolayca görebileceği ve inkâr edilemeyecek bir gerçek varsa o da insanlar arasında sıfırdan sonsuzluğa doğru uzayan geniş bir yetenek farkı vardır. Bu doğanın değişmez kanunudur. Bilinmesi gereken ikinci bir gerçek te her toplumda üstün zekâlı bireylerin genel nüfusta oranlan çok az farkla aynıdır. Diğer bir deyimle Türk, Arap, Yahudi, Alman, Fransız, İngiliz, Zenci, Sarı, Beyaz, Siyah, Kızıl Derililer arasında üstün zekâlıların oranı Z. B.’leri kesimlerine-göre aynı düzeydedir. Bunun sonucu olarak her toplum üstün zekâlıları uygun yöntemlerle bulmak, eğitmek suretiyle toplum sorunlarına uygun çözüm yolları buldurmak ihtiyacındadırlar. Bunun için üstün zekâlı çocuklar ve gençlerin kendi toplumlarında grupları içinde kalması, toplum ve grubun proplemlerini görmesi, anlaması ve onlara uygun çözüm yollarını bulması zorunludur. Bu yolla üyesi bulunduğu grubun liderliğini üstlenmesi ve grubu yönetme bilgi ve becerisini kazanması gerekir

Üstün zekâlıları Z. B. lerine göre yetenek grupları oluşturarak eğitmenin aşağıdaki sakıncaları görülmektedir.

a. Üstün zekâlı olarak nitelenip üst sınıflara ayrılan çocuklarda üstünlük duygusu, gurur, başkalarını küçük görme gibi istenmeyen duygular gelişmektedir.

b. Bencil olmaya yönelmektedir.

c. Normal akranları ile normal iletişim ve etkileşimi olumsuz olarak etkilediği görülmektedir.

d. Kendi gruplarında sınıf arkadaşları ile arzu edilmeyen şekil ve düzeyde yarışma çabası içine girme eğilimi göstermekte oldukları öğrenmeyi bilgi için duyulan açlığı doyurmaktan çok arkadaşları arasında üstünlük elde etmek için amaç edindikleri görülmektedir.

Bu gruplara ayrılan çocukların sınıflarında görev alacak öğretmenlerin çok iyi seçilmesi ve yeterli düzeyde özel bir eğitim almaları zorunlu görülmektedir. Bu öğretmenlerin normalin üstünde bir zekâya sahip olmaları, sosyal, duygusal yönden kararlı ve bazı özel özelliklere sahip kimseler olması gerekir. Seçilen bu öğretmenlerin de üniversite veya yüksek okullarda üstün zekâlı çocukların eğitim öğretimleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandıktan sonra bu sınıflarda görev verilmelidir.

Bir iki haftalık genel bilgiler kazanmış bir öğretmenin böyle bir görevi üstlenmesi yarardan çok zararlı olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır. Çünkü objektif ölçülerle iyi seçilmemiş ve yeterli bilgi ve beceri kazanmadan bu çocukların eğitim öğretimini yürüten öğretmenlerin yönettiği sınıflarda yukarda sayılan sakıncaların fazlasile ortaya çıktığı görülmüştür.

b. Türdeş yetenek gruplamasının ikinci türünde ise çocuklar genel zekâ düzeyini gösteren Z. B. lerine göre değil, genel zekâyı oluşturan yetenek alanlarındaki yetenek düzeylerine göre gruplandırılmaktadır. Bu gruplama “İnsanların kendi yeteneklikleri arasından fark insanlar arasındaki bireysel ayrılıklardan çok farklıdır” gerçek görüşünü dayanak almaktadır. Evet zekâ bölümü genel öğrenme gücünü oluşturan birçok yeteneklerin toplamı olarak nitelenebilir. Aynı Z. B. sahip kimselerin her alanda aynı düzeyde başarı göstermelerini bekleyemeyiz. Bunlardan biri fen, diğeri dil, bir diğeri matematik, bir başkası sosyal bilgiler alanında üstün olabilir

İşte yetenek alanlarındaki düzeyleri birbirine yakın olan öğrenciler bir grupta toplanarak “yetenek grupları” oluşturulmaktadır. Her gruba kendi alanlarında projeler yaptırılarak yeteneklerine uygun şekil ve yönde gelişmeleri sağlanmaktadır.

Bu gruplarla çalışmaların başarılı olabilmesi için Z. B. lere göre Türdeş yetenek gruplamasındaki tüm şartlar yerine getirilmektedir. Buna ek olarak ta sınıf mevcutları grup çalışmalarına olanak verecek şekilde azaltılmaktadır.

Çeşitli alanlardaki yetenek düzeylerine göre gruplandırmada bir öğrenci değişik gruplarda bulunmaktadır. Bu suretle her çocuğun yetenek düzeyine uygun bir şekilde gelişmesi sağlanmaktadır.
4. ÖZEL SINIFLARDA EĞİTİM
(M=100 SD=15 OLAN DAĞILIMLARDA)

Bu yöntemde Z. B. leri 130 ve daha üstün düzeyde bulunan çocuklar bir araya getirilip özel ayrı bir sınıf oluşturulur. Bu sınıftaki çocukların sayısı 20’yi geçmez

Bu sınıflarda özel yetişmiş öğretmenler görev yaparlar. Zihin yetenekleri arasında büyük farklılık olmadığından türdeş sayılabilir. Sınıflar özel araçlarla donatılmak ve özel eğitim programları uygulanmak, bireysel projeler ve küçük grup çalışmaları yaptırılmak suretiyle geniş öğrenme gereksinmelerini doyurabilecek uygun bir eğitim ortamı hazırlanabilir. Ders dışı etkinliklerinin düzenlenmesinde normal sınıflarla işbirliği yapılarak, ortak çalışmalar yaptırılarak sosyal bütünleşme sağlanabilir. Ancak bu husus özel bir önem verilerek yapılmazsa sosyal bütünleşme sözde kalır ve fiziki beraberlikten öteye bir aşamaya varılamaz. Normal çocuklarla iletişim ve etkileşim kuramazlar. Yetenek gruplarının sakıncaları aynen görülebilir.
5. ÖZEL OKULLARDA EĞİTİM

Bu yöntemde üstün zekâlı çocuklar özel olarak hazırlanmış okullarda eğitilirler. Bu okula Z. B. leri 130’un altına düşen çocuklar alınmaz. Bunun ilk örneği yazımızın başında değindiğimiz Osmanlı İmparatorluğu devrinde “Enderun Okulu”dur denebilir.

Özel okullar bu çocukların çeşitli alanlarda geniş ve derin öğrenme gereksinimini doyuracak araç gereç işlik ve laboratuvarlarla donatılır. Enderun okullarında olduğu gibi ülkenin en iyi öğretmenleri ve yöneticileri özel olarak yetiştirilerek bu okullara atanırlar. Bu çocukların tüm gereksinmeleri zamanında ve yeterli düzeyde karşılanarak istenilen düzeyde gelişmeleri sağlanır. Okul bünyesinde eğitim ve öğretimin en önemli destekleri okulun rehberlik ve diğer psikolojik hizmetlerinin sağlanabilir olmasıdır.

Bu okullar ilkokuldan lise öğrenimini de kapsayacak şekilde düzenlenebilir. Büyük kentlerde o kentin veya tüm ülkeden seçilmiş üstün zekâlı çocukların devam edeceği okul olarak hizmet verebilir.

Ayrıca bu okullarda öğrencilerin genel yetenekleri yanında özel yeteneklerinin geliştirilmesi için en uygun eğitim ortamı hazırlanabilir.

Ancak buraya kadar sayılan eğitim öğretim yöntemlerinin en büyük sakıncası normal çocuklarla sosyal bütünleşmeye olanak vermemesidir.

Üstün zekâlı çocukları normal çocuklardan ayırınca normal çocuklar onlarla beraber bulundukları zaman onlardan öğrenecekleri çok şeylerden yoksun kalmaktadır. Diğer taraftan üstün zekâlı çocuklarda normal çocuklara yapacakları yardımlar ile bu yardımları yaparken duyacakları psikolojik hazlardan yoksun kalmaktadır. Üstün zekâlı çocuklar normal çocuklarla birlikte bulundukları takdirde onlara her zaman yapabilecekleri yardımları isteyerek yaparlar. Bu suretle onların üstün güçlerinden her zaman yararlanmak mümkün olur. Diğer taraftan kendinden daha güçsüz kimselere yardım etme onlara birşey verme ve öğretme üstün zekâlı çocuklarda yaşantıları yoluyla sağlıklı kişilik özelliklerinin gelişmesine aracılık edebilir. Toplum her yaşta onların üstün yeteneklerinden yararlanmak olanağını bulur

Özel okullar bu ve diğer sakıncalarından dolayı çağımızda üstün zekâlı çocukların eğitim yeri olmaktan çıkmaktadır.


6. PROGRAM ZENGİNLEŞTİRME

Üstün zekâlı çocukların eğitimlerinde en son ve en iyi eğitim ve öğretim yöntemi olarak program zenginleştirme yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntemde üstün zekâlı çocuk devam ettiği okul ve sınıfta kalmaktadır. Bir taraftan normal okullarda uygulanan programları izlemekte diğer taraftan, ilgili, yetenekli ve istekli olduğu alanlarda daha geniş ve derin bilgi kazanması için etkinlik programı zenginleştirmektedir. Çocuk aynı konularda akranlarından daha geniş ve derin bilgi sahibi olmaktadır. Bundan başka çocuğa çeşitli olanaklar sağlanarak akranlarının öğrenmediği konularda da incelemeler, gözlemler, denemeler yaptırılarak daha zengin bilgi kazanması sağlanmaktadır. Arkadaşları raporlarını, projelerini ve ödevlerini bir iki kaynaktan yararlanarak hazırladığı halde üstün zekâlı çocuğa mümkün olduğu kadar çok kaynaktan bilgi toplaması olanağı verilmektedir. Bu suretle çocuk çeşitli kaynaklardan yararlanarak bilgi kazanmakta ve kazandığı bilgileri akranlarına aktarmak olanağı bulmaktadır. Çocuk heterojen bir grup içinde bulunmakta fakat onun bireysel öğrenme ihtiyaçları da karşılanmaktadır. Zenginleştirilmiş etkinlikler çocuğun çok yönlü doyum elde etmesine, doğal motivasyona, karşılaştığı problemleri daha iyi anlamasına ve çeşitli çözüm yolları bulmasına hizmet etmekte ve çocuğa yaparak öğrenme alışkanlığı ve becerisi kazandırmaktadır.

Tam anlamı ile sosyal bütünleşmenin olduğu bu yöntemde üstün zekâlı çocuk normal olarak sosyal ve duygusal gelişim sağlamaktadır. Çocuk bu durumda bazan lider bazan takip eden bir üye olma vs gerçeğini yaşantıları yoluyla öğrenmek olanağı buluyor. Çocuk bir arı gibi bireysel ihtiyaç olan bilgiyi bizzat çeşitli kaynaklar ve yollarla kazanma yollarını öğrenebiliyor. Kazandığı bilgileri bunu kendisi gibi kazanamayacak durumda bulunanlarla paylaşmış ve onların saygısını kazanma olanağı bularak bunun sonucu ruhsal hazlarla beslenen olgunluk kazanabiliyor.

Program zenginleştirme diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de her yerleşim bölgesinde, her düzeyde okullarda uygulanacak bir yöntemdir.

Bu yöntemin başarı ile uygulanabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi zorunludur. Bunlar kısaca:

a. Her seviyede okul programlarının esnek, değişikliğe ve zenginleştirmeye olanak verecek şekilde düzenlenmesi.

b. Üstün zekâlı çocukların bulunduğu sınıf mevcutlarının öğretmenin bu çocuklarla bireysel olarak meşgul olmasına olanak verecek şekilde azaltılması.

c. Okullarda sınıf öğretmenlerine bu konuda yardım edecek yeterli düzeyde özel eğitim görmüş uzman öğretmenlerin bulunması. Bunların, sınıf öğretmenleri ihtiyaç duyduğunda gerekli yardımları yapması.

d. Okulda bu durumda çocukların özel olarak çalışması için özel surette hazırlanmış, çeşitli özel araç ve gereçlerle donatılmış bir odanın bulunması.

e. Bu çocukların eğitim öğretimlerinde bilinmesi gereken önemli bilgileri kapsayan rehber bir el kitabının hazırlanması ve öğretmenlerin bu konuda eğitilmesi.

f. Okullarda bu çocukların yararlanacakları çeşitli yazılı kaynaklar ile deneme ve diğer çalışmalarda kullanacakları araçların kullanmaya hazır olacak bir şekilde sağlanması.

g. Bu konuda yapılmış başarılı çalışmaların ülke çapında hemen ilgililere duyurulmak suretiyle yaygın bir şekilde uygulamaya dönüştürülmesi.

ğ. Özellikle öğretmenlerle birlikte çalışan yönetici ve deneticilerin bu konuda özel bir eğitime tabi tutulması.

h. Okul çevresinde bilgi toplanacak kaynakların bulunduğu kurumlar ve iş yerleri ilgilileri ile bu çocukların inceleme ve araştırma yapmaları için sıkı bir işbirliği yapılması.

Her alanda kalkınmak için en önemli güç kaynağı üstün zekâlı çocuklardır. Bu güce sahip çocukların yetenekleri yönünde ve düzeyinde geliştirilmesi onlara sağlanacak uygun eğitim ortamında gerçekleşebilir. Eğitim bu üstün gücün ülkenin her alanda kalkınmasında uygun yer ve şekilde kullanılmasına hizmet edebilecek tek araç ve süreçtir. Bu üstün gücü ülkenin kalkınmasında yararlı bir yön ve düzeyde geliştirmek her öğretmen için en önemli bir görevdir. Bu güçleri geliştirmek için özel çaba gösterenlere ne mutlu.
Çağdaş Eğitim Dergisi,
Cilt 3, sayı: 19, s. 9-15
YARARLANILAN KAYNAKLAR

1. Barbe, B. Walter. Homogeneous Grouping for Gifted Children.

2. Barbe, B. Walter. Psychology and Education of the Gifted.

3. Çağlar, Doğan. Selection and Education of the Gifted at the Elementary School Level (Master tezi çalışmaları. Columbia University – Teachers College New York. 1966)

4. Enç, Mitat: Üstün Beyin Gücü Gelişim ve Eğitimleri. A. Ü. E. F. Yayınları, No. 35. E. Birch, W. Jack. Early Scool Admıssıon for Mentally Advanced Children.

6. Passow, Harry A and Abraham Tannenbaum How Fare the Talented in Our High Schoolg?

7. Pressey, Sidney L. A New New Look at “Accelcration”

8. Stanley, Julian C. Enriching High – School Subjects for Intellectually Gifted Children.

9. Ward Virgil S. Program Organization and İmplementation.

10. Witty, Paul A. and Laroy W. Wilkins. The Status of Accelaretion or grade Skipping as an Administrative Practice.


Okulöncesinde Üstün Çocuklar ve Eğitimi

Esra ÖMEROĞLU*

Bilindiği gibi okul öncesi eğitimin amaçlarından birisi ve belki de en önemlisi çocuğun doğuştan getirdiği potansiyeli maksimum düzeye çıkartmaktır. Bunun içinde doğduğu andan itibaren çocuğu tanımak, onun her alanda kapasitesini bilmek ve eğitime bir an evvel başlamak büyük önem taşımaktadır. Her çocuğun doğuştan getirdiği özellikler aynıdır. Bazı refleksleri vardır, beş duyusu gelişmiştir vb. Fakat zaman içerisinde bazı bebeklerin diğerlerinden daha uyanık olduğu, daha çabuk geliştiği, eğitimi daha çabuk kaptığı gözlenmektedir. Anne veya bebeğe bakan kişi bunun normal olduğunu ve bütün bebeklerin aynı özelliklere sahip olduğunu zannetmektedir. Sonra bebeğini diğer bebeklerle karşılaştırmaya başlamakta ve bazen bu ayırdedici özellikler anneye sorun getirmektedir. Aslında bütün bu aşamalarda annenin iyi bir rehberliğe, yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır. Çünkü bebeği üstün yetenekli olabilir.


Yüklə 2,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin