Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə107/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   260
Edip Yüksel Meali

Ve, "Bunlar suçlu bir topluluk,"diye Rabbine yalvardı.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa: "Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım etmesi için Rabbine yalvardı.

Süleyman Ateş Meali

Sonra (Musa): "Bunlar, suç işleyen bir toplumdur!" diye Rabbine du'a etti.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur." diye yakardı.

Yusuf Ali (English)

(But they were aggressive:)(4707) then he cried to his Lord: "These are indeed a people given to sin." *

M. Pickthall (English)

And he cried unto his Lord (saying): These area guilty folk.

Duhân Suresi
23


فَاَسْرِ

o halde yürüt



بِعِبَاد۪ي

kullarımı



لَيْلاً

geceleyin



اِنَّكُمْ

çünkü


مُتَّبَعُونَۙ

takibedileceksiniz





Türkçe Transcript (*)

Fe-esri bi’ibâdî leylen innekum muttebe’ûn(e)

Ali Bulaç Meali

(Allah da:) 'Öyleyse, kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, muhakkak takip edileceksiniz.' (diye duasını kabul edip cevap verdi).

Edip Yüksel Meali

"Kullarımla geceleyin yola çık. Siz izleniyorsunuz."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz.

Süleyman Ateş Meali

(Allah): "O halde kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü takibedileceksiniz" (dedi).

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine, Allah buyurdu: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz."

Yusuf Ali (English)

(The reply came:) "March forth with My Servants by night: for ye are sure to be pursued.

M. Pickthall (English)

Then (his Lord commanded) Take away my slaves by night. Lo! ye will be followed,

Duhân Suresi
24


وَاتْرُكِ

ve bırak


الْبَحْرَ

denizi


رَهْواًۜ

açık


اِنَّهُمْ

çünkü onlar



جُنْدٌ

bir ordudur



مُغْرَقُونَ

boğulacak























Türkçe Transcript (*)

Vetruki-lbahra rahvâ(en)(s) innehum cundun muġrakûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur.'

Edip Yüksel Meali

"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur."

Süleyman Ateş Meali

Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."

Yusuf Ali (English)

"And leave the sea as a furrow (divided):(4708) for they are a host (destined) to be drowned." *

M. Pickthall (English)

And leave the sea behind at rest, for lo! they are a drowned host.

Duhân Suresi
25


كَمْ

nice şeyler



تَرَكُوا

onlar geride bıraktılar



مِنْ جَنَّاتٍ

bahçeler


وَعُيُونٍۙ

ve çeşmeler





Türkçe Transcript (*)

Kem terakû min cennâtin ve ’uyûn(in)

Ali Bulaç Meali

Onlar nice bahçeler ve pınarlar terketmişlerdi;

Edip Yüksel Meali

Onlar geride neler bırakmışlardı: Bahçeler, pınarlar,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar!

Süleyman Ateş Meali

Onlar geride nice şeyler bıraktılar: Bahçeler, çeşmeler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.

Yusuf Ali (English)

How many were the gardens(4709) and springs they left behind, *

M. Pickthall (English)

How many were the gardens and the water springs that they left behind,

Duhân Suresi
26


وَزُرُوعٍ

ve ekinler



وَمَقَامٍ

ve makamlar



كَر۪يمٍۙ

güzel




Türkçe Transcript (*)

Ve zurû’in ve mekâmin kerîm(in)

Ali Bulaç Meali

(Nice) Ekinler, güzel konaklar,

Edip Yüksel Meali

Ekinler ve yüksek makamlar,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ne ekinler, ne güzel kaynaklar,

Süleyman Ateş Meali

Ekinler, güzel makamlar!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nice ekinler, nice seçkin makamlar.

Yusuf Ali (English)

And corn-fields and noble buildings,

M. Pickthall (English)

And the cornlands and the goodly sites

Duhân Suresi
27


وَنَعْمَةٍ

ve nice ni\metler



كَانُوا ف۪يهَا

orada


فَاكِه۪ينَۙ

zevkü sefa sürdükleri





Türkçe Transcript (*)

Ve na’metin kânû fîhâ fâkihîn(e)

Ali Bulaç Meali

Ve içlerinde 'sevinç ve mutluluk içinde' yaşadıkları nimetler,

Edip Yüksel Meali

Ve içinde sefa sürdükleri nice nimetler...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah!

Süleyman Ateş Meali

Ve zevkü sefa sürdükleri nice ni'metler!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.

Yusuf Ali (English)

And wealth (and conveniences of life), wherein they had taken such delight!

M. Pickthall (English)

And pleasant things wherein they took delight!

Duhân Suresi
28


كَذٰلِكَ۠

işte böyle oldu



وَاَوْرَثْنَاهَا

ve biz onları miras verdik



قَوْماً

bir topluma



اٰخَر۪ينَ

başka




Türkçe Transcript (*)

Keżâlik(e)(s) ve evraśnâhâ kavmen âḣarîn(e)

Ali Bulaç Meali

İşte böyle; Biz bunları başka bir kavime miras olarak verdik.

Edip Yüksel Meali

Böylece hepsini başka bir topluluğa miras bıraktık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte böylece biz onları başka bir kavme miras bıraktık.

Süleyman Ateş Meali

İşte böyle oldu ve biz onları başka bir topluma miras verdik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte böyle! Onlara başka bir toplumu mirasçı kıldık.

Yusuf Ali (English)

Thus (was their end)! And We made other people inherit (those things)!

M. Pickthall (English)

Even so (it was), and We made it an inheritance for other folk;

Duhân Suresi
29


فَمَا


بَكَتْ

ağlamadı


عَلَيْهِمُ

onlara


السَّمَٓاءُ

gök


وَالْاَرْضُ

ve yer


وَمَا كَانُوامُنْظَر۪ينَ

fırsat verilenlerden

olmadı






















Türkçe Transcript (*)

Femâ beket ‘aleyhimu-ssemâu vel-ardu vemâ kânû munzarîn(e)

Ali Bulaç Meali

Onlar için ne gök, ne yer ağladı ve onlar (ın azabı) ertelenmedi.

Edip Yüksel Meali

Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.

Süleyman Ateş Meali

Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!

Yusuf Ali (English)

And neither heaven(4710) nor earth shed a tear over them: nor were they given a respite (again). *

M. Pickthall (English)

And the heaven and the earth wept not for them, nor were they reprieved.

Duhân Suresi
30


وَلَقَدْ

andolsun biz



نَجَّيْنَا

kurtardık



بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ

İsrail oğullarını



مِنَ الْعَذَابِ

azabdan


الْمُه۪ينِۙ

küçültücü




















Türkçe Transcript (*)

Ve lekad necceynâ benî isrâ-île mine-l’ażâbi-lmuhîn(i)

Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz İsrailoğullarını o alçaltıcı azabtan kurtardık.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin