Nesebir – edirne


Nesbır Belediyesi ve Edirne Bölgesi



Yüklə 244,34 Kb.
səhifə3/4
tarix15.09.2018
ölçüsü244,34 Kb.
#82030
1   2   3   4

Nesbır Belediyesi ve Edirne Bölgesi’nin nüfusunun geleneksel zanaat hakkında bilgileri Burgas ile Nesebır Etnograf Müzeleri ve Edirne Arkeolojik Müzesi – Etnografya Bölümü /www.edirnemuzesi.gov.tr aranmıştı.
Dokumacılık ev zanaatı olarak Bulgar ve Türk kadınlarının en önemli işgallerden biridir. Ev tekstillerin hazırlanması için temel hammadde yündür. Müzelerde bugün de ahşap iğ ve öreke, tarak makinesi, (yün dütmesi için), çıkrık (yün eğirmesi için), kenevir ve pamuk işleme ekipmanları görünebilirler. Dokuma bir tezgah üzerine yapılır.

Abacılık evde dokunmuş yun kumaşlarından (çuha) genellikle üst erkek giyimlerin dikişi için eski bir zanaattır. Terzi araçları makas, kıstas, yüksük, ütü, elbiselerin süslenmesi için kaytanlardır.

Örgü örme sanatı

Örgü örme sanatı ve özellikle sağlık ile fereh semboli ve renkler ve şekillerle tuhaf bir hikaye olan süslü yün çorapların örülmesi geleneksel Bulgar sanatıdır. Bu büyüyü dokunarak büyükanne patlma sobasına, lezzetli yemekleri ve onun alçak iskеmlеsinin üzerine otururken renkli dağnık yumakları ise etrafında yuvarlanıp ustaca örgülüğünü başımıza hatıralar getiri.



Nesebır piyasalarında bugün de inje örgülü mobilya örtüleri ve aksesuarlar bulunabilir.

Edirne broderi

Nakiş İğne „Türk danteli” /Oya/ olarak Avrupa’da bilinir. „Oya” diğer dillerde kesin çeviri ve bu sanat Türk kadına ait olduğunu tezini doğruluyor. Bazı kaynaklar, bu dantelin XII. Yüzyılda Anadolu’dan çıkıp İtalya üzerinden Avrupa’ya oradan Anadolu’ya geldiğıni göstermektedir. Broderi alelade nakiş iğnesi ve iplikle kumaş parçası, önceden tığyla örülmüş temel veya daha fazla benzersiz teknolojisi – at kılından temeline yapılır.

Geleneksel olarak kadının başlarına giydikleri eşarp, namaz ve defin desenli örtüler farklı Oya ile süslenmiştir. İç çamaşırlarda, üst giyimlerin süslenmesi için, mendil ile peçete kenaralarında ve diğer birçok yerde dekoratif bir eleman olarak kullanılmıştır. Ege Bölgesi’nde erkekler bile kendini oya katmalarıyla süslenmişler.

Bütün bölgede değişik biçim ve motiflerle görünebilen kenar oyasının kullanıldığı iğne, tığ, fırkete, boncuk, püskül gibi farklı araçlara göre isimleri vardır. İğne oya danteli zengin aristokrat kadınlar tarafından yapılyormuş. Genellikle nakiş iğneler ve ipek iplikle ilendiği böyle bir Oya’nın en güzel örnekleri Osmanlı sarayında da işleniyormuş. Elbiselrinde olan oya aracılığyla kız, yeni gelin ve genç kadınlar güvenilir veya umutsuz aşkı, beklenti, müjde, mutluluk veya mutsuzluk, kızgınlılıklarını ve karaktelerinin kocalarının karaktariyle uygunsuzluğunu geleneksel olarak göstermişler. Başını çiçek somutlaştıran Oya ile süslenmiş bir kadın erkek için en güzel hediye, çiçek türleri ise kendi yaşına göre değişirler.3

Nakış sanatı

Nakış – halk kostümü üzerine el yapımı nakış dekorasyonu. Bulgaristan’da özellikle kadın, kısmen erkek giyimleri süslenir. Doğrudan kumaş, daha yakın zamanlarda kumaş üzerine dikili ince örgülü (kanaviçe) kalın kumaş veya önceden yapılmış resim üzerine yapılır. En çok yün, bazıları ipek veya pamuk iplik, daha nadir ama hemen hemen her zaman tekstil iplikle beraber metal telleri (sırma) kullanır. Çapraz, eğik, düğüm, dilimlenmiş, oyma vb. dikiş çeşitleri uygulanır. Bulgar nakış genellikle gevşektir. Tezyinatlar alanı için genellikle beyaz olan dokuma fonu kullanılır. İşlemeli motifler geometrik, daha nadiren bitki oluyor, ustaca yapılmış inasan figürleri, alet ve mutfak şeyleri de var. Reng ahengi sıcak kırmızı renklerinin ile zıt olan soğuk renklerinin – yeşil, mavi ve siyah renk aralığındadır. Bulgar nakış jeoğrafya bölgalerine göre ayırt edilmiştir.

Bulgar nakışla kadın blüzleri, еlbise, gecelik, masa örtüleri, yastıklar v.b. eşya ve süslemeler işlenir. Nakış genel olarak kadın bir sanatıdır. Bulgar halk nakışların işlemesinde ve modern kadın giyimi ile evde kullanılan eşyalar üzerine uygulamalarında büyük bir ustalık gereklidir. Yabancıların Bulgar nakışa görünen büyük ilgi işbu sanatın gelecek gelişmesine bir imkandır. El nakışı makine nakışı tarfından rekabet edilir. Yurtdışında iyi bir satış buldukları sanatsal el işlemli süsleme eşya ve giyimler ihraç edilmektedir.

Halıcılık

Bu zamana kadar da Edirne’de uygulanan populer el sanatlarına halıcılık ile dokumacılık ait olmaktadır. Daha 14. yüzyılın otuz yıllarında Anadolu’yı ziyaret eden Ünlü Arap gezgini İbn Batuta Aksaray’ının hallarına hayran olup bütün Doğu ülkelerde işbu halıların meşhur olduklarını kaydetmektedir. Halın ata vatanı Orta Asya’nın olduğuna şüphe yoktur. Halı üretimi için sık sık sarı, kırmızı ve mavi renklerinde boyalamış keçi kılı ve yün kullanmaktadır. Bitkisel boyaların kullanması sayesinde renk çok dayanaklı ve güçlüdür. Günümüze kadar korunan örnekler parlak renkleriyle hayrete düşürür. Dokumacılık halıcılık giibi daha Selçuklar devrinde gelişlimiştir. Osmanlı sanatkarlar ipek ve ipekli kadife brokat kumaşlarının dokumaları eski geleneklerine bağlığı korumaktadırlar. 16. yüzyılın ortasında dokumacılık en yüksek gelişe aşamasına ulaşmaktadır. Değerli dokumaların üretimi doğrudan sarayın emri altında olan atolyelerde yapılıyormuş. Atolyedeki çalışma dokuma ve halıların boyutları, rankleri ile resimlerini belirlenen özel sultan fermanları ile tayin edilmiştir. Osman İmparatorluğu’nda farklı kilimler üretilmektedir. 1582 yılından kalmış bir tüzükte atlas, kanha seraser, çatma, binek, mukaddem v.s. dokuma isimleri bulunmuştur. Dokumaların üretimi İstanbul, Bursa, Amasya, Edirne, Bagdat, Damask şehirlerinde gerçekleştiryormuş. Dış görünüme bakımından 16. ve 17. yüzyılın başlarından olan dokumalar çok farklıdır. Bu husus, bezemelerine resim fonu oluşturmak maksadıyla kullanılan altın ile gümüş ipliklerinin geniş bir şekilde uygulanmasıyla açıklanabilir. 16. ve 17. yüzyılda osmanlı halıcılık en yüksek aşamaya varmaktadır. Halılar duvar üzerine koyulmuş, döşeme ve merdiven halılarla döşenmişlermiş. Bunlar Sultan saraylarında kullanılmıştır. 16. yüzyılda halı satılmasının artırılması eski halılardan farklı olacak yeni modelli halılarnın yarıtılmasına sebep olmuştur. Yeni halılar desenin tekneği ve renkleriyle eskilerden çok farklı imiş. Bunlar en ince yünden dikkatle dokunulup pastel renklerle boyalanmaktadır. İşbu halı gurubu yüksek sanatsal değere sahiptir.

Ulusal bebeklerien sanatsal işlemesi

Bez bebekleri

Tipik aksesurlerla bezemeli olan Edirne benzersiz halk kostümleriyle giyinmiş bez bebekleri Edirne’de çok populer hediye eşyalarıdır. Edirne bebekler renkli malzemelerden yapılmış ile farklı motifli nakışlı olan geleneksel giyimle giyinmiş Trakya erkek ve kızlarının şeklindedir. Yerli moda endüstrinin modelleri geçenlerden bugüne kadar görünebilir.

Bebekler sanatsal değerine sahip ve tükenmez hayal ile fikirlerle işlenmiştir. Elbiseleri Edirne usta kadınlrı tarafından küçük el dikey dokuma tezgahlarında dokunur. Bebekler 30 ile 50 santimetre boyunda işlenmektedir ve yerli halkı yaşam tarzı ile ruhunu akseder. İşbu hediye eşyaları turistler tarafından çok aranılıp yerli ekonomisinin gelişmesine katkda bulunmaktadırlar.

Dövme demir

Halk el sanatı içinde demirin dövmesi önemli bir yer almaktadır. Eski evlerin dış kapıları ve avlu üzerindfki demir menteşe ve çekiçler gerçek sanat eserleridir.

Geçmişte olduğu gibi bugün de Nesebır’da sanatkarlar demirden üç gurupta olmak üzere sanatsal demir mamullert işlenirler: menteşe, pencere kafesleri, merdiven ve balkon parmaklıkları, kapı ve demir parmaklıkları;

Ocak eşyaları: kuş, hayvan başları ve fantastik yaratık biçiminde yapılmış elemanlar gelberi, maşa, saç ayağı, ıskara, zincirlerin, v.s. dekore edilmesi için kullanılmıştır.

Küçük dövme şamdan ve seramik lambalara benzer lamabalar. İşbu dövme şamdanlardan bir gurubunun müşterek bir dekoratif motifi var – dövme düz lale. Kilislerde bulunan şamdanlar sağlam, ağır, kabaca kare demirden dövülmüş ve zanatkar maharetli olarak bir kompozisyona birleştirilmiş olan çiçek ve kuşların resimleri ile bezemelidir.

Lüben Angelov işbu ağır sanatın tamsilcilerden birirdir. O Nesebır Belediyesi, Ravda köyünde oturup sanatını uymaktadır. Çok sayıda olan sergi ile el sanatları fuarlarına katılıp ürünlerini yeni kurulan Nesebır – Edirne sınır ötesi merkezinde göstermektedir.4

Bıçakçılık ve dövme demir

İşbu sanat en erken zamanlarda ayrılmış olan demircilik sanatlarından birirdir. İsimleri ürünün şeklinden meydana geldikleri 150’den fazla çeşit bıçak üretmişlerdir.Örneğin: – kulaklı bıçaklar – bıçağın sapı kulak şeklinde, ala kargalar - bıçağın sapı ala kargaya benzer, babiçiza – bıçağın sapı ebe büyükennelerine benzer; balıkçılara ait bıçaklar, çobanlara ait bıçaklar. Bıçak atolyesinde madenlerin işlenmesine gereken ocağın ile kürüğün bulunduğı demirci atolyesi ve bitirme işlerine greken ikinci bir hane de var. Bıçağın çıkarılmasından ve sapı koyulmasından sonra bir bileği taşı üzerine bileniyor. Zanaatçılar madenden başka bıçaklarının saplarını yapmak için boynuz, kemik ve ağaç işlenmişlerdir. Sap aracılığyla soğuk madene zarafet vermişler.

Bıçak ve makasların yapılmasından başka Bulgar zanaatçılar silah da yapmışlar. Silah üretimi oyma, kuyumculuk, kemik ile demir işlemesi gibi farklı uygulamalı sanat üretim sürecine iştirak etmeye imkan vermektedir. Aynı zamanda mamullerinin işlenmesinde eski zanatçılar için hayal ve zarafetlerini göstermek için bir fırsattır. Bezemede bazı dövme, dökme, dolgu, uygulama, filigran, değerli ve yarı değerli taşlar montajı, altın kaplaması kuyumculuk tekniklri gibi kullanılır.

Demir sanatsal işlenmesi Rönesans döneminde tam gelişmesinde bulunur. O da ürünün faydalığının yerine daha büyük ölçüde dekoratif elemanları gösterir. Dekorasyonun yapılması iki şekilde olabilir - birisinde formu veya formun bir kısmı doğaya andıran şekil işlenir, diğerinde nesnenin yüzeyi üzerinde basit geometrik elemanları - delik, zikzak, eşkenar, üçgenler ve üstüste bant olarak veya daha geniş bir düzlemde yerilştirbilir tüm kombinasyonlar dövme vasıtasıyla yapılır. Geçmişte olduğu gibi bugün de Nesebır’da zanatçılar demirden üç gurupta olmak üzere sanatsal demir ürünleri işlenirler.

Geçmişte olduğu gibi Nesebır’da zanatkarlar üç guruplu sanatsal demir ürünleri işlerler:



  • Menteşe, pencere kafesleri, merdiven ve balkon parmaklıkları, kapı ve demir parmaklıkları;

  • Kuş, hayvan başları ve fantastik yaratıklarıyla dekore edildikleri gelberi, maşa, saç ayağı, ıskara, zincir, v.s. ocak eşyaları.

  • Küçük dövme şamdan ve seramik lambalara benzer lamabalar. İşbu dövme şamdanlardan bir gurubunun müşterek bir dekoratif motifi var – dövme düz lale. Kilislerde bulunan şamdanlar sağlam, ağır, kabaca kare demirden dövülmüş ve ustalar maharetli olarak bir kompozisyona birleştirilmiş olan çiçek ve kuşların resimleri ile bezemelidir.

Lüben Angelov işbu ağır sanatın tamsilcilerden birirdir. O Nesebı Belediyesi, Ravda köyünde oturup sanatını icra ediyor. Çok sayıda olan sergi ile el sanatları fuarlarına katılıp ürünlerini yeni kurulan Nesebır – Edirne sınır ötesi merkezinde gösterir.

Bakırcılık - ünlü bakır ustaları olan Traklar’ın zamanında olduğu geleneklerine sahip antik bir sanattır. Bakırcılık, nüfusun - bakır, güğüm, sürahile gibi sıvı taşıma ve korunma kapları; tencere, tava, sahan gibi yemek hazırlanma ve korunma kapları ihtiyçlarını karşılamışlardır. Bakırcılık sanatı pense, örs, körük, çekiçlerden ibaret bir kap komplesi ile temsil edimiştir. XVIII. yüzyıla ait olan bakırcılık mamulleri koleksyonu.

Zamanımıza kadar muhafaza edilen bakır kap ve ziynetler zengin dekorasyonu ve zarif formlarıyla hayran uyandırlar. Bakırın büyük dövülme kabiliyeti bakırcılık sanatı öncelikle derin kaplara profil verilmesine çok önemlidir. Bakırcı kapları kalaylayarak ve tezyinat yaparak parlantı ilave edip yapılmasını bitirir.

Güzellik daha bakır levhanın dövmesiyle yaylamaya başlar. Boncuk dizileri, spiral veya çiçeklere benzeyen sonsuz bant oluşturulur. Dekorasyon farklı figür – yıldız, gökkuşağı, haçlar damgalayarak eklenebilir. ХVII. – XIX. yüzyıllarda bakırcılık topraklarımızda tam gelişmesinde bulunmaktadır. O günlerde bakır kaplar genç aileye sıcaklık ve konfor mesajı taşıyan bir düğün hediyesidir.

Bugünkü ustalar eski zamanların ruhunu tutmaya çalışarak yeni alet ve malzemeler kullanırken geçmişte olduğu gibi kap ile nesneler işlerler. Bakır cezvede aromalı türk kahvesi yapıp misafirlerini beyaz tatlı (şeker ile glükozla yapılır) ikram edebilirsin. Ya tedavi, ya zevk için sıcak rakı canını ısıtıp yanan şöminenin, neşeli „sedianki”nin ve Bulgar türkülerinin geçmiş zamanlarına seni götürecek.

Ağaç işleme sanatı. Ahşap oymacılığı Rönesans Dönümü’nde Bulgaristan’da - Sliven, Gabrovo, Troyan, Bansko şehirlerinde tecaret ve zanaat merkezleri oluşturulmaktadır. Marangozluk tam gelişmesinde olup çok atolye inşa edilmektedir. Onlarda fıçı, dolap, kapı, torna masa ve sandalye ayakları, ahşap havan ve bardaklar yapılmaktadır. Eski ustaların torunları bugün de ülkemizin ve farklı okulların adlarını yayarlar. Yerli sanatçıların zarif ürünleri herkesi teshir ederler.

İnce oymalı ikonlar yeri, çar kapıları ve piskopos tahtıları ile kitabı mukaddes ve hayat karakterili olan küçük kompozisyonlar bügüne kadar herkesin gönlü kapar. Ahşap üzerinde harmonik formları ve zarafet varılmak için sonsuz aşk ile sabır gereklidir.

Yalnız ahşabı gönülle hisseden insan ve hayat ile ruhla dolu oymayı yaratmak için güç ve temenniye sahiptir. Yalnız kendine istidat taşayan usta bir bakışla her ahşaptan yapabilecğini görür. Ustanın ellerinde her ahşap canlandırılır. Ahşap fısıltımaya ve hediye yapmak durmaz. Benzersiz konfor yaratarak evine doğa ve tarihi getirir.

Nesebır’da ağaç sanatsal işlemesi uzun bir geleneğe sahip bir sanattır. Evde, bahçede, ofiste, otelde özel atmosfer yaratan eşsiz esrler işlenir. Meşe, dişbudak, cevizden olan yüksek kaliteli malzemeler aynı zamanda metal, taş seramikle kakma kullanılır. Ürünlerden her biri açık hava koşullara son derece dayanaklı yaptıran hassas işlemeye ve derin impreye tabidir. Ayrı elemanların takıştırılması ürünlerin maksimum gücü varıldığı özel teknoloji ile yapılır. Faaliyet doğaya çok sıkı bağlıdır. Ürünü aracılıyla usta sonsuz insan hayali ve istidatı aksdığı ince bir örgü şeklinde birleştirilmiş uyumlu ağaç güzelliğini açıklamaktadır. İşbu ağaçtan yapılmış sanat ürünlerinde malzemelerin doğa formundan son dereceye kadar faydalanmaktadır. İnsan ve doğa arasındaki benzersiz simbiyoz ile bu iki dünya arasındaki yakın ilişkiler hissedilmektedir.

Geleneksel olarak Edirme’de marangozluk ile oymacılk el sanatları çok gelişmiştir. Bugünkü ustalar eski ustaların torunlarıdır. Onlardan çoğu ağaç işleme ile mobilya üretimi, küçük kısmı mobilya oymacılığı ve nadiren el sanat ürünleri veya hediye eşyaları işlerler. Oymacılar mobilya üzerine oyma yapar, oyma panolar, hediye eşyaları, torna hediye eşyaları - şamdan, fıçı, vazo, sofra tuz takımları, çanak, sepet, kalemlik, bıçaklıklar v.s. işlerler, mobilya üretimi, özel hediye eşyaları.

Oymacılık el sanatı yalnız erkeklere ait imiş. İki tür oyma var – çoban oyması olarak bilinen düz satıhlı derin oyma ve sanat oyması bilinen büyük heyekel oyması. Çoban oymasıyila süslenen eşyalar halk tarafından „alaca” eşyalar denilmiştir. Örneğin: alaca öreke, alaca gayda, alaca kaval. Bu da düz yüzey üzerine bıçakla derin oyulayarak zeminin belli parçaları çıkarılak yapılır. Bu tür oynamadan en ünlü eserleri Bulagaristan Rönesan Dönemi’nden kalma evlerinin zengin dekore edilmiş kapı, tavan, çatların altındaki konzol, parmaklık, çardaklarıdır. Edirene Müzesi’nde çok sayıda olan oya ile dekore edilmiş eşya görünebilir – mobilyadan başlayarak ayna için ahşap çerçeve, kutular v.s. Sergi Edirne evlerinin düzeni temsil eder. Bu evlerin her kısmına bakınca güzel yapraklı rozet, örgü, eşkenar dörtgen ağları, dörtgen ve üçgenler nefesimizi keserler. Büyük heyekel oyması doğanın ve insanın ilahi ve efsanvi başlangıcı gösterir.

Edirne’de ahşap işlenmesi dünyada ünlüdür. Avrupa’dan İstanbul’a ve Edirne’ye kadar üslüp etkiler. Bugüne kadar da Edirnekari yaratılırlar. Oymalı Edirenekari eşyalar, kakmalı ve boyalı, ormanın ünlü zamanların antik sınırları taşayan ruhuyla gerçek sanat eserlerdir. Edirnekari „Edirne el yapımı süslemeler” demektir. 18. yüzyılda yağlı boya ile boyalanmış ahşap sanat eserleri için kullanılan el sanatların adıdır. Bu yöntem bazı dekoratif eşya - örneğin yaka, dolapların kaplanması için v.s. En sık kullanılan motifler kurdeleler ile bağlı buket, vazoya koyulmuş çiçek ve meyve, dekore edilmiş tabakalardır. Bu sanatlarda koyu ve açık gölgeli çeşitli renk kullanılır. Uzun süre korunulmaları için genellikle cilalanmıştır.

Edirnekari deri, ahşap ve karton malzemeler üzerine işlenmiş motif ve boya ile vernikler kompozisyonlarıdır. Sanatın en belirgin özelliği boyanın dayanaklığıdır. Elemanların beş esas özelliği gösterilebilir: Ahşap elemanlarda nadiren kullanılan geometrik motifler; Barok tarzının kuvvetli bir tesiri varken elemanlardan çoğunda hissedilir. Genellikle geometrik (daire, yay ve yıldızlar) ve islam formlarıyla beraber lale, zümbül, karanfil, çiçek ile meyve demeti figurleri kullanılır. Tezyinatlı elemanlarda koyu yeşil, mor, sarı, koyu kahve rengi ve diğer çok renkler kullanır. Tercih edilen malzemeler ceviz, dut, meşe, kestane ve ilhamurdur.

Fıçı ustalığı – ağaç kesme balta, rende, delme için matkap, fıça dipleri çizilmesi için pergellerin çeşitli türleri aracılığyla temsil edilmiştir.

Deri sanatsal işleme. Deri işleme sanatı

Tabakhane deri tabaklanan yeridir. Genelllikle manda, dişi manda, inek, danaların v.s. hayvanların postuları işlenilen oldukça büyük bir hanedir. Onların işlemesi için kireç, kül, meşe kabuğu, somak, deniz tuzu ve kepek kullanmışlardır.



Bölgede genel olarak dürt çeşit post işlemişler – manda ve büyük sığır posttan işlenmiş papuk gön; kösele – daha küçük sığır ve beygir posttan yarıişlemiş çarık gön; sahte - keçiden işlemiş gön ve karışmış – ayakkabının üst deri olarak kullanacak deri ve astar olarak kullanacak koyun postu. Kalın postların işlemesi üç ana aşamada yaplır - postun yenilenmesi ve temizlenmesi, kireçlemesi ve tabaklaması. Bütün bunlar, büyük ve küçük ahşap tekneler, suyun ısıtılması için bakır kazan, yalak (ahşap takne), mengene – deriden su süzmek için ahşap mengene, ağaç kovalar, kazımak için demir parçaları, eşekler – ahşap sehpalar, kuspia – üzerinde postların kazılması yapıldığı eğilmiş ve sabit olarak koyulmuş ağaç parçası v.s. aracılığyla olur.

Tabakhane yanında toprağın içinde inşa edilmiş taş ve ahşap kireç fıçaları bulunmaktadır. O zamanalarda modern ayakkabı, çizme, kemer, heybelerin (deri torba ve çantalar) yapılması için kullanılan post denilen derilerin işlemesi çok özel bir şekilde olurmuş. Yapağının korunabilmesi için koyun postları sönmüş kireç bulamacı ile ocak külü ile yağlanmaktadır. Böyle yağlanmış postlar yirmi dört saat içinde bu durumda bırakıldıktan sonra yün ellerle koparılır. Kötü kokuları ortadan kaldırmak için temizlenmiş post sumak mahlül içine koyulur. Postların korutulması için kullanılan büyük çardak çok etkiliyecidir.

Esas malzeme olarak işlemiş post kullanan kürkçülük, kalpakçılık, saraçlık sanatları (eyer, dizgin, kemer işlemesi) tamamen Bulgar sanatlarıdır. İşbu sanatların ustalarından kullanılan esas aletler müşteri ve kendi dünya görüşüne dayanan becerik ve hayallerdir.

Sanatsal seramik çalışmaları. Çömlekçilik.

Çömleçilik Trakyalı ve Romalı’ların zamanından geldiği geleneksel bir sanattır. Bundan dolayı bu sanatta nesilden nesile, aileden aileye zamanımıza kadar aktırılan farklı stil ve aşamalar birbiriyle karıştırılır.

Çömlekçilik çömlek, testi, çanak, cap, küp, tencere, buhurdunlık v.s. gibi kapların killi topraktan yapılmasına bağlıdır. Hemen hemen her daha büyük yerleşim yerinde uygulanan fevkalade yayılmış bir sanattır. Boyun, gövde ve sapın arasandaki orantılılığı ile hayrete düşüren kapalı kapların (testi, krondirler) şeklinde mükemmel bir ustalık farkedilir.

Seramik üzerindeki renk ahengi oyma, renkli resim yapılması, ek figürlerinin aplike edilmesi gibi birkaç boyalama tarzııyla ulaşılır.

Oymaya „alacalatma” denilir ve çömlekçi çarkının çevrilmesiyle yapılır ve işbu eylemin sonucunda bildiğimiz dalgalı çizgi, şerit ile kavisli şekiller oluşturulmaktadır.

Çömlekçilik anlatılamaz, yanardöner renkleriyle kendiliğinden seyircinin hayallarını heyecanlandırır.

Kılli topraktan yapılmış kaplara dikkatle bakarsan zamanın gerisine döneceğini şüpheli değildir. Küçücük masa ile üç ayaklı sandalye, galiba eski ocağın yanına oturup çanak çömleğinden sıcak yemeğin tadını alıyorsun; eski çeşmeyi andıran güzel testi ve saçlarında çiçek olan şarkı söyleyerek su kaynağa giden kızlar. İşbu killi topraktan yapılmış eserlere bakıp hayal ediyorsun - ne kadar basit aynı zamanda o kadar mükemmel, galiba doğadan yapılmıştır!

Nesebır sınır ötesi bölgesinde turist önünde altıncı nesil çömlekçi çalışıyor. Usta sanatını öğrenmek her isteyene çanak çömlek, vazo ve tabakaların nasıl yapıldıklarını göstermektedir. 5

Seramik sanatı

Osman İmparatorluğu’nun eski başkenti olarak Edirne Türk kerimit ve seramik sanatının en önemli merkezlerinden biridir. Sultanlar, Edirne kültür hazinesinde önemli yer alan eşsiz çinili dekorasyon tarzı, saray ile büyük ve güzel binalar bırakmaktadırlar. Ustaların maharetli elleriyele imal edilen seramik ürünlere sahip olan Edirne geçmişin kendi renk, motif ile modelleriyle estetik değerlerini bugün de hayatta korumaktadır.

İslam mimarlığında çini genellikle cami, türbe, saray, köşk, fontan ve kütüphanelerin iç dekorasyonun bir parçasıdır. Erken Ortaçağ’da gelişitirildikleri renkli sır tekniği kullanılmaktadır. İşbu teknik Edirne’de üretilen emsalsiz nadir mozaik çini sayesindedir. 16.yüzyılda sır altı boyama takniği kullanmaya başlamaktadır. Bitki motifleri ve yazıtlı şiritler hakime etmektedir. 16. yüzyılda yaratılmış seramik kendi düz sırlı yüzeyin altında kırmızı yeşil renkli kabartma ve kalınlığıyla da bütün dünyada son derecede değerlidir.6



Mücevhercilik sanatı

Altın ile gümüş ürünleri zamanın içinde hiç kaybedilip ve antik zamanlardan beri kendi güzelliğiyle şaşırmaktadır. Süsler, kilise eşyaları, sofra kapları form,tezyinat ile kullanılan tekniklerin çeşitlikleri ile hayran bıraktırmaktadır. Bunlar gelişmesine devam edip daha modern bir görünüme sahip olur ama eski Bulgar ustaların teknik ile metot kaynaklarına sık sık dönülmektedir. Mücevherciler altın, gümüş, bakır ve değerli taşlarda doğada olan uygunluğu görüyorlarmış. Bu da güzel ve şiddetli bir şekilde tesir yapan eserden bellidir.

Estetik ile güzellik duyguları ile karıştırılmış iç duyumları kendi tezahürünü her mücevherin eşsizliğinde buluyorlarmış. Bulgar topraklarında antik uygarlıkların ile kültürlerinin, yaşam tarzlarının ve dünyada oldukları yere bilncinin tanıması için favklade önemi olan M.Ö. 5000 yıl altın ve gümüüş hazinesi keşfedilmiştir.

Atalarından sonraki yüzyllarda (IX. yüzyıl civarında) Bulgaristan’da bize ulaşan yazılı belgelerde anıldıkları kuyumcular varmış ve çalışmışlardır. Üst sınıflar arasında çok saygılı olan kilise ve monastır ihtiyaçlarına hizmet eden kuyumculuk sanatı gelecek yüzyıllarda da uygulanmıştır. Kuyumculuğun en hızlı gelişimi (XV. ile XIX. yüzyıl arasında) imiş. XV. ile XV. yüzyıl arasında Vraza, Çiprovzi, Sofya, XVII. yüyılda ise Provadiya da esas merkezleri imiş. Daha sonra XIX. yüzyılın ortasında çok şehirlerde kuyumculuk atolyeleri açılmıştır.

Yüklə 244,34 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin