Oman sultanliğI


TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER



Yüklə 260,39 Kb.
səhifə2/6
tarix09.11.2017
ölçüsü260,39 Kb.
#31231
1   2   3   4   5   6

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER








2007

2008

2009

2010*

2011*

GSYİH (milyar dolar)

41.9

60.2

46.1

56.2

61.8

GSYİH (büyüme, %)

6.8

12.8

2.0

3.6

3.8

Enflasyon (TÜFE, ort.%)

5.9

12.5

3.5

4.0

4.5

İhracat (milyar dolar)

24.6

37.7

27.6

36.4

38.8

İthalat (milyar dolar)

14.3

20.7

16.1

19.2

20.4

Döviz Kuru (ort., OR:Dolar)

0.385

0.385

0.385

0.385

0.385

Dış Borçlar (milyar dolar)

5.9

7.6

7.0

8.8

9.3

Kaynak: Economic Intelligence Unit(EIU)

(*)EIU tahmini rakamları

Oman, 1990 yılından bu yana önemli bir LNG (Sıvılaştırılmış Doğalgaz- Liquefied Natural Gas) ihracatçısı konumundadır. Bununla birlikte Oman’ın son derece kısıtlı (yaklaşık 5.5 milyar varillik petrol, 849.5 milyar metreküplük doğalgaz) petrol rezervlere sahip olduğu bilinmektedir. Fakat 2006 yılında ülkede petrol üretiminin %90’ını, doğal gaz üretiminin tamamı yapan PDO (Petroleum Development Oman) tarafından Oman’ın kuzeyinde ve güneyinde dört yeni petrol sahasının keşfi ile ülkenin toplam petrol üretiminin arttığı tahmin edilmektedir.


Petrol kaynaklarının kısıtlı olması nedeniyle, ileriye dönük benimsenen ekonomi politikaları petrol dışındaki sektörlerin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi amacını taşımaktadır. Bu çerçevede, 2020 yılına gelindiğinde petrolün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’daki payının %9’a düşürülmesi, doğal gazın payının %10’a çıkması ve petrol dışındaki sanayi ürünlerinin ise %29 olması hedeflenmektedir.
Diğer bir politika ise genç ve hızla artan nüfusa iş imkanı yaratmak amacıyla çalışanların Omanlı olması yönünde benimsenen politikadır. Petrol ve doğal gaz dışındaki sektörlerin güçlendirilmesi ile beraber yürütülen bu politikanın, bütçede görülen düşüş sebebiyle zarar görmesi beklenmektedir.
Ayrıca ülkede, kamunun ekonomideki ağırlığının azaltılması için özelleştirmeye ağırlık verilmekte, küresel ekonomiyle bütünleşme yönünde ise Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Körfez İşbirliği Konseyi ve diğer ülkelerle imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları sayesinde serbest ticaret kuralları benimsenmektedir.
2000 yılından bu yana DTÖ üyesi olan Oman ekonomisini, yatırım ortamını ve dış ticaret rejimini liberalleştirmek, devletin ekonomideki rolünü azaltmak ve özelleştirmeyi hızlandırmak için çaba sarf etmektedir. Özellikle elektrik, su ve telekomünikasyon sektörlerinde özel sermayenin artan rolü teşvik edilmektedir.
Uzun süre fiyat istikrarına sahip olan Oman’da 1992 yılından 2005 yılına kadar enflasyon oranı %1’i aşmamıştır. Ancak bu oran 2006 yılında %3.2, 2007 yılında %4 olarak gerçekleşmiş ve 2008 yılında da %12.5 oranına yükselerek rekor seviyeye ulaşmıştır. Bu oranın 2009 yılında %3.5’e gerilese de Oman standartlarına göre yüksek kabul edilmektedir. Enflasyonun 2010’da %4,4 olarak gerçekleştiği , 2011’de ise %4 rakamına ulaştığı tahmin edilmektedir..



Körfez İşbirliği Konseyi:
Körfez bölgesinde istikrar ve ekonomik işbirliği sağlamak amacıyla 1982 yılında kurulan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK-Cooperation Council for the Arab States of the Gulf),BAE, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Oman ve Suudi Arabistan olmak üzere 6 ülkeden oluşmaktadır. Bu altı ülke arasında 2003’dan bu yana gümrük birliği uygulaması başlatılmıştır. Körfez ülkeleri 2010 yılı itibariyle daha gelişmiş bir ekonomik entegrasyona gitmeyi, tek pazar uygulamasına ve ortak para birimine geçmeyi hedeflemektedir. Oman Merkez Bankası ise, yaptığı açıklama ile Oman’ın ortak para birimine geçmeyi planlamadığını belirtmiştir.
Gümrük Birliği kapsamında bu altı ülke, istisnalar dışındaki mallar için, diğer ülkelere % 5 gümrük vergisi uygulamaktadır. İstisnalar; gümrük vergisinden muaf ürünler, ikili anlaşmalar uyarınca gümrük vergisine tabi ya da muaf olan ürünler ve % 100 gümrük vergisine tabi olan, tütün, domuz eti ve alkollü içecekler gibi ürünlerdir. Ayrıca her ülkenin ilk etapta Gümrük Birliği uygulaması dışında tutulacak olan ve toplam 417 ürünü kapsayan hassas listesi bulunmaktadır.
Türkiye’nin bu büyük pazardan % 2 gibi küçük bir pay alması elbette son derece yetersizdir. Sürekli büyüyen ekonomileri ve zengin pazarları nedeniyle, Körfez ülkeleri ile daha sıkı ticaret ve yatırım ilişkilerinin kurulması Türkiye için son derece yararlı olacaktır. Bunun için de adı geçen ülkeler hakkında işadamlarının daha fazla bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.




Yüklə 260,39 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin