Peşaver geceleri


Ziyaret Namazı ve Namazdan Sonraki Dua



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə33/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   185

Ziyaret Namazı ve Namazdan Sonraki Dua


Acaba hediye namazı şirk midir? Anne-babaya ve müminlerin ruhlarına hediye namazı diye bir düstur yok mu? Öyleyse bu düsturların hepsi şirk midir? Ziyaretçinin, kurbeten ilellah olarak iki rekat namaz kılıp Hz. Ali (a.s)’a hediye etmesi şirk midir?

İnsan bir dostunu ziyaret etmeye gittiği zaman ona hediye götürmesi insanlığın gereğidir. Her iki fırkanın hadis kitaplarında Resulullah (s.a.a)’den, mümini ziyaret ederken hediye götürmekle ilgili hadisler için özel bablar ayrılmıştır. Ziyaretçi mevlasının kabrinin önünde durduğunda, mevlasının hayatında en çok sevdiği şeyi, yani namazı O’na hediye etmesi şirk midir?

Bu yüzden ziyaretçinin, kurbeten ilellah olarak iki rekat namaz kılıp Emir’ul Müminin (a.s)’a hediye etmesi emr olunmuştur. Acaba bu size göre şirk midir?

Alicenabınız namazın düsturlarını okudunuz, namazdan sonraki duayı da okusaydınız, şüphe ettiğiniz şeyin cevabını öğrenmiş olurdunuz; burayı okumuş olsaydınız kesinlikle tenkitte bulunmazdınız.

Şimdi de zihinlerin aydınlanması ve daha sonraları şiaların amellerine insaf gözüyle bakmanız ve müşrik değil muvahhid olduğumuzu ve her hallerimizde Allah’ı unutmadığımızı ve Hz. Ali (a.s)’ı, Allah Teala’nın salih kulu ve Resulullah (s.a.a)’in varis ve halifesi olduğundan dolayı da sevdiğimizi bilmeniz için izninizle bu duayı da okuyorum.

Duanın düsturu şöyledir: Namaz bittikten sonra Hz. Ali (a.s)’ın baş tarafında (Şeyhin, kabre doğru okuyorlar, diye söylediği sözün tersine) kıbleye doğru, kabir sol tarafında olduğu halde şu duayı okusun:

Allah’ım, ben bu iki rekat namazı, seyyidime ve velin olan mevlama ve resulünün kardeşi Emir’ul- Miminin ve vasilerin seyyidi Ali bin Ebi Talib’e kendimden taraf hediye olarak kıldım. Allah’ın salatı O’na ve O’nun Âl’ine olsun.

Allah’ım, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salat eyle ve bu iki rekat namazı benden kabul et ve beni buna karşılık ihsan edenlerin mükafatıyla mükafatlandır.

Allah’ım, senin için namaz kıldım senin için rüku ve secde ettim. Sen şeriki olmayan bir Allah’sın. Namaz, rüku ve secde ancak sana câizdir. Çünkü Yüce Allah sensin, senden başka ilah yoktur.”

Şimdi Allah için söyleyin. Bir ziyaretçi Necef’e attığı ilk adımdan ziyaret namazını bitirdiği ana kadar daima hakkı zikretmesi, Allah’ın adı dilinden düşmemesi, Allah’ı azametle anması ve Hz. Ali (a.s)’ı Allah’ın salih bir kulu Resulullah (s.a.a)’in kardeşi ve varisi olduğunu söylemesi ve bunu itiraf etmesi acaba şirk midir?

Eğer namaz kılmak ve Allah’ın vahdaniyetine şehadet etmek şirk ise, öyleyse lütfen tevhidin ne olduğunu öğretinde Allah ve Peygamberin yolundan çıkıp da sizin yolunuza girelim.

Şeyh: Görmüyor musun burada; “Önce türbenin eşiğini öp sonra gir” diye yazıyor. Bu yüzden biz duymuşuz ki, ziyaretçiler İmamların türbelerine gelince secde ediyorlar. Bu secde Ali için değil mi? Acaba Allah’tan başkasına secde etmek şirk değil midir?

Davetçi: Eğer ben sizin yerinize olsaydım, mantıklı cevabı duyduktan sonra bu toplantı bitinceye kadar, hatta münazara toplantıları bitinceye kadar asla konuşmaz susardım. Ama siz yine de konuşuyor ve öyle sözler söylüyorsunuz ki her işiteni gülmeye zorluyor. (Toplantıdakilerin kahkahayla gülmeleri.)

İmamlar’ın Türbelerinin Eşiğini

Öpmek Şirk Değildir


Yine de, İmamların mukaddes türbelerinin eşiklerini öpmenin şirk olmadığı hakkında biraz açıklama yapmak zorundayım. Alicenabınız gerçeği saptırarak, öpmeği secde yapmak diye nitelendirdiniz. Bizim yanımızda böyle apaçık tarif yaptığınıza göre, Allah bilir yalnız olduğunuzda avam halkın yanında bize ne gibi iftiharlar atıyorsunuz!

Bu ve buna benzer dua ve ziyaret kitaplarında ziyaretçiye, edep için türbenin öpülmesi tavsiye edilmektedir, secde etmek değil.

Hangi kaideye göre, öpmeyi secdeye yorumluyorsunuz? Hangi ayet veya hadis, Peygamber ya da İmamların türbelerinin öpülmesini yasaklamakta veya onları öpmeği şirk alameti olarak saymaktadır?

Eğer mantıklı bir cevabınız yoksa lütfen toplantının vaktini almayın. “Ziyaretçilerin secde ettiklerini duyduk” dediğiniz söze gelince bu söz tamamen yalandır; hem de boynuzlu bir yalandır.



Duymakla görmek arasında büyük bir fark vardır.

Duymak hiçbir zaman görmek gibi olamaz.

Allah-u Teâla Hucurât suresinin (49) 6. ayetinde şöyle buyurmuyor mu?:

Ey iman edenler! Eğer bir fasık, size bir haberle gelirse, onu etraflıca araştırın; yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.”

Bu ayete göre insan, fasık birisinin sözüne güvenmemelidir. Çünkü insan sonunda pişman olur ve utanır. İnsan araştırmalıdır, hakikati bulmak için yolculuk zahmetine katlanınız; böylece gerçekleri yakından görerek ona göre hüküm veriniz.

Ben kendim Bağdat’ta Ebu Hanife ve Şeyh Abdulkadir'in kabirlerine gittim. Ehl-i Sünnetin avam halkının o kabirlere davranış ve hareketlerini, şialara ettiğiniz ithamlardan daha şiddetli gördüm ve bunu hiçbir meclis ve toplantıda söz konusu edip açmadım.

Allah şahittir ki, Ebu Hanife’nin Muazzam’da ki kabrine gittiğimde, Hindistanlı Ehl-i Sünnet kardeşlerden bir grubun türbe yerine kaç defa yeri öptüklerini ve kendilerini yere attıklarını gördüm. Kin ve düşmanlık beslemediğimden, yaptıkları işin haram bir amel olduğuna dair herhangi bir delil olmadığından şimdiye kadar nakletmedim de. Çünkü onlar bu işi ibadet diye değil, sevgi ve muhabbet olsun diye yapıyorlardı.

Sayın Şeyh, bilin ki ziyarete giden hiçbir Şii (ister alim olsun, ister cahil) Allah’tan başka kimseye secde etmemektedir. Bu sözünüz tamamıyla iftira ve yalandır!

Secde, eğer (ibadet kastı olmaksızın) kendini yere atmak, yüzü ve alnı yere sürmek şeklinde olursa, bunun hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü şahsiyeti büyük olan bir insanı ululamak veya ona saygı göstermek için (Allah’a şerik koşmaksızın ve onu Allah bilmeksizin) onun karşısında eğilmek, kendini yere atmak veya yüzünü toprağa sürmek asla şirk değildir. Aksine, sevgiliye olan alakanın şiddet ve çokluğu, ululamak, yüzü toprağa sürtmek ve öpmeğe sebep olmaktadır.



Şeyh: Kendini yere atarak alnı yere koymayı, secde kabul etmemek nasıl mümkün olur?

Davetçi: Tasdik edersiniz ki secde, niyete bağlıdır. Niyet ise kalbe ait bir şeydir. Kalp ve niyetleri ancak Allah bilir. Bazen bakıyorsunuz birisi secde halinde kendini yere atmış (elbette Allah’a mahsus olan bu haletle, Allah’tan başkasına -hatta niyet etmese dahi- secde etmesi iyi değildir) ama kalbindeki niyeti kimse bilmediği için, secde ediyor diyemeyiz. Ancak secdeye ait özel zamanlarda, dış görünüşü secde olduğu için ona secde diyoruz.

Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin