План за реализация на проект



Yüklə 210,67 Kb.
səhifə2/2
tarix30.04.2018
ölçüsü210,67 Kb.
#49641
1   2

5.1. Azınlığın sosyal yapısı


İlk sırada bunlar meritokrasi (kendi liyakat, özelliklerine ve katkılarına dayalı bireye karşı tutum) pozisyonlarına değil de, hâkim gruba ait olmaya dayanan üstünlük açısından farklılığın kabul edilmesi için ısrarlı tavırlardır. Bulgar kültürü eşitlik pozisyonlarından bağlamayı teşvik etmiyor ve bunu uygulayan bireylere karşı şüphe ve güvensizlikle davranır. Grupların üyelerine katı davranış kuralları empoze eden bir kültürde bireylerin özerk seçimleri ve grup değerlerini tartıştıkları için ödediği fiyat çok yüksek olabilir -

dışlama ve marjinalleşme, başka bir değişle azınlık duruma koymak. Bunun örnekleri "kendilerine" ihanet ettiği ve yazılı olmayan kuralları ve sınırları ihlal ettiğinden kural olarak bulgar grubu temsilcisinin genellikle dışta bıkarılmasıyla daha ağır ceza aldığı bulgar ve diğer etnik toplulukların temsilcileri arasında karma evliliklerdir. Endogami ilkesi (grup içi evlilik) kapalı geleneksel toplulukların geçirimsiz sınırlarını korudukları ve kendi üyelerinin davranışını kontrol ettiği ve böylece bunlara sahip olduğu birçok mekanizmalardan sadece biri.


5.2. Grup ilişkileri

Bu kez neden bireylerin ve grupların bu şekilde çalıştıkları sorusu ortaya çıkar? Bireylerin gruplar halinde bir araya gelme mekanizmaları ve bağımsız düşünme ve davranmadan vazgeçmeleri derecisine kadar grup ruhundan (grup zihniyeti1) etkilenmelerine izin vermeleri grup ilişkilerinin araştırma konusudur. Bir gruba ait olma ihtiyacı temel bir ihtiyaçtır ve bireyler bunu sürekli farklı özelliklere göre oluşturulan gruplara katılarak giderirler. Her birey topluluğun ‘kendilerin’ ‘yabancılardan" ayırt edilmesini gerektiren bir gruba katılmak için temel bir programla donatılmıştır. Grup ile akıl aracılıyla değil de duygularla bağlanma birçok durumlarda duygusal refah ve başarı koşuludur – çalışma görevi üyelerinin grup duyguları düzeyinde uyumunu gerektiren ailede, bir spor takımına, caz orkestrasına ve diğer kolektiflere katılmak. Böyle bir duygular grubuna ait olmak bireysel sınırların belirli olarak silinmesi ve diğer insan topluluklarından ayrılma ve farklılaşma anlamına gelen grup kimliğini kabul edilmesi anlamına gelir.


5.3. Dışlamanın dinamiği

Grup ilişkileri paradigması içinde birinci gruba ait olmakla kimlik elde edilmesi için azınlık fenomeni bu mekanizmanın bir patolojisi olarak görülmektedir. Kendi topraklarında farklı bir kişiyle olduğunda bir gruba ait olma temel programına göre, insan farklı olanla hâkim grup temsilcisi konumundan iletişime geçerek kendi üstünlüğünü kötüye kullanmaya cezbedilmiştir. Sivil davranış bu dürtüyü dizginlememizi ve örneğin kendi güvensizliğimizi tanıyıp ve isimlendirerek incinebilir insanla eşit bir şekilde iletişim kurmamızı gerektiğini emreder. Bu mütevazı yöntemle iletişime girmek yetkilendirme etkisi ne sahipken, grup üstünlüğü konumundan iletişime geçmekse yetkisiz kalma ve marjinalleşme etkisi yaratır ve azınlık oluşturur. Bilinmeyen durumlardan endişeyle olgun bir şekilde başetme yetersizliği – iletişim kurarak yabancı olanla görüşmede yeni anlam yüklerek - başa çıkmak için ayırım ve projeksiyon gibi ilkel mekanizmalara başvurmaya götürür. Düşük duygusal yetkinliğe ve öz-yansımaya sah’p olan katılımcılar kendilerine durumu ‘bizimkiler’ ve ‘yabancılar’ muhalefet duruma getirmelerine imkân sağlayan grup ve kültürel özelliklerini seferber ederler. En sık rastlanan kanıtlar yerine inançlara dayalı deneyim ve kültürde mevcut açıklamalardan öğrenme yeteneğin engellemesidir. Farklı olanla görüşme durumunda düşük duygusal yetkinliğe sahip bireyler bunları kontrol edilmeden önyargı ve kalıplaşmalara başvurarlar ve bu şekilde azınlık ve çoğunluk bölünmeyi yenilemiş olurlar. Gruptaki endşe artıüında ve liderliğin bunu dizginleyemediğinde ve paylaşılan bir anlama işleyemediğinde, grup "korunmuş" moduna doğru geriler ve çevreleyen dünya tehdit edici olarak algılamaya başlar. Korunmuş modunda üyelik grup ve geri kalan dünya arasında sınırların çekilmesi ve ‘ötekileri’ dışlama pahasına olur. Bunu mümkün kılan psikolojik mekanizma "ayırma" (spliting) olarak bilinir ve büyük ölçüde farkına varılmaz. Bu ayırma sürecin uç formları kötü milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi ve farkı olana karşı diğer ağrılı hoşgörüsüzlük ve düşmanlık şekillerde ifade edilir. İnsan zihninin doğasında yerleştirilen bu dünyayı ayırma eğilimi siyaset tarafından başarılı olarak istismar edilir ve bazı grupların azınlık statüsünün kalıcı kurumsallaşmasına yol açar.

5.4. Azınlığı kötüye kullanma

Bir kez belirlendikten sonra, azınlık kötüye kullanmaya davet eder. Kötüye kullanılması dışarıdan olabilir, dışlamanın çoğunluk tarafından olduğunda (ayrımcılık, damgalanma, marjinalleşme, gettolaştırma, segregasyon, mağduriyet, yedieminlik). Ancak, liderlik veya bir azınlığın üyeleri başka üyelerden bazılarına karşı dışlayıcı (bağımlılık içerisinde tutmak, izolasyon, kontrol, kullanmak) olarak hareket ettikleri zaman içte de gerçekleşebilir. Kötüye kullanma kaynakları genellikle bir arada varolurlar ve birbirine bağlıdırlar. Dışlanmış bireylerin dışlayan grubun versiyonunu güvenilir kabul ettikleri ve farkında olmadan kendi seçim ve davranışlarını belirlemeyi başladığı uluslararası baskı olarak adlandırılan da bu süreçlerden bir parçadır. Bu türden diğer önemli bir olay dışlayan grubun versiyonu kamu ilişkilerin (kanunlar, idari prosedürler, idari yapılar ve roller) organizasyonu için resmi kurallarda kurumsallaştığı yapısal ayrımcılıktır. Dışlama eğilimleri gruplarının işleyişini doğal bir parçası olduğu için bu tür saplamarın tespiti ve bunların tedavisi, kaldırılması ve aşılması için sürekli ve sistematik bir çaba gereklidir.


5.5. Farklılıkların alıştırılması

Toplumda varolan bölünmeleri meşrulaştırmak ve sürdürmek amaçlı veya yeni oluşturmak isteyen tüm ideolojiler kolayca tanılabilecekleri genel bir açıklayıcı mekanizma uygularlar. Bu ‘alıştırma' operasyonudur - sosyal olarak inşa edilen ilişkileri tabii olarak açıklanmaları deneyimleri. Bunun örneği farklı kültürel topluluklardan olan insanların özelliklerinde genetik farklılığın var olmasını savunan ırkçılık ve milliyetçilik ve cinsiyetler arasında biyolojik eşitsizliğin inancına dayanan cinsiyet ayrımcılığıdır. Bu açıklamalar azınlık üretir ve sosyal açıdan inşa edilen eşitsizlikleri "doğal" olarak meşrulaştırır. Böylece çoğunluğun ahlaki sorumluluğu düşer, baskı ve ayrımcılık "doğal" görünmeye başlar ve tüm "normal" olanlar ‘doğal’ olduklarından dolayı sosyal adaletsizliklere endişeli olmadan rahat vicdan ile yaşama hakkına sahip olurlar. Çıplak gözle bu tür açıklamaların insanların özellikler kümesi olarak maddeci düşünceye dayalı oldukları ve hatta indirgemeci olduğu görünür - insan özelliklerin zenginliğini ve çeşitliliğini bir veya ikiye indirirler - ırk, ulus, cinsiyet, vb. Bu açıklamalar siyasete dönüştüğünde bu bölücü çizgiler çizen ve toplumu parçalayan bir dışlama ve ayrımcılık politikası olur. Bu politikaların yaygın olarak uygulandıklarında sonunda toplum izole edilmiş ve düşman gettolardan oluşan bir küme haline gelir.


5.6. İçerme politikası

İnsan gruplarında farklı olanı dışlama ve marjinalize etme doğal eğilimine karşı içerme politikası ortaya çıkar. Bu hukuk önünde ve kurumlarca eşit muamele eşitlik değerlerine dayanaır. Bu politka toplumda bireylerin ve grupların kendilerini belirleme hakkını garanti eder. Buradaki çaba eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerine, gelişme fırsatlarına ve sosyal katılıma eşit erişim şartları sağlamaktır. Özel bir gayret dezavantajlı grup üyelerin erişimi kolaylaştırmak için somut önlemlerin uygulanmasıyla mevcut dışlama etkilerini telafi etmeye çalışan (affirmative action) olumlu eylem politikasıdır.


Bu tip politikalarını gerçekleştirilmesi için faaliyetlerin önemli bir bölümü meritokrasi (liyakat) ilkesinin korunması ve dışlama süreçlerine yol açan ayrıcalıkların kaldırılmasıdır. Gelişmiş demokrasilerde, toplumda dışlama süreçlerin aşılmasındaki önemli adım hoşgörü, farklılığa saygı ve merak gibi sivil değerlerde eğitim yoluyla topluluğun yeni üyelerin yetiştirilmesine ve eğitimine yönelik çabaların iyileştirilmesi.
5.7. Bir uygarlık süreci olarak kültürlerarasi diyalog

Bu sivil davranış açısından başarılı bireyler bu mekanizmaların mantığı tanır ve duygusal refahı veya çalışma görevi amaçları için grup süreçlerine katılımlarının etkilerini dikkate alarak gruplarda bağlanma süreçlerini kontrol etmesini bilirler. Farklılık olana karşı hoşgörülü davranış kendi güvensizliğin hoşgörü kapasitesi ve ilişkilerde rehberlik için öğrenilen modellerden vazgeçme ve deneyimden öğrenme yeteneği anlamına gelir. Uygar insan birincil gruba ait olmakla ilgili güçlü tanımlama süreçlerin etkisini iptal edemez, fakat bunların etkisini ölçebilir ve bu şekilde bunları yönetebilir.


Çağdaş durumda kültürlerarası diyalog olmadan ahenkli bir kimliğini elde edilemeyeceği açıktır. Diyalog modunda farklılıkları ve benzerlikleri hakkında düşünme ve konuşma

insanlara kimlik üzerindeki kontrolü tekrar ele almalarını ve kültürel kimlik açısından mahkum olma duygusunu terk etmelerini sağlar. Bu şekilde, diyalog duygusal ve topluluk refahı elde etmek için bir şart haline gelir. Yansımaya çekilmek ve kimlik üzerine konuşmaya başlamak insanlara kişisel gelişimi veya toplulukların gelişimi hakkında kendi kimliklerini üzerinde yazarlık yolunda daha aktif, daha özgün ve daha bilinçli bir şekilde yol alırlar. Onlar doğal gibi kimlik, etnisite ve ulusallık kavramını terk etme ve bunları hayatın ihtiyaçlarına göre yeniden gözden geçirilme ve yapılandırmaya konu olan kültürel ve sosyal yapıları gibi görme şansını elde ederler. Kimlik hakkındaki anlayışın bağlantıcı yapılması onun yön ve bileşenleri ile oynamaya başlamalarını teşvik eder, onları birleştirme ve rekombinasyon yapmaları ve böylece benzeri veya farklı kültürel mirası paylaşan diğer insanlarla etkileşim içinde kendi birey ve grup kimliğini şekillendirmeye teşvik eder. Bu süreç yetliendiricidir çünkü mevcut kimlikten elemanlarının yaratıcı rekombinasyon yoluyla öz-yaradılış sürecini tetikler. Bu süreç dil, doğum yeri, aile, ırk gibi dış gerçeklerin sınırlamalarından insanları kurtarır ve onları ulus üstü, ırk üstü, grup üstü hatta Avrupaya yönelik bir kimliğin geliştirilmesini teşvik ettiğini söyleyebiliriz.


6. Ekler
Ek 1
DAVETİYE
Sayın Bay/Bayan,

Bu mektupla Sizi "EVET" (European Vision for Ethnic Tolerance - Etnik Hoşgörü için Avrupa Vizyonu) sivil derneğinin "Kültürlerarası diyalog - Bulgaristan'daki etnik gruplar arasında ilişkiler önündeki zorluklara cevap" adlı projesi üzerinde çalışmaya başladığını bilgilendirmek istiyoruz.


Projenin amacı Bulgaristan'daki etnik açıdan karışık bölgelerden yerli resmi ve gayri resmi liderlerine diyalog içerisine girmelerine ve ortak sorunların çözümünde

hoşgörü, işbirliği ve katılma becerilerini geliştirmeye fırsat verilmesidir. Proje bir araştırma, iki eğitim semineri içerir ve konu hakkında bir Milli bir konferans ile sona erer.


Sizin katılmanız proje hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlayacağı gibi Bulgaristan'daki kültürler arası diyaloğun geliştirilmesi için de yardımcı olacağına inanıyoruz.

Beklenen programa yüksek katılımdan dolayı aşağıdaki bilgileri şahsen doldurmanızı rica ediyoruz


1) başvuru (aşağıda yer alır) ve
2) konuyla ilgili angajman ve tutumunuz hakkında bize bir fikir verecek giriş testi. Lütfen bu iki formu 15.04.2012 tarihine kadar şu e-posta adresine gönderiniz: evet@mail.bg
Tüm başvurular 20.04.2012 tarihine kadar değerlendirilip programa dahil olmaları için onaylanan adaylara e-posta veya telefonla teyit gönderilecektir.

BAŞVURU
Adı Soyadı:
Yerleşim yeri:.......................................................................................
Mesleği: ...............................................İşyeri:............................
Üyelik:...........................................................................
Profesyonel ilgi alanları:.........................................................................
İletişim bilgileri: Cep telefonu..........................................е-posta:.......................................

Bu başvuru formunu doldurmakla projeye katılma isteğimi teyit ediyorum!



Ek 2
GİRİŞ ANKETİ

"EVET" derneği projesine katılımcı adayların siyasi ve sivil bilgi düzeyin tespit edilmesi


(Etnik hoşgörü için Avrupa vizyonu)

Aşağıdaki 1 (birden) fazla olabilen doğru cevabı işaretleyiniz!


1. Şu anda Anayasayanın tanımladığı Bulgaristan’ın politik sistemi aşağıdakilerden hangisidir:
A) Cumhurbaşkanlığı cumhuriyeti;
B) Yönetilen demokrasi;
C) Parlamenter cumhuriyet;
D) Parlamenter Monarşi;

2. Bulgaristan Cumhuriyetin parlamentosu aşağıdakilerden hangisine sahiptir:
A) kanun uygulayıcı fonksiyonlar;
B) yasama fonksiyonları;
C) kanun yapma fonksiyonları;
3. Bulgaristan ne zamandan beri AB üyesidir:
A) 01 Ocak 1989
B) 01 Ocak 1999
C) 01 Ocak 2007

4. Şu anda Cumhuriyetin Başsavcısı ne kadar süre için seçilir:
A) 4 (dört) yıl;
B) 7 (yedi) yıl;
C) 5 (beş) yıl;
D) 2 (iki) yıl;
5. Bulgaristan'da operatif programların uygulanmasıyla ilgili mevcut Milli stratejik referans çerçevenin plan dönemin süresi ne kadardır:
A ) 5 (beş) yıl;
B) 3 (üç) yıl;
C) 10 (on) yıl;
D) 7 (yedi) yıl
6. Çok kültürlülük kavramınu şu şekilde tarif ederim (en fazla 5 cümleden oluşan serbest metin):

Ek 3
PLAN
Bulgaristan'da kültürlerarasi diyalog konusunda

odak grupların gerçekleştirilmesi dair


Bu plan odak gruplarında ele alınmasını önerdiğimiz konu alanlarını içerir. Somut sorular takımın genişletilmiş üye toplantısında netliştirilecektir.


1. Kültürel kimlik (özgür irade)
Bu konu alanı kültürlerarası diyalog kapsamında odak grupları katılımcıların kimliklerini araştırılır. Vurgu katılımcıların geldikleri toplulukların hâkim olan değerleri ve bu değerlerin farkına varılması ve anlamlandırılmasıyla ilgili deneyimlerin üzerine yapılır.

Bu alanda örnek sorular:


- Kültürel çeşitliliğin korunması gerektiğini değerli bir şey olduğunu düşünüyor musunuz? Neden böyle düşünüyorsun?
- Kültürel yönde kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Kültürünüzün güçlü yönleri nelerdir?

- Kültürünüzde Sizi gururlandıran nedir?


- Başka kültürlerin temsilcileriyle kültürünüzden neyi paylaşmak istersiniz?
2. Kültürel farklılıklarla ilgili imkânlar ve kısıtlamalar
Bu konu alanı bu kültürel toplulukların sınırlarını ve bu sınırlardan paylaşımı araştırır. Odaklama topluluk içinde ve topluluklar arasındaki destek ve dayanışma ilişkileri üzerindedir.
Bu alanda örnek sorular:
- Kendi topluluk temsilcilerinize güveniyor musunuz?
- Topluluğunuzdan insanlara sıkça desteğe başvuruyor musunuz?
- Karma evlilikler hakkında ne düşünüyorsun?
- Eğer yurtdışındaysanız ve topluluğunuzdan birisi sizden destek isterse ona nasıl yardımcı olursunuz?

- Bilinmeyen topluluktan bir kişiden destek ister misiniz? Hangi koşullarda?


3. Küreselleşme ve kültürel kimlik
Bu konu alanı, küresel kültür baskısı altında geleneksel kültürel kimliklerin nasıl değiştiklerini ve nasıl geliştiklerini inceler. Odaklama bağlamın değişikliğinde kimliğin yeniden düşünülmesi üzerindedir.
Bu alanda örnek sorular:
- Yurt dışında olduğunuzda kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Kültürünüzün hangi yönleri Size yeni ve bilinmeyen şartlarda yardımcı olur? Ve hangileri Size engel olur?
- Kültürünüzün hangi yönleri diğer kültürlerin temsilcileriyle iletişiminizi kolaylaştırır?

- Kültürünüzün diğer kültürlerin temsilcileriyle iletişiminizi yönleri var mı? Varsa, bunlar nelerdir?


4. Kültür ve toplumun kalkınması
Bu konu alanı kültürün ortamdaki değişikliklere nasıl tepki veridiğini ve nasıl kültürel kimliğin topluluğun kalkınma için bir kaynak haline geldiğini inceler. Odaklama kültür değişikliği ve bu değişikliğin yönetme stratejiler üzerindedir.
Bu alanda örnek sorular:
- Sizin kültürünüz değişir mi? Evetse, hangi yönde?
- Çevreleyen dünyadaki değişiklikleri kültürünüzü nasıl etkiler?
- Kültürünüzün değişmesi gerektiğini düşündüğünüz yönleri var mı? Neden böyle düşünüyorsun?
- Kültürünüzün her ne pahasına olursa olsun korunması düşündüğünüz yönler var mı? Neden?
5. Kültürel çeşitliliğin siyasi potansiyeli
Bu konu alanı siyasal kullanımı ve kültürel kimliğin kötüye kullanılması ve bu süreçlerde katılımcıların duyarlılığını inceler. Odaklama topluluklar arası diyalog sınırların belirlenmesi ve kültürel arası diyaloğun yönetimi üzerinde liderlik rolüne ilişkindir.
Bu alanda örnek sorular:

- Kültürel kimliğin korunması için Sizce kim sorumlu?


- Kültürler arası diyaloğun devam ettirilmesi için Sizce kim sorumlu?
- Kültürler arası diyaloğundan Sizce temel faydaları nelerdir? Bundan kim kazanır?

- Geleneksel kültürün muhafaza edilmesi için Sizce özel bir politika olması gerektiğini düşünüyor musunuz? Neden böyle düşünüyorsun?


- Kültürler arası diyaloğun teşvik edilmesi için Sizce bir politika olması gerektiğini düşünüyor musunuz? Evetse, bu yönde ne önerirsiniz?

Ek 4
"Kültürlerarası işbirliği ve etnik hoşgörü"

Milli konferansından genç liderlerin önerileri
28 - 27 Ekim, Şumen şehri

Panel 1 - Çalışma grubu "Kimlik ve topluluğun kalkınması":
Eğitim: Eğitim, gençlik ve bilim bakanlığına öneri – yetişenlere uygun bir ortam sağlamak amacıyla aday-öğretmenlere hoşgörülü davranış ve ayrımcılıkla mücadeleye eğiten zorunlu bers

Aile: Sosyal politikalar bakanlığına öneri – azınlık topluluklarından velilere dikkat çevirmeleri ve kişisel önyargılarını aktarmadan çocukların eğitimi için teknikleri açıklamakları.

Toplum: Etnik ve demografik sorunlar (Bakanlar Kurulu) Komisyonuna öneri - dünyaya "farklı olanın"gözüyle göstererek çoğunluğu meşgul eden ve dikkatini çeken medya kampanyaları yürütmek.
Panel 2 – Çalışma grubu "Çatışmalar ve farklılıkların yönetimi":
Ülkedeki farkli etnik grupların temsilcileri arasındaki "köprüler" inşa eden kolaylaştırıcıların eğitimi.

"Nefret dilini" konuşan medyalarla iletişim ve çalışma


"EVET" derneği tarafından başlatılan kamu kuruluşları arasında diyalog.
Panel 3 – Çalışma grubu "Liderlik ve diyalog yönetimi":
Liderlik becerilerinde gençlerin hazrılığı için uzun vadeli bir eğitim programın başlatılması - "Külterler arası diyalog okulu"
Genç liderlerin hazirliğı ve projelere ve gençlik değişim programlarına katılımaları.

Kültürler arası diyalog için alanların oluşturulması (eğitimler, sergiler, konserler).


Panel 4 - Çalışma grubu "Politikalar ve kültürlerarası diyalog":
Azınlık grupların çoğunluk partilerden oluşan siyasi hayata katılma ilkesini tanıtmak;

Bunları teşvik eden programların, stratejilerin devreye sokarak eşit eğitim fırsatlar yaratmak (Bulgaristan'da eğitim, bilim ve gençlik politikaların geliştirme programi)

Bulgaristan’da gecekondulara yönelik politikanın değiştirilmesi – istisnadan dahil etmeye doğru.

Ek 5
BİLDİRİ
"Kültürler arası İşbirliği ve etnik hoşgörü"

Milli konferansı katılımcılarından


27-28.10.2012, Şumen şehri
"EVET" (Etnik Hoşgörü için Avrupa Vizyonu) sivil derneği haklarını ve sivil çıkarlarını korunması maksadıyla, Bulgaristan'da etnik topluluklar arasındaki diyaloğu teşvik etmeyi amaçlayan kâr amacı gütmeyen bir sivil toplu kuruluşudur. Kültürler arası diyaloğun teşvik edilmesi ve "Kültürlerarası diyalog - Bulgaristan'daki etnik gruplar arasında ilişkiler önündeki zorluklara cevap" adlı projenin gerçekleşmesi için ‘EVET’ derneğin değerleri ve amaçlarına uygun olarak birçok önemli konuların ele alındığı bir konferans düzenlendi. Tartışma farklı toplulukların kimliğini geliştirme konuları, etnik gruplar arasında gerginliklerinin önlenmesi, Bulgaristan'da etnik gruplar arasındaki diyaloğu teşvik edebilir politikalar ve liderler türü olan kilit konular etrafında düzenlendi.

Görüşümüz Bulgaristan'da etnik grupların az sayısına rağmen birçok etnik gerginlik vakaların bulunduğu çerçeve altında görünüşte bir sakinlik vardır. Bu açıdan bakıldığında, EVET sorunları tanımlamak ve bunların çözümü için önerilerin verilmesi için çerçeve stratejisini çizmeyi denedi.

Şu tür sorunlar ortaya çıktı:

1) Halen Bulgarlaştırma süreci bundan etkilenen ebeveynlerin çocuklarını eğittikleri şekil üzerinde önemli ölçüde etkisini sürdürmekte;

2) Halen azınlıkların genç temsilcilerin sarfettikleri çabalara rağmen, eşit bir başlangıcı olması ​​için bunların süper sonuçlar elde etmeleri gerekir;

3) Çok sık olarak, sosyal ve etnik eşitsizlikler siyasi partiler tarafından gerilim körüklemesi için kullanırlar;

4) Halen siyasi sistem çok fazla muhafazakardır ve azınlıkların karar alma politikasına aktif katılım imkânı sunmamaktadır;

5) Eğitim sisteminde gizli gündem devam etmektedir, okul eğitiminde hala ayrımcılık şekilleri örnekleri vardır;

6) Halen etnik gerilim kışkırtmak için liderliği kötüye kullanma vardır;

Yukarıda bel’rt’len konulara dayanarak konferans katılımcıları şu fikirleri savunmaktadırlar:

1) Eğitim çoğunluğu öğretme ve kültürlerarası diyalogta öğrenme kapasite hakkında eğitir;
2) Diğer ırkları, gelenekleri ve kültürleri tanımak için bilgilenme;
3) Çoğunluk ve azınlık arasında diyalog için alanlar oluşturmak;
Biz, EVET sivil derneği temsilcileri olarak, kültürlerarası diyaloğun oluşturulmasında tüm bu değişikliklerin gerçekleşmesi için topluluklar arasında interaktif bir diyaloğu kurarak daha fazla genç ve pozitif düşünen insanları dahil edilmesi gerekli olduğunu kanaatindeyiz. Bu kültürlerarası diyalog için bir ortam yaratan proje ve etkiliklerin gerçekleştirilmesyle elde edilebilir.
Şumen şehri

28/10/2012



1 ‘Grup zihniyeti’ terimi insan hakkında bilimlerde psikanalist Wilfred Bion tarafından insan grup ve topluluklarında bilinçaltı süreçlerin tanımlanması amacıyla tanıtılmıştır. (Wilfred Bion, ‘Gruplarda deneyimler’, Sofya, 2000)


Yüklə 210,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin