MADDE 105. – Salıverilme istemi üzerine, merciince Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafii dinlendikten sonra, istemin kabulüne, reddine veya 109 uncu maddeye göre, adlî kontrol uygulanmasına karar verilebilir. Bu kararlara itiraz edilebilir.
Usul
Madde 124- Adlî kontrolün tümüyle veya kısmen kaldırılması veya salıverilme istemleri hakkında merciince, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya avukatları dinlendikten sonra karar verilir. Tutuklu olmayan şüpheli, sanık ve bunların avukatları iadeli taahhütlü bir mektupla veya varsa telefonla duruşmadan en az kırksekiz saat önce çağrılırlar. Karar, adı geçenler dinlendikten sonra, en çok on gün içinde verilir. Ret kararına itiraz edilebilir.
AÇIKLAMA
CMK da yoktur
Salıverilenin yükümlülükleri
MADDE 106. - (1) Salıverilmeden önce şüpheli veya sanık, yetkili yargı merciine veya tutukevinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlüdür.
(2) Şüpheli veya sanığa soruşturmanın veya kovuşturmanın sona erdirileceği tarihe kadar, yeniden beyanda bulunmak suretiyle veya iadeli taahhütlü mektupla önceden verdiği adreslerdeki her türlü değişiklikleri bildirmesi ihtar olunur; ayrıca, ihtara uygun hareket etmediğinde, önceden bildirdiği adrese tebligatın yapılacağı bildirilir. Bu ihtarların yapıldığını belirten ve yeni adresleri içeren tutanak veya tutukevi müdürünün düzenleyeceği belgenin aslı veya örneği yargı merciine gönderilir.
Salıverilenin yükümlülükleri
Madde 125- Salıverilmeden önce şüpheli veya sanık, yetkili yargı merciine veya tutukevinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlüdür.
Şüpheli veya sanığa soruşturmanın veya kovuşturmanın sona erdirileceği tarihe kadar, yeniden beyanda bulunmak suretiyle veya iadeli taahhütlü mektupla önceden verdiği adreslerdeki her türlü değişiklikleri bildirmesi ihtar olunur; ayrıca, ihtara uygun hareket etmediğinde, önceden bildirdiği adrese tebligatın yapılacağı bildirilir. Bu ihtarların yapıldığını belirten ve yeni adresleri içeren tutanak veya tutukevi müdürünün düzenleyeceği belgenin aslı veya örneği yargı merciine gönderilir.
AÇIKLAMA
SANIĞIN TUTUKLANMASINDAN KİMLERE HABER VERİLECEĞİ
MADDE 107 - (Değişik: 1696 - 05.03.1973) Tutuklamanın gayesini ihlâl etmemek şartı ile tutuklanan sanığın yakınlarına ve esaslı bir alâkası olan diğer kimselere, tutulmasını bildirmesine müsaade olunur. Tutuklanan isterse bunlara resmen dahi haber verilir.
Tutuklanan sanık hâkim önüne çıkarılınca, durum yakınlarına bu hâkim tarafından verilen bir kararla hemen bildirilir.
Madde 107.- (Değişik: 4744 - 6.2.2002 / m.6) Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hakimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir.
Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.
Tutuklananın durumunun yakınlarına bildirilmesi
MADDE 107. - (1) Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hâkimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir.
(2) Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.
(3) Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
Tutuklananın durumunun yakınlarına bildirilmesi
Madde 127- Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, hâkimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir.
Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.
Şüpheli veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
AÇIKLAMA:
TUTUKLUNUN SORGUYA ÇEKİLMESİ
MADDE 108 - (Değişik: 1696 - 05.03.1973) (Değişik 1. fıkra: 3842 - 18.11.1992) Sanık tutuklama müzekkeresi üzerine tutulduğunda derhal ve nihayet yirmidört saat içinde yetkili hâkim önüne çıkarılarak sorguya çekilir ve tutmanın devamı edip etmeyeceği hakkında bir karar verilir.
(Değişik 2. fıkra: 3842 - 18.11.1992) Sanığın en yakın hâkim önüne getirmek için gerekli süre bu yirmidört saatlik süreye dahil değildir.
(*) "Bu madde hükmü, 18 Kasım 1992 gün ve 3842 sayılı Kanunun 31 nci maddesi gereğince, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda uygulanmaz." Bu hüküm, 15.7.2003 tarih ve 4928 sayılı Kanunun 19. maddesinin (c) bendi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.
Sanığa, sorgu sırasında aleyhindeki vaziyet ve hallerden haber verilir.
Sorguya çekme, sanığın kendi lehine meydana koyacağı delillere mani olmayacak tarzda cereyan etmelidir.
(Ek fıkra: 3842 - 18.11.1992) Bu Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 229 uncu maddesindeki tutuklama sebepleri hariç sanığın sorgusu sırasında yalnız Cumhuriyet Savcısı ile müdafi hazır bulunabilir ve tutulmanın devam edip etmeyeceği hakkında bir karar verilmeden önce Cumhuriyet Savcısı ile hazır bulunan müdafi dinlenir.
Yakalanan kişinin mahkemeye götürülmesi
MADDE 94. - (1) Yakalanan kişi, hakkında kamu davası açılmış ise hemen yetkili mahkemeye; kamu davası açılmamış ise, en yakın sulh ceza hâkimliğine götürülür.
(2) Hâkim veya mahkeme, aynı gün yakalananın serbest bırakılmasına veya adlî kontrol altına alınmasına veya tutuklanmasına karar verir.
AÇIKLAMA:
TUTUKLUNUN SALIVERİLMESİ
MADDE 109 - (Değişik: 1696 - 05.03.1973) Sanık 108 inci maddede gösterilen süre içinde yetkili hâkim önüne çıkarılamazsa aynı süre içinde tutulma yerine en yakın sulh hâkimi önüne çıkarılır.
Sorguya çekilmede tutuklama müzekkeresinin geri alındığı veya tutulan kimsenin tutuklama müzekkeresinde yazılan şahıs olmadığı anlaşılırsa sanık hemen salıverilir.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA:
TUTUKLULUKTA GEÇECEK SÜRE
MADDE 110 - (Yeniden Düzenleme: 3842 - 18.11.1992) Hazırlık soruşturmasında tutukluluk süresi azamî altı aydır. Kamu davasının açılması halinde bu süre hazırlık soruşturmasında tutuklulukta geçen süre dahil iki yılı geçemez.
Soruşturmanın veya yargılamanın özel zorlu veya geniş kapsamlı olması sebebiyle yukarıda belirtilen sürelerin sonunda kamu davası açılamamış veya hüküm tesis edilememiş ise, soruşturma konusu fiilin kanunda belirtilen cezasının alt sınırı yedi seneye kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda tutuklama kararı kaldırılır. Yedi sene ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı (Değişik ibare: 5218 - 14.7.2004 / m.1/C-1) "cezaları" gerektiren suçlarda tutuklama sebebine, delillerin durumuna ve sanığın şahsî hallerine göre tutukluluk halinin devamına veya sona erdirilmesine veya uygun görülecek nakdî kefaleti vermesi şartıyla sanığın tahliyesine karar verilebilir.
Tutuklulukta geçecek süre
MADDE 102. - (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok altı aydır. Ancak, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek dört ay daha uzatılabilir.
(2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.
(3) Bu maddede öngörülen uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafiinin görüşleri alındıktan sonra verilir.
Tutuklama süresi
Madde 121- Cezasının üst sınırı beş yıl ve daha az hapis olan suçlarda şüpheli veya sanık, en çok altı ay süre ile tutuklu olarak tutulabilir. Ancak bu sürenin sonunda tutukluluk, bir defaya özgü olmak üzere ve dört ayı geçmemek koşulu ile, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir.
Cezasının üst sınırı beş yıldan fazla hapis olan suçlarda şüpheli veya sanık, en çok bir yıl süreyle tutuklu olarak tutulabilir. Bu süre sona erdiğinde tutukluluk, bir defaya mahsus olmak üzere ve altı ayı geçmemek koşulu ile, gerekçe gösterilerek uzatılabilir.
Ağır cezalı işlerde, şüpheli veya sanık, iki yıla kadar tutuklu olarak tutulabilir.
Bu maddede öngörülen uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile avukatlarının görüşleri alındıktan sonra verilir.
Kabahatlerde şüpheli veya sanık en çok üç ay süreyle tutuklu olarak tutulabilir.
AÇIKLAMA:
MADDE 111 - (...) (Madde 111, 21.5.1985 tarih ve 3206 sayılı Kanunun 82. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
CMK da yoktur.
Tasarıda yoktur
AÇIKLAMA:
TUTUKLULUĞUN DEVAM EDİP ETMEYECEĞİNİN İNCELENMESİ
MADDE 112 - (Değişik: 3206 - 21.05.1985) Hazırlık tahkikatı sırasında, sanığın tutukevinde bulunduğu müddetçe ve en geç otuzar günlük süreler içerisinde tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceği Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh hâkimi tarafından incelenir.
Tutukluluk halinin incelenmesi yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde sanık tarafından da istenebilir.
Mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın duruşmasında, tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceğini her celse veya şartların gerçekleştiğinde celse arasında re'sen kararlaştırır.
Tutukluluğun incelenmesi
MADDE 108. - (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir.
(2) Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir.
(3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re'sen karar verir.
Tutukluluğun incelenmesi
Madde 128- Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 119 uncu ve 361 inci madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir.
Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir.
Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her duruşmada veya koşullar gerektirdiğinde duruşmalar arasında da re’sen karar verir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Adlî Kontrol
Adlî kontrol
MADDE 109. - (1) 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, üst sınırı üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.
(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.
(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
a) Yurt dışına çıkamamak.
b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.
c) Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.
d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.
f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.
g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.
h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.
i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
(4) Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.
(5) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde belirtilen hallerde uygulanmaz.
Adlî Kontrol
Adlî kontrol
Madde 112- 119 uncu maddeye göre tutuklamayı gerektirebilecek bir suç işlendiğinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi şüphelinin tutuklanması yerine, adlî kontrol altına alınmasına karar verebilir.
Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tâbi kılınmasını içerir:
1. Hâkimin belirleyeceği çevre sınırları dışına çıkamamak,
2. Saptanan yerleşim yeri veya konuttan ancak hâkimin belirleyeceği neden ve koşullarla ayrılabilmek,
3. Hâkim tarafından belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek,
4. Belirlenen sınırlar dışına her çıkışta Cumhuriyet savcısına veya hâkime haber vermek,
5. Hâkim tarafından belirlenen servis veya mercilere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak,
6. Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak,
7. Cumhuriyet savcılığı kalemine veya kolluğa kimliği belirten bir belgeyi, özellikle nüfus cüzdanı veya pasaportu, kimliğini belirtmeyi sağlayacak nitelikte bir makbuz karşılığında teslim etmek,
8. Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek,
9. Cumhuriyet savcısınca belirtilen ve sulh ceza hâkimince onaylanan emre göre bazı kişileri kabul ve onları ziyaret etmekten, onlarla her ne suretle olursa olsun, ilişki kurmaktan kaçınmak,
10. Özellikle uyuşturucu maddeden arınmak amacıyla, hastahaneye yatmak dahil, tıbbî özen, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek,
11. Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak,
12. Suç, meslekî veya sosyal nitelikte uğraşlar nedeniyle veya bunlar vesilesiyle işlendiğinde veya yeni bir suçun işlenmesinden kuşku duyulduğunda bu uğraşları yapamamak,
13. Karşılığı bloke edilmişler dışında, çek keşide edememek ve gerektiğinde kullanılması yasaklanmış çek defterlerini aldığı bankalara geri vermek,
14. Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek,
15. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak,
16. Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.
Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (8) numaralı bentte belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Adlî kontrol kararı ve hükmedecek merciler
MADDE 110. - (1) Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.
(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.
(3) 109 uncu madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.
Adlî kontrol kararı ve hükmedecek merciler
Madde 113- Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.
Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülükler altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.
112 nci madde ile bu madde hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Adlî kontrol kararının kaldırılması
MADDE 111. - (1) Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir.
(2) Adlî kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir.
Adlî kontrol kararının kaldırılması
Madde 114- Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 113 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir.
Adlî kontrol kararlarına itiraz edilebilir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Tedbirlere uymama
MADDE 112. - (1) Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.
Tedbirlere uymama
Madde 115- Adlî kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutukluluk müzekkeresi kesebilir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Güvence
MADDE 113. - (1) Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, aşağıda yazılı hususların yerine getirilmesini sağlar:
a) Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması.
b) Aşağıda gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılması:
1. Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları.
2. Kamusal giderler.
3. Para cezaları.
(2) Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilir.
Güvence
Madde 116- Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, aşağıda yazılı hususların yerine getirilmesini sağlar:
1. Şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunması,
2. Aşağıda gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılması:
a) Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları,
b) Kamusal giderler,
c) Para cezaları.
Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Önceden ödetme
MADDE 114. - (1) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebilir.
(2) Soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılması emredilebilir.
Önceden ödetme
Madde 117- Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebilir.
Soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılması emredilebilir.
AÇIKLAMA:
CMK da yoktur.
Güvencenin geri verilmesi
MADDE 115. - (1) Hükümlü, 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı bütün yükümlülükleri yerine getirmiş ise güvencenin 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendini karşılayan ve aynı maddenin ikinci fıkrasına göre verilecek kararda belirtilen kısmı kendisine geri verilir.
(2) Güvencenin, suç mağduruna veya nafaka alacaklısına verilmemiş olan ikinci kısmı, kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararları verildiğinde de şüpheli veya sanığa geri verilir. Aksi hâlde, geçerli mazereti dışında, güvence Devlet Hazinesine gelir yazılır.
(3) Hükümlülük hâlinde güvence 113 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan hükümlere göre kullanılır, fazlası geri verilir.
Güvencenin geri verilmesi
Madde 118- Hükümlü, 116 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yazılı bütün yükümlülükleri yerine getirmiş ise güvencenin 116 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendini karşılayan ve aynı maddenin son fıkrasına göre verilecek kararda belirtilen kısmı kendisine geri verilir.
Güvencenin, suç mağduruna veya nafaka alacaklısına verilmemiş olan ikinci kısmı, kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararları verildiğinde de şüpheli veya sanığa geri verilir. Aksi hâlde, geçerli mazereti dışında, güvence Devlet Hazinesine gelir yazılır.
Hükümlülük hâlinde güvence 116 ncı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan hükümlere göre kullanılır, fazlası geri verilir.
AÇIKLAMA:
MADDE 113 - 115 - (...) (Madde 113, 114, 115, 8.6.1936 tarih ve 3006 sayılı kanunun ilgili maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
CMK da yoktur.
Tasarıda yoktur.
AÇIKLAMA:
TUTUKLUNUN KONACAĞI YER VE HAKKINDA YAPILACAK İŞLEM
MADDE 116 - (Değişik: 3063 - 24.10.1984) Tutuklanan kimse mümkün olduğu kadar hükümlülerden ayrı bir yere konur veya ayrı bir odada bulundurulur.
Tutuklu hakkında ancak tutuklama ile gözetilen gayeyi ve tutukevinin düzenini sağlayacak kadar kayıtlamada bulunulur. Tutuklu, tutukevinin düzen ve emniyetini bozmamak ve tutuklanmasındaki gaye ile uygun olmak şartiyla servet ve durumuna göre kendisi masraf ederek istirahat ve meşgalesini düzenleyebilir.
Tutuklu, tutukevinde ciddî bir tehlike teşkil ettiği ve özellikle öteki tutukluların emniyeti için zaruri görüldüğü veya intihara veya kaçmaya kalkıştığı yahut bu yolda hazırlıkta bulunduğu takdirde, sağlığına zarar vermeyecek tedbirler alınabilir.
Tutukevinin kanun, tüzük, yönetmelik ve emirlerle belirlenmiş düzenini bozan tutuklular hakkında, hükümlülere uygulanan disiplin cezalarına ve bunların neticelerine dair hükümler tatbik edilir.
Yukarıda belirtilen disiplin cezalır ve tedbirlere dair kararlar, ilgili kurul veya memurlar tarafından alınır ve hâkimin onayına sunulur. Kararlar hâkimin onayından sonra tatbik edilir. Acil hallerde bu kararlar, ilgili kurul veya memurlar tarafından alınarak uygulamaya konulur ve derhal hâkimin onayına sunulur.
Tutuklu duruşmaya bağlı olmayarak çıkarılır.
CMK da yoktur.
Tutuklunun konacağı yer ve hakkında yapılacak işlem
Madde 129- Tutuklu, hükümlülerle birlikte bulundurulamaz.
Tutuklu hakkında ancak tutuklamanın amacını ve tutukevinin düzenini sağlayacak kadar kayıtlamada bulunulur. Tutuklu, tutukevinin düzen ve güvenliğini bozmamak, tutuklanmasındaki amaç ile uygun olmak koşuluyla ve masrafı kendisine ait olmak üzere istirahat ve uğraşını düzenleyebilir.
Tutuklu, tutukevinde ciddî bir tehlike oluşturduğu ve özellikle diğer tutukluların güvenliği için zorunlu görüldüğü veya intihara veya kaçmaya kalkıştığı veya bu yolda hazırlıkta bulunduğunda, sağlığına zarar vermeyecek önlemler alınabilir.
Tutukevinin düzenini bozan tutuklular hakkında uygulanacak disiplin cezaları tüzükte belirtilir.
Disiplin cezaları ve önlemlere ilişkin kararlar, yetkili kurul veya memurlar tarafından alınır ve infaz hâkiminin onayına sunulur. Kararlar infaz hâkiminin onayından sonra uygulanır. İvedi hâllerde bu kararlar, yetkili kurul veya memurlar tarafından uygulanır ve derhâl infaz hâkiminin onayına sunulur.
Tutuklu duruşmaya bağlı olmayarak çıkarılır.
AÇIKLAMA:
TEVKİFTEN KEFALETLE VAZGEÇİLEBİLMESİ
MADDE 117 - (Değişik: 3515 - 28.06.1938) 104 üncü maddenin ilk fıkrasının ikinci bendi hükmü haricindeki sebeblerden dolayı tevkifine karar verilen maznunun kefalet vermesi şartile tevkifinden vaz geçilebilir.
(...) (Madde 117 nin 2. fıkrası, 21.5.1985 tarih ve 3206 sayılı Kanunun 82. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA: Teminatla salıverme adli kontrol hükümleri arasına alınmıştır.
KEFALETİN NEVİLERİ
MADDE 118 - Kefalet gerek para ve gerek Devlet esham ve tahvilleri tevdii suretiyle olabileceği gibi muteber kimselerin malî kefalet vermesiyle de olabilir.
Kefaletin miktar ve nevini takdir hâkimindir.
(Ek fıkra: 2248 - 12.06.1979) Hâkim, kefaletin miktar ve nevinin takdirinde; suçun niteliğini, sanığın kişisel durumunu ve yargı organlarınca yapılacak işlemlere uyup uymayacağını gözönünde bulundurur.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA: Teminatla salıverme adli kontrol hükümleri arasına alınmıştır.
(*) Madde 119 un başlığı, 12.6.1979 günlü 2248 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
MADDE 119 - Kefaletle salıverilmesini isteyen maznun Türkiye'de oturmuyorsa kendisine yapılacak tebligatı kabul için dâvaya bakacak mahkemenin kazası dairesinde ikamet eden bir kimseyi tevkil eder.
(Ek fıkra: 2248 - 12.06.1979) Mahkeme, bu kimseler hakkında yukarıdaki madde gereğince takdir edilecek kefalet parasının, o tarihteki resmi kur esas alınarak oturdukları yabancı devlet parasıyla ödenmesine karar verebilir.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA: Teminatla salıverme adli kontrol hükümleri arasına alınmıştır.
SALIVERİLEN MEVKUFUN YENİDEN TEVKİFİ
MADDE 120 - Maznun kaçmak hazırlığında bulunur veya usulü dairesinde davet emrine mazereti olmaksızın itaat etmez yahut tevkifini müstelzim yeni sebepler elde edilirse verdiği kefalete bakılmaksızın yeniden tevkif olunur.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA:
KEFALETE LÜZUM KALMAMASI VE KEFALETTEN KURTULMA
MADDE 121 - Maznun yeniden tevkif edildiği veya tevkif müzekkeresi geri alındığı yahut maznun hakkında hürriyeti tahdit eden bir ceza hükmolunupta infazına başlandığı takdirde henüz Hazineye irat kaydedilmemiş olan kefalete lüzum kalmaz.
Kefalet etmiş olan kimse hâkim tarafından tâyin olunan mehil içinde maznunu getirdiği veya maznunun firar niyetinde bulunduğunu gösteren vâkıaları tevkifine müsait olacak kadar bir müddet evvel haber verdiği takdirde kefaletten kurtulur.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA:
KEFALET PARASININ İRAD KAYDI VE ACELE İTİRAZ
MADDE 122 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) (Değişik ilk cümle: 3842 - 18.11.1992) Sanık soruşturma veya duruşmada mazeretsiz hazır bulunmaz veya mahkum olup da hürriyeti bağlayıcı cezanın infazından kaçarsa kefalet karşılığı hazineye gelir kaydedilir veya para cezasını, ödeme emrinin tebliğine rağmen süresinde ödemez ise kefalet karşılığından para cezası mahsup edilerek kalan para hazineye gelir kaydedilir. Bu hussa karar verilmezden evvel maznuna kefalet etmiş olanlar izahat vermeğe davet olunur. Bu karar aleyhine ancak acele itiraz yoluna müracaat olunabilir.
Bu itiraz üzerine bir karar verilmeden evvel şifahî olarak iddialarını izah ve tesbit edilen vakıaları münakaşa etmek üzere alâkadarlara ve Cumhuriyet Müddeiumumisine müsaade olunur.
Kefalet karşılığının Hazineye irad kaydına dair olan karar feshi kabil olduğu müddet içinde maznuna kefalet etmiş olanlar hakkında muvakkaten icra olunabilir.
İtiraz müddetinin geçmesiyle bu karar hukuk mahkemelerinden verilen ve kat'ileşen kararlar hükmünde olur.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA:
TUTUKLAMA MÜZEKKERESİNİN GERİ ALINMASI VE HÜKMÜNÜN SON BULMASI
MADDE 123 - (Değişik: 3206 - 21.05.1985) Tutuklama sebeplerinin ortadan kalkması veya beraat kararı verilmesi hallerinde tutuklama müzekkeresinin hükmü sona erer
Kanun yoluna başvurma sanığın salıverilmesini geri bırakmaz.
CMK da yoktur.
AÇIKLAMA:
TEVKİF VE SALIVERME KARARLARINI VERMEK SALAHİYETİ
MADDE 124 - (Değişik: 3207 - 07.06.1937) Tevkif ve kefaletle salıverme hakkındaki kararlar salâhiyetli hâkim tarafından verilir.
(...) (Madde 124 ün 2. fıkrası, 5.3.1973 tarih ve 1696 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmışır.)
Cumhuriyet Müddeiumumisi salâhiyetli olan merciden maznunun tevkifini isteyebilir. Bu merci ret veya kabul hakkında bir karar vermeğe mecburdur.
(Değişik son fıkra: 3206 - 21.05.1985) Davanın açılmasından sonra acele hallerde mahkeme başkanı dahi aynı yetkiye sahiptir.
Tutuklama kararı
MADDE 101. - (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.
(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukukî ve fiilî nedenler ile gerekçeleri gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.
(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır.
(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.
Tutuklama kararı
Madde 120-
AÇIKLAMA:
SULH HAKİMİNİN TEVKİF MÜZEKKERESİ KESMESİ
MADDE 125 - Sulh hâkimi hukuku âmme dâvası açılmazdan evvel dahi tevkif müzekkeresi kesilmesini haklı gösterecek sebep varsa Cumhuriyet Müddeiumumisinin talebi üzerine veya tehirinde mazarrat umulan hallerde resen tevkif müzekkeresi verebilir.
(Değişik 2. fıkra: 3206 - 21.05.1985) Bu tutuklama veya kefaletle salıvermeye karar vermek hakkı suçun işlendiği veya sanığın yakalandığı yer sulh hâkiminindir. Ancak, fiilî veya hukukî imkânsızlık hallerinde yetkili hâkimin mensubu olduğu ağır ceza merkezindeki sulh hâkimi de yetkilidir.
106 ncıdan 123 üncüye kadar olan maddeler hükümleri bu hallerde de caridir.
MADDE 126 - (Değişik: 3006 - 08.06.1936) Cumhuriyet Müddeiumumisi hukuku âmme davasını açmadığı veya muznunun mevkufiyetinin devamına lüzum görmediği takdirde tevkif müzekkeresi hükümsüz kalır. Bu hallerde Cumhuriyet Müddeiumumisi maznunu hamen salıverir.
Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesi
MADDE 103. - (1) Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler. Bu hâlde sulh ceza hâkimi, Cumhuriyet savcısı ile şüpheli ve müdafiini dinledikten sonra üç gün içinde karar verir.
(2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adlî kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re'sen serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.
Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesi