R İMÂM-ı Âzam bayrağI


İMAMZÂDE, MUHAMMED B. EBÛ BEKİR



Yüklə 1,39 Mb.
səhifə7/49
tarix03.01.2019
ölçüsü1,39 Mb.
#89824
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   49

İMAMZÂDE, MUHAMMED B. EBÛ BEKİR

Ebü'l-Mehâsin Rüknülislâm Sedîdüddîn Muhammed b. Ebî Bekr İbrâhîm eş-Şargi el-Buhârî (ö. 573/1177)

Şircatü'I-IsIâm adlı eseriyle tanınan Hanefî fakihi.

Rebîülevvei 491'de (Şubat 1098) Buha­ra yakınlarında Semerkantyolu üzerinde­ki Şarğ köyünde doğdu. Babasının göre­vinden dolayı İmamzâde lakabıyla anılmış olmalıdır. Doğduğu köyün adının aslında Çarğ olduğu ve Arapça'ya Şarğ şeklinde geçtiği kaydedilmekte 128 İmamzâde'nin bazı kaynaklarda 129 Semerkant civarındaki Cûğ adlı köye nisbet edilip Cûgî olarak anılmasının yanlış olduğu belirtilmektedir.130 Semerkandî nisbesiyle anılması da 131 aynı hatadan kaynaklan­mış olmalıdır. Kaynaklarda Rükneddin ve Mecdüddin lakaplarıyla da anılan İmamzâde'nin hocaları arasında Ebü'l-Kâsım Ali b. Ahmed el-Kelâbâzî, Şemsüleimme Ebü'l-Fazl Bekir b. Muhammed ez-Zeren-cerî, Mecdüleimme Ebû Bekir Muham­med b. Abdullah es-Sürhaketî, Radıyyüd-din en-Nîsâbûrî. Hâce Yûsuf el-Hemedânî gibi âlimler sayılmakta, Nîsâbûrî'den hi-lâfiyat öğrendiği. Hemedânî'den tasav­vuf eğitimi aldığı kaydedilmektedir. Ta1-Hmü'l-müte'allim müellifi Burhânülis-lâm ez-Zernûcî, Ubeyduliah b. İbrahim el-Mahbûbî ve Muhammed b. Abdüssettâr el-Kerderî onun yetiştirdiği talebelerden bazılarıdır. Abdülkerîm b. Muhammed es-Sem'ânî kendisinden rivayette bulun­muştur. İmamzâde'nin Buhara'da müf­tülük ve vaizlik yaptığı, geniş bir maluma­ta sahip edip, şair, hayır sahibi, muttaki bir zat olduğu belirtilmektedir.



Eserleri.



1. Şir'atü'l-İslâm ilâ dâri's-selâm. Bir ilmihal ve ahlâk kitabı olup iba­detler yanında gündelik hayata dair bir­çok konudaki sünnet ve âdâb hakkında bilgi verilmektedir. Diğer ilmihallerden farklı olarak ibadetlerle ilgili farz, vacip vb. fıkhî hükümlere temas edilmeyen Şir'atü'l-İslâm Osmanlı âlimleri arasında çok rağbet görmüş, çeşitli şerh ve tercü­meleri yapılmıştır. Hanîf İbrahim Efendi, kapsadığı konular bakımından önemli ol­makla birlikte çok sayıda münker hadisle asılsız haberin yer aldığı söylenen 132 bu kitaptaki hadislerin kaynak­larını ve sıhhat derecelerini Gâyetü'l-merâm fî tahrîci ehâdîşi Şir'aü'l-İslâm adlı eserinde tesbit etmiştir.133 Kütüphanelerde bir­çok nüshası bulunan eser Seyyid Alizâde'-nin şerhiyle birlikte basılmıştır.

Şerhleri.



a) Yahya Halîfe diye bilinen Yahya b. Bah-şî (ö. 840/1436), Şerhu Şir'ati'l-İslâm. 134

b) Seyyid Alizâde diye de anılan Ya'küb b. Seyyid Ali er-Rû-mî el-Bursevî, Mefâtîhu'l-cinân ve me-şâbîhu'l-cenân. 135

c) Kurt Mehmed Efendi, Mür-şidü'1-enâm ilâ dâri's-selâm.136

Tercümeleri,



a) Rav-zatü'l-İslâm ti tercümeli Şir'ati'l-îslâm. Âbidî mahlaslı Bahri Efendi adlı bir şair tarafından 917'de (1511) yapılan man­zum tercüme olup çeşitli yazma nüsha­ları mevcuttur. 137

b) Tercüme-i Şir'atü'l-İslâm. Hacı Ahmed b. Seyyid el-Bîgâvî'nin yaptığı tercümedir. 138

c) Şir'atü'l-İs­lâm Tercümesi. İmam Mustafa (Mustafa Dede) tarafından 1018'de (1609) tamam­lanan manzum bir tercümedir.139 Bursalı Mehmed Tâhir, Mehmed b. İbra­him adlı bir kişinin manzum tercümesine ait yazmanın Yahya Efendi Kütüphane-si'nde bulunduğunu söyler.140

d) Şir'atü'l-İslâm: Müs-lümanın Görgü Kitabı. 141

2. 'Uküdü'i-akâid fî fünûni'l-fevâ'id. Manzum bir eser­dir.142

3. Şürûtü'ş-şalât.143 Brockelmann'ın 'Uküdün manzû-me min süneni Seyyidi'l-mürselîn adıy­la zikrettiği eser 144 ayrı bir kitap olmayıp Şir'atü'l-İslâm'm ba­şında müellifin eserini nitelemek için kullandığı bir ifadedir.

Bibliyografya :

Abdülkerîm b. Muhammed es-Sem'ânî, et-Tahbirfî'l-rnu'cemi'l-kebîrinşı Münîre Nâcî Sa­lim), Bağdad 1395/1975, II, 261-262; Yâküt. Mu'cemü'l-büldân, III, 276-277; Kureşî. el-Ce-uâhirü'l-mudıyye,\\\, 103-104; İbn Kutluboğa. Tâcü't-terâcim, Bağdad 1962, s. 60; 'föşköpri-zâde. rafcafcâ(ü7-/uA:a/ıâ'(nşr. Ahmed Neyİe), Muşu! 1961, s. 95; Keşfü'z-zunûn, II, 1044, 1156; Leknevî, el-Feoâ'idü'l-behiyye, s. 161; Osmanlı Müellifleri,], 146, 199; II, 54; Brockel-mann. GAL, I, 464; Suppl., 1, 642-643; Hediy-yetüV arifin, II, 98; Kehhâle. Muccemü'l-mü'el-liltn, IX, 116; Yusuf Ziya Kavata, XI ue XII. Asır­larda Karahanltlar Devrinde Mâuâra' al-Nahr islam Hukukçuları, Ankara 1976, s. 113-114; Ahmet Özel. Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 53-54; İsa Kayaalp. "Abtdî ve Ravza-tü'I-İslâm'L Hakkında", Hizmet, sy. 8, İstanbul 1997, s. 45-47; Cemil Akpınar. "Hanîf İbrahim Efendi", D/A, XV!, 40.



İMAMZÂDE ABDÜLAZİM 145

İMAMZÂDE ESAD EFENDİ

(ö. 1851) Osmanlı âlimi, kazasker.

İstanbul'da doğduğu belirtilirse de do­ğum tarihi, çocukluğu ve öğrenimi hak­kında bilgi verilmemektedir. Zeyrek Ca­mii imamlarından Abdullah isimli Konya­lı bir zatın oğlu olup babasına nisbetle İmamzâde" lakabıyla şöhret bulmuştur. Bazı kaynaklarda babasının adı Ahmed diye geçer.146 Bir müddet dersiam ve müderris olarak görev yapan Mehmed Esad Efendi Rama­zan 1232'de (Temmuz 1817) Kudüs, Rebî-ülâhir 1239'da (Araiık 1823) Mısır, 1243'te(1827) Medine. 1245'te (1829) Halep kadılıklarına getirildi ve aynı yıl Mekke kadılığı payesi aldı. Daha sonra evkaf mü­fettişliği yaptı; bu sırada İstanbul kadılı­ğı payesi aldı.

Esad Efendi, 1254'te (1838) kurulması kararlaştırılan rüşdiye mektepleri hakkın­daki bazı düşüncelerini 1255 yılı Muhar­rem ayı başlarında (Mart 1839 ortaları) hü­kümete bir lâyiha şeklinde sundu. Lâyiha­da ortaya konulan görüşler dikkate alına­rak sıbyan mektebini bitirenlerin devam edeceği Mekteb-i Ulûm-i Edebiyye ve Mekteb-i Maârif-i Adliyye adıyla iki mek­tep kuruldu. Esad Efendi, Anadolu kazas­kerliği pâyesiyle bu mekteplerin nezâreti­ne tayin edildi. 1256 (1840) yılında Rume­li kazaskerliği payesi aldı. Zilkade 1265'te (Ekim 1849) Nezâret-i Mekatib müdür­lüğüne getirildi ve Meclis-i Vâlâ-yı Ah-kâm-ı Adliyye üyesi oldu. Esad Efendi 3 Cemâziyevvel 1267'de (7 Mart 1851) ve­fat etti. Kabri Süleymaniye Türbesi civa­rındadır. Bazı kaynaklarda ölüm tarihi 1276 (1859) olarak gösterilirse de 147 mezar taşındaki kitabede yukarıdaki tarih kayıtlıdır.

Doğru sözlü ve sözünü sakınmayan bir kişi olduğu kaydedilen Esad Efendi'nin padişah nezdinde de itibar gördüğü anla­şılmaktadır. 1226-1240 (1811-1825) yılla­rında muhatap ve 1241-1251 (1826-1835) yıllarında mukarrir olarak huzur dersleri­ne katılmıştır. Halvetiyye tarikatının Yiğit­başı şubesine mensup olan Esad Efendi, yeniçeriliğin kaldırılması esnasında ule­mâdan diğer zevat gibi padişahın yanında yer almıştır. Oğlu Mehmed Mesud Efen­di Yenişehir ve Filibe kadılığı yapmıştır.

Eserleri.



1. Dürr-i Yekta. Hanefî fıkhın­da sahih kabul edilen görüşlerden derle­nerek kaleme alınan Türkçe bir ilmihal olup çeşitli baskıları yapılmıştır.148 Rüş-diye mekteplerinde ders kitabı olarak oku­tulan eser, sonradan üzerinde bazı düzelt­meler yapılarak Musahhah Dürr-i Yek­ta adıyla da basılmıştır. 149

2. Dürr-i Yekta Şerhi. Bizzat müellifin kendi eserine yaz­dığı şerhtir. Çok sayıda baskısı bulunan

eser 150 A. Re­şit Avanoğlu ve A. Faruk Meyan tarafın­dan Latin harfleriyle de yayımlanmıştır.151



3. Şerhu's-Sirâciy-ye ü'l-îeiâiz. Secâvendî'nin ferâize dair eserinin Türkçe şerhidir. Bahr-i faiz İî İlmi'l-ferâiz veya Cerîdetü'l-ferâiz ad­larıyla da anılan şerhin 1249'da (1833) tamamlandığı anlaşılmaktadır.152

4. Feth-i Kostantmiyye.153 Sultan II. Mahmud tarafından yaptırılan, istan­bul'da medfun ashâb-ı kiramın kabir yer­lerine dair çalışmalar vesilesiyle padişa­ha takdim edilmek üzere kaleme alınmış­tır. Eserde fetihle ilgili hadis açıklanır ve Emevîler ile Abbasîler döneminde İstan­bul'u almak için gerçekleştirilen seferler hakkında kısaca bilgi verilir. Daha sonra İstanbul'un Fâtih Sultan Mehmed tara­fından fethi. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin kabrinin yerinin bulunması ve ashaptan İstanbul'da medfun olan diğer zevatın mezar yerleri hakkındaki malumat özet­lenir (İstanbul 1273, 1285).

Esad Efendi'nin Bakara sûresinin212. âyetinin Türkçe tefsiri 154 ve Müiteka'l-ebhur'-da süt akrabalığı konusundaki istisnaları açıklamak için kaleme aldığı iki risalesin­den başka 155 Tenkidü İmâm-zâde Es'ad: Risale fî telhisi'1-ma'nâ ve tashihi'l-Frâb, Risale fi'î-ebvâb, Risa­le fî tefrîkı'l-kaiiyye ve't-taşdîk, Risa­le fi'1-hisâb, Risale fî vazH'l-kadem ve refaha fi's-sücûd 156 Es'ile veecvibeadlı risâleleriyle mantık ilmi ve Arap gramerine ilişkin te­mel bilgiler için hazırladığı tablonun Mec-mû'atü'r-resâ3il adı altında tıpkıbasımı yapılmıştır.157 Ayrıca hat sanatıy­la meşgul olduğu anlaşılan Esad Efendi'­nin bizzat kendi el yazısıyla bir meşk mu-rakkaı da mevcuttur 158 Güzelhisârî'nin Hil-yetü'n-nâcî adlı eseri bazı müellifler ta­rafından, muhtemelen baskıya esas alı­nan nüshanın başına yazdığı takrizden dolayı Esad Efendİ'ye nisbet edilmiştir.159



Bibliyografya :

Mecmü'atü'r-resâ'il |baskı yeri ve tarihi yok], MÜİF Ktp., Arapgirli, nr. 582; Sicill-i Osmânî, I, 341; Osmanlı Müellifleri,], 244; Türkiye Maa­rif Tarihi, II, 386-406; fzâ^u'l-meknûn. I, 455; Hediyyetü't-'ârirtn, II, 372; Ebül'ulâ Mardin. Hu­zur Dersleri, İstanbul 1951, I, 112; a.e. (nşr. İs­met Sungurbey), İstanbul 1966, II-111, 155-156; Kehhâle. Mu'cemü't-mü'ellİfîrt, IX, 49.




Yüklə 1,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin