Rusya’nin tüRKİstan poliTİkasi’nin tarihsel süreci İbrahim kutlu özet


III. Rus Devleti’nin Kuruluşu ve Türkistan’a Yönelik Politikası’nın



Yüklə 196,64 Kb.
səhifə2/4
tarix21.08.2018
ölçüsü196,64 Kb.
#74050
1   2   3   4

III. Rus Devleti’nin Kuruluşu ve Türkistan’a Yönelik Politikası’nın

Esas Sebepleri

Altın – Orda Devleti, Rus nüfusunun yoğun olduğu toprakları işgal edip, Rus Knezliklerini vergiye bağladı42. Altın – Orda devletine yaklaşık yirmi yıl vergi veren Rus Knezlikleri 1262 yılından sonra bu vergiyi vermediği gibi, Altın – Orda devletine karşı ayaklanmış ve Altın – Orda da baş gösteren karışıklıktan bazı Rus Knezlikleri faydalanmışlardır43. Timur’un, Altın – Orda Devletine saldırması, Altın – Orda devletinin yıkılmasını çabuklaştırdığı gibi, bu devlet içinde siyasi anlamda taht kavgalarını da başlatmıştır. Altın – Orda devleti kısa sürede parçalanarak ( Kazan, Kırım, Astragan Hanlığına ve Moskova Knezliği’ne ) bölünmüştür. Gerek Timur’un saldırıları, gerekse Altın- Orda mirzalarının (beylerinin) entrikaları, güçsüzlük ve ihanetleri, farkında olmayarak Rusların büyük bir devlet olmalarına hizmet etmiştir44.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

37 Castagne , a.g.e., s.7 – 45. ; Togan , a.g.e., s.1 – 19.

38 Yahya Okçu; Türk – Rus Mücadelesi Tarihi, Ankara 1953, s.150.

39 Francis Henry Skrine; The Heart of Asia: A History of Russian Turkestan,, London 1899, s.216

40 Togan ; a.g.e.,s.211.

41 A. Zeki Velîdi Togan; Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s. 25 – 120. ; Cemal Kutay, Sahte Derviş, İstanbul 1998, s.61, 62.

42 A.N.Kurat, Rusya Tarihi, TTK. Yay. Ankara 1987, s.70.

43Yaşar Onay, Tarihte ve Günümüzde Rusya’nın Orta Asya Siyasetleri (Basılmamış Doktora Tezi ) , İstanbul 1995, s.6.

44 Kurat , a.g.e., s.92.

Moskova Knezliği’nin başına III. İvan’ın geçmesiyle, Rusların, Türk dünya’sına karşı Rus siyaseti belirmeye başlamıştır. III. İvan, bağımsız Rus Knezliklerini bir araya toplamakla işe başladı. Önlerinde ki en büyük sorun olarak gördükleri Kazan hanlığı ile mücadele etmişlerdir. Kazan Hanı Seyyid Ahmet Han, Moskova’ ya karşı harekete geçtiyse de, Kırım Hanı Hacı Giray’ın ihaneti, Rusları ağır bir yenilgi almaktan kurtarmıştır45.Ruslar 1480 ‘de Kazan Hanlığına karşı verdikleri mücadele de başarılı olup bağımsızlıklarını elde ettiler.1487 ‘ de Ruslar, Kazan Hanlığını işgal ederek asıl niyetlerini gösterdiler46.

Çar I.Petro’dan itibaren Rusların, asıl hedefi Türkistan’ı ele geçirmek olmuştur. Hatta bu konu da Çar I. Petro’nun vasiyeti’ de vardır. Deli Petro vasiyetinde “ Hive’yi mutlaka almalıyız. Zira bir kere Hive ele geçerse öte yanı da bizim olur “ demiştir. Öte yanı? Yani bütün Asya ve nihayet Hindistan 47. 1480’de Altın –Orda devletinden bağımsızlığını kazandıktan sonra Rusların sürekli yayılmacılık politikası izlediği bir gerçektir.Rus yayılmacılığı kendi ana yaşam alanları olan Karpedya’ dan Kuzey Ormanlarına doğru uzanan denizlerden uzak bölgelerden başlayarak öncelikle denizlere ulaşmayı amaçlamıştır.Bu bağlamda hem batı da ki Katolik devletlerle ve hem de doğu ve güney Türkistan’ da ki Müslüman Türklerle ve İranlılarla savaşlar yapmışlardır.Batıda Baltık Denizine ulaşmak , batılı Devletlerin medeniyet seviyesine ulaşmak amacına yönelik Rus yayılmacılığı , doğuda Karadeniz’e ulaşmak ve doğudan gelecek tehlikelere karşı genişlemek amacına yöneliktir48.

Rusya’nın, Türkistan’da yayılmacılık siyasetinin bir diğer sebebi de, uzun süren savaşlardan sonra boşalan hazinelerini, Türk illerinden alacakları vergilerle telafi etmeyi düşünmeleridir. Rusya kurduğu sanayisi için hammadde temin etme arayışında idi. Çar I.Petro döneminde, Ural dağlarında bir Maden tesisleri kurulmuş, Rusya bu endüstri kolunun gelişmesi için güney – doğu yönünde yayılmak gerektiğine inanıyordu. I.Petro, düzenli olarak orta Asya yönünde maden aramak amacıyla bölgeye heyetler göndermiştir. I.Petro, Türkistan’a ve Hindistan’a önem veriyordu. O Rusya’nın Türkistan’ da ki nüfuzunu, Ticaret vasıtasıyla genişletebileceği düşüncesindeydi. Hazar Denizi’nin siyasi, iktisadi ve askeri önemini kavramıştı. Buradan Kafkasya’ya, İran’a, Türkistan ve Hindistan’a ulaşılabilirdi. Türkistan, gelişen Rus sanayisi için hammadde, deri, yün, pamuk gibi ürünleri sağlayacak bir bölge olarak görülmüştür. Ayrıca insan gücü acısından da Türkistan, önemli bir kapasiteye sahipti. Nitekim Ruslarda şu kanaat oluşmuştu.” Rusya’nın geleceği Avrupa’da değildir. Rusya dikkatini Asya’ya doğru çevirmelidir. Gelecek yıllarda sanayide ki gelişmeler, özellikle imalat sanayisi, önemli hammadde kaynaklarına sahip olmayı gerektirecektir. Batılıların kaynakları azalırken ya da daha zor ulaşılır hale gelirken Rusya Asya ‘ya dönmeli ve bu kıtada ilerlemelidir49.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

45 Nadir Devlet, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905–1917),TTK. Yay. Ankara 1999, s.3. ; Kurat , a.g.e., s.153.

46Robert F.Baumann ; “Rusya’nın Türk Bölgelerinde Yayılması”, Türkler, 18: 577-586, Çev., Nasuh Uslu , İstanbul 2002, s.577. ; Reşit Rahmeti Arat , “Kazan”, İA, c.VI , s.505 -515.

47 Charles Louis Lesur tarafından 1812 ‘de yayınlanan bir eserde; Rus Çarlarının gizli Hatıralarından bahsedilmektedir. Bu eserde Çar I.Petro’nun el yazısıyla yazdığı vasiyeti de vardır. Çar I.Petro bu vasiyetinde “Avrupa’nın tamamının fethedilmesi gerektiği, Asya, Boğazlar, Yunanistan ve Kafkaslar alınmalıdır.” demektedir. ; ayrıca bkz. Mehmet Saray, Rusların Orta Asya’yı Ele Geçirmeleri, Ankara 1984, s.1. ; Henry Macgahan, Türklere karşı Rus Vahşeti, İstanbul 1970, s.18.

48 Mehmet Yetişgin , “ Rusların Türk Toprakları Üzerinde Yayılmasının Sebepler Üzerine Bazı Düşünceler “ ,Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 16: Konya 2007, s. 671 -702.

I.Petro, XVIII. Yüzyılın başlarında, Türkistan’a hâkim olmak için Yukarı İrtiş ve doğudaki toprakları ele geçirmeye karar vermiştir. I.Petro, Hindistan, Çin, Afganistan, İran ve diğer, ülkelerle ekonomik ve politik ilişkiler kurmak için, en yakın köprü görevini yapan bu bölgede yer edinmenin önemini çok iyi anladığını “ Rusya’dan geçen Avrupa –Asya ticaret yolu, Rus sanayisinin başarısı için çok etkili olacaktır50. diyerek geleneksel Rus Politikasının temellerini atmıştır. Çar I.Petro, Türkistan hakkında edindiği bilgilerden sonra Orta Doğu’ya, oradan da efsanevi zenginlikleriyle ünlü Hindistan’a ulaşabilme gayesini gütmüştür. Hazar Denizi’ne dökülen Amuderya nehrinin aşağı mecrasında ve Yarkent şehri civarında “kum şeklinde altın” çıkarıldığına dair aldığı bilgiler Rus Çar’ ının dikkatini bu bölgeye çekmiştir. I.Petro, öncelikle Türkistan’a askeri keşif heyetleri göndermiştir. Astrahan valisi, 1713’te Astrahan’a gelen Türkmen tüccarı Hoca Nefes’in verdiği bilgiye dayanarak I.Petro’ya; yukarda bahsettiğimiz Amuderya’nın aşağı mecrasında ve Yarkent civarında zengin altın kaynakları bulunduğunu bildirmesinden dolayı Hoca Nefes’e , “Rus baronu” unvanı verilmiştir. I.Petro altın aramak için askeri bir keşif gezisi tertip etti. Ancak bu keşif hareketinde başarılı olamamamıştır51.

XIX. Yüzyılın İkinci yarısına kadar, I.Petro’nun vasiyetinin devamı niteliğinde boğazlara hâkim olma ve Akdeniz’e inme uğraşları, ayrıca Avrupa, Kafkasya, Ortadoğu ve sonrasında Kırım Harbi ile meşgul olan Rusya, Türkistan bölgesini ele geçirme çalışmalarını yavaşlatmıştır. Özellikle İngiltere ve Fransa tarafından desteklenen Osmanlı Devleti’ne yenilmesi ve Paris antlaşmasıyla Karadeniz’de ki faaliyetleri kısıtlanan Rusya, Çar II. Alexander ‘ın önderliğinde ekonomik, eğitim ve askeri alanlarda köklü reformlara girişmiş, fakat Avrupa Devletleriyle rekabet edemeyeceğini anlayınca, daha önce ilerlemeye başladığı Türkistan bölgesini kendisi için yayılma alanı görmeye başlamıştır52. XX. yüzyıla girerken Rusya, yayılmacı emellerini tatbik için modernize olmak, askeri gücünü geliştirmek, dış devletlerle anlaşmalar yaparak bloklar içerisinde yer almak, iç sorunlarını örtmek için dış politikada saldırgan bir tutum izleyerek halkının dikkatlerini dışa yöneltmek, Osmanlı Devleti’ni tasfiye etmek, Türk boğazlarına hâkim olmak, sıcak denizlere inmek, Orta Asya ve Uzak doğu’da yeni yerler ele geçirerek hem dünya ticaretinde ve hem de sıcak denizlere ulaşan diğer coğrafya üzerinde egemenlik tesis etmek gibi hedeflerin peşindeydi. Osmanlı ve Türk Dünyası ile ilişkilerinde saldırgan, yayılmacı ve rencide edici bir tavır takınmıştır.

IV. Türkistan’da Rus İşgalinin Başlaması

Türkistan’da, siyasi açıdan güçlü olmayan birçok Türk Devleti vardı. Bu Türk Devletleri, çevrelerinde olup bitenleri ve buna karşı tedbir almakta aciz kaldılar. Bu Türk devletlerinden hiç birisi lider olma vasfını elde edemedi. Timur ve oğullarından sonra Orta Asya, tam bir kaos içine girmişti. Ruslar, Türkistan’ı işgal etmek için hazırlık yaparken, Bu Türk devletleri, Başkırtlar, Kazaklar, Kırgız ve Özbekler birbirlerine karşı amansız bir mücadelenin içindeydiler. Türk dünyasında ki bu kaos Buhara, Hokand ve Hive Hanlıkları kurulduktan sonra da devam ettiğinden, onları güçlü olanın etrafında toplanarak, gelmekte olan Rus tehlikesine karşı kuvvetli bir cephe kurma düşüncesinden alıkoydu. Böyle bir birliği kurmaya teşebbüs edenleri, Ruslardan önce kendileri arkadan vurmuşlardır. Türk dünyası maalesef, değişen dünya şartlarından habersizdi. Modernleşen Rusların mükemmel silahları, askerlik Sanatı’na uygun savaşan orduları karşısında, ellerinde kılıç, okları ve çakmaklı tüfekleri ile askeri disiplinden uzak yüz binlik yığınlar vardı.



49 Mehmet Saray , “Rusya’nın Asya’da Yayılması “, İ.Ü.Edebiyat Fak. Tarih Enstitüsü Dergisi (TED) , sayı 10 -11, s.279 -280, İstanbul 1979 -1980.

50Mehmet Saray , “Rusya’nın Asya’da Yayılması” TED, s.10 -11, s.279 – 280.

51 Baymirza Hayıt , Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi , TTK.yay.Ankara 1995 , s.46 , 47. ;Macganan , a.g.e., s.30.

52 Saray ,a.g.e., s.58.

Ekonomik ve ticari durumun yarattığı güçlükler ve imkânsızlıklar, doğu illerinin gerilemesinin en önemli sebebini teşkil etmektedir. Kazan ve Astrahan, Rus işgaline uğradıktan sonra, Türkistan Türklüğü, ekonomik olarak ciddi sıkıntı içine düşmüştür. Türk illeri, ticaretin yeniden başlaması için Moskova’ya elçiler göndermeye mecbur olmuşlardır. Asya Türklüğü her yönden geri kalmış ve yoksul düşmüştür53.

Kırgızlar (Kazak Türkleri) , Türkistan’ın işgalinde Rusların lehine, büyük hizmet vermeye başlamışlardır. Rusya, adım adım Türkistan yönünde ilerlemeye başladı. Rusya, XVIII. Yüzyılın başlarına kadar Kazan’ı 1552, Kazan’dan sonra Hazar Denizine kadar bütün İdil (Volga) havalisini, Astrahan’ı 1556, Volga – Sibirya arasındaki bölgeyi kontrol etmekte olan Kazakları (1570 – 1580) , son olarak da Kalmuk saldırılarıyla iyice zayıflamış olan Başkırtları hâkimiyeti altına aldı54.Rusya, Türkistan’ da ki üç büyük hanlığa ( Buhara, Hokand, Hive ) karşı savaş hazırlığı yapmak zorunda kalmıştır. Türkistan’ın bozkır bölgesinde, askeri kale ve mevziler yapmaya başladı55. 1845 yılında, Irgaz ve Turgay nehirleri boyunca kaleler inşa edilmeye başlandı.1848’de Kara – Butak ve Kos – Aral Limanlarını yaptırdı. Aynı yıl, İki Rus savaş gemisi, parçalar halinde Petersburg’dan develerle taşınarak Aral gölüne indirilmiştir56. 1852’de Rusya, Hokand hanlığı’nın doğrudan doğruya komşusu oldu. Raim Kalesi’nin yapılması, hanlığa karşı savaşta ve Türkistan’a doğru ileri bir hareket için rol oynadı. Ruslar, Sir - Derya’nın aşağı mecrasında, Çuve ili nehirlerinin yukarı kısımlarına kadar olan bölgeleri askeri açıdan güçlendirdikten sonra, etrafı surlarla çevrili bir şehir olan Akmescid’i işgal etmek için hazırlıklara başladılar. Rusların asıl amaçları, Hokand hanlığını her yönden kuşatma altına almaktı57.

Rusya, Türkistan’a karşı tutumunda, Türkistan pazarlarına tamamen hâkim olmak ve İngiltere’nin Türkistan’da muhtemel bir nüfuzunu bertaraf etmek gibi, iki ana problemi çözmeye uğraşmıştır. Bu politika, Türkistan’a hâkim olmak için I.Petro zamanından beri Rusya’nın takip ettiği politikaydı. Daha önce de söz edildiği gibi, I Petro vasiyetnamesinde şöyle demişti: “Orta Asya’nın yegâne varisi, Çar’dır. Yeryüzünde hiçbir kuvvet bu mirasa hak iddia edilmesine mani olamaz58. Rusya’nın Türkistan Politikasının süreci, I.Petro tarafından tayin edilen hedefi te’yid ediyordu. Rusya, Türkistan’ı işgal etme, hazırlıklarını hızlandırmış ve ilk olarak tampon bölge olan Hokand ve Hive Hanlarını işgal etmeyi planlamıştır. Rusya, 1852’de bir Haritacı heyetini Akmescit’e gönderir. Bu heyet kale kumandanı tarafından tutuklanır. Bunun üzerine Ruslar, Akmescit’e saldırır, 22 gün süren kuşatmadan sonra 1853’te Akmescit, Rusların eline geçti59.Rus ordusunun teknik üstünlüğüne mukabil, çakmaklı ve basit silahlarla, bir ordu düzeninden çok uzaklarda olan halk, topraklarını kahramanca savunmuş, fakat kale düştükten sonra Akmescit halkı hunharca katliama tabi tutularak cezalandırılmıştır60.Akmescit’in kaybedilmesi, Hokand Hanlığında büyük şaşkınlık yarattı. Çünkü bu şehir ve kale, Rusya’ ya karşı Hokand’ın bağımsızlık sembolüydü61. Rusya, Hokand hanlığında iç karışıklıkların sürdüğü bir dönemde, Hokand’ı işgal etme planlarını tamamladı.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

53 Mehmet Saray, Rusya’nın Türk İllerinde Yayılması, İstanbul 1975, s.195,197, 199.

54Hayıt , a.g.e., s.43 , Togan , a.g.e., s.115 – 117.

55 Togan , a.g.e., s.211. ; W.Barthold , II, I.s.293( Hayıttan naklen)

56, İ.Kayabalı, C. Arslanoğlu, Ortaasya Türklüğünün Tarihi ve Bugünkü Durumu, Ankara 1978, s.34.

57 Memet Yetişgin , “Rusların Türkmen Topraklarını İstilaları”, Türkler, 2002, 18: s. 596.

58 Hayıt , a.g.e,, s.64. ; Kurat , a.g.e., 349.

59 Macgahan , a.g.e., s.47. ;Hayıt, a.g.e., s.63 – 65,66.

60 Saray , a.g.e., s.200. , Hayıt, s.66.

61 Kurat , a.g.e., s.350.

Türkistan Genel valisi, Van Kaufman, 1875’te Çar II. Alexsander’dan Hanlığın ortadan kaldırılması konusunda “çok gizli” kaydı ile bir emir aldı. Skobelev komutasında ki Rus birlikleri 1867’ de Hokand’ı işgal etti62. Rus işgaline kadar Buhara hanlığında Şeybaniler, Canoğulları ve Mangıt Hanedanlığı olmak üzere üç hanedanlık hüküm sürmüştür. XIX. yüzyılda Buhara hanlığının sınırları, güneyde Afganistan, Kuzeyde Aral Gölü’nün doğusuna kadar uzanıyordu. Bu sınırlar Zerefşan Vadisi, Semerkant ve Duşanbe’yi de içine alıyordu63.Buhara hanlığının iç karışıklıklar yaşaması nedeniyle Emir Nasrullah, merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla bir ordu oluşturmaya çalışmış ve yüksek idari görevlere köle asıllı İranlılar ve Türkmenleri getirmeye çalışmıştır64. Emir Nasrullah’tan sonra yerine Emir Muzaffer geçti. Emir Muzaffer’de, Rusya’nın Taşkent’i işgal ettiği sırada, Hokand hanlığına yardım etmesi gerekirken, Hokand hanlığına saldırarak başkenti işgal etmiştir65.

Rusya, önce Hive hanlığı ve sonra da Hokand hanlığı ile olan hesaplaşmalarında, Buhara hanlığını hep tarafsız tutmaya çalışmıştır. Rusya, Buhara’yı ticaret ortağı olarak görüyordu. Çünkü Buhara hanlığının hammaddeleri önemliydi.1839 yılında Rusya ya büyük oranlarda mal ihraç ediliyordu. Aynı zamanda Buhara; Kabil, Keşmir ve Herat’a gönderilen Rus mallarının bir geçit yeriydi. Ancak Taşkent işgal edildikten sonra Rusya, Buhara hanlığına karşı olan politikasını tamamen değiştirmiştir.1865’te Emir Muzaffer, Taşkent’i işgal eden Rus komutanı Çernayev’e yazdığı bir mektupta Rusların, Taşkent’ten birliklerini çekmelerini istedi. Çernayev, Emir’e Taşkent’in Çar’ın emri ile işgal edildiğini; sadece onun emri ile çekilebileceklerini bildirdi. Rusya 1866’da Buhara’ ya saldırdı. Buhara savaşı kaybetti.1868’de, Rus birlikleri Semerkant’ı işgal etti. Sir –Derya’ nın güneyinde İcrar denilen yerde yapılan savaşın kaybı, 1868 yılında İcrar, Yeni Korgan ve Semerkant 1873 yılında Hokand Ruslar tarafından işgal edildi66.

Rusya, Hokand ve Buhara Hanlıklarıyla yaptığı savaşları kazandıktan sonra, I.Petro döneminden kalma, Hive hanlığının işgaline ait planı devreye soktu. Rus tarihçileri, I.Petro tarafından, ölümünden önce ; “Hive cezalandırılmalıdır.” diye talimat verildiğini bildirirler.1717 ‘de Rus Çar’ının isteğine boyun eğmedi diye Hive’yi cezalandırmak için Rusya, 156 yıldan fazla beklemek zorunda kalmıştır. Rusya, 1859’ da Hazar denizinin doğu sahilinin haritasını çizmekle, önemli askeri ve siyasi görevlerden birini tamamlamış oldu. Daha sonra ki hareket için bu, bir temel teşkil etti.1872 ‘de Çar II. Alexsander ve ekibi, Hive Hanlığının işgal edilmesine karar verdi. Harekâtın idaresinde Türkistan genel Valisi Van Kaufman’a verildi. Hive Hanlığı, böyle bir genel saldırıya karşı koyacak durumda değildi.1873 ‘yılında Rus birlikleri Hive şehrine girdi. Van Kaufman , I.Petro’nun doğum günü için bir ayin tertip ettiğini Çar’a bildirdi.Bununla I.Petro’nun vasiyetinin gerçekleştirilmiş olması dile getirilmek istenmiştir67. 1552 ‘de Kazan’ı ve Astrahan’ı aldıktan sonra, Orta Asya ‘ya doğru başlayan Rus genişlemesi, Türkmenistan’ın alınmasıyla sona erdi. Artık Rusya, Ticari, iktisadi ve stratejik öneme sahip olan Orta Asya’nın hâkimi idi68.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

62 Amir Taheri, Kızıl Gökte Hilal, Çev. Cüneyt Akalın, İstanbul 1991,s.111,112. ; Hayıt , a.g.e., s.89.

63 Uçarol , a.g.e., s.267.

64 Togan, a.g.e, s.205.

65 Devlet , a.g.e., s.37.

66 Castagne , a.g.e, s.70.; Hayıt , a.g.e., s.95.

67 Macgahan , a.g.e., s.10-70. ;Hayıt , a.g.e., s.100-105. ; Castagne , a.g.e., s.95.

68 Robert F.Baumann, Rusya’nın Türk bölgelerinde yayılması, Türkler, c.18, s.581.

V. Türkistan’ın işgalinden Sonra Rus Politikası

a) Çarlık Rusya’sı Dönemi

Rusya, 1867’de Taşkent merkezli Türkistan Genel valiliğini kurarak bölgede ele geçirdikleri yerlerin idari yapısını şekillendirmişlerdir. Taşkent Türkistan’daki Rus yönetiminin merkezi olmuş, bölgeye gönderilen çok sayıda ki Rus göçmeni “Yeni şehir” adı verilen yerde yerleştirilmiştir. Türkistan genel valileri, Von – Kaufman (1867 -1882) , Rozenbah , Duhovski , Saharov , Kuropatkin , buradan Rus politikasını uygulamışlardır. Ruslar Türkistan’da “sürekli beslenen fakat hiç doymayan” bir politika izlemişlerdir. Rus göçmenler, Bilhassa Kazakistan ve Kırgız bölgelerine, iskân edildi. Türkistan’a yönelik yoğun Rus göçü Stolypin’in başbakanlığı döneminde (1906 -1911) gerçekleşmiştir. Bu göçün temel amacı toprak sıkıntısı çeken Rus köylüsünü memnun etmekti. Türklerin verimli toprakları ellerinden alınıp, Rus göçmenlerine dağıtılarak, Rus tekstil sanayisi için çok mühim olan Pamuk ekimine tahsis edildi. Bu süreç o kadar hızlı gelişti ki, Ruslar 1900 yılı başlarında pamuk ekilen alanı 562.000 hektara yükselterek, Rus dokuma sanayisinin pamuk ihtiyacının yüzde 51,5’ini Türkistan’dan sağladılar. Diğer taraftan gereği gibi tahıl ve pamuk yetiştiremeyen Türkler, yokluk ve açlıkla karşı karşıya bırakıldılar69. Rusya, başlangıçta siyasi ve askeri konulara ağırlık vermiştir. Bu nedenle yerel hayat tarzlarına, geleneksel ve dini yapıya hemen müdahale etmemişlerdir.

Çarlık Rusya’sının en belirgin özelliği, işgal ettiği ülkelerin en verimli, stratejik yerlerine Rusları yerleştirmek ve egemenlik altına almaktır. Rusya’nın işgal ettiği Türk halkları siyasi ve ekonomik olduğu kadar kültürel yönden de “sömürgeleşme” sürecine girmiştir. Ruslar, bu süreçte ; “Tehcir ve sömürge” politikası ile şiddetli bir şekilde sert uygulamalara gidilmiş, yeni okullar açılması yasaklanmış, mevcut okulların da yenilenmesi engellenmiştir.

Çar IV. İvan’dan itibaren uzun süredir Türklere yönelik din değiştirmeye zorlamalar, camilerin yıkımı, zoraki yer değiştirmeler gibi yöntemler uygulanmıştır. XIX. yüzyılda ise Rusya’ da ki Türklerin dış dünya ile ilişkilerine izin verilmeyerek, kendilerini geliştirmeleri engellenmiştir. Rusya, 1891’de Omsk merkezli Bozkır Genel valiliğini tesis etti. 1867 ‘de de Sir - Derya, yedi su ve Semerkand’ı ihtiva eden yerde Türkistan Genel valiliğini kurmuşlardı. Hazar Denizinin ötesinde kalan Türkmen topraklarının ve Merv’in işgallerinden sonra ve 1890’da bu bölgeler Türkistan Genel valiliğine bağlanmıştır. Genel Valilik Rus Savaş bakanlığına bağlanmış olsa da Türkistan Genel valileri doğrudan Rus Çar’ı ile irtibat kurabilme ve idam kararlarını onaylama yetkisi dâhil geniş yetkilere sahip olmuşlardır. Bu dönemde cami yapımı valinin onayına bağlanmış, dini merkezler kurulması ve vakıf işleri yasaklanmıştır. Türkistan, İngiltere ile Rusya arasında bir rekabet alanı olmuştur. Bu çekişme ve rekabet bölgenin sömürgeleştirilmesinde önemli rol oynamıştır70. Türkistan’ın tamamı Rus hâkimiyetine girerken, Afganistan üzerinde İngiliz nüfuzu kurulmuş, İran ve Rusya ve İngiltere arasında sürekli askeri, diplomatik ve ekonomik müdahalelerin yapıldığı bir bölge haline gelmiştir. XX. yüzyılın başlarından itibaren geleceğin stratejik ve ekonomik enerji kaynağı olan petrol Azerbaycan’da Bakü’de büyük miktarlarda keşfedilmiştir. Rusya bu petrolden büyük karlar elde etmeye başlamıştır71.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

69 Saray , a.g.e., s.207.; Hayıt , a.g.e; s.231.

70 Steven Sabol , “Orta Asya’da Rus – İngiliz Rekabeti” , Türkler, Çev. Nasuh Uslu, c.18, Ankara 2002, s.588.

71 Devlet, a.g.e., s.23.

Çarlık Rusya’sı döneminde uygulanan ve sonuç elde dilen Türkleri, Ruslaştırma politikası, Bolşevik döneminde de aynı politika devam ettirilmiştir. Rusya, Türkistan üzerinde ki hedeflerini gerçekleştirmek için sistemli ve etkili bir çalışma yürütmüştür. Bu hedefleri de Türkistan ‘da ki Türk halklarını dilinden, alfabesinden kısacası kültüründen ayırmak olmuştur. Çarlık Rusya’sının 1876 ‘da ve Bolşeviklerin 1920 ‘den sonra Türkistan’a uygulamaya çalıştıkları metot İlminisky tarafından ortaya atılmıştır. Fikir babalığını Rus Milliyetçisi Nikolay İlminisky (1822 – 1891) yaptığı bu metotla, Rus hâkimiyeti altında yaşayan Türker’e Rus dilini öğretmek, ortak bir Türk dili yerine her Türk boyu için bölgesel farklı konuşma dilleri meydana getirmek, bu diller için Rus karakterli farklı alfabeler kabul ettirmek ve böylece onları Ruslaştırmaktır. Bu politika sonucunda aynı ırktan gelen, aynı dili konuşan insanlar arasında ki birlik parçalanmış, yeni diller ve yeni milletler oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu eylemin başında Misyoner İlminisky ve onun talebesi Türkistan Genel Valiliği’nin kültür danışmanı Ostrumov bulunuyordu. Çarlık Rusya’sının son döneminde başlayan farklı uluslar oluşturma süreci gelecekte ki Bolşevik politikalarına da dayanak oluşturmuştur. Dolayısıyla Kazak, Kırgız, Özbek, Azeri, Türkmen gibi büyük Türk dil ailesinin içindeki farklı grupların siyasal ve toplumsal olduğu gibi kültürel farlılıkları iyice pekiştirmiştir72. Nikolay İlminisky’nin metodunun Çarlık Rusya’sında bir devlet politikası gibi uygulanması, konunun önemini ortaya koymaktadır. Bir birleriyle konuştuklarında gayet rahat anlaşan Türk halkları, alfabe değişikliğine gidildikten sonra yazı dilindeki farklılaşmanın zamanla konuşma diline de yansımasıyla Türkistan’ da ki Türk halkları arasında dil birliği kayboldu. Yüzyıllardır aynı topraklarda bir bütün olarak yaşayan Türk halkları, ayrı ayrı milletler durumuna düşmüşlerdir.

Türk toplulukları inançlarından ve geleneklerinden uzaklaştırılmıştır. Özellikle bu dönemde, Kril alfabesiyle yayınlanan kitapların tamamı Hıristiyanlıkla ilgilidir. Özellikle misyonerler, Kazak Türkleri ile Tatarların kaynaşmasını engellemeye çalışmışlardır. Tatar, din adamları Kazak mektep ve medreselerinde ders verirken, Rus ideolojisini de yayıyorlardı. Rusya, Türkistan halkını cahil bırakmak istiyordu. Bu nedenle sıradan öğretmenlerin hazırladığı ansiklopedik kitaplarla eğitilmesini sağlıyordu. Derslerin sadece Rusça olarak yapıldığı okullarda vardı.1876 yılında Taşkent’te açılan bir kız ortaokulunda bu metot kullanılıyordu. Rus okullarında çocuklarda Rusya’ya karşı saygı ve sevgi hislerini uyandırmak maksadıyla tarih, coğrafya ve din derslerine ağırlık verilmekteydi.

Türkistan’ın Ruslaştırılmasında basının önemli rol oynayacağına inan Çarlık yöneticileri basın ve yayın organlarının sayısını çoğaltmaya çalıştılar. Rus düşüncesinin ve kültürünün ürünlerini Türkistan’da yaymak için çok sayıda, gazete, dergi ve tercüme büroları açılmıştır.1861 – 1874 yılları arasında İlminisky , Katarinski , Levşin , Vasilyev , Radlof gibi misyoner ve bilim adamları tarafından Kiril alfabesinin kullanıldığı Türk lehçelerinde bir çok makale ve kitap yayınlanmıştır. 1905 yılında yapılan “Türk Halklarının Eğitimi Meselesi “ konulu toplantıda belirlenen Türkistan da uygulanacak eğitim programı yerli öğrencileri, Ruslaştırma amacına yönelik olmuştur. Buna göre Türkistan ‘ da ki öğrenciler Rus okullarında ilk iki yıl kendi lehçelerinde öğrenim göreceklerdi. Daha sonra ki yıllarda ise dersler Rusça işlenecekti73. Rusya’nın, Türkistan’da kültür emperyalizmi yaptığının en somut göstergelerinden biri de şüphesiz Türkmenistan’dır. Rusya, 1884’te Türkmenistan’ı tamamen işgal altına aldıktan sonra hedefine ulaşabilmek için eğitimle ilgili çeşitli faaliyetlere başlamışlardır. Merkezi Aşkabat’ta olmak üzere Türkmenistan’ın önemli şehirlerinde Rus ve Türkmen dillerinde eğitim veren okullar açmışlardır.



72 Günay Göksu Özdoğan , “Sovyetlerden Bağımsız Cumhuriyetlere: Uluslaşmanın Dinamikleri” Bağımsızlığın ilk yılları, Yay. Haz. Büşra Ersanlı Behar, Ankara 1994, s.26.

73 Mirazahan Egamberdiyev, Çarlık Rusyası’nın Türkistan’daki Eğitim Politikası (1870- 1971) , G.Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, c.6, sayı 1, Kırşehir 2005, s.103 -108.

Rus emperyalistleri, Türkistan halkını Rusya’nın düşünce ve hayat anlayışı içinde Hıristiyanlaştırılmasını sağlamak için Rus kültürünü yaymaya ve yerleştirmeye çalışmışlardır. Bu doğrultuda bazı medreseler kışla olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türkistan’da uygulanacak eğitim politikasını Türkistan Genel valisi Von Kaufman şöyle açıklamıştır.” Eğitim dini karekter taşımayacaktır. Rus ve Türkmenistanlı çocuklar bir arada okuyacaklardır. Medreseler kontrol altına alınacaktır. Medreseler ve İslam kanun dışı sayılacak74. Türkistan’da yaygın dil’in Rusça, Din’in Hıristiyanlık, Halkında Ruslaştırılabilmesi için yolu Eğitimden geçmektedir. Çar II. Nikola’nın 1898’de yayınladığı , “Türkistan’da resmi yazışma dili olarak Rus dili esas alınacak. Devlet dairelerinde, hesap ve yayın alanlarında kullanılacak dil Rusça olacaktır75. denilmektedir. Rusya, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebinden olmayan toplumları din değiştirmeleri konusunda baskılar yapmıştır. İlminisky’nin çabaları ile Kazan Türkleri, Başkırtlar, Çuvaşlar ve diğerleri Ortodoks mezhebine geçmeye zorlanmış, geçenlere önemli ayrıcalıklar verilirken, geçmemekte direnenlere ise baskılar uygulanmıştır. II. Katerina (1762 – 1796) döneminde Ufa’da bir Müslüman Ruhani Meclisin kurulması ve Müslümanlara yönelik daha sert davranılmaması, Türklerin dini ve kültürel hayatlarında rahatlama sağlamıştır. XX. yüzyıla girerken Türklerin Rusya içerisinde ki nüfusları 16 milyon kadardı ve birçok yönden kendi dillerini, dinlerini ve kültürlerini geliştirme imkânı bulmuşlardı.



Yüklə 196,64 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin