Rusya’nin tüRKİstan poliTİkasi’nin tarihsel süreci İbrahim kutlu özet



Yüklə 196,64 Kb.
səhifə4/4
tarix21.08.2018
ölçüsü196,64 Kb.
#74050
1   2   3   4

Sonuç

Çarlık Rusya’sı 1881 yılında şimdiki Türkmenistan’ da ki Gök tepe’yi kanlı savaşlardan sonra işgal etmişti. Böylece XVIII. Yüzyıldan beri süregelen çarpışmalar ve işgallerin ardından bütün Türkistan bölgesi sömürge haline getirilmiştir. Rusların Orta Asya ‘ da ki hâkimiyeti Çarlık ve Sovyet dönemlerinden oluşan 110 yıllık bir süreç zarfında devam etmiştir. Ekim 1917 Rus Bolşevik ihtilal’inden sonra kurulan Kerenski hükümeti de, çarlık siyasetini devam ettirmiştir. Kerenski’yi ber taraf eden Lenin ve arkadaşları, Rusya’nın maruz bulunduğu tehlike ve tehditler karşısında, 1918 Ocak ayında yayınladıkları bildiri de Rus olmayan milletlere Rusya’nın himayesinde muhtar idareler kurma hakkını tanıdıklarını bildirdiler. Diğer yandan Rusların en acımasız baskılarına karşı Türklerin giriştikleri bağımsızlık mücadelesinin önü bir türlü alınamamış, bütün Türklerde müşterek bir milli idealin yerleşmeye başladığı görülmüştür.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

102 Joseph Costagne, Türkistan Milli Kurtuluş Hareketi, s. 135–137-150.; Baymirza Hayit, Basmacılar: Türkistan Milli Mücadele Tarihi (1917–1934), s. 204,205. ; R. Sonyel Salahi “Enver Paşa ve Orta Asya’da Baş Gösteren ‘Basmacı’ Akımı”, Belleten, C, Yıl 1991, s. 1198,1199. ; Baymirza Hayit, “Basmacılar”: Turkistan Milli Mucadelesi Tarihi (1917-1934) Ankara 1997 s. 219.; Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, s. 453.

103Z. Velidi Togan, Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, s. 454. ; Yamauchi Masayuki, Hoşnut Olamamış Adam Enver Paşa, s. 76. ; Adil Hikmet Beğ, Asya’da Beş Türk, İstanbul, 1988, s. 525- 546.

Stalin’in başında bulunduğu Sovyet Milletler Komiserliği, Türkistan’da Bolşevizm’i yaymak ve Türklerin dil, din, örf ve adetlerini bozup onları tam anlamıyla Ruslaştırmak için büyük bir faaliyete girmişlerdir. Ancak hemen sahneye çıkan Lenin ; “önce parçala, sonra hükmetilkesine göre hareketle, casusları ve satın aldığı zayıf karakterli kişilerin çalışmalarıyla Türk milli birliğini parçalanmıştır.1919 Şubat’ında toplanan Moskova Kongresi’nde Başkırtların lideri A.Zeki Velidi Togan, Bolşeviklerin Türkistan’da ki yıkıcı faaliyetlerini kastederek Lenin’e ; “ Biz, Kızıl ordu’nun ve Komünistlerin kontrolünde değil, İstiklale yönelik bir muhtariyet istiyoruz” dediği zaman, Lenin ; “Velidof, gayretleriniz boşunadır;

Zira Rus komünistlerinin üstündeki Kızıl tabakayı kazırsanız, altından kapkara bir Rus milliyetçiliği çıkar “ demiştir. Bu sözlerle, siz isteseniz de istemeseniz de Rusların Türkistan’da kontrolleri devam edecek ve bir gün buralara Ruslar tamamıyla hâkim olacaklar, demek istemiştir.

Burada yaşayan Müslüman Türk, Tacik halkları sık sık kendi egemenliklerine kavuşmak için Rusya ‘ya başkaldırdılar. Ancak Çarlık Rusya’sına karşı patlak veren ayaklanmaların hemen hepsi organize hareket olmadığı için yenilgiyle sonuçlanmıştır. Komünist Rusya döneminde Türkistan halkı Bağımsızlık mücadelesine devam ederken daha da teşkilatlı, kapsamlı siyasi güç olarak hareket etmeye başlamıştır. Her ne kadar dış dünya dan tecrit edilmiş durumda ve bunun sonucu olarak cehalet , mutaassıplık , siyasi kültürün düşüklüğünün yarattığı sosyal pasiflik ortamının etkisi altında olsa bile Türk aleminin bu parçasında toplum kendi içinden çağını yakalayabilen , siyasi liderlik vasfını taşıyan , cesur ve dinamik önderler çıkarabilmiştir. 1924 ‘e kadar devam eden ve bütün Türkistan halklarının iştirak ettiği bu milli kurtuluş savaşı “ Basmacılık” hareketi olarak adlandırılmıştır. Bu milli ayaklanma, Doğu Türklüğünü Rus işgalinden kurtarmak amacıyla çırpınan bahtsız kahraman Enver Paşa’nın ölümü üzerine, Kızılordu tarafından büyük bir şiddetle bastırılmıştır. Binlerce Türk öldürülmüş ya da tehcir edilmiştir. Yerlerine de on binlerce Rus göçmen yerleştirilmiştir.

Türkçenin şive farklılıklarından azami derecede faydalanılarak Türk boyları arasında ayrı dilleri, kültürleri ve tarihleri olduğu fikrini yaymaya çalışmışlardır. Gerekli zemin hazırlandıktan sonra da, bu Türk boylarını ayrı ayrı “Muhtar Cumhuriyet “ler olarak ilan etmişlerdir. Maalesef XX. yüzyılda Türkistan’da bizimle aynı dil, kültür ve tarihe mirasçı Türkler, insanlık tarihinin kaydetmediği barbarca bir eritme ve yok etme politikasının kurbanı olmuşlardır.

Zira Rus komünistlerinin üstündeki Kızıl tabakayı kazırsanız, altından kapkara bir Rus milliyetçiliği çıkar “ demiştir. Bu sözlerle, siz isteseniz de istemeseniz de Rusların Türkistan’da kontrolleri devam edecek ve bir gün buralara Ruslar tamamıyla hâkim olacaklar, demek istemiştir. Burada yaşayan Müslüman Türk, Tacik halkları sık sık kendi egemenliklerine kavuşmak için Rusya ‘ya başkaldırdılar. Ancak Çarlık Rusya’sına karşı patlak veren ayaklanmaların hemen hepsi organize hareket olmadığı için yenilgiyle sonuçlanmıştır. Komünist Rusya döneminde Türkistan halkı Bağımsızlık mücadelesine devam ederken daha da teşkilatlı, kapsamlı siyasi güç olarak hareket etmeye başlamıştır. Her ne kadar dış dünya dan tecrit edilmiş durumda ve bunun sonucu olarak cehalet , mutaassıplık , siyasi kültürün düşüklüğünün yarattığı sosyal pasiflik ortamının etkisi altında olsa bile Türk aleminin bu parçasında toplum kendi içinden çağını yakalayabilen , siyasi liderlik vasfını taşıyan , cesur ve dinamik önderler çıkarabilmiştir. 1924 ‘e kadar devam eden ve bütün Türkistan halklarının iştirak ettiği bu milli kurtuluş savaşı “ Basmacılık” hareketi olarak adlandırılmıştır. Bu milli ayaklanma, Doğu Türklüğünü Rus işgalinden kurtarmak amacıyla çırpınan bahtsız kahraman Enver Paşa’nın ölümü üzerine, Kızılordu tarafından büyük bir şiddetle bastırılmıştır. Binlerce Türk öldürülmüş ya da tehcir edilmiştir. Yerlerine de on binlerce Rus göçmen yerleştirilmiştir. Türkçenin şive farklılıklarından azami derecede faydalanılarak Türk boyları arasında ayrı dilleri, kültürleri ve tarihleri olduğu fikrini yaymaya çalışmışlardır.



Gerekli zemin hazırlandıktan sonra da, bu Türk boylarını ayrı ayrı “Muhtar Cumhuriyet “ler olarak ilan etmişlerdir. Maalesef XX. yüzyılda Türkistan’da bizimle aynı dil, kültür ve tarihe mirasçı Türkler, insanlık tarihinin kaydetmediği barbarca bir eritme ve yok etme politikasının kurbanı olmuşlardır.

Günümüzde Rusya’ da ki Müslüman nüfusa baktığımızda tahminen 150 milyon Müslüman Türk yaşamaktadır. Rusya’ da en fazla nüfus artışı Müslüman azınlıklarda olmuştur. Müslüman nüfusun yoğunlaştığı bölgelerin başında Kuzey Kafkasya; Tataristan gelmektedir. Yeni Sovyet yönetimi Müslümanlara karşı otoriterliği ve esnekliği birleştirerek politikalarına yeni bir boyut kazandırma çabasındadır. Nitekim Tataristan Cumhurbaşkanı Şeymiyev ‘in Putin’e Orta Doğu turunda eşlik etmesi, aynı şekilde Şeymiyev’in dini okullar ve Üniversiteler açması, Rusya ‘nın, radikal İslam’a karşı Ilımlı İslam modelinde Kafkasya’ da bir İslam Üniversitesi açmak istemesi, Rusya’nın geleneksel politikasında köklü değişikliklerin olduğunun işaretidir.
Yüklə 196,64 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin