SEFERÎ (YOLCU) NAMAZI
Seferde namazı kısaltmanın vucubiyeti; Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.”(Nisa 101)
İbni Abbas r.a.’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah Azze ve Celle’nin korkusu dışında hiçbir korku olmadığı halde Medine’ye yolculuk yapar, dönünceye kadar namazları iki rekat kılardı.”956
Hârise İbnu Vehb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mina'da bize, sayıca en çok olduğumuz ve en ziyade güven içinde olduğumuz bir zamanda namazı iki rek'at kıldırdı."957
Ya'lâ b. Ümeyye'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Ömer b. el-Hattab'a: "Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman eğer kâfirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur." (en-Nisâ, 4/101) buyruğu ile ilgili olarak insanlar artık iman etmiş (ve güvenliğe kavuşmuş) bulunuyorlar, dedim. Bana şu cevabı verdi: Senin hayret ettiğin şeye ben de hayret ettim, bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem'e buna dair soru sordum, şöyle buyurdu: "Bu Allah'ın size verdiği bir sadakadır. O'nun sadakasını kabul ediniz."958
Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu."959
Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in ister hacca gitmek, ister umre yapmak, isterse de gaza yapmak üzere bütün seferlerinde namazlarını kasr ile kıldığına dair haberler tevatür derecesindedir. İbn Ömer dedi ki: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte yolculuklarda bulundum. Yüce Allah vefat ettirinceye kadar iki raketten fazla kılmadı. Ebu Bekir ile de yolculuklarda bulundum, o da Allah vefat ettirinceye kadar iki rekâtten fazlasını kılmadı. Ömer ile de birlikte oldum, o da Allah vefat ettirinceye kadar iki rekâtten fazla kılmadı. Daha sonra Osman ile birlikte yolculuklarda bulundum. O da Allah vefat ettirinceye kadar iki rekâtten fazla kılmadı. Yüce Allah da: "Andolsun ki sizin için... Rasûlullahda güzel bir örnek vardır." (el-Ahzab, 33/21) diye buyurmaktadır.960
Abdullah b. Mesud dedi ki: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Minâ'da (farzı) iki rekât olarak kıldım. Ebu Bekir es-Sıddîk ile birlikte Minâ'da iki rekât kıldım, Ömer ile birlikte Minâ'da iki rekât kıldım. Dört rekât kılmak yerine, keşke kabul olunan iki rekât nasib olsa."961
Muverrik el Iclî’den; İbni Ömer r.a.’ya seferde namazdan soruldu. Dedi ki; “İkişer ikişer kılınız. Kim sünnete muhalefet ederse küfre sapar.”962
Seferîlik mesafesi; namazın kısaltılması için ne seferilik mesafesi ne de müddeti sınırlandırılmamıştır.963 Şayet bunun bir sınırı olsaydı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mutlaka bunu beyan ederdi. “Ey Mekke halkı dört beridlik mesafeden azında namazı kısaltmayın” şeklinde rivayet edilen sözün ise Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ait olmadığı tesbit edilmiştir.964
Enes (radıyallahu anh) 'in anlattığına göre kendisine Basra’dan Kufe’ye giden kişinin kasru's-salât yani namazını kısaltması hakkında sorulmuştu. Şöyle cevap verdi: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) üç millik (5.5 km.) mesafeyi veya (Şu'be'nin şekkine göre üç fersah mesafeyi) dışarı çıktı mı iki rek'at kılardı.''965 Enes r.a.’e Basra’dan Kufe’ye giden kişi hakkında sorulduğu için, bu hadisin “Belki orada konaklayıp yolculuğuna devam ediyordu, yolculuğunun son durağı değildi” şeklinde yorumlanamaz. Aksi halde Enes r.a.’ın böyle bir soruya karşı üç mil gibi bir mesafeden bahsetmesi anlamsız kalırdı.966
Şu’be’nin şekke düştüğü şeyi şu rivayetler gidermektedir; Ebu Said r.a.’den; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’den çıkıp bir fersah(5,762 km) yürüdüğü zaman namazı kısaltırdı.”967
Abdurrahman Bin Harmele’den; Said Bin müseyyeb’e Medine’ye bir beridlik (22 km.) mesafede namaz kısaltılır mı? Diye sordum, “evet” dedi.968
Muhammed Bin Zeyd Bin Huleyde’den; İbni Ömer r.a. dedi ki; “Üç mil (5541 metre) mesafede namaz kısaltılır.”969
Leclac der ki; “Ömer Bin el Hattab r.a. ile sefere çıktık üç millik (5541 metrelik) mesafede namazı kısaltıyorduk.”970
Muharib Bin Disar’dan; İbni Ömer r.a. dedi ki; “Gündüz vakti bir saatlik yola çıksam bile namazı kısaltırım.”971 Yine İbni Ömer r.a. der ki; “Bir millik(1847 metrelik) mesafeye gitsem bile namazı kısaltırım.”972
Nafi dedi ki; “İbni Ömer r.a. Mekke’de ikamet ederdi. Mina’ya çıktığı zaman namazı kısaltırdı.”973 Mekke ile Mina arası bir fersah (5762 metre) dir. Cabir Bin Zeyd r.a. dedi ki; “Arafatta namaz kısaltılır.”974
İbnu'l-Münzir dedi ki: Kendisinden ilim bellediğimiz herkes icma ile şunu ifade etmiştir. Yolculuğa çıkmak isteyen bir kimse ancak yolculuğa çıkacağı kasabanın evlerinin dışına çıktığı vakit namazını kasredebilir.975 Seleften bazılarının görüşüne göre yolculuk yapmaya niyet eden bir kimse, evinde dahi olsa kasretmeye başlayabilir.
Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Medine 'de öğle namazını Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile dört rek'at kıldık. Mekke 'ye gitmek üzere yola çıkıp Zülhuleyfe 'ye gelince ikindiyi iki rek'at kıldı.''976
Seferîlik müddeti; Câbir (radıyallahu anh). anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Tebük'de yirmi gün ikâmet etti ve namazları hep kasretti. "977
Enes r.a’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile Mekke’de bir ay kaldık ve namazları kısalttık.”978
İbni Ömer r.a.’dan; “Biz kar yolları kapattığı için Azerbaycan’da altı ay kaldık ve namazları ikişer rekat kıldık.”979
Bazıları; “Belki bugün yarın çıkarım diye niyet etmemişlerdir” şeklinde yorumladılar. Ancak bu görüş hatadır. Zira altı ay Azerbaycan’da kalan İbni Ömer r.a.’ın bu çeşit karların birkaç günde eriyecek bir şey olmadığını takdir etmemiş olması düşünülemez. Enes r.a.’ın Şam’da iki sene kalıp namazı kısaltması, bir grup sahabenin Ramehürmüz’de yedi ay kalarak namazları kısaltmaları980 da bunun gibidir.
Hasen r.a.’den; Enes Bin Malik r.a. Nisabur’da bir veya iki sene kaldı namazları kısalttı.981
Simak Bin Seleme İbni Abbas r.a.’dan; “Bir beldede beş ay kaldım ve namazı kısalttım.”982
Abdurrahman Bin Misver’den; “Sa’d Bin Malik ile Umman’da iki ay kaldık ve namazı kısalttık”983
Ebu Cemre Nasr Bin Umran’dan; “İbni Abbas r.a.’ya; “Horasan’da kalmaya devam edersek ne dersin?” diye sordum. Dedi ki; “On sene kalacak olsan bile namazı iki rekat kıl.”984
Hasen r.a.’den; Abdurrahman Bin Semure Kabil’de bir veya iki kış geçirdi, namazları kısalttı.”985
Malik r.a.’den; “Cabir Bin Zeyd’e; “Bir veya iki sene Kesker’de kalsam oranın halkından sayılırım” dedim. O da; “Namazları kısalt” dedi.986
Ebu Vail’den; “Mesruk ile Silsile’de iki yıl kaldım. Namazları kısaltıyordu.”987
İbrahim en Nehai’den; Alkame ile Havarizm’de iki yıl kaldık, namazları kısaltıyordu.”988
Zekeriya Bin Amir’den; “Alkame Merv’de iki yıl kaldı ve namazları kısalttı.”989
Eğer bir yerde ikamet etmeye, orasını vatan edinmeye niyet ederse artık seferi olmaz; İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Rasulullah (Mekke 'de) ondokuz gün ikâmet etti ve namazları kasretti. Biz de (bundan böyle) sefer yapıp ondokuz gün ikâmet ettik mi namazları hep kasrederdik, ondokuzdan fazla kaldık mı artık dörde tamamlardık."990 Yukarıda naklettiğimiz Cabir r.a. hadisi ve diğer rivayetler dikkate alındığında bu anlaşılmaktadır. Eğer o yerde ikamete niyet etmezse, orada kaldığı sürece seferîdir.
Seferde nafile namaz; Müekked namazlar seferde kılınmaz. Ancak seferde duha, teheccüd gibi diğer nafile namazlar kılınabilir. 991
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a (onsekiz defa) refakat ettim. Ancak, sefer sırasında nafile kıldığını hiç görmedim. Allah Teâlâ hazretleri şöyle buyurmuştur:
"Rasulullah'ta sizin için güzel örnek vardır" (Ahzâb 21 ). İbnu Ömer devamla der ki:
"Eğer nâfileyi kılsaydım namazı da tam kılardım."992
Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anh), oğlu Ubeydullah'ı seferde nafile kılarken görürdü de bundan dolayı onu kınamazdı."993
Amir r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gece seferdeyken bineği üzerinde nafile kılıyordu, bineği nereye dönerse aldırmıyordu.”994
Cuma günü yolculuğa çıkmak; Eğer Cuma ezanı okunmamışsa sefere çıkmak caizdir. Okunmuşsa sefere çıkmaması gerekir.995 Cuma günü yolculuktan mutlak olarak alıkoyan sahih bir şey -bildiğimiz kadarıyla- varit olmamıştır.
Ebu Hureyre r.a.’den; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Seferî olana Cuma namazı yoktur.”996
Esved Bin Kays babasından naklediyor; Ömer Bin el Hattab r.a. yolculuk hazırlığında olan birini gördü ve onun şöyle deiğini işitti; “Şayet bugün Cuma olmasaydı yola çıkacaktım.” Bunun üzerine Ömer r.a dedi ki; “Yola çıkabilirsin. Zira Cuma yolculuktan alıkoymaz.”997
İlim ehli masiyet için yolculuk yapanın sefer ruhsatından yararlanamyacağını belirtmişlerdir.
Gemide veya Uçakta Namaz Kılmak
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e gemide nasıl namaz kılınacağı soruldu. Dedi ki: “Ayakta durarak namaz kıl. Ancak boğulmaktan korkarsan hayır (yani oturarak namaz kılabilirsin).”998
“Yaşlandığında ise Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kıldığı yerde bir direk diktirmiş ve ona yaslanmıştır.”999
Dostları ilə paylaş: |