35:9,10Daha sonra Davut, kurtarışınıkutlayarak Rab’de sevinç bulacak ve bütün varlığıyla şöyle diyecekti: “Senin gibisi var mı, ya RAB, mazlumu zorbanın elinden, mazlumu ve yoksulu soyguncudan kurtaran?”
35:11-14 Mezmur yazarının derin duygularını anlamak için, kendisine karşı olan bu insanların bir zamanlar onun dostları olduklarını hatırlamalıyız. Bu kişiler şimdi onu bilmediği konularda suçluyor ve karalıyorlardı. Kendilerine yaptığı iyiliğin karşılığını nefretle ödüyorlardı. Davut’un derin üzüntüsüne şaşmamak gerekir! Bu kişiler hastalandıklarında Davut onlar için üzülürdü. Yemek bile yiyemezdi. Üzüntüyle başını eğerek sürekli onlar için dua ederdi; tıpkı yakın bir arkadaşı ya da kardeşi için dua edercesine. Yası, annesi için yas tutan biri gibi büyük olurdu.
35:15,16 Ama felaket Davut’u sendelettiğinde, onlar sevindiler. Onu suçlamak için tanımadığı kişiler bir araya geldiler Nefretlerinden dişlerini gıcırdatıyorlardı. Mezmur yazarının deneyimi bize Pontius Pilatus ya da Hirodes’in önündeki Rab İsa’yı düşündürüyor. Burada söylenenlerin çoğu O’nun katlandıklarıyla uyuşmaktadır.