132:1-5 Mezmur, Rab’bin Davut’un çektiği bütün zorlukları hatırlaması için bir ricayla açılır. Bu rica, Davut’un yaşamı boyunca kendisini izleyen genel zorlukları değil, Tanrı’nın yeryüzündeki konutu olan tapınağı kurmak uğruna yaşadığı derin duygusal ve fiziksel deneyimleri belirtir. Bu durum, sonraki üç ayette açıklanır. Kutsal Yazılar’da farklı bir şekilde kaydedilmediği sürece Davut, RAB’le, Yakup’un güçlü Tanrısı’na bir konut bulmadıkça evine gitmeyeceği, yatağına uzanmayacağı ya da uyumayacağına dair ciddi bir antlaşma yapmıştır. Verdiği bu söze titizlikle uymasını beklememeliyiz. Davut burada mecazi anlamda Tanrı’nın Antlaşma Sandığı’na sürekli bir yer inşa edinceye kadar rahat etmeyeceğini söylemektedir. Davut’un bir savaşçı olması nedeniyle, tapınağı inşa etmesine izin verilmediğini biliyoruz. Ama Süleyman’a yararlı olacak önemli malzemelerle katkıda bulundu. Tanrı da onu bu düşüncesi nedeniyle ödüllendirdi.
132:6 Bu ayetler, Kiryat’taki sandığın yerini hatırlatmakta ve Davut’un adamlarının, sandığı Yeruşalim’e getirmekteki kararlılıklarını ifade etmektedir. 6’ncı ayetin yorumu oldukça zordur, çünkü ayette sandığın Efrata’da (Beytle-
hem) olduğu söylenir. Ancak yine de sandığın Efrata’da bulunmuş olduğuna dair hiçbir kayıt yoktur. Bu sorunu çözmek için aşağıdaki açıklamalarda bulunul-muştur:
1. Kral ve adamları, Beytlehem’deyken sandığın olduğu yeri duymuşlardır, ama son olarak onu Yaar kırlarında, Kiryat-Yearim’de bulduklarını söylerler.
2. Efrata, Efrayim anlamına gelebilir ve sandığın Şilo’daki yerini belirtiyor olabilir.
3. Efrata ile kastedilen, Beytlehem değil, Kalev-Efrata olabilir (bkz. 1Ta.2:24). Bu görüşe göre, Kalev-Efrata, “ormanlar kenti” anlamına gelen Kiryat-Yearim’deki Yaar’la aynı yerdir. Eğer bu doğruysa, o zaman 6’ncı ayetin iki cümlesi, her ikisinin de aynı anlamı taşıdığı bir benzerlik oluşturmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |