BEDDUA İÇEREN MEZMURLAR
109. Mezmur’da söylenenleri inceledik. Ancak bedduaya yer veren mez-murları sorunla yüzleşmeksizin görmezden gelmek dürüstçe bir davranış değil-dir. Sorun, bu mezmurlardaki kin dolu ruhun, Tanrı halkındaki bağışlama ve sevgi ruhuyla nasıl bağdaştırılacağıdır. 109. Mezmur, lanet okunan mezmurların en ünlüsü sayılacağından, sorunla yüzleşmenin doğru yeri bu mezmur gibidir.
Öncelikle, ileri sürülen bazı açıklamaları sıralayacağım, ama bu açıklamaların hiçbiri beni ikna etmiş değil. Sonra, bu açıklamada da zorluklar olmasına rağmen, bana göre doğru olan açıklamayı ifade edeceğim.
Bir görüşe göre, bu beddualar kötüler için sunulan öç ve ceza dilekleri olmayıp Tanrı’nın düşmanlarının başına gelecekleri belirten önbildirilerdir. Bu görüşü savunan Unger şunları söyler:
Kutsal insanlar tarafından bireylere okunan lanetler öç, tutku ya da sabırsızlık ifadeleri sayılamaz; bu lanetler önbildirilerdir ve bu nedenle Tanrı’nın yargısını açıklarlar.72
Bu bölümlerin çoğu emir kipinde yazılmışsa da, gelecek zaman ifade edilerek çevrildiklerinde yanlış değildirler.
İkinci bir açıklama ise, Davut’un Tanrı’nın meshettiği kişi olarak konuşmasıdır. Konumu nedeniyle Davut, Tanrı’nın temsilcisiydi. Bu nedenle, bu ağır yargıları duyurma iznine sahipti (Burada yine de bütün beddua içeren Mezmur-ların Davut tarafından yazılmadığına dikkat edilmelidir).
Bu bölümler birçok kişi tarafından, acımasızlıkları onaylanmaksızın insan duygularına yer veren tarihi kayıtlar olarak görülürler. Bu görüşteki Barnes şöyle yazar:
Bu ifadeler aslında mezmur yazarının yalnızca zihninde oluşanların bir kaydıdır ve kısmen kutsal kılınmış olan insan doğasının bir örneği olarak korunmuşlardır. Bu görüşe göre Esinleme Ruhu, mezmur yazarının bu duygularından, Davut, İbrahim, Yakup ya da Petrus’un yaşamlarında da olduğu gibi sorumlu değildir... Esinlemeye göre uygun olan, bizden esin alan kişilerin bütünüyle günahsız olduklarını düşünmememizdir... Bu görüşe göre, bu kayıtlarda kullanılmış ifadeler bizim örnek almamız için sunulmamıştır.73
Bu tür mezmurların savunulduğu başka açıklamalar da bulunmaktadır. Lanet ifadelerine yer veren mezmurlar bize, İsrail Tanrı’nın seçilmiş ulusu olduğundan, İsrailliler’in düşmanlarının Tanrı’nın da düşmanları olduklarını hatırlatırlar. Hepimizin suçların karşılığında verilen uygun cezayı onaylayan bir yanı bulunur. Mezmur yazarları günahkârların layık oldukları cezaları tanımlarlar, ama öç almak için duydukları kişisel istekleri ifade etmezler.
Daha önce söylediğim gibi, ben bu açıklamaları bütünüyle doyurucu bulmu-yorum. Uygun bulduğum açıklama, beddua içeren mezmurların yasa altında yaşayan bir Yahudi için uygun bir ruhu ifade ettikleridir. Ama bu ruh, lütuf al-tında yaşayan bir Hıristiyan için uygun değildir. Bu mezmurların bize acımasız gibi görünmelerinin nedeni, onları Yeni Antlaşma’nın ışığında incelememizdir. Davut ve diğer mezmur yazarları Yeni Antlaşma’ya sahip değillerdi. Scroggie bu konuda şunları ifade eder:
...Bir önceki düzenin bugünkü düzenden üstün olmadığı gerçeğini bir an önce kabullenmek, bu konunun aydınlanmasına yarar sağlar. Yasa, Müjde’yle çelişmese de, onunla aynı değildir. Mesih yasayı tamamlamak için gelirken aynı zamanda üstün olanı da getirdi. Pavlus’un mektuplarıyla kıyaslandığında, Mezmur kitaplarındaki kin ve öç kokan ifadeleri yargılamamaya özen göstermeliyiz.74
Bir insanın yargısına ailesinin de dahil edilmesi bize anlaşılmaz görünse de, mezmur yazarı bunu onaylamıştır. Çünkü Tanrı, babaların işlediği suçların hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan soracağını söyleyerek uyarıda bulunmuştu (Çık.20:5; 34:7; Say.14:18; Yas.5:9). Hoşumuza gitse de gitmese de, ruhsal alanda, bir insanın günahlarının sonuçlarının o kişinin ailesini etkilemesine neden olan yasalar bulunur. Eylemlerinin sonuçları kendilerini etkilediği gibi başkalarına da uzanır.
Biz bugün Rab’bin lütuf çağında yaşıyoruz. Bu çağ sona erdiğinde ve Tanrımız’ın öç günü geldiğinde, beddua içeren mezmurlardaki dil, bir kez daha Tanrı halkının ağzından duyulacaktır. Örneğin, büyük sıkıntı sırasında şöyle diyeceklerdir: “Kutsal ve gerçek olan Efendimiz! Yeryüzünde yaşayanları yargılayıp onlardan kanımızın öcünü almak için daha ne kadar bekleyeceksin?” (Va.6:10).
Son bir gözlemde daha bulunalım! Mezmurlardaki bu lanetlerin önemi, yüreklerimizi, lanet ve lanetlenmekten sonsuza kadar özgür kalabilmemiz için çar-mıhta her laneti bedeninde taşıyanı takdir etmek için hazırlasın. Mezmurlarda tanımlanan cezaların hepsi bir araya gelse de, bizim yerimize geçerek bu laneti yüklenmiş Mesih’in üzerine inen yargıyı yansıtma konusunda zayıf ve soluk kalacaklardır.
Dostları ilə paylaş: |