15-TELMİH (HATIRLATMA)
Herkesçe bilinen tarihi bir olayı,kişiyi ya da bir öyküyü hatırlatma sanatıdır.
Sultan Süleyman’a kalmayan dünya
Sana da bana da kalmaz
(Bu dizede hayvanlarla konuşabilen Hz. Süleyman peygamber anımsatılmıştır)
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi(Bedir savaşındaki askerler)
Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevla’m seni
16- CİNAS
Şiirde yazılışları aynı anlamları farklı sözlerin bir arada kullanılması sanatıdır.
Neden içsin kuzu su
Beni inim inim inleten
Bir ananın kuzusu
Kısmetindir yer yer gezdiren seni
Arşa çıksan akıbet yer yer seni
DİVAN EDEBİYAT
Divan Edebiyatının Genel Özellikleri:
*Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır.
*Mazmunlar (klişeleşmiş, kalıplaşmış sözler) sıkça kullanılır.
*Dil süslü ve sanatlıdır. Arapça, Farsça kelime ve tamlamalara sıkça yer verilir.
*Şiirde konu bütünlüğü aranmaz. Beyit bütünlüğü esastır. Her beyit ayrı bir konuyu işler.
*Anlamdan çok söyleyiş önemlidir. Ne söylendiği değil nasıl söylendiği önemlidir.
*Kafiye göz içindir. Genellikle zengin kafiye kullanılmıştır.
*Şiire başlık konmaz. Her şiir redif veya türünün adı ile anılır.
*İnsanın iç dünyasına dönük, soyut ve kitabi edebiyattır.
*Özgün değildir. Arap ve Fars edebiyatı etkisindedir.
*Nazım birimi olarak Gazel, Kaside, Rubai gibi Arap ve Fars edebiyatından alınan nazım şekilleri kullanıldığı gibi Tuyuğ ve Şarkı gibi divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı nazım şekilleri de kullanılmıştır.
Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
Divan edebiyatı nazım türleri
Dörtlük halinde Bent Halinde Beyit halinde
Rubai terci-i bent kıt’a
Şarkı terkib-i bent müstezat
Tuyuğ Şehrengiz
Murabba gazel
Kaside
mesnevi
-
Nazım Birimi Beyit Olanlar:
GAZEL
*Aşk, ayrılık, hasret, ölüm gibi lirik konular işlenir.
*Türk edebiyatına İran edebiyatından girmiştir.
*İlk beytine “matla” son beytine “makta” denir.
*En güzel beytine beytü’l-gazel denir.
*Son beyitte şairin mahlası yer alır.
*Gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa buna yek-ahenk gazel denir.
*Bütün beyitleri aynı güzelliğe sahipse yek avaz gazel denir.
*Beyit sayısı 5-15 arasındadır.
*İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. Diğer beyitlerin ikinci beyitleri birinci beyit ile kafiyelidir. (aa, ba, ca, da, ea)
KASİDE
*Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere denir.
*İlk beytine “matla” son beytine “makta” denir.
*Şair matla beytini kasidenin herhangi bir yerinde yineleyebilir.
*Şair mahlasının bulunduğu beyte taç beyit denir.
*En güzel beytine beytü’l-kasid denir.
*En az 31(33)en fazla 99 beyit olur.
*Kaside belli bölümler halinde yazılır:
a) Nesib: Bahar mevsimi kış manzaraları betimlenir ya da kurban ve ramazan bayramı anlatılır.
b) Girizgah: Nesib bölümünden asıl konuya geçiş ifade eden bir veya birkaç beyittir. Nükteli ince sözlerin söylendiği bölüm.
c) Mehdiye: Asıl anlatılmak, övülmek istenen kişi için ne denecekse açıklanır. Asıl bölümdür.
ç) Fahriye: Şairin kendini övdüğü ve diğer şairlerle karşılaştırdığı bölümdür.
d) Tegazzül: Kasideyle aynı ölçüde ve uyakta gazel yazılır.
e) Dua: Şair övdüğü kişinin başarılarının devamlı olması ömrünün uzun olması için dualar eder iyi dileklerde bulunur.
Kasideler Konularına Göre Değişik Adlar Alır:
Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan kasideler.
Münacat: Allah’a yalvarmak, dua etmek amacıyla yazılan kasideler.
Naat: Peygamberimizi övmek için yazılan kasideler.
Mehdiye: Devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan kasideler.
Hicviye: Devrin yöneticilerini eleştirmek için yazılan kasideler.
Mersiye: Devlet büyüklerinin ölümünden duyulan üzüntülerin anlatıldığı kasideler.
Not: Kasideler "nesib" bölümünde işlenen konulara ve rediflerine göre adlandırılır.
MESNEVİ
*Mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir. (savaş, aşk, tarihi olaylar, din ve tasavvuf)
*Mesneviler Divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
*Beyit sayısı sınırsızdır.
*Her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa, bb, cc, dd)
*Aruzun kısa kalıpları ile yazılır.
*Beş mesnevinin bir araya gelmesiyle oluşan esere hamse denir.
KIT’A
Belli bir uyak düzeniyle yazılmış olan, dizeleri arasında ölçü birliği bulunan; herhangi bir düşünce ya da duyguyu en az ikiden başlamak üzere, en çok on altı beyitte anlatan nazım biçimine denir.
*Gazelden farklı olarak matla beyti yok.
*Kafiyelenişi xa, xa, xa...
*Daha çok felsefi ve toplumsal düşünceler anlatılır.
MÜSTEZAT
*Bir uzun bir kısa dizeden oluşan nazım şeklidir.
*Kısa dizelere ziyade denir.
*Aruzun bir tek kalıbıyla yazılır.
*Kafiyelenişi gazel gibidir.
*Makta beyti yoktur.
-
Nazım Birimi Dörtlük Olanlar:
RUBAİ
*Dört dizeden oluşur.
*Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
*Şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı, felsefe ve ölüm gibi konular işlenir.
*Kendine özgü 24 kalıbı vardır. İranlılara aittir.
TUYUĞ
*Dört dizeden oluşur.
*Kafiyelenişi rubai gibidir.
*Aruzun Failatün, Failün kalıbıyla yazılır.
*Konu sınırlaması yoktur.
*Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
ŞARKI
*Beyitle okunmak için yazılan, dörder dizelik bentlerden oluşan nazım biçimidir.
*Dörtlük sayısı 3-5 arasındadır.
*Birinci dörtlükte 2. ve 4. diğer dörtlüklerde ise 4. dize tekrarlanır. Bu dizelere nakarat denir.
*Kafiye örgüsü abab, cccb, dddb
*Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
*Günlük hayat, aşk, sevgi gibi konular işenir.
MURABBA
*İlk dörtlük kendi arasında kafiyelidir. Diğer dörtlüklerin son dizeleri 1. dörtlük ile kafiyelidir. (aaaa, bbba, ccca)
*Felsefi konular ve aşk işlenir.
-
Bentlerle Kurulanlar:
-
TERKİB-İ BENT
*Bentlerle kurulan bir nazım şeklidir.
*Her bent 7 ila 10 beyitten oluşur.
*Bent sayısı 5 ile 10 arasında değişir.
*Gazeldeki gibi kafiyelenir.
*Her bent arasında vasıta beyti bulunur.
*Talihten, hayattan şikayet, dini, tasavvufi ve felsefi düşünceler anlatır.
*Terkib-i bentlerde her bentten sonra vasıta beyti değişir.
TERCİ-İ BENT
*Biçim ve uyak yönüyle Terkib-i Bende benzer.
*Terkib-i Bentte değişen vasıta beyti Terci-i Bentte de değişmez.
*Vasıta beytinin aynen tekrarlanması bütün bentlerde aynı konuyu işlemeyi zorunlu kılar.
*Felsefi konular, Allah’ın kudreti kainatın sırları tabiatın zıtlıkları gibi konular işlenir.
DİVAN EDEBİYATINDA NESİR
(DÜZ YAZI)
NESİR TÜRLERİ
Tarih: Resmi niteliği olmayan bir türdür. Vakayiname ise Osmanlı devletinin resmi tarihidir.
Tezkire: Edebiyat tarihi veya biyografinin divan edebiyatındaki karşılığıdır.
Sefaretname: Osmanlı elçilerinin bulunduğu ülkelere ait bilgileri, izlenimleri içeren ve gezi yazısına benzeyen bir türdür.
Seyahatname: Gezi yazısıdır.
Divan edebiyatında nesir, dil ve üslup açısından üç bölümde ele alınır:
A)Sade Nesir: Halk için sade bir dille konuşulur.
B)Orta Nesir: Halkın konuştuğu dilden ayrılmış yer yer süslü nesrin niteliklerini taşımakla beraber anlatılmak isteneni anlaşılır bir şekilde ortaya koyan nesirdir.
C)Süslü Nesir: Ustalık göstermek amacıyla yazılmış, yabancı kelimeler, tamlamalarla yüklü şekillerin kullanıldığı söz ve anlam sanatlarıyla dolu, bağlaçlarla uzayıp giden cümlelerle örülmüş, güç anlaşılır bir nesirdir.
Münşeat: Süslü nesir örneklerinden oluşan kitaplara denir.
Nesir Şeklinde Yazılmış Ünlü Eserler:
-
Kabusname: Mercümek Ahmet
-
Tazarruname: Sinan Paşa
-
Seyahatname: Evliya Çelebi
-
Keşfü’z-Zünun: Katip Çelebi
-
Naima Tarihi: Naima
DİVAN EDEBİYATI SANATÇILARI
13.yy: Anadolu’da dini konularda yazan Sultan Velet, Ahmet Fakih ve Şeyyad Hamza’yı görürüz. Bu yy.da din dışı konularda şiirler yazan ilk divan şairi olarak Hoca Dehhani görünür.
HOCA DEHHANİ
*Divan edebiyatının ilk şairi olarak kabul edilir.
*Horasan Türklerindendir.
*İran edebiyatı etkisiyle din dışı şiirler yazdı.
*Şiirlerinin en önemli teması aşktır.
*Farsça bir Selçuk Şehnamesi yazdığı da söylenir.
14.yy
SEYYİD NESİM
*Tasavvuf alanında şiirler yazmıştır.
*Eserlerinde Azeri Türkçesini kullanmıştır.
*Dili oldukça sadedir.
*Şiirleri son derece liriktir.
*Divanı vardır. Tuyuğları önemlidir.
AHMEDİ
*Din dışı şiirler yazmıştır.
*Şiirleri liriktir.
*İskendername adlı mesnevisi önemlidir.
15.yy
Anadolu dışında Ali Şir Nevai Anadolu’da ise Ahmed Paşa, Necati Bey önemlidir. Süleyman Çelebi ise Vesilet’ün-Necat isimli mevlidini bu devirde yazmıştır.
ALİ ŞİR NEVAİ
*Büyük bir devlet adamı ve büyük bir edebiyatçıdır.
*Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü ortaya koymaya çalışmıştır.
*Muhakemet’ül-Lügateyn adlı eserinde Türkçe ile Farsçayı karşılaştırarak Türkçenin daha üstün bir dil olduğunu söyler.
*Türk Dil Kurumunu kurmaya çalışmış ve bu amaçla şiirler yazmıştır.
*Çağatay lehçesini kullanmıştır.
*Hamse sahibidir.
*Düz yazıları da vardır.
*Eserleri: Mahzen’ül-Esrar(Sırlar Hazinesi), Lisan’üt-Tayr(Kuşların dili), ilk tezkire olan Mecalis’ün-Nefais, Mizan’ül-Ezvan (Vezinlerin terazisi)
ŞEYHİ
*Germiyanoğulları ve Osmanlı saraylarında bulunmuş devlet büyüklerine kasideler sunmuştur.
*Padişahtan aldığı tımarın verilmemesi üzerine İkinci Murat’a sunduğu söylenen Harname’yi yazmıştır.
*Harname dışında Hüsrev ile Şirin adlı mesnevisi vardır.
16.yy
Osmanlı devletinin siyasi ve edebi olarak zirvede bulunduğu bir dönemdir. Birçok ünlü şair yetişmiştir.
FUZULİ
*Divan edebiyatının en büyük şairidir. Kerbela’da yaşamıştır. Türbedarlık yapmış, iyi bir eğitim görmüştür.
*Şiirlerini Azeri Türkçesi ile yazmıştır. Dönemine göre dili sadedir. Gazel şairi olarak bilinir.
*Şiiri bir ilim işi olarak görür. İlimsiz şiiri temelsiz duvara benzetir.
*Şiirde tasavvuf önemlidir.
*Diğer önemli konu aşktır.
BAKİ
*İyi bir medrese eğitimi görmüş ve çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır.
*Şiirlerinde tasavvufa yer vermemiştir.
*Aşk, tabiat ve devrinin ihtişamı şiirlerinde yer alan başlıca konulardır.
*Gazel türünün tanınmış şairlerindendir.
*Dili kullanmada başarılıdır.
*Ahenkli, akıcı, zevkli bir dili vardır.
*Söz sanatlarını başarıyla kullanır.
*Divanı ve nesir türünde Fezail-i Mekke adlı eseri vardır.
*Divandaki Kanuni Mersiyesi önemlidir.
17.yy
NEFİ
*Padişahlara ve ileri gelenlere yazdığı kasideleri ve hicivleriyle tanınır.
*Ölçüsüz biridir. Övdüğünü göklere çıkarır, kötülediğini yerin dibine sokar.
*Kasideleriyle tanınır.
*Dili süslü ve sanatlıdır. Dili çok iyi kullanır.
*Hicivlerini Siham-ı Gaza isimli eserinde toplar.
NABİ
*Şiir ile düşünceyi birleştiren şair olarak görülür.
*Şiirlerinde hikmetli sözlere, atasözlerine yer vermiştir.
*Dili akıcıdır.
*Şiirlerinde toplumun düzensizliklerini, hayatın kişiyi kötülüklere götüren yönlerini göstermeye çalışmıştır.
*Hayriye, Hayrabat adlı iki didaktik mesnevisinin yanında Tuhfet’ül-Haremeyn ve Münşeat adlı kitapları da vardır.
18.yy
Divan edebiyatının son yy.dır. Bu yy.dan sonra büyük divan şairleri yetişmemiştir.
NEDİM
*Lale devrini yaşamış ve şiirlerinde yansıtmıştır.
*Şiirlerinde zevk, sefa, eğlence, nükte, musiki bir aradadır.
*Şiirdeki inceliğe büyük önem verir.
*Divan edebiyatının kuralları dışına çıkmıştır. Kendine özgü bir dil oluşturmuştur.
*Edebiyatımızda mahallileşme cereyanı Nedim’le başlamıştır.
*İstanbul Türkçesini şiire getirmiştir.
*Şiirde İstanbul’un mesire yerlerini anlatır.
*Dini konulara hiç yer vermemiştir.
*Dili açık, yalın, ahenklidir.
*Şarkı türünün önemli bir ismidir.
*Gazelleriyle ünlüdür, divanı vardır.
*Divanında heceyle yazılmış bir de türkü vardır.
ŞEYH GALİP
*Divan edebiyatının son büyük şairidir.
*Süslü ve çeşitli söz sanatları ile yüklü, ağır bir dili vardır.
*Sebk-i Hindi adı verilen üslubun edebiyatımızdaki temsilcisidir.
*Düşünce ve tasvirlerle örülü yoğun bir hayal gücü vardır.
*Şiirlerinde musiki önemlidir.
Eserleri: Divan ve Hüsn ü Aşk
Divan Edebiyatının Bazı Terimleri
Nazire : Bir şairin şiirine konu, ölçü ve uyak bakımından benzer yazılan şiirdir. Nazire, alay etme amacıyla yazılmışsa "tehzil" adını alır.
Tazmin : Bir şairin şiirine dize eklenerek elde edilen şiirdir. Tahmis gibi.
Siyer: Hz. Muhammet'in hayatını anlatan nesir yapıtıdır.
Tezkire : Şairlerin yaşamını anlatan, şiirleri hakkında bilgi veren biyografi türüdür. Osmanlı'da ilk tezkire Sehi Bey'in "Heşt Behşt" adlı yapıtıdır.
Sur-nâme : Sünnet, düğün gibi törenleri anlatan şiirlerdir.
Gazavat-nâme : Savaşları anlatan nesir yapıtlarıdır.
Lugaz - Muamma : Bilmecedir.
Darb-ı Mesel : Atasözüdür.
Mahlas : Şairlerin takma adıdır.
Sefaret-nâme : Elçilik notlarından oluşan yapıttır.
ESKİ(ANTİK) YUNAN ve LATİN EDEBİYATI
(MÖ 9-MÖ 2)
Batı edebiyatına kaynaklık ettiği düşünülen iki edebiyattan(Yunan-Latin) biri olan Yunan edebiyatının temeli Homeros’un yazdığı veya derlediği İlyada ve Odisa destanlarıdır. Eski Yunan edebiyatı:
-
Hesiodos: Didaktik şiirin kurucusu sayılır.
-
Sappho: Lirik türün en büyük sanatçısı sayılır, aşk temalarını çokça işler.
-
Aissopos: Fabl türünün kurucusudur.
gibi şairleri yetiştirdikten sonra MÖ 5.yüzyılda altın çağını yaşamıştır. Bu devrin önemli sanatçıları:
TRAGEDYA’DA
-
Aiskhylos: Eserlerinde gelenek ve ahlakı savunur. İlk büyük trajedi şairidir.
-
Sophokles: Kral Oidipus,
-
Euripides:
KOMEDYA’DA
-
Aristophanes: İlk büyük komedya şairidir.
-
Menandros
HİTABET’TE
TARİH’TE
-
Heredotos: Tarih türünün kurucusu sayılır.
FELSEFE’DE
-
Platon(Eflatun): Dünyanın en büyük filozoflarından sayılır. Felsefede idealizmin kurucularındandır.
MÖ 2.yüzyıldan sonra Eski Yunan Edebiyatı yerini kendi kültür ve sanatının etkisinde gelişen Latin Edebiyatına bırakır. Bu devrin önemli sanatçıları:
-
Tragedya’da: Ennius
-
Komedya’da: Plautus, Terentius
-
Şiir’de: Horatius(Lirik), Ovidius(Lirik), Vergilius (Destan)
-
Hitabet’te: Çiçero
-
Felsefe’de: Seneca
-
Tarih’te: Tacitus
Batı Roma İmparatorluğunun 5.yüzyılda yıkılmasından sonra 11.yüzyıla kadar Batı’da ölü bir dönem yaşanmıştır. 11.yüzyıldan sonra kiliseyi ve kilisenin inançlarını her şeyin üzerinde tutan sanatı ve insanı sınırlayan orta çağ başlar. Rönesans’ın da hazırlayıcılarından olan Dante, İlahi Komedya adlı eseriyle bu dönemin en büyük sanatçısıdır.
15.yüzyıldan itibaren yeniden doğuş anlamına gelen Rönesansla birlikte batı edebiyatı yenileşme ve gelişme içine girmiştir. Bu dönemin ünlü sanatçıları:
-
Şiirde: Ronsard
-
Romanda: Rabelais, Cervantes(Don Kişot)
-
Deneme’de: Montaigne(Denemeler), Bacon
-
Tiyatro’da: Shakespeare(Dram türünde: Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear, Romeo ve Juliet. Komedi türünde: Venedik Taciri, Hırçın Kız, Yanlışlıklar Komedyası)
Rönesans 17.yüzyılın ortalarında Klasisizm akımının doğmasına sebep olmuş böylelikle birbirine tepki olarak doğan şu akımlar ortaya çıkmıştır:
-
KLASİSİZM(KURALCILIK)
17.yy ortalarında Fransa’da ortaya çıkan edebiyat akımıdır. Boileau bu akımın kurucusu kabul edilir. Akla ve sağduyuya dayanmak, insan tabiatına, insanların iç dünyasına saygı göstermek esastır. Konularını eski Yunan ve Latin edebiyatından alır. Her zaman, her yerde ve her toplumda insanların aynı duygu ve düşüncede oldukları kabul edildiğinden eserlerde değişmez tipler oluşturulur. Fiziksel ve sosyal çevre değişkenlik gösterdiğinden önemli değildir. Ahlaka uygunluk ilkesine bağlı olunduğundan kahramanlar hep seçkin, soylu kişilerden seçilir. Bu akımda mükemmeli bulmak temel olduğundan konu değil konunun işleniliş biçimi önemlidir. Onun için anadil en güzel biçimde kullanılmalı ve günlük konuşma dilinin dışında kitabi, düzgün bir dil kullanılmalıdır. Sanat için sanat görüşü savunulur. Sanatçı eserde kendini gizler. Tiyatroda üç birlik kuralına uyulur: olay, zaman, mekan. Yapıtların etkileyici olması, hoşa gitmesi, tarih biliminden ayrılması ve din dışı konulara eğilmesi temel ilke olarak kabul edilmiştir. Edebiyat türü olarak genellikle tiyatroyu (trajedi ve komedi) benimsemişlerdir. Başlıca temsilcileri:
-
Moliere: Komedyayı gerçek hayata dönüştürmüştür. Güldürünün bütün biçimlerini eserlerinde işlemiştir.
Eserleri: Tartuffe, Don Juan, Zoraki Tabip, Cimri, Kibarlık Budalası, Hastalık Hastası, Kocalar Okulu, Kadınlar Okulu, Gülünç kibarlar.
-
Corneille: Trajedi, komedi yazarıdır. Soylu tipleri işler, kaderlerini kendisi çizer. Kahramanları; aklı kullanan doğruyu, gerçeği bulan iradeli tiplerdir. Eserlerinde insanları oldukları gibi değil olmaları gerektiği gibi gösterir.
Eserleri: Horace, Polyeucte, Le Cid
-
Racine: Trajedi yazarıdır. Trajediyi yozlaşmaktan kurtarır. Eserlerinde tuttukları en doğal dille konuşmuştur son derece ölçülü uyumlu bir şiir yaratmıştır. Eserlerinde kahraman yoktur, insan tipleri vardır. Çok güçlü tutkuların etkisi ve baskısı altındadır.
Eserleri: Andromagu, Athaile, Britannicus, Berenice
-
La Fontaine: Fabl yazarıdır.
-
La Bruyere: Soyluların solanlarından ruhsal gözlem ve gözleyiş merakı edebi portreler türünün doğmasını geliştirmiştir. Çizdiği tipleri yargılar, över ve yerer. Kısa kesintili canlı bir anlatımı vardır.
Eserleri: Karakterler .
-
La Fayette: Roman yazarıdır.
Eserleri: La Princessede Cleves, La Princesse de Montpensier, Zaide.
Eserleri: Robinson Cruse
Klasisizmin Türk Edebiyatındaki Temsilcileri
La Fontaine’den çevirileri, akla değer vermesi, Şair Evlenmesi adlı komedisiyle Şinasi; Moliere'den çevirileriyle A. Vefik Paşa
-
ROMANTİZM
*Fransa’da 1830 yıllarında klasizme tepki olarak gelişmiş bir edebiyat akımıdır.
*Klasik edebiyatın kural ve şekilleri bırakılır.
*Konular eski Yunan ve Latin edebiyatı yerine Hıristiyanlıktan, tarihten ve günlük yaşamdan alınır.
*Akıl yerine duygulara ve hayallere önem verirler.
*Sanatçılar eserlerinde kişiliklerini gizlemezler.
*Sanat toplum içindir görüşünü benimsemişlerdir.
*Tabiat önemlidir.
*Gözlem ve tasvire önem verilir.
*Konuları işlerken iyi-kötü, doğru-yanlış gibi karşıtlıklardan yararlanırlar.
*Üç birlik kuralı terk edilir, dram gelişir.
*Karamsarlık ağır basar.
Her şeyi doğada, doğanın saflığında bularak ona bağlanmanın, onu taklit etmenin doğruluğunu savunur. Toplum düzeyi konusunda eşitlik, özgürlük, halk egemenliğini savunmuştur. Romantik sözcüğünü ilk kez kullanmıştır.
Eserleri: Emile (çocuk eğitimiyle ilgili düşüncelerini, iç itiraflarını ve hatıralarını topladığı eseridir.), Toplum Sözleşmesinde toplumsal konulardaki görüşlerini belirtir.
VOLTAİRE:
Katolik dinine ve kiliseye savaş açmıştır. İnsan aklına seslenen bir tanrıdan yanadır. Burjuvazinin mülkiyet ve özgürlük anlayışını savunur. İğneleyici bir üsluba sahiptir.
*Romanları: Sadig Candide
Cumhuriyetçi düşüncesiyle politikaya atılmıştır. Cromvel adlı eseri ile romantizm ilkelerini açıklayıp bu akımın en önemli ismi olmuştur. Drama türünde başarılı olmuştur. Şiir ve romanlarda toplumsal konularla ilgili düşüncelerini kişisel duygu ve coşkularını birleştirmesini bilmiştir.
*Şiirleri: Sonbahar Yaprakları, Akşam Şarkıları, Işıklar ve Gölgeler Temaşalar.
*Oyunları: Hernai, Ruy, Balas, Kral Eğleniyor.
*Romanları: Notre Dame de Paris, Sefiller
-
GOETHE: Şiir, tiyatro, roman, yaşam öyküsü türlerinde ürünler verilmiştir.
*Tiyatroları: Faust, Tasso
*Romanları:Genç Werther’in İtirafları, Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları, Wilhelm Mister’in Gezi Notları
*Şiirleri: Roma Mersiyeleri, Divan
-
SCHİLLER: Romantik tiyatronun en önemli dram şairidir. Karakter yaratmada başarılıdır. Tiyatrolarda özgürlük sevgisi işler.
*Eserleri: Haydutlar, Wilhelm Tell, Jeanne D’Arc, Don Carlos
Eserleri: Atal-Rene, Paris’ten Filistin’e Yolculuk, Mezar Ötesinden Hatıralar
Eserleri: Edebiyata dair, Almanya’ya dair.
Eserleri: Mahrem, Notlar, İndiana, Mektuplar, O Kadın, O Adam
Romantizmin Edebiyatımızdaki Temsilcileri
Namık Kemal, Abdülhak Hamit ve Mithat Efendi;
Şiirleriyle R. Mahmut Ekrem
*19.yy’ın ikinci yarısında Fransa’da romantizme tepki olarak çıkan bir edebiyat akımıdır.
*Konu gerçekten alınır. Olay ve kişiler yaşanan ve yaşayan kişilerin benzerleridir
*Kişilerin ruhi davranışlarını etkileyen onların kişiliklerini çizen çevre ve ortamın tanıtılmasına önem verilir.
*Betimlemeler yazarın gözüyle yapılmaz kahramanın gözüyle yapılır.
*His ve hayale kapılmadan toplum gerçeklerini olduğu gibi yansıtır.
*Sanat için sanat görüşünü savunur.
*Hikaye ve Romanda uygulanır.
|