T. C. Atatürk üNİversitesi edebiyat faküLtesi



Yüklə 275,41 Kb.
səhifə2/4
tarix18.04.2018
ölçüsü275,41 Kb.
#48931
1   2   3   4

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

4.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE VARSAYIM


İnternet çok hızlı bir biçimde gelişirken, sosyal medyayla kullanıcıların da içerik üretebildikleri ve bu içeriği milyonlarca insanla paylaşabildikleri yeni bir döneme girdiği görülmektedir. Kullanıcıların bağımsız bir biçimde içerik üretimi ise interneti belki de ilk ortaya çıktığından bu yana “bambaşka” yapan en önemli unsur oldu. Böylece kullanıcılar “kendi medyalarını” yaratarak, “geleneksel medyaya” bir taraftan farkında olmadan katkı yapmakta, diğer taraftan da alternatif olmaktadır. Geleneksel medya “profesyonel üretimini” sürdürürken sosyal medya üyeleri “her an her yerde olma, her şeyi anında yansıtabilme” ile öne çıkmaktadır.

Vural ve Bat’ın yaptıkları araştırmada Üniversite öğrencilerinin çoğunluğu interneti hemen hemen her gün kullandıkları,.bunun yanında sosyal medyanın ne demek olduğu bilinirken sosyal ağlara ilginın büyük olduğu görülmektedir.. Birçok öğrenci internette geçirdiği zamanın çoğunu sosyal ağlarda geçirmekte olduğu,. bu durum pazarlama, halkla ilişkiler ve reklâm sektörü için değerlendirilmesi gereken bir durum olduğu açıklanmaktadır.. Öte yandan kurumlar için de özellikle kurumsal iletişim çalışmalarına yeni bir yön verecek niteliktedir.

Yapılan bir diğer araştırmada ise internet kullanan tüm öğrenciler sosyal medyayı da kullandığı,. bunlardan en çok Messenger ve Facebook öğrenciler tarafından kullanılmakta olduğu görülmektedir Öğrenciler sosyal ağlarda video, fotoğraf, yorum, görüş paylaşmakta sakınca görmemekte, internette çevreleriyle iletişim kurmak istediklerinde artık e-postayı değil sosyal medyayı tercih etmektedirler.

Günümüz Türkiye’sinde sosyal medya organlarını kullanan kesimin büyük bir çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. Bunun doğal bir sebebi olarak gençlerin sosyal medya kullanım düzeyleri ve amaçlarının araştırılması, sosyal medyadan beklentilerinin ortaya konulması gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında araştırmanın varsayımlarını şu şekilde sıralayabiliriz:


  • Türkiye’de yaşayan gençler sosyal ağları çok yaygın bir şekilde kullanmaktadır.

  • Gençler sosyal medya organlarından etkilenmektedirler..


4.2. KAPSAM


Bu araştırmada sosyal medya, sosyal medya ve bilişim teknolojilerinin tarihsel serüveni, sosyal medyanın birey ve toplum üzerindeki etkileri ve sosyal medyanın kamu kurum kuruluşlarındaki avantajları genel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Araştırmanın kapsamını Atatürk Üniversitesi oluşturmaktadır. Araştırmamızda Atatürk Üniversitesi öğrencilerinin sosyal medya hakkındaki fikirleri ve sosyal medyadan beklentileri ortaya konulacaktır.


4.3. EVREN


Araştırmamızda Atatürk Üniversitesinde öğrenimlerine devam eden 150 üniversite öğrencisi örneklem evreni olarak belirlenmiştir.


  1. ARAŞTIRMANIN GÖZLEM TEKNİĞİ


Görgül araştırmalarda, birinci elden veri toplanması amaçlanan araştırmalarda en çok kullanılan teknik “sormaca” (anket) tekniğinidir. Bu teknik, gerek durum saptama,gerek bir ilişkiyi araştırma ve gerekse bir varsayımı sınama amaçlarıyla yapılan araştırmalarda sık sık baş vurulan bir araştırmadır. Bu teknik, kitle iletişim araçlarının etkilerini saptamakta günümüz gelişmiş toplumlarında sürekli kullanılmaktadır. Sormaca tekniği, gerek örneklemin alınmasında, gerek sormacanın hazırlanmasında, gerekse uygulama ve değerlendirme de özenle yapıldığında sonuçları en güvenilir, hata payı en az olan bir araştırma tekniğidir. (Aziz, 2008, s. 82).

Bu araştırmada anket yönteminden yararlanılacaktır. Anket yönteminin temelini bir evren ya da örneklemi oluşturan birimlerden sistematik biçimde bilgi elde edebilmek oluşturur. Bu amaçla yazılı ya da sözlü sorular sorarak bunların yanıtlarına ulaşılmaya çalışılır. Görüşmeci ile yanıtlayıcı arasındaki veri toplama aracı anket formu olarak adlandırılır. (Odabaşı, 1999, s. 81)


  1. ARAŞTIRMANIN ZAMANLAMASI


Araştırma 01.01.2011 tarihinde başlayıp 11.04.2011’da sona erecek şekilde toplam 3 aylık sürede gerçekleştirilecektir. Bu süre içinde yapılacak işlemler aşağıda gösterilecektir.

Kaynak Araştırması: 1 Ocak-30 Şubat 2011

Veri Toplama: 30 Şubat- 15 Mart 2011

Değerlendirme: 15- 30 Mart 2011

Yazma: 30 Mart – 8 Nisan 2011

  1. BÖLÜM

SOSYAL MEDYA
  1. TANIM

. Sosyal medya zaman ve mekan sınırlaması olmadan paylaşımın ve tartışmanın esas alındığı bir insani iletişim şeklidir. Sosyal iletişimin kelimeler, görseller ve ses dosyaları yolu ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikayelerini ve tecrübelerini bu ortamda paylaşabilmektedirler. Sosyal medya’da sosyal ağlar ve toplu gruplar yer almaktadır. İnsanların kurumlarını tanıttığı, arkadaş ilişkilerini geliştirdiği bir elektronik ortamdır. Sosyal medya en yüksek derecede paylaşımın gerçekleştiği, online medyanın yeni bir türü olarak fırsat sayılabilecek özellikler sunmaktadır. Bu özellikler şunlardır:



Katılımcılar: Sosyal medya katılımcıları cesaretlendirir ve ilgili olan her bir kullanıcıdan geri bildirim alır.

Açıklık: En çok sosyal medya servisleri geribildirime ve katılımcılara açıktır. Bu servisler oylama, yorum ve bilgi paylaşımı gibi konularda cesaret aşılarlar. Bunlar çok nadir ulaşıma yönelik engeller koyarlar.

Konuşma: Geleneksel medya yayına ilişkin iken (içerik aktarımı ya da dinleyiciye bilgi ulaşımı), sosyal medya iki yönlü konuşmaya olanak tanıması bakımından daha iyidir.

Toplum: Sosyal medya topluluklara çabuk ve etkili bir oluşum için izin verir. Topluluklar da böylece sevdikleri fotoğraf, politik değerler, favori TV şovları gibi ilgili oldukları şeyleri paylaşırlar.

Bağlantılılık: Sosyal medyanın çoğu türü, bağlantılı işler gerçekleştirir; diğer siteler, araştırmalar ve insanların ilgili oldukları herhangi bir konuda link verilmesine olanak tanır. Sosyal medyanın bu özellikler çerçevesinde geleneksel medyadan farkı ise şöyle sıralanmaktadır(http://tr.wikipedia.org/, 2010)

Erişim: Hem geleneksel medya hem de sosyal medya teknolojileri herkesin genel bir kitleye erişebilmesine olanak tanır.

Erişilebilirlik: Geleneksel medya için üretim yapmak genellikle özel şirketlerin ve hükümetlerin sahipliğindedir; sosyal medya araçları genel olarak herkes tarafından az veya sıfır maliyetle kullanılabilir.

Kullanılırlık: Geleneksel medya üretimi, çoğunlukla uzmanlaşmış yetenekler ve eğitim gerektirmektedir. Çoğu sosyal medya için bu geçerli değildir, yani herkes üretimde bulunabilir.

Yenilik: Geleneksel medya iletişimlerinde meydana gelen zaman farkı (günler, haftalar, hatta aylar) anında etki ve tepkisi olan sosyal medya ile kıyaslandığında uzun olabilmektedir. (Tepkilerin zaman aralığına katılımcılar karar verir). Geleneksel medya da sosyal medya araçlarına adapte olmaktadır.

Kalıcılık: Geleneksel medya yaratıldıktan sonra değiştirilemez (bir dergi makalesi basıldıktan ve dağıtıldıktan sonra aynı makale üzerinde değişiklik yapılamaz); oysa sosyal medya yorumlar veya yeniden düzenlemeyle anında değiştirilebilir.

Sosyal medyayı; kullanıcılar tarafından üretilen içeriğin yine kendisi tarafından yayıldığı ve paylaşıldığı ortamları olarak da tanımlamaktayız. Sosyal medyanın en önemli özelliği içeriğin yani bilginin, haberin, fotoğrafın, yorumun kaynağının kullanıcı olmasıdır. Geleneksel medyanın kapsama alanıyla birlikte onun ulaşmasının ya da yayınlamasının mümkün olmadığı-olamayacağı her türlü içerik sosyal medyanın ilgi alanına girer. Böylece internetteki üretim gücü her bireyin katkısına açılmış, kurumsal içeriklerle birlikte milyonlarca kişiden çıkan milyarlarca farklı bilgi, belge, görüş, yorum paylaşıma açılmıştır. Bu durum bir taraftan askeri bir proje olarak ortaya çıkan ve kimi zaman sansürlenmeye çalışılan internetin daha da özgürleşmesine yeni bir katkıdır.

Bununla birlikte sosyal medyanın farklı kategori ve işlevleri bulunmaktadır. Sosyal medya platformlarının çatısı altında şu kategorileri sıralayabiliriz:


  • Sosyal Platformlar (Facebook, Twitter, Frienfeed vb)

  • Yayıncılık (Bloglar, Wikipedia, Sözlükler)

  • Tartışma Siteleri (Forumlar)

  • İçerik Paylaşımı (Film, video, fotoğraf, müzik paylaşım siteleri – Youtube, Flickr, Vimeo, Imdb vb.)

  • Anlık Mesajlaşma (Messenger, Skype vb.)

  • Sosyal Oyunlar (Farmville, Zynga vb.)

Tüm bu kategorileri değerlendirdiğimizde internete giren çoğunluğun bu sosyal platformlarda gerek paylaşım yaptığını, gerekse zaman geçirdiğini söylemek mümkündür. Her ne kadar sosyal medyadaki bilgilerin doğruluğu ve güvenirliği tartışılsa da (ana akım medyadaki bilgilerin doğruluğu ve güvenirliği de tartışılabilinir) internetteki paylaşımın arttığı tartışılmaz bir gerçektir.


  1. SOSYAL MEDYANIN TOPLUMA ETKİLERİ

Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başlamaktadır. Sosyal medyada var olan içerik kullanıcı tarafından oluşturulduğundan yaratıcılık önem kazanmaya başlayarak ve katılım çağı doğmaktadır. Medya'nın içeriğini üreten ve medyayı izleyen arasındaki katı ayrım ortadan kalkmıştır. Bu oluşuma bağlı olarak değişim hızı arttı ve. insanlar için inovatif olmak ve yeniliklerde başı çekmek önem kazandı. Gerçekler değil fikirler önem kazandı, objektif olmak değil içten olmak önemli hale geldi.

İnternet teknolojilerinin hızla gelişmesi buna paralel olarak sosyal ağların oluşturulması beraberinde dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir.Bu köy öyle bir hale geldi ki herkes kendini diğer insanlardan farklı görmemeye başladı yani özgür,demokratik eşitsel bir yaşam arzulamaya yol açmıştır.Dünya bu teknolojiler sayesinde küresel bir toplum haline gelmektedir. İletişimde sınır tanımayan bir topluluk sosyal medya aracılığıyla oluşmaya başlamaktadır.

Sosyal medya kullanımında içerik ekleyen her birey eşit olduğundan demokrasi fikrinin insanların kafasına yerleşebilmesi için uygun ortam sağlanmaktadır. Bu sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları özgürce fikirlerini aktarabilme imkanı bulmaktadır. Bu durum, kişilerin internette öne sürdükleri düşüncelere, paylaşımlara, tanıdıkları olsun olmasın, diğer kişilerin yaptıkları yorumlar ve geribildirimlerle bir sosyal etkileşim ortamı ve giderek sanal cemiyetler oluşturmaktadır.

Batı dünyasının sürekli olarak teknolojik gelişmeleri demokrasiyi yaygınlaştırıcı araçlar olarak pazarlaması, baskıcı rejimlerin internet üzerindeki faaliyetlerini sadece internet sitelerini kapatmak veya internet sitelerine erişimi yasaklamaktan çıkarıp, sosyal paylaşım sitelerini protestocuları takip etmekten tutun, kendi propaganda sitelerini kurmaya kadar genişleyen bir yelpazede pozisyon almaya yöneltebilmektedir

Sosyal medya kendisini sadece toplumsal hareketlerde kendisini hissettirmemektedir. Bunun yanında aile ve eğitim hayatını da yakından etkilemektedir. Ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişim yönü değişti. Ebeveynler şimdiki teknolojik şartlara yakın şartlarda doğan çocuklarının öğrenme hızlarına yetişemedikleri için bazı şeyleri çocuklarından öğrenmeye istekli hale geldiler. Bu öğrenme sonucunda sosyal medyaya daha yatkın hale gelen ebeveynler, çocuklarıyla sanal ortamı paylaşmaya başlamakta ve çocuklarının arkadaş çevrelerini de bu yolla daha yakından tanıma olanağına kavuşmaktadırlar.

  1. SOSYAL AĞLAR VE SOSYAL MEDYADA KURUMSAL İLETİŞİM




    1. Sosyal Ağların Kurum Ve Kuruluşlar Üzerindeki Avantajları

Sosyal ağlar artık 7’den 70’e tüm insanların hayatında büyük rol oynamaktadır. Bu ortamlar çocukların hayal dünyasını genişletirken, gençlerin birbirleriyle iletişimini sağlamaktadır. Ayrıca kurum ve kuruluşların, çalışanlar arasında birbirleriyle anlık ileti ve anında iletişimini sağlamaktadır.

Sosyal ağlar yardımıyla artık çoğu iletişim gerekli işler de kolay hale gelmiştir. Örneğin anket işi yapan bir öğrenci kolayca buradan anketlerini hedef kitleye uygulatabilmekte ya da biraz daha büyük düşünürsek; büyük fikirleri olan ancak sermayesi az olan ve bir iş kurmak isteyen bir iş adamı adayı da kendini, misyonunu ve vizyonunu sosyal medya yardımıyla tanıtabilmekte ve hatta düzgün bir hiyerarşik yapıyla bu ortamlarda binasız bir şirket dahi kurabilmektedir.

Artık cep telefonlarının da sosyal medya öğesi olduğunu ele alırsak, tüm iş alanlarındaki en büyük etmen olan iletişim problemi sinyal veya yayın olan her yerden sağlanabilmektedir. Kurum içi iletişimin yanı sıra, kurum ve kuruluşlar da müşteri ve kullanıcısına rahatça ulaşabilmekte, onların görüşlerini alabilmekte ve bu ortamlardan geri bildirim yapabilmektedir.


    1. Kütüphane ve Sosyal Medya İlişkisi

Facebook, MySpace, Flickr ve YouTube gibi Web 2.0 özelliklerine sahip sosyal ağlar en çok ziyaret edilen web siteleri arasında yer almaktadır. Sosyal ağlar sadece sosyalleşmek ve eğlenmek amacıyla değil, bilgiye erişmek, öğrenmek ve profesyonel iş yapmak amacıyla da kullanılmaktadır. Sosyal ağların sağladığı işbirliği, kişiselleştirme, kullanıcı destekli içerik ekleme ve üst veri gibi özellikler kullanıcı deneyimini zenginleştirmekte ve bu web sitelerini daha çekici kılmaktadır. Kütüphanelerin de sosyal ağlar kadar erişilebilir, esnek, işbirliği ve paylaşıma açık olmasını bekleyen kullanıcılar, yoğun olarak kullandıkları sosyal ağlar aracılığıyla kütüphanelere de erişmek istemektedirler. Kütüphanelerin geleceği dijital kullanıcıların bilgi gereksinimlerini başarılı bir biçimde sağlamalarıyla yakından ilgilidir. Aksi takdirde Web, Google ve Facebook ile yetişen “ağ kuşağı” ya da “dijital yerliler” kütüphaneleri modası geçmiş kuruluşlar olarak görecek ve bilgi gereksinimlerini karşılamak için başka kuruluşlara ya da ortamlara yöneleceklerdir. Bu çalışmada Web 2.0 gibi bazı yeni teknolojilerin ve teknolojik yakınsamanın kullanıcılar ve kütüphaneler üzerindeki etkileri incelenmekte, dijital çağda bilgi profesyonellerinin karşı karşıya kaldığı yeni meydan okumalar ve fırsatlar tartışılmaktadır (Tonta, 2009).

Kütüphanelerin artık binalarının dışına taşması ve kullanıcıların bilgi yöneticilerine sürekli 7/24 ihtiyaç duymaları, kullanıcıların kütüphaneleri eski tozlanmış raflar olarak tanımlamasından kurtulmak için yaptıkları çalışmalar, kütüphaneleri sosyal medya gibi büyük ve etkili bir platformda kendisini göstermek için bir fırsat olmuştur.

Kütüphaneler artık sadece “tuğla ve harç”tan (brick and mortar) oluşan işletmeler değildir. Internet ve Web, zaman ve mekân engellerini ortadan kaldırarak 7 gün 24 saat bilgi hizmetlerine erişimi mümkün hale getirmiştir. Kütüphane dermeleri ve hizmetleri teknolojik gelişmeler aracılığıyla kütüphane duvarlarının dışına taşınmıştır. Örneğin, kullanıcılar dergilerden yararlanmak için artık kütüphaneye kadar gitmek zorunda değildirler. Masaüstü veya dizüstü bilgisayarlar ya da cep telefonları kullanarak kütüphanenin web sitesine kolayca erişebilmekte, makale, müzik ya da görüntü indirebilmektedirler. Kullanıcılar bu işlemleri bulundukları ortamı (örneğin, Web, bir öğrenim yönetim sistemi ya da bir sosyal ağ) değiştirmeden de yapabilmektedirler. Başka bir deyişle, kütüphaneler günümüzde sadece fiziksel mekânlar değil, kullanıcıların çalışma ortamlarına ve sosyal ağlara gömülmüş sentezlenmiş, uzmanlaşmış ve mobil bilgi hizmetleri sunan sanal ortamlardır (Murray, 2006).

Sürekli sosyal ağları kullanan, her zaman bağlantılı olan ve giderek daha talepkâr hale gelen dijital kullanıcıların bilgi gereksinimlerini karşılamak, hem fiziksel hem de dijital kütüphanelerin gerektirdiği özellikleri birbiriyle bağdaştırmak ve her zaman “hazır ve nazır” bir kütüphane yaratmak kütüphane ve bilgi profesyonellerinin karşılaştıkları zor bir görevdir (Dempsey, 2009).

Bu da demek oluyor ki artık kullanıcıları kütüphanlerde değil de, bilgiye sürekli erişim sağlanabilinen dijital mekanlarda aramalıyız. Kütüphaneciler de eğer hizmet vermek istiyorlarsa kullanıcılarına facebook, twitter gibi büyük kullanıcı kitlelerini bulabileceği sosyal ağlara yönelmelidir. Bu artık çağın bir gereksinimi haline gelmiştir. Çünkü kullanıcıların bilgi yöneticilerinden istedikleri bilgiye kısa sürede, net ve doğru olarak erişimdir.


  1. SOSYAL MEDYANIN İLK ADIMLARI VE TÜRKİYEDEKİ YANSIMALARI

Her ne kadar 2003 yılında kurulan myspace Amerika’da çok büyük bir etki yaratarak sosyal medyanın ilk adımlarının atılmasını sağlamış olsa da Türkiye için hala uzak ve soğuk bir sosyal networktür. Türkiye için sosyal medya ile tanışma ancak 2006′da Facebook‘un ani patlaması ile gerçekleşti.

Bugün web hakkında hiçbir fikri olmayan yüz milyonlarca insan Facebook sayesinde sevdiği şarkıları, video klipleri, haberleri ya da makaleleri en kısa yoldan tanıdığı herkes ile paylaşıyor, yeni içerik üretiyor ve bunu yaparken hiç zorlanmıyor. Facebook‘un yükselişi işte bu nedenle durdurulamıyor. İlk başta gizlilik problemini öne süren herkes “Kim özel hayatını tüm dünya ile paylaşır ki?” diye soruyordu. Şimdi ise biliyoruz ki sırf Facebook‘ta paylaşmak için insanlar fotoğraf çektiriyor, video kaydediyor ve içerikler yazıyorlar. Facebook tüm bu özellikleri ile, Dünya’da değilse bile Türkiye’de, sosyal medyanın temelini oluşturuyor ve gün geçtikçe piyasa hakimiyetini arttırmaktadır.


  1. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYA


İnternet ve bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesi dünyanın küreselleşmesinin en önemli pay sahiplerinden birisi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu platform üzerinde ki en önemli kullanım alanlarından birisi süphesiz sosyal medya organlarıdır. Aşağıda bu paylaşım organlarının istatistiksel verileri sıralanmaktadır.

  • Dünya üzerinde her üç kişiden ikisi sosyal ağları ziyaret ediyor (Nielsen, 2009)

  • Twitter’da açıldığı günden bu yana 6.7 milyar tweet gönderildi (Gigaweet, 2009)

  • 350 milyon aktif kullanıcısı ile Facebook bir ülke olsaydı Çin ve Hindistan’dan

  • sonra dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi olurdu (Wikipedia, 2009).

  • Türkiye Avrupa’nın internette en çok zaman geçiren ülkesi (Comscore, 2009)

  • 14 milyondan fazla kullanıcıyla Türkiye Facebook’ta en aktif üçüncü ülke

  • (Facebook, 2009).

Yukarıdaki istatistikler sosyal medyanın hayatımızdaki yerini ve önemini ortaya

koyuyor (Aslan, 2010).
Artık hemen herkes bu ortamlarda birbirleriyle sürekli iletişim halinde… Kimisi arkadaş bulmak amacıyla, kimisi düşüncelerini herkesle paylaşmak için, kimi sadece sohbet amacıyla … Ancak şu bir gerçektir ki; sosyal medya artık haytımızın bir parçası.

Sorulması gereken soru şu ki: “ Sosyal medya neden bu kadar çok kullanılıyor ? “

Çünkü çağımızda en kolay, en hızlı ve güvenilir bilgi erişimi bu ortamlarda. Anında güncel konulardan haberdar olabileceğimiz gibi uzaklardaki akrabalarımızla da bu ağlar yardımıyla kolayca iletişim kurabilmekteyiz. Ya da kendimize yeni bir arkadaş bulabilir ve onlarla görüşlerimizi paylaşabiliriz.

Kısacası sosyal medya, dijital ortamlar yardımıyla yapabileceğimiz her şeye izin veriyor. Kendini kullanıcıya sevdiriyor ve karşılığında kullanıcıdan hiçbir şey talep etmiyor.



  1. DÜNYADA VE TÜRKİYEDE RAKAMLARLA İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI



    1. 2010 Yılı’nda Dünyadaki Genel Veriler

Dünyada internet kullanımı, bir önceki yıla göre yüzde 14′lük bir artış kaydederek 1.97 milyara ulaştı. İnterneti en fazla kullananlar, sırasıyla Asyalılar 825.1 milyonu Avrupalılar 475.1 milyonu ve kıta Amerikalıları 345,7 milyonu diğerleri ise 123,4 milyonunu oluşturmaktadırlar.

2010 yılında internet üzerinden gönderilen elektronik posta sayısı 107 trilyon, günlük ortalama gönderim ise 294 milyon. İnternette alan adı sayısındaki artış ise yüzde 7. “.com” uzantılı site sayısı 88.8 milyona çıktı. 2010′da 21.4 milyon yeni web sitesi sisteme eklendi. Böylece dünyadaki web sitesi sayısı 255 milyona çıkmış oldu.



    1. Türkiye Genel Verileri

Türkiye’deki internet kullanıcı sayısı 35 milyon kişi. Toplam nüfusa oranı % 48. Bu sayı ile dünyada 12, Avrupa’da ise 4′üncü sırada yer alıyoruz. 35 milyon internet kullanıcısının 24 milyonu Facebook üyesi. Bunun toplam nüfusa oranı ise % yüzde 34.’ü bulmaktadır.

Türkiye’de her ay eklenen yeni internet kullanıcısı sayısı 90 bin. Ortalama internet kullanım saati olarak Avrupa’da 1. sıradayız. Türkiye’deki internet kullanıcılarının yüzde 85′i her gün internete bağlanırken, kitlenin yüzde 48′i gazete ve haber okumaktadır.

Türkiye’deki kullanıcıların çoğunluğunu yüzde 57 oranla erkekler oluştururken, kadınlar yüzde 43 oranında kalıyor. Bu kitlenin yüzde 42′si 25-44 yaş aralığında iken, araştırmada ulaşılan yaklaşık 20 milyon internet kullanıcısının sadece 3.4 milyonu kentsel bölgelerde yaşamaktadır.

Türkiye’deki internet kullanıcılarının eğitim durumuna gelince ise, yüzde 30′u ilkokul, yüzde 25′i orta öğretim, yüzde 30′u lise mezunu olduğu görülüyor. Beklenenin tersine üniversite mezunları, kullanıcıların sadece yüzde 15′ini oluşturmaktadır..

25 yaş üzeri ve ailenin alışverişinden sorumlu olan, ekonomik konularında karar verici internet kullanıcıları oranı ise yüzde 34. Toplam kullanıcı sayısının yüzde 4,5′u ise online alışveriş yapmaktadır.


    1. Sosyal Medya Verileri

2010 sosyal medya için tam bir atılım yılı oldu. İnternet kullanıcıları arasından sosyal medyaya üye olanların oranı % 95. Dünyada 600 milyona yaklaşan kullanıcısı olan Facebook’un Türkiye’deki toplam kullanıcı sayısı ise 24 milyon. (Bunun neredeyse yarısı 2010 yılında katıldı.) Yani bu rakamlar, dünya üzerinde yaşayan 7 milyara yakın insanın yüzde 7′sini, 73.5 milyon kişi olan Türkiye toplam nüfusunun ise yüzde 34′ünü kapsıyor. Bu kullanıcı sayısıyla, dünyada ABD ve İngiltere’nin ardından 3′üncü sırada yer almaktayız.

Twitter dünyada 175 milyon üyeye ulaştı. Bunun 100 milyonu ise 2010 yılında eklendi. Yine 2010′da gönderilen ‘Tweet’ sayısı 25 milyar. Türkiye’deki toplam Twitter kullanıcı sayısı ise yaklaşık 35 bin kişi. Türkiye’deki toplam FriendFeed kullanıcı sayısı yaklaşık 15 bin kişiyi.bulmaktadır.

Türkiye’de her gün Facebook’u ziyaret edenlerin sayısı yaklaşık 7,5 milyon kişi. Facebook üyelerinin yüzde 50′si her gün, yüzde 80′i ise her hafta siteye giriyor. Facebook site gelirinin yüzde 99′unu online reklam ve pazarlama kampanyaları oluşturuyor. Facebook’da günde ortalama geçirilen süre 70 dakika. Sosyal medya kullanıcılarının marka-ürünlerle ilgili düşüncelerini paylaşma oranı % 20.civarındadır.

You Tube’a her dakika 35 dakikalık yeni video yükleniyor. Günlük izlenen video sayısı ise 2 milyar. Flickr’a yüklenen fotoğraf sayısı 5 milyarı aştı. Facebook’a ise ayda ortalama 3 milyar fotoğraf, 20 milyon video yüklenmektedir..




  1. BÖLÜM



Yüklə 275,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin