T. C. Daniştay 10. Daire e. 2009/374 K. 2013/8792 T. 12. 2013



Yüklə 441,67 Kb.
səhifə3/7
tarix27.10.2017
ölçüsü441,67 Kb.
#16012
1   2   3   4   5   6   7

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2011/3813

K. 2012/447

T. 6.2.2012

İMAR UYGULAMASI ( Daha Önce Yapılan Yola Terk İşlemi Parselasyon İşlemi Olmadığından İkinci Kez Düzenleme Ortaklık Payı Kesilemeyeceği Gerekçesiyle Parselasyon İşleminin İptaline Karar Verilmesinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )

YOLA TERK İŞLEMİ ( Parselasyon İşlemi Olmadığından İkinci Kez Düzenleme Ortaklık Payı Kesilemeyeceği Gerekçesiyle Parselasyon İşleminin İptaline Karar Verilmesinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )

DÜZENLEME ORTAKLIK PAYI ( İmar Uygulaması - Daha Önce Yapılan Yola Terk İşlemi Parselasyon İşlemi Olmadığından İkinci Kez Düzenleme Ortaklık Payı Kesilemeyeceği Gerekçesiyle Parselasyon İşleminin İptaline Karar Verilmesinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )



3194/m.18

ÖZET : Daha önce yapılan yola terk işlemi parselasyon işlemi olmadığından, ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği gerekçesiyle parselasyon işleminin iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Muğla 1. İdare Mahkemesinin 14.10.2010 günlü, E:2008/2424, K:2010/2653 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Kılıç'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Dr. Ülkü Özcan'ın Düşüncesi : 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre, belediyeler sadece imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleriyle yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli ve kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya yetkilidir. Düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, arazi ve arsaların düzenlemede önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçmemesi şartıyla düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak düşülebilir. Aynı maddeye göre herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınamaz. Ancak bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına engel teşkil etmez.

Yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca ikinci kez yapılan düzenlemede daha önce yapılan kesintiler de dikkate alınarak toplamda yüzde kırkını geçmemek üzere düzenleme ortaklık payı alınabileceğinden, İdare Mahkemesince uyuşmazlık konusu yerde daha önce yapılan imar uygulaması sonucunda davacıya ait taşınmazdan kesinti yapıldığından ikinci kez düzenleme ortaklık payı alınamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava, Muğla İli, Datça İlçesi, ... Köyü, ... Mevkii, ... parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon uygulaması yapılmasına ilişkin 09.07.2008 günlü, 127 sayılı Datça Belediye Encümeni kararı ile bu karara yapılan itirazın kısmen reddine ilişkin 13.08.2008 günlü, 153 sayılı belediye encümen kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlarla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; daha önce düzenlemeye tabi tutularak davacıya ait taşınmazdan %1,9 oranında düzenleme ortaklık payının alındığı, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan dava konusu parselasyon uygulaması ile söz konusu taşınmazdan ikinci kez %30,46 oranında düzenleme ortaklık payı alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde: "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez." hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin altıncı fıkrasında ise: "Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez." kuralı yer almıştır.

İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde ise: "Düzenleme ortaklık payı oranı: Bir düzenleme sahasında tesbit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarlarına oranıdır.

Evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsalar bu ortaklık payı hesabına katılmaz.

Ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35'e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir." hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; bedelsiz yola terk işleminin bir parselasyon işlemine dayanmaması nedeniyle yapılan terkinin, düzenleme ortaklık payı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu terk oranını yeni düzenlemede belirlenmiş düzenleme ortaklık payı oranına tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği ve bu durumun hakkaniyete ve eşitlik ilkesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 03.08.1988 günlü, 455 sayılı belediye encümeni kararı ile %1,9 oranlık kısmının yola terk edilmesi suretiyle 1177 sayılı parselin ifrazından 1178 sayılı parselin oluşturulduğu, daha sonra uyuşmazlık konusu parselasyon işlemiyle, bölge için belirlenen %30,46 oranında düzenleme ortaklık payı oranına tamamlanacak şekilde 1178 sayılı parselden düzenleme ortaklık payının alındığı anlaşılmaktadır.

Olayda, her ne kadar İdare Mahkemesince daha önce yapılan imar uygulaması nedeniyle söz konusu taşınmazdan kesinti yapıldığı ve anılan parselden ikinci kez düzenleme ortaklık payı alınamayacağı belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de, bahsi geçen alanda yeniden düzenleme yapılması nedeniyle, daha önce yapıların kesintilerin dikkate alınması suretiyle düzenleme ortaklık payı alınabileceği açıktır.

Bu durumda, yukarıda belirtilen hususlar saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, aynı parselden ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Muğla 1. İdare Mahkemesinin 14.10.2010 günlü, E:2008/2424, K:2010/2653 sayılı kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2010/10709

K. 2011/2200

T. 14.6.2011

DAVA AÇMA EHLİYETİ (Parselasyon İşlemlerine Karşı Açılan Davalar - Malik Olmayıp Taşınmaz Üzerinde Hak İddia Edenlerin Taşınmazın Tapu Kaydını Adlarına Tescil Ettirmeleri Üzerine Dava Açabileceği)

PARSELASYON İŞLEMLERİ (Malik Olmayıp Taşınmaz Üzerinde Hak İddia Edenlerin Taşınmazın Tapu Kaydını Adlarına Tescil Ettirmeleri Üzerine Dava Açabileceği - Dava Açma Ehliyeti)

ARSA VE ARAZİ MALİKLERİ (Parselasyon İşlemlerine Karşı Dava Açma Ehliyetleri Bulunduğu - Malik Olmayıp Taşınmaz Üzerinde Hak İddia Edenlerin Taşınmazın Tapu Kaydını Adlarına Tescil Ettirmeleri Üzerine Dava Açabileceği)



2577/m. 2/1-a

3194/m.18

ÖZET : 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabilir. Malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabileceği gözetilmelidir.

İstemin Özeti : Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 17.06.2010 günlü, E:2009/1015, K:2010/726 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Nejdet Bayram'ın Düşüncesi: 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabileceği, malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabilecekleri göz önüne alındığında davacının dava konusu işlemde yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M. İclal Kutucunun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Antalya, Gazipaşa, Aksu Mevkii ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca parselasyona tabi tutulmasına ilişkin 16.04.2009 günlü 172 sayılı belediye encümeni kararı ile bu karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin 29.05.2009 günlü, 208 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, parselasyon işleminin tapu kayıtları üzerinden yapılamasının gerektiği, mülkiyeti ihtilaflı taşınmazın parselasyona tabi tutulmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.

2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "dava açma ehliyeti" iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme yapılırken davacı ile dava konusu işlem arasında kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususu göz önüne alınmaktadır.

Davacı tarafından davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ve kendi adına tescili istemiyle Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı ve bu davanın devam ettiği, parselasyon işleminin kurulduğu tarihte tapuda kayıtlı malikler adına tesis edildiği, kaldı ki, söz konusu taşınmazın hiçbir zaman davacı adına tescilinin de olmadığı anlaşılmıştır.



Bu durumda 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabileceği, malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabilecekleri göz önüne alındığında davacının dava konusu işlemde yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmış, işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesinin Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 17.06.2010 günlü, E:2009/1015, K:2010/726 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2008/8349

K. 2010/6342

T. 16.6.2010

KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARARI (Yapılan İmar Uygulamasının Uygun Olmadığına Karar Verildiği - Kamu Kurumu ve Kuruluşları İle Belediyelerin Koruma Bölge Kurullarının Kararlarına Uymak Zorunda Olduğu)

İMAR UYGULAMASI (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı/Yapılan İmar Uygulamasının Uygun Olmadığına Karar Verildiği - Kamu Kurumu ve Kuruluşları İle Belediyelerin Koruma Bölge Kurullarının Kararlarına Uymak Zorunda Olduğu)

KORUMA BÖLGE KURULLARININ KARARLARI (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma - İmar Uygulamasının Uygun Olmadığına Karar Verildiği/Kamu Kurumu ve Kuruluşları İle Belediyelerin Koruma Bölge Kurullarının Kararlarına Uymak Zorunda Olduğu)



3194/m.18

ÖZET : Kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu kararıyla; dava konusu imar uygulaması ile, hisseli olan tescilli yapı parselinden müstakil parsel oluşturulması, mevcut imar planında yol olarak görülen yerde imar parseli oluşturularak imar planına aykırı uygulamaya gidilmiş olması ve düzenleme sınırının yol ekseninden geçirilmiş olması nedenleri ile 3194 sayılı yasa'nın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının uygun olmadığına karar verildiği ve 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu uyarınca, kamu kurumu ve kuruluşları ile belediyelerin koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır.

İstemin Özeti : Samsun 1.İdare Mahkemesinin 3.4.2008 günlü, E:2007/1228, K:2008/737 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Aylin Bayram'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Sinop İli, Merkez, Kefeli Mahallesi, … ada, … sayılı parselleri kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 8.11.2006 günlü, 308 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava konusu imar uygulamasının yapıldığı alanda tescilli eser olması nedeniyle davalı idarece koruma bölge kurulundan görüş sorulması üzerine 21.12.2006 günlü 976 sayılı Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararında; dava konusu imar uygulaması ile, hisseli olan tescilli yapı parselinden müstakil parsel oluşturulması, mevcut imar planında yol olarak görülen yerde imar parseli oluşturularak imar planına aykırı uygulamaya gidilmiş olması ve düzenleme sınırının yol ekseninden geçirilmiş olması nedenleri ile 3194 sayılı Yasa'nın 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının uygun olmadığına karar verildiği, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca, kamu kurumu ve kuruluşları ve belediyeler koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorunda olduklarından, hukuka aykırı olan dava konusu encümen kararının geri alındığına ilişkin yeni bir karar alınması veya bu işlemi kaldıran yeni bir işlem tesis edilmesi gerekirken, halen hukuk aleminde varlığını sürdüren dava konusu işlemde belirtilen nedenle hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu Samsun 1.İdare Mahkemesinin 3.4.2008 günlü, E:2007/1228, K:2008/737 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2008/9022

K. 2010/6191

T. 15.6.2010

FERDİLEŞTİRİLME YAPILMASI ( Hisseli Mülkiyetin Korunması Gerekirken Hisselerin Birleştirilmesi Suretiyle de Bir Çeşit Ferdileştirme Yapıldığı - İdare Mahkemesince Bu Hususlar Göz Önüne Alınmak Suretiyle Uyuşmazlık Hakkında Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

HİSSELİ MÜLKİYETİN KORUNMASI ( Gerekirken Hisselerin Birleştirilmesi Suretiyle de Bir Çeşit Ferdileştirme Yapıldığı - İdare Mahkemesince Bu Hususlar Göz Önüne Alınmak Suretiyle Uyuşmazlık Hakkında Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

KAMU ORTAKLIK PAYI ( Karşılanması Gereken Sağlık Tesisinin Davacının Taşınmazından Alındığı Gibi 3194 S. Yasanın 18.Md. Uyarınca Yapılan Parselasyon İşlemleri Sırasında Hisseli Mülkiyetin Korunması Gerektiği )

ARAZİ VE ARSALARIN İMAR PLANINA UYGUN OLARAK DÜZENLENMESİ ( Yapılan Parselasyon İşlemleri Sırasında Hisseli Mülkiyetin Korunması Gerekirken Hisselerin Birleştirilmesi Suretiyle de Bir Çeşit Ferdileştirme Yapıldığı - Uyuşmazlık Hakkında Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerektiği )

3194/m.18

ÖZET : Plan gereği Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezi olarak ayrılan 3613 m2 lik tam parsel oluşturulduğu, böylece kamu ortaklık payından karşılanması gereken sağlık tesisinin davacının taşınmazından alındığı gibi 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemleri sırasında hisseli mülkiyetin korunması gerekirken hisselerin birleştirilmesi suretiyle de bir çeşit ferdileştirme yapıldığı anlaşıldığından; İdare Mahkemesince, bu hususlar göz önüne alınmak suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

İstemin Özeti : Ankara 10. İdare Mahkemesinin 02.07.2008 günlü, E:2008/411, K:2008/1622 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı E.Emel Çelik'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Ankara, Çankaya, Çukurca Mahallesi, 26202 ada, 17 ( eski 14 ) parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin onayına ilişkin 22.11.2007 günlü, 1046 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, parselasyon planının dayanağı olan 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle açılan davanın Ankara 14.idare Mahkemesinin 24.01.2008 günlü, E:2007/796, K:2008/85 sayılı kararı ile reddedilmesi ve anılan davada yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi sonucu düzenlenen raporda söz konusu parselin hazine hisselerinden oluşturulmadığı ve kamu yararına aykırı olmadığının belirtilmesi nedeniyle bu davaya konu parselasyonda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İmar Kanununun 18.Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.maddesinde, düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parsellerinin, düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirileceği kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, 26202 ada, 17 ( eski 14 ) sayılı parselin Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezi'ne dönüştürülmesine ilişkin 1/1000 ölçekli imar plan değişikliğine istinaden hazırlanan 81176/5 sayılı parselasyon planı ile 26202 ada, 17 ( eski14 ) parsel, 28175 ada, 7,8,9 parsel, 28180 ada, 6 parsel, 28182 ada, 3,4,5,6,7 parsel, 28183 ada, 10,13 parsel, 28184 ada, 6 parsel, 28185 ada, 7,12,13 parsel sayılı taşınmazlar düzenlemye alınarak bu parsellerdeki hazineye ait hisseler, 26202 ada, 17 ( eski 14 ) sayılı parselde toplanmış ve plan gereği Sağlık ve Rehabilitasyon Merkezi olarak ayrılan 3613 m2 lik tam parsel oluşturulduğu, böylece kamu ortaklık payından karşılanması gereken sağlık tesisinin davacının taşınmazından alındığı gibi 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemleri sırasında hisseli mülkiyetin korunması gerekirken hisselerin birleştirilmesi suretiyle de bir çeşit ferdileştirme yapıldığı anlaşıldığından; İdare Mahkemesince, bu hususlar göz önüne alınmak suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.


Yüklə 441,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin