T. C. Daniştay 10. Daire e. 2009/374 K. 2013/8792 T. 12. 2013



Yüklə 441,67 Kb.
səhifə5/7
tarix27.10.2017
ölçüsü441,67 Kb.
#16012
1   2   3   4   5   6   7

KARAR : Dava, Manisa, Demirci İlçesi, ... Mahallesi, ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı davacıya ait taşınmazı kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 22.10.2002 günlü, 479 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Manisa İdare Mahkemesi 24.2.2004 günlü, E:2003/257, K: 2004/155 sayılı kararıyla; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, ... ada, ... ve ... sayılı parsellerin 1995 yılında ... ada, ... sayılı parselin 3194 sayılı Yasanın 15 ve 16 ıncı maddelerine göre ifrazından oluştuğu, davacıya ait ... sayılı parselden % 35'in üzerinde düzenleme ortaklık payı alınmış ise de, daha önce yapılan ifraz sırasındaki yola rızaen yapılan terk ve davacı tarafından bağışlanan miktarın parselasyon işleminde dikkate alınmamasında ve buna göre düzenleme ortaklık payı hesaplanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Bu karar temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 14.2.2005 günlü, E:2004/3189, K:2005/772 sayılı kararıyla; İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesi uyarınca taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39. maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35'e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınacağının hükme bağlandığı, 1995 yılında yapılan ifraz sonucunda davaya konu taşınmazdan bedelsiz yola terk yapıldığının görüldüğü, bilirkişi raporunda da dava konusu parselasyon işlemi tesis edilirken bu rızai terk işlemi gözönünde bulundurulmadan davacıya ait taşınmazdan % 37.92 oranında düzenleme ortaklık payı alınmasında anılan Yönetmelik hükmünde yer alan imar kanunun 18. maddesi uyarınca yapılacak parselasyon ile ilgili esaslara aykırılık bulunduğu gerekçesiyle bozulmuş ise de İdare Mahkemesince anılan bozma kararına uyulmayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar edilmiştir.

Davacı 10.6.2005 günlü, E:2005/667, K:2005/698 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

İmar Kanununun 18.Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11.maddesinde, düzenleme ortaklık payı oranının, bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastrol veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranı olduğu, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış arazi ve arsaların bu ortaklık payı hesabına katılmayacağı, ancak taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı imar kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35'e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait parselin kadastrol ... ada, ... sayılı parselin 1995 yılında bir kısmının bedelsiz olarak yola terk edilmesi suretiyle ifrazından oluştuğu, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca 2002 yılında tesis edilen dava konusu parselasyon işlemi sırasında da davacı tarafından parselinden 330 m2'nin hibe edilerek düzenleme alanında belirlenen düzenleme ortaklık payının karşılanmasında kullanıldığı, dolayısıyla davacının parselinden 1995 yılında gerçekleştirilen ifraz işlemi sırasında bedelsiz olarak yapılan yola terk ve 2002 yılında tesis edilen parselasyon işlemi sırasında da hibe adı altında imar planında yeşil alan olarak ayrılan alanda kullanılmak üzere kesinti yapıldığı, bu kesintinin yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmete ayrılan alanların düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden işlem tarihi itibariyle % 35'e kadar düşülebilen miktar karşılığı bedel olan düzenleme ortaklık payı kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır.



3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyaca olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami ve karakol gibi umumi hizmetler için düzenleme ortaklık payı alınabilecek olması karşısında 1995 yılında yol için yapılan terkin, yeşil alan için 2002 yılında yapılan hibeden ayrı düşünülemeyeceği, amacın aynı olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, uyuşmazlıkta davacının taşınmazından yapılan yola terk ve yeşil alan için yapılan hibe miktarını % 35'e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilecekken bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu parselasyon işlemi tesis edilirken rızai terk edilen parselasyon ve hibe edilen miktar göz önünde bulundurulmadan davacıya ait parselden % 35'i aşan oranda düzenleme ortaklık payı alınmıştır.

Bu itibarla dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Manisa İdare Mahkemesince verilen 10.6.2005 günlü, E:2005/667, K: 2005/698 sayılı ısrar kararın bozulmasına, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 19.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2006/1662

K. 2008/2479

T. 22.4.2008

MERA VASIFLI TAŞINMAZLAR ( Parselasyona Tabi Tutulamayacağı )

PARSELASYON İŞLEMİ ( Amacı İmar Planına Uygun Düzgün İmar Parselleri Oluşturmak Olduğundan Yeni İmar Planına Göre Yeniden Parselasyon Yapılma Nedenlerinin Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )

YENİDEN PARSELESYON YAPMA ( Yeni İmar Planına Göre Yeniden Parselasyon Yapılma Nedenlerinin Olup Olmadığının Araştırılması Gereği - Mera Vasıflı Taşınmazların Parselasyona Tabi Tutulamayacağı )

PLANA UYGUN PARSELASYON ( Yapılıp Yapılmadığı Hususunun Araştırılmasından Sonra Karar Verilmesi Gerektiği - Mera Vasıflı Taşınmazların Parselasyona Tabi Tutulamayacağı )

3194/m.18

4342/m.14

ÖZET : Mera vasıflı taşınmazlar, parselasyona tabi tutulamaz. Parselasyon işleminin amacı imar planına uygun düzgün imar parselleri oluşturmak olduğundan, yeni imar planına göre yeniden parselasyon yapılma nedenlerinin olup olmadığı, plana uygun parselasyon yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmasından sonra karar verilmesi gerekir.

İstemin Özeti : Edirne İdare Mahkemesinin 21.9.2005 günlü, E:2003/1742, K:2005/1057 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Elif Emel Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesi ,... Beldesi sınırları içinde davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanda yapılan imar uygulamasına ilişkin işleme karşı yapılan itirazın reddi yolundaki 18.7.2003 günlü 2003/48 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

Parselasyon işlemi amacı imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğundan parselasyon işleminin nedeninin açık olarak ortaya konulması gerekir. Dava konusu işlemin imar planına uygun olup olmadığı, parselasyon yapımı koşullarının oluşup oluşmadığı gibi hususlar değerlendirilmeden verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz konusu Mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davacıya ait Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesi, ... Beldesi, ... ve ... sayılı adalarda ... sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 18.7.2003 günlü, 48 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; daha önce parselasyon yapıldığı ve düzenleme ortaklık payı alındığı için yeni imar planı uyarınca yapılan parselasyon işleminde davacının taşınmazlarından yeniden düzenleme ortaklık payı alınmadığı, eski parselin olduğu yerde oluşturulan imar parsellerinin verildiği sadece kamu ortaklık payı oranında kamusal alanda hisselendirildiği, uyuşmazlığa konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4342 sayılı Mera Kanununun 14. maddesinde,tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaktan bu Kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağı,ancak, bu Kanuna veya daha önceki kanunlara göre mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerden; köy yerleşim yeri ile uygulama imar planı veya uygulama planlarına ilave imar planlarının hazırlanması, toprak muhafazası, gen kaynaklarının korunması, milli park ve muhafaza ormanı kurulması, doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, sel kontrolü, akarsular ve kaynakların düzenlenmesi, bu kaynaklarda yapılması gereken su ürünleri üretimi ve termale dayalı tarımsal üretim faaliyetleri için ihtiyaç duyulan yerlerin, ilgili müdürlüğün talebi, komisyonun ve defterdarlığın uygun görüşü üzerine, valilikçe tahsis amacının değiştirilebileceği ve söz konusu yerlerin tescillerinin Hazine adına, vakıf meralarının tescillerinin ise vakıf adına yapılacağı hükme bağlanmıştır.



Anılan hüküm uyarınca mera olarak tahsisli taşınmazların belirtilen usul çerçevesinde tahsis amacı değiştirilerek mera vasıfları kaldırılmadıkça parselasyon işlemine dahil edilmesi olanaklı olmadığından, dava konusu işlemle düzenleme sınırı içine alınan mera vasıflı taşınmazların durumunun buna göre incelenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, parselasyon işleminin amacı imar planına uygun düzgün imar parselleri oluşturmak olduğundan, yeni imar planına göre yeniden parselasyon yapılma nedenlerinin olup olmadığı, plana uygun parselasyon yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmasından sonra, ayrıca davacının Dairemizin E:2006/1661 sayılı dava dosyasında 1996 yılında yapılan ilk parselasyon işlemini dava konusu ettiği ve anılan kararımız ile mahkeme kararının bozulduğu anlaşıldığından, bozma kararı uyarınca verilen karara göre bu dava hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyize konu Edirne İdare Mahkemesinin 21.9.2005 günlü, E:2003/1742, K:2005/1057 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 22.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2006/2217

K. 2008/2361

T. 16.4.2008

PARSELASYON İŞLEMİ ( Davacıya Yapılaşabileceği Bir İmar Parselinden Hisse Verilmeksizin Düzenleme Ortaklık Payından Oluşturulması Gereken Ağaçlandırılacak Alandan Tahsis Yapılamayacağı )

PARSELASYON AMACINA AYKIRILIK ( Davacıya Yapılaşabileceği Bir İmar Parselinden Hisse Verilmeksizin Düzenleme Ortaklık Payından Oluşturulması Gereken Ağaçlandırılacak Alandan Tahsis Yapılması )

İMAR PARSELİNDEN HİSSE VERİLMESİ ZORUNLULUĞU ( Parselasyon İşlemi Sonucu Davacıya Ağaçlandırılacak Alandan Tahsis Yapılamayacağı )



3194/m. 18

ÖZET : Davacıya parselasyonun amacına aykırı olarak, yapılaşabileceği bir imar parselinden hisse verilmeksizin düzenleme ortaklık payından oluşturulması gereken ağaçlandırılacak alandan tahsis yapılamayacağı hakkında.

İstemin Özeti : Denizli İdare Mahkemesinin 29.07.2005 günlü, E: 2004/278, K:2005/610 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkemenin kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay savcısı Metin Çetinkaya'nın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:



KARAR : Dava, Denizli İli, Bereketli Beldesi, ... , ada, ... sayılı parselin bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 18.11.2003 günlü, 78 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda 14.11.2003 günlü, 26 sayılı belediye meclisi kararıyla plan değişikliği yapıldığı, planın kesinleştiği, davacıya parselasyon işlemi sonucu taşınmazının bulunduğu alandan aynı miktarda yer verildiği, düzenleme ortaklık payı alınmadığı, kamu ortaklık payı olarak da tahsis yapılmadığı bu durumda dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bir alanda parselasyon yapılmasının amacı imar planına uygun düzgün imar parseli oluşturmaktır. Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan hükümler uyarınca bu işlem sırasında düzenleme nedeniyle taşınmazlarda oluşan değer artışları karşılığı, taşınmazların %35' e kadar kısmı bedelsiz olarak alınabilir. Parsel sahiplerinin kalan paylarına karşılık ise mümkün mertebe eski parsellerinin bulunduğu yerde veya yakınında yapılaşabilecekleri bir imar parseli verilmesi zorunludur. Plan gereği tümü umumi hizmet alanlarına rastlayan ve bu nedenle bulunduğu yerden tahsis yapılamayan parsellere ise olabildiğince yakın başka bir imar parselinden yer verilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, daha önce parselasyon işlemi yapıldığından plan değişikliği üzerine yapılan ikinci parselasyon işleminde davacıdan düzenleme ortaklık payı alınmadığı, ancak davacıya parselasyonun amacına aykırı olarak, yapılaşabileceği bir imar parselinden hisse verilmeksizin düzenleme ortaklık payından oluşturulması gereken ağaçlandırılacak alandan tahsis yapıldığı anlaşılmaktadır.

SONUÇ : Bu durumda davanın reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Denizli İdare Mahkemesinin 29.07.2005 günlü, E:2004/278, K:2005/610 sayılı kararının bozulmasına, fazla yatırılan 17.00 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 16.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2006/720

K. 2008/1760

T. 14.3.2008

PLANLI BÖLGE ( İmar Uygulaması Yapılmadan Kamulaştırma Yapılamayacağına Yönelik Sınırlama Bulunmadığı/Kanunla Sınırlanmayan Bir Hususun Yorum Yoluyla Sınırlanamayacağı ve Yetkinin Daraltılamayacağı - Yorum Yoluyla İşlemin İptaline İlişkin Mahkeme Kararında İsabet Bulunmadığı )

İMAR UYGULAMASI ( Planlı Bölgede Yapılmadan Kamulaştırma Yapılamayacağına Yönelik Sınırlandırma Bulunmadığı - Kanunla Sınırlanmayan Bir Hususun Yorum Yoluyla Sınırlanamayacağı ve Yetkinin Daraltılamayacağı/İşlemin İptaline Karar Verilemeyeceği )

KAMULAŞTIRMA ( Planlı Bölgede İmar Uygulaması Yapılmadan Yapılamayacağına İlişkin Sınırlama Bulunmadığı - Kanunla Sınırlanmayan Bir Hususun Yorum Yoluyla Sınırlanamayacağı ve Yetkinin Daraltılamayacağından İşlemin İptaline Karar Verilmemesi Gereği )

KANUNLA SINIRLANMAYAN HUSUS ( Yorum Yoluyla Sınırlanamayacağı ve Yetkinin Daraltılamayacağı - Planlı Bölgede İmar Uygulaması Yapılmadan Kamulaştırma Yapılamayacağına İlişkin Sınırlama Bulunmadığından İşlemin İptali Kararı Verilmesinde İsabet Bulunmadığı )

YORUM YOLUYLA SINIRLANDIRMA VE KAMULAŞTIRMA YETKİSİNİN DARALTILMASI ( Kanunla Sınırlanmayan Hususta Yapılamayacağı )



2942/m. 3

3194/m. 18

ÖZET : Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi ( imar uygulaması ) yapılmadan, kamulaştırma yapılamayacağına yönelik bir sınırlama bulunmadığından, kanunlarla sınırlanmayan bir hususun yorum yoluyla sınırlandırılmasında ve kamulaştırma yetkisinin daraltılmasında, hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu nedenle planlı bir bölgede imar uygulaması yapılmadan kamulaştırma da yapılamayacağı yorumundan hareketle dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Antalya 1. İdare Mahkemesinin 29.6.2005 günlü, E:2003/280, K:2005/1052 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay savcısı Ekrem Atıcı'nın Düşüncesi: Burdur, ... , ... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenmiştir.

Temyize konu kararla, kamulaştırma işlemi, İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapılmadan tesis edilmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ise de, parselasyon yapılmadan idarelerin kamulaştırma yapamayacaklarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Kaldı ki, davalı idarenin temyiz dilekçesinde kamulaştırılması gereken alan tutarı, civarın oluşumuna göre alanda 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi uygulamasının teknik nedenlerle imkansız olduğu öne sürüldüğünden bu husus araştırılmamıştır.

Açıklanan nedenle temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davacıya ait taşınmazın imar planında şehirlerarası otobüs terminali kompleksi ( otogar ) alanında kaldığından bahisle kamulaştırılmasına ilişkin 22.6.2000 günlü, 2000/360 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, kamulaştırma işleminin dayanağı imar planından sonra bölgede imar uygulaması yapılmadığı anlaşıldığından, umumi hizmet tesisleri için gerek kamulaştırma yoluyla, gerekse DOP yoluyla alınan yerlerin külfetinin bölgedeki tüm parsel maliklerine eşit oranda yansıması gerektiğinden, imar planı uyarınca imar uygulaması yapılmadan umumi tesis niteliğindeki otogar alanının tüm külfetinin davacı üzerinde bırakılması sonucunu doğuran dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca, Kamu yararı kararına dayalı olarak veya imar planı uyarınca kamulaştırma yapılabilir. Onaylı imar planı veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak kamulaştırmalarda ayrıca kamu yararı kararı alınmasına gerek yoktur.

İmar planlarının uygulanması, planlanan bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmak suretiyle olabileceği gibi kamu hizmetlerini veya teşebbüslerini yapmakla yükümlü bulunan idareler, kamulaştırma yapmak suretiyle de imar planının uygulanmasını sağlayabilirler.

3194 sayıl Kanunun 18.maddesi uyarınca kural olarak arazi ve arsa düzenlemesi yapmak konusunda belediye ve mücavir alan sınırları içinde sadece belediyeler dışında ise valilikler yetkili olmakla birlikte bunların dışında pek çok idare kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin ve teşebbüslerinin yürütmek için kamulaştırma yapabilmektedir.

Dolayısıyla imar uygulaması yapma yetkisi olmayan pek çok idarenin kamulaştırma yetkisi vardır ve bu idareler imar uygulaması yapılmasını beklemeden kamulaştırma yapabilmektedirler.

Öte yandan, hiçbir yasal düzenlemede, planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi ( imar uygulaması ) yapılmadan kamulaştırma yapılamayacağına yönelik bir sınırlama da bulunmamaktadır.

Kanunlarla sınırlanmayan bir hususun yorum yoluyla sınırlandırılmasında ve kamulaştırma yetkisinin daraltılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Ayrıca, davalı idarece kamulaştırmaya konu taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı Kanun'un 18.maddesi uyarınca uygulama yapmanın teknik olarak imkansız olduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu husus kararda irdelenmemiştir.

Bu durumda, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmadan, planlı bir bölgede imar uygulaması yapılmadan kamulaştırma da yapılamayacağı yorumundan hareketle dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 29.6.2005 günlü, E:2003/280, K:2005/1052 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 14.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2006/991

K. 2008/968

T. 15.2.2008

İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ( Suretiyle Yeni Düzenleme Yapılmasını Gerektirecek Neden Ortaya Konmadığı - Aynı Bölgede 3. Kez İmar Uygulaması Yapılmasında Hukuka Uygunluk Bulunmadığı )

YENİDEN DÜZENLEME YAPILMASINI GEREKTİRECEK NEDEN ( Ortaya Konmadan Aynı Bölgede 3. Kez İmar Uygulaması Yapılması - Hukuka Uygun Olmadığı )

AYNI BÖLGEDE İMAR UYGULAMASI ( İmar Değişikliği Suretiyle/Yeniden Düzenleme Yapılmasını Gerektirecek Neden Ortaya Konmadığı - 3. Kez Yapılmasında Hukuka Uygunluk Bulunmadığı )



3194/m. 18

2981/m. Ek.1

ÖZET İmar planı değişikliği suretiyle, yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirecek bir neden ortaya konulmaksızın, aynı bölgede üçüncü kez imar uygulaması yapılmasında, hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : samsun İdare Mahkemesinin 10.11.2005 günlü, E:2004/1355, K:2005/1936 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay savcısı Metin Çetinkaya'nın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Yüklə 441,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin