KARAR : Dava; İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Arnavutköy Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.04.2010 tarih ve 1016 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının söz konusu parsel yönünden iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, bölgede yapılaşmanın tamamlanmamış ve oldukça büyük boşlukların mevcut olduğu, dava konusu parselin de içinde bulunduğu bölgedeki donatı alanlarının 3194 sayılı Kanun’un 18.Maddesi doğrultusunda elde edilmesi gerektiği, Hazine arazisi de olsa, bu tür yapılaşmamış boş kamu arazilerinin o çevrede yaşayanlar kadar tüm kamunun da malı olduğu düşüncesiyle değerlendirilmesi gerektiği, arazi ve arsa düzenlemesi ile özel ya da kamu ayrımı yapmaksızın, mülkiyet hakkını korurken kamunun ihtiyacı olan donatı alanlarını sağlamakta bu şekli ile de planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun planlar üretilebileceği, bu durumda uyuşmazlığa konu planın, dava konusu parsel açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri ile kamu yararı yönünden uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olduğu, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmış, “Planlama Kademeleri” kenar başlıklı 6. maddesinde, Planların, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; "Bölge Planları" ve "İmar Planları", imar planlarının ise, "Nazım İmar Planları" ve "Uygulama İmar Planları" olarak hazırlanacağı belirtilmiş, 8. maddesinde de, planların hazırlanması ve yürürlüğe konulmasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Anılan maddenin ( b ) bendinde, imar planlarının Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana geleceği, mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni planı kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerin de maddede açıklanan usullere tabi olacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından; planlama alanında Hazine adına kayıtlı parsellere verilen fonksiyonlar hakkında çevrede aynı donatı alanlarının yakın mesafeler içerisinde bulunduğu, kamusal hizmete yönelik imar fonksiyonlarının çoğunlukla Hazine parsellerinden karşılandığı ve mevcut fiili durumuna uyulmadığı, imar planında parsellerin "yol, park, sağlık Tesisi alanı, ağaçlandırılacak alan, kültürel tesis alanı" olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.04.2010 tarihli, 1016 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Arnavutköy Merkez ve Çevresi Revizyon Nazım İmar Planının kendi parseli yönünden iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, gelişme sürecinde olan planlama alanının donatı gereksinimine yanıt verebilecek, çevresel etkiler, yapılaşma açısından herhangi bir olumsuzluk yaratmayacağı, bölgeye teknik ve sosyal altyapı sağlanması açısından olumlu katkı sağlayacağı ancak yer seçimi kriterlerinin başında alanın boş olması, büyük parsel olması ve kamu mülkiyetinde olmasının öncelikli olarak ele alındığı, bu eşitsizliğin giderilmesi için sosyal donatı alanlarının parselasyon uygulaması yapılarak sağlanması gerektiği belirtilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak planın iptaline karar verilmiş ise de imar mevzuatı uyarınca sosyal donatı alanlarının yer seçimi parselasyon uygulaması ile değil planlama ile söz konusu olmakta olup uyuşmazlığın bu aşamasında yargı yerince söz konusu taşınmaza yönelik plan ile getirilen fonksiyonların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluğunun denetiminin yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan raporda, söz konusu taşınmazın "yol, park, sağlık tesisi alanı, ağaçlandırılacak alan, kültürel tesis alanı" olarak planlanmasının çevresel etkiler, bölgedeki sosyal donatı alanları gereksinimi ile diğer sosyal donatı alanları ile ilişkisi, taşınmazın plan bütünlüğü içindeki konumu, erişebilirlik, arazi yapısı ve özellikleri açısından değerlendirilmesine yönelik yeterli tespit ve hususa yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, yer seçimi kriterinin sadece taşınmazın hazineye ait ve boş bir arazi olması değerlendirilerek belirlenmiş olmasında hukuka uyarlılık bulunmamakta ise de, bu hususun net bir biçimde ortaya konulabilmesi için yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, bu bağlamda, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dostları ilə paylaş: |