T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı



Yüklə 5 Mb.
səhifə339/740
tarix05.01.2022
ölçüsü5 Mb.
#63144
1   ...   335   336   337   338   339   340   341   342   ...   740
İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER
1) Hâris el-A’ver anlatıyor: “Mescide uğramıştım, gördüm ki halk, zikri terk edip boş ve gereksiz konulara dalmış, konuşu­yor. Hz. Ali (R.A)’e çıkıp durumdan haberdar ettim. Bana:

-“Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?” dedi, Ben:

-“Ben Resûlullah (A.S)’ın şöyle söylediğini işittim:

-“Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!” Ben hemen sordum:

-“Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah’ın Rasûlü?” Buyurdu ki:

-“Allah’ın Kitabı (na uymak)dır. O’nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıya­mete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırt eden ölçüdür. O’nda her şey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip, O’na inanmaz ve O’nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O’nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır. O Allah’ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokça tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: “Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet din­ledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık” (Cin 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A’ver, bu güzel kelimeleri öğren.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 14, 2908.



2) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: Resûlullah (A.S) buyurdular ki: “Bir grup, Kitâbullah’ı okuyup ondan ders almak üzere Allah’ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah’ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar.” Ebu Dâvud, Salât 349, 1455. H; Tirmizî, Kırâ’at 3, 2946 H.; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbn Mâce, Mukkaddime 17, 225. H.

3) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (A.S): “Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayı istemez?” diye sordu. “Hepimiz isteriz” diye cevap verdik. “Öyle ise, buyurdu, kim namazda üç âyet okusa bu ona, üç iri ve semiz deveden daha hayırlıdır.” Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin, 250 (802).

 4) Ukbe b. Âmir (R.A) anlatıyor: “Biz Suffa’da iken Resûlullah (A.S) (dışarı) çıkarak: “Hanginiz her gün hiç gü­nah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthân’a veya Akik’e gidip oradan (zahmete ve masrafa girmeden) iki adet iri hörgüçlü dişi deve tutup getirmeyi ister?” diye sordu. Biz: “Ey Allah’ın Resûlü bunu hepimiz isteriz” dedik. Hz. Peygamber (A.S): “-O halde birinizin mescide gidip orada Allah’ın kitabından iki âyeti öğrenmesi veya okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır. Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır” buyurdular.” Müslim, Salatû’l-Müsâfirin 251; Ebu Dâvud, Salat 349, 1456 H.

 5) İbn Mes’ûd (R.A) anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’i dinledim, şöyle diyordu: “Kur’ân-ı Kerîm’den tek harf oku­yana bile bir sevab vardır. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir.”Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 16, 2912. H.

 6) Ebu Hüreyre (R.A) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Cenâb-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerim’i (güzel bir sesle açıktan okuyan bir peygambere kulak ver(ip sevabı bol kıl)diği kadar

hiçbir şeye kulak ver(ip mükâfaat ihsan et)memiştir.”Buhârî,_Tevhid_32_,_52'>Buhârî, Tevhid 32, 52, Fedailu’l-Kur’ân 19; Müslim, Müsâfirin 232, 233, 234, Ebu Dâvud, Vitr 20; Tirmizi, Sevâbu’l Kur’ân 17; Nesâî, İftitâh 83; İbn Mâce, İkâmet 176, (1340).

 7) Buhârî’nin bir rivâyetinde Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Kur’ân’ı tegannî etmeyen bizden değildir.” (Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir.”Buhârî, Tevhid, 32, 44. Tegannî: “kıraatın hüzünlü ve dokunaklı kılınmasıdır.”



8) Ebû Umâme (R.A) anlatıyor:“Hz. Peygamber’in (s.a.v.)şöyle dediğini işittim:“Allah, geceleyin Kur’ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah’ın rahmeti namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah’a yaklaşmış olmaz.”Ebu’n Nadr der ki:“Ondan” tâbiriyle “Kur’ân’dan” denmek istenmiştir.”Tirmizî, Sevâbu’l- Kur’ân, 17, 2913

9) Ukbe İbn Âmir (R.A) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.)’ı dinledim şöyle diyordu: “Kur’ân’ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur’ân’ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.” Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 20, 2920; Ebu Dâvud, Salât 315, 1333; Nesâî, Zekât 68.

10) İbn Abbâs (R.A) anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resûlü, Allah’a hangi amel daha sevimlidir?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.): “Yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan” cevabını verdi. “Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?” diye ikinci sefer sorunca: “Kur’ân’ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar” cevabını verdi.” Tirmizî, Kırâat 4, 2949. H.

11) Ebu Said (R.A) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Aziz ve celîl olan Allah diyor ki: “Kim, Kur’ân-ı Ke­rîm’i okuma meşguliyeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm.” Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’ân 25, 2927.H.


Yüklə 5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   335   336   337   338   339   340   341   342   ...   740




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin