Yine gazeteci yazar Yılmaz Özdil de şike kitabının yazarı Declan Hill'in şike ile ilgili değerlendirmelerini aktardığı yazısında özetle;
"Şikenin kitabını yazan diyor ki…
Declan Hill.
Oxford Üniversitesi mezunu, sosyoloji doktoru, Kanadalı, akademisyen-gazeteci… Asya’dan Avrupa’ya, futboldan basketbola, spordaki organize suçların, dünyadaki en önemli otoritelerinden biri… “Şike” isimli kitabı, Türkçe dahil, 15 dile çevrildi, best-seller oldu.
Kitabından, konferanslarından, röportajlarından alıntılar yaparsak, ortaya kabaca şu çıkıyor.
Şike nedir?
Örümcek ağıdır. Temizlemezseniz, merkezindeki örümcek, ince ince örmeye devam eder.
Şike kiminle yapılır?
Güçlü takımın sürpriz şekilde yenilmesinde şike aranır… Çok büyük yanılgıdır. Şike, zayıf takımla yapılır. Çünkü, zayıf takımların futbolcuları, az para kazanır. Dolayısıyla, az para kazanan futbolcuların bağlanması, en ucuz yoldur. Zayıf takımın, güçlü takıma yenilmesi son derece normal kabul edildiğinden, hiç kimse maç sonucundan şüphelenmez. Bahis oranları düşük olduğu için, bu işi yakalanmadan yıllarca devam ettirebilirsiniz.
Şike nasıl anlaşılır?
Kanaatle anlaşılmaz. Somut kanıt gerekir. Avrupa’daki şaibeli maçlar, çok sayıda teknik direktöre, çok sayıda hakeme seyrettirildi… “Var” veya “yok” sonucuna ulaşılamadı.
Federasyon ne yapmalı?
Spor kulüpleri, kara parayı aklamak için kamuflaj olarak kullanılıyor. Kulüp yöneticilerinin kimliği, iz sürmek için yeterlidir… Geçmişi karanlık, servetinin kaynağı belirsiz bir işadamı, kulüp yöneticisi oluyorsa, o ülkenin federasyonu, polisiye tedbirlerle takip etmelidir.
Hukuken ne yapılmalı?
Bir yandan cezalar arttırılmalı, bir yandan af çıkarılmalı… Şikeye karıştığını itiraf edenlere ceza verilmeyeceği duyurulmalı… İtiraf etmeyip, yakalananlara en ağır ceza verilmeli.
Taraftar ne yapmalı?
Taraftar, kendi kulübünün bu tür işlerin içinde yeraldığını kabullenmek istemiyor. Ben kendi payıma, bu güzel sporu pisliklerden temizlemek için hayatımı tehlikeye attım. Futbolu temizlemek, taraftarın görevidir. Yoksa, bu pisliği çocuklarımıza miras bırakmış oluruz.
Gazeteciler ne yapmalı?
Özellikle futbolun içinde yeralan gazeteciler, organize suçlarla ilgilenmiyor. İlgilenmek istemiyor. Çünkü, haber yapabilmek için, spor kulüpleriyle, yöneticilerle, hakemlerle yakınlık kurmak zorundalar… Skandal yaratacak bir olayla karşılaştıklarında, ikilemde kalıyorlar. Ya tüm imtiyazlarını kaybetmeyi göze alıp üzerine gidecekler, ya da, sessiz kalıp, görmezden gelecekler. Halbuki, araştırmalarım sırasında gördüm ki, şikeye bulaşıp, eteğindeki taşları dökmek için bekleyen çok sayıda insan var. Dolayısıyla, bu ikilemde kalmayan, futbol gazetecisi olmayan gazetecilerin bu işin üstüne gitmesinde fayda var.
Şikenin ipuçları nelerdir?
En kestirme yol, penaltı yaratmak, kendi kalesine gol atmak veya durup dururken kırmızı kart görmek sanılıyor. Tam aksine…Bu üç hareket, şikeyi ele veren “kusurlu hareketler”den sayılıyor. Asla bu yollar izlenmiyor. Şike istatistikleri de, bu hareketlerin kullanılmadığını kanıtlıyor. Şike maçlarında penaltı sayısı, neredeyse yok denecek kadar az… Şike yapan futbolcu, gole sebebiyet vermek istediğinde, rakibini düşürmüyor, geçip gitmesini sağlıyor.
Gol sayısı ipucu mudur?
Özellikle bahis şikesi yapılan maçlarda, ipucudur… Şikeli maçlarda, diğerlerine oranla yüzde 20 daha fazla gol atılıyor. Ancak, önemli olan, kaç gol atıldığı değil, gölün hangi dakikada atıldığı… Şikeci takım, son dakikaları beklemiyor. İlk gol, çok erken yeniyor. Yedik, dağıldık havası veriliyor. İstatistiklere göre, şikeli maçlardaki neredeyse tüm goller, ilk yarıda yeniyor.
Şikeci nasıl davranıyor?
Orta saha oyuncusuysa, yanlış pasların yanısıra, sürekli geri pas yaparak, takımının oyun kurmasını engelliyor. Defans oyuncusuysa, en kritik pozisyonda, intihar pası yapıyor. Öyle bir pas atıyor ki, kalecisine uzak, rakip forvete yakın düşüyor. Bu vahim hatası gol olmazsa bile, vahim hatası yüzünden demoralize olmuş ayağına yatıp, amatörde bile görülmemiş derecede ‘ofsayt’ı bozuyor. Forvetse, topu rakibe kaptıracak kadar uzun süre ayağında tutuyor.
Kaleci para aldıysa?
“İnsani” kabul edilecek hataları abartıyor. Karşı karşıya pozisyonlarda açıyı daraltmakta geç kalıyor, hava toplarında zamanlama hatası yapıyor. Uyduruk pozisyonlarda panter gibi uçup, foto muhabirlerine poz verirken, nispeten zor toplarda ters ayakta kalmış gibi, seyrediyor.
Türkiye için ne diyorsunuz?
Türkiye’de futbolu mafya yönetiyor. Nihayet birileri çıkıp, yeter dedi.
Bundan sonra ne olur?
Tüm olan biteni duyup, görüp, okuduktan sonra, başka tarafa bakıp, duymamayı, görmemeyi, konuşmamayı tercih edebilirsiniz ama… Artık asla bilmediğinizi söyleyemezsiniz!" şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur.
Dostları ilə paylaş: |