T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no


-SANIK TARIK ÖZASLAN SAVUNMASINDA ÖZETLE



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə22/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   79

82-SANIK TARIK ÖZASLAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum, 31/03/2011 tarihindeki menajerlik sınavına girdim, ancak herhangi bir şekilde kopya çekmiş yada rüşvet vermiş değilim, hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum beraatimi isterim, demiştir.

83-SANIK TAYFUR HAVUTÇU SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;6-11) 11 mayıs 2011 tarihli Beşiktaş - İ.B.B Türkiye kupası final karşılaşmasında, şike yaptığım iddiasıyla yargılanmaktayım. Yargılanmama konu olan maçta, şike yaptığım kanaatine ulaşan savcı iddianamede de yer alan sadece beş adet telefon görüşmesi ile şike yaptığım sonucuna varmıştır. Yaptığım her telefon görüşmesi, bir ay cezaevinde kalmama neden olmuştur. Bu sebeple yapmış olduğum telefon görüşmelerine ilişkin, açıklamamı sayın mahkemeniz huzurunda yapmak istiyorum. Beş adet görüşmenin hepsi on seneden fazladır, tanıdığım Beşiktaşlı birkaç futbolcuyu da temsil etmiş olan Yusuf Turanlı ile yapılmıştır. İlk görüşmem 04 mayıs 2011 tarihli görüşme; Yusuf daha aramadılar bizi, Tayfur biz şimdi bak bu yani Akın ile İskender'i ben söyledim şimdi. Onu kesinlikle şey yapmak istiyorlar, ikisini. Yusuf'u almak istiyorlar, Tayfur kesin yani, hani şu, şimdi bu maçla falan alakası yok. Onun için İbrahim Akın'ı ben istiyorum. Bu görüşme de İbrahim Akın'ın transferini bizzat şahsımın istemesi üzerine transfer komitesinin İbrahim Akın'ı transfer etmek istediğimi iletiyorum. Hatta bu maçla alakası yok diyerek, olası dedikoduların da önüne geçmek istediğim konuşmadan da açıkça anlaşılmaktadır.

09 Mart 2011 tarihli görüşme; Yusuf, sen şu Ahmet'e bir söylesen de hocam, şeyle bir bugün buluştursa beni yani, bir şey konuşmam lazım. Şeyle Adalı'yla falan yani. Tayfur; Tamam, tamam. Yusuf Turanlı'nın, Serdal Adalı ile görüşmeyi talep etmesine ilişkin yapmış olduğum görüşmedir. Transfer komitesi başkanı Serdal Adalı ile başta Samsun'lu Kemal olmak üzere İbrahim'inde transfer görüşmesi için bir araya gelecek olmalarına ilişkin yapılan görüşmeden ibarettir. Futbolcuların transferlerine ilişkin teknik direktör sıfatıyla herhangi bir dahilim olmadığından dolayı, Yusuf'un, Serdal Adalı ile görüşme talep etmesi de, hayatın olağan akışına uygun, futbol dünyasındaki kural ve şartlar içerisindedir.

9 Mayıs 2011 tarihli saat 19:22 görüşmesi; Yusuf bende şeylerle biraz kahve çayı içtik. Yine görüştüm tamamdır yani, her şey yolunda rahat ol. Tayfur; Hayırlısı kardeş. Yusuf Turanlı ile Serdal Adalı arasında yapılan görüşmenin olumlu geçtiğini, ve transfere ilişkin her şeyin yolunda olduğuna dair görüşmeden ibarettir. Yusuf'da beni arayarak görüşmeye ilişkin bilgilendirme yapmıştır. Her şey yolunda rahat ol demiştir. Bunun üzerine bende, hayırlısı kardeş diyerek kendisine cevap verdim. Burada özellikle bir hususu ifade etmek isterim. Yapılan bu görüşmenin sadece İbrahim Akın için yapılmadığı, aynı zamanda Samsun'lu Kemal için de görüşüldüğünü biliyorum.

11 Mayıs 2011 tarihli saat 11:35 görüşme: Tayfur; Ne yaptın geldin mi. Yusuf; Uçak buldum da artık dönüşe bakacağız geliyorum. Tayfur; Onlarda bu Hasegic oynamıyor mu sorsana bir. Yusuf; Tamam hemen dönüyorum. Yine 11 mayıs 2011 tarihli saat 11:41 görüşme altı dakika sonra: Yusuf; hocam hastaymış ama daha durumu belli değilmiş, çocuklara sordum şimdi. Tayfur; Anladım, İskender. Yusuf; Oynuyor, yani yalnızca oynuyor. Tayfur; Tamam, oynasın. Yusuf; Haydı hocam görüşürüz. Yusuf'un transferini istediğimiz, futbolcuya ilişkin kendine göre yapmış olduğu esprili bir görüşmedir. Bu görüşme de Yusuf ile yapmış olduğu son görüşmedir. Sayın mahkeme tarafından tespit edileceği üzerine iddianamede başka bir görüşmemde bulunmamaktadır. Ayrıca herhangi bir şekilde şahsımın futbolcuları etkileyecek bir konuşmam yada menajere telkinin olmamıştır. Yusuf Turanlı ile iddianamede sadece beş adet telefon görüşmem yer almaktadır. Halbuki Beşiktaş'ta teknik direktörlük görevine geldiğim tarih olan 15 mart 2011 tarihinden sonra önümüzdeki sezonun hazırlığını yapmak için transfer komitesine, 11-12 futbolcunun yer aldığı transfer listesi verdim. Bu liste doğrultusunda, transfer komitesi ön çalışma ve ön görüşmelere başlamıştır. Şahsen listedeki futbolcular ile ilgili bilgi almak adına, on seneden fazladır tanıdığım Yusuf'un futbolcularıyla ilgili de Yusuf ile 15 mart tarihinden sonra en az 20 defa telefon görüşmesi yaptım. Bu görüşmelerde İ.B.B'li İbrahim, Samsun'lu Kemal, vesaire. Bir çok futbolcu hakkında görüştük. Fakat Yusuf ile bu kadar çok telefon görüşmem olmasına rağmen, iddia makamının final maçından sadece bir hafta önceki telefon görüşmelerini önüme koyması, sanki maçtan bir hafta öncesinde görüşmeye başlamışım gibi, ondan önce herhangi bir görüşmem yokmuş gibi, izlenim yaratılmaya çalışılmasını, mahkeme heyetinin takdirine bırakıyorum.



İbrahim Akın ve İskender Alın'ı kullanarak, maçta şike yaptığım iddia edilen karşılaşmada, İbrahim Akın bir gol atmış bir de asist yapmıştır. İskender Alın ise bir penaltı yaptırmış, bir nizami golü de yardımcı hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle iptal edilmiştir. O da maçta sonuca İ.B.B lehine direkt etkilidir. Maçın en etkili iki futbolcusu İbrahim ve İskender iken, şahsımın maçın sonucuna etki etmek amacıyla bu iki futbolcuyla şike yapmış olduğum iddia edilmesi çok manidardır. İddia makamı bu maçta illa da şike yaptı diyorsa kişileri yanlış seçmiştir. Mahkeme heyeti maçın görüntülerini izlediği zaman ortada bir şike tespit ederse bu şikenin şahsım tarafından yapıldığına karar verecekse şikeyi bakın kimlerle yapmış olabileceğimi söylemek isterim. İskender'in nizami golüne ofsayt bayrağı kaldıran yardımcı hakem, Baki Tuncay Akın ve ofsayt kararını veren hakem Yunus Yıldırım. Penaltı atışlarında, penaltıyı kaçıran İ.B.B'li futbolcular Cihan Haspolatlı ve Metin Depe. İbrahim'i 85 dakika, İskender'i 105 dakika oyunda tutan, değerli meslektaşım Abdullah Avcı. Bir an önce aklanmak ve üzerime atılan bu lekeyi silmek en büyük arzumdur şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."

84-SANIK TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;1-3) "Ben 07/03/2011 günü oynanan Gerçler Birliği - Fenerbahçe maçında şike yapılması eylemi nedeniyle suçlanmaktayım. Benim sanık olarak yargılanma nedenim, menajer Doğan Ercan'ın kız kardeşinin eşinin olmamdır. Ankara'da ben yeğenimi asker ziyaretine gitmiştim. Aynı gün Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçı vardı. Doğan beni aradı, bir ön protokol parası aldığını bunun İstanbul'a gitmesi gerektiğini söyledi. Kendisinin de Antalya'da randevusu olduğunu söyledi. Bana adresi tarif ettiği yeri tarif etti. Ben o parayı Doğan'dan alıp söylediği adrese teslim ettim. Zaten aramızda geçen konuşmalarda sadece bundan ibarettir. Bana oyuncular için ön protokol parası olduğunu söylemişti. Hatırladığım kadarıyla, Mustafa Pektemek, Orhan Şam isimli oyunculardı. 100.000 $ 'lık bir paraydı şeklinde beyanda bulunmuş ve hakkındaki suçlamaları kabul etmemiştir. "

85-SANIK ÜMİT AYDIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;91-93) "Ben TFF düzenlemiş olduğu sınava girdim. Sınavda başarılı olamadım. Sınavda kopya çektim ama başarılı olamadım. Sınav esnasında başkalarından soruların cevaplarına baktım şeklinde beyanda bulunmuş ve hakkındaki suçlamaları kabul etmemiştir. "

86-SANIK ÜMİT KARAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;140-145) "Ben bu ülkeye futbolcu olarak iyi hizmet ettiğimi düşünüyorum. Fenerbahçe'de çok fazla tanıdığım insanda olmadı bu güne kadar. Kaldı ki bir Galatasaray'lı olarak hiçbir zaman Fenerbahçe'nin şampiyon olmasından yana değilim. Bugüne kadar hiç benim hiç konuşmalarımda yada başka bir olaylarda para almış vermiş gibi olaylar hiçbir zaman söz konusu hiçbir zaman olmadı. İddianameye konu iki maçta da 10'ar 15'er dakika en fazla oynadım. Yani iki maçta da sadece 10-15 dakika süre oynadım. Maçların içine bakıldığı zaman çok önemli pozisyonlar var. Benim Fenerbahçe kalesinde yarattığı pozisyonlar var. Onlara da çok dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. İki takımı da yeneceğimizi söyledim. İki takımı yenemedik. Bir takıma yenildik. Bir takımla da beraber kaldık. Bana kimse bunu teklif et yada başka bir takımdan yani bu Trabzonspor maçı içinde geçerli ben Trabzonspor'dan da herhangi bir teklif alamdım. 10. Dakikada biz 1-0 öndeydik. Bundan nasıl anlamayabildiniz? Ben öyle düşündüm. Alex'i tutamadınız dedi. Bana o zamanda. Ama ben Alex'i tutamazdım ki ben, bir oynamıyorum. ikincisi stoper değilim. Ondan sonra Öyle bir ikili bir muhabbetimiz oldu. O da kendi görüşüydü herhalde. Ama dediğim gibi. 10. Dakikada biz 1-0 öndeydik. Hatta maç 2-1 oldu. Bizim top direkten döndü 85. Dakikada sonra o pozisyon 3-1 oldu. Onun dışında Trabzon maçı da aynı şekilde Tolga Zengin'in bir pozisyonu oldu. Tolga Zengin 85. Dakikada burnu kırıldı. Ben hemen onun yanına gittim. Ne oldu dedim ? İşte burnum kırıldı dedi. Kenarı giderek, değiştirilmesini istedim. Bana dedi ki üç tane oyuncu değiştir. Bunun üzerine hemen Tolga'nın yanına gittim. 5 dakika daha oyunu idare etsin diye. Trabzonspor'a katkı sağladığımı düşünüyorum.

Sanık Ali KIRATLI 10-15 senelik arkadaşım ve ağabeyimdir. Futbol camiası zaten çoğu futbolcu tanır yani milli takım maçlarına da çok gelmiştir. ben Gençlerbirliği'nde bile bizim maçlara geldi, hiç maç kaçırdığını görmedim. Hatta babamın oğlunun ismi bile ortaktı. O bana yıllar önce bir saat hediye etmişti. Bir saat hediye ettiğinde benim eşim saate el koydu. Bir gün işte Ali abi ile karşılaştığımızda benim sana hediye ettiğim saati ne yaptın, sattın mı dedi. ? Bende yok zeynep çok beğendi el koydu saate dedim. şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."



87-SANIK VOLKAN BAHÇEKAPILI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;89-91) "Hiç bir şekilde 31 Mart 2011 tarihinde TFF'de yapılan menajerlik sınavının sorularını önceden temin gibi bir durum olmamıştır. Ben soruları kimseden almadım, kimseye para vermedim. Böyle bir şey hiçbir zaman olmamıştır. Sınav, çok rahat bir ortamda gerçekleşmiştir. Herkes birbirinin sınav kağıdına kolaylıkla bakabiliyordu. Tuvalete falan iki, üç arkadaş gidebiliyorduk. Bilen biri olsa orda birbirine söyleyebilirdi. Çok rahat bir ortamdı. Kopya çektiğimi kabul ediyorum, birilerinden baktım. Ama soruları daha önceden temin ettim gibi bir şey kesinlikle kabul etmiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."

88-SANIK YADİGAR BOĞA SAVUNMASINDA ÖZETLE: 2011 yılı Mayıs ayında şu anda tam tarihini bilemediğim günde Mehmet Yenice beni aradı, kendisinin Kızılcahamam'da ganyan bayisi vardır, ben de 12 yıldır orada çalışırım, kendisini bu nedenle tanırım, beni aradığında bir işim var yola çıkacağım sen de bana eşlik eder misin dedi. Kıyafetimi değiştireyim mi dedim, o da her zaman giyindiğin gibi gel dedi. Aracı ile ganyan bayisine geldi, beni aldı yola çıktık. Sorunca İstanbul'a gidiyoruz dedi. Düğüne mi gidiyoruz dedim? Bana bir arkadaşımı görüp geleceğim dedi. Yolda şu anda hatırlamadığım bir yerde durup yemek yedik. İstanbul'a 14:00- 15:00 civarında geldik. Mehmet aracını bir stadın önünde durdurdu, buranın Şükrü Saraçoğlu stadı olduğunu söyledi. Araçtan indi, elinde herhangi bir şey yoktu. Ben 10-15 dakika bir arkadaşı görüp geleceğim dedi. Bu sırada eskiden meşhur olduğu için bildiğim futbolcu Cemil Turhan'ı gördüm. Selamlaştık, araçtan dahi inmedim. Cemil'de, Mehmet Yenice'nin gittiği istikamete arka taraftaki gişenin yanına gitti.

Mehmet Yenice bir süre sonra geldi, arkadaşı görmedim dedi. Elinde herhangi bir şey getirip getirmediğini hatırlamıyorum. dikkat etmedim. Bagajın açılıp kapandığını bilmiyorum, görmedim. Yola çıktık, saat: 21:30 civarında Kızılcahamam'a geldik. Beni Kızılcahamam PTT'si önünde indirdi, oradan ayrıldık. Ben 12 yıldır aynı iş yerinde çalışıyorum. Mehmet Yenice ilk defa beni böyle bir yolculukta yanında bulunmam için çağırdı. Öncesinde kendisi ile hiç böyle yolculuklar yapmadım. Çankırılı olmam nedeniyle 1965-1967 yıllarında Çankırı spor kulübünde futbol oynadım. 1972 yılında da Ankara'da Saimekadınyoncalı spor kulübünde futbol oynadım. Bunun dışında futbol hayatım olmadı. Ankaragücü Futbol kulübünde oynayan futbolcuları tanımam. Bu kişilerle bir irtibatım yoktur. Mehmet Yenice ile yaptığımız yolculuk boyunca kendisi bana Ankaragücü'nde oynayan futbolcularla ilgili herhangi Bir şey sormadı. Tanır mısın nasıl ulaşırız gibi bir konuşmamız olmadı. Fenerbahçe ile Ankaragücü arasında oynanacak maçta şike yapılacağına veya yapılmak istendiğine dair bir konuşmamız da olmadı. Sadece İstanbul'a girdiğimizde stada gelmeden önce Mehmet'e bir telefon geldi, bu telefon konuşmasında “ amcayı nerede bırakayım” diye bir söz sarfetti, ancak ne kastettiğini anlamadım. Mehmet Yenice benden 3-4 yaş büyüktür, bu nedenle benden bahsederken hiç amca diye hitap etmez. Doğrudan ismimi söyler, bu yüzden benden bahsettiğini düşünmedim. Mehmet Yenice ile yaptığımız yolculukta beni kimseyle tanıştırmış veya tanıtmış değildir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."



89-SANIK YAVUZ AĞIRGÖL SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;217-220) "Sanık Mehmet Yenice ile Fenerbahçe kulübünde biz 5 sene beraber çalıştık. O masördü ben de kamp müdürüydüm. Sonradan bana ve Cemil Turhan'a "ben Altılı Ganyandan para buldum" dedi ve kendisine bir daire almamızı rica etti. Biz de dedik ki, İlhan Ekşioğlu yönetici olduğu için ve mütahitlik yaptığı için ona söyledik. Kendisi "Bakarız" dedi. Ondan sonra zaman geçti bu parasını aldı geldi. Biz de gittik parasını İlhan Beye beraber götürdük. Sanık Mehmet YENİCE'nin İlhan bey ile çok samimiyeti yoktu ve kendisin pek iyi tanımazdı. Bu bakımdan benle Cemil TURHAN'ı araya soktu. Biz de tamam dedik. Zaten daireyi de sanık Mehmet YENİCE alamadı, İlhan bey Mehmet YENİCE'ye parasını da geri iade etti. Daire satılmadan parayı tekrar geri aldık. Dere ağzına geldi 100.000 $ olduğunu söyledi. Altılı ganyandan makbuzu olduğunu beyan etti. Ben konunun sonrasını bilemiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."

90-SANIK YUSUF TURANLI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;433-444) "Yaklaşık 20 yıldır spor camiasının içerisindeyim. Bir dönem de Rizespor Futbol Şube sorumluluğu görevini de yürüttüm. Yıllar içerisinde spor camiasından pek çok insanla tanışıklığım oldu. Müteahhitlik yapmam vesilesiyle pek çok futbolcunun da gayrimenkul yatırımlarında yardımcı oldum. Bunun en güzel örneği de, evimde yapılan aramalarda, bazı futbolcu kardeşlerimizin tapu belgeleridir. Son yıllarda yakın ilişki içerisinde bulunduğum futbolcuların transferlerinde de yardımcı olmaktayım. Nisan ayında yapılan menajerlik sınavına girdim ancak başarılı olamadığımdan menajerlik belgesini alamadım. Eylül ayındaki sınava hazırlanıyordum, bu olay başıma gelince tabi o sınava da giremedim. Futbol camiası ile ilişkilerim nedeniyle birçok futbolcunun transfer ve oynadıkları kulüplerdeki problemlerinde, kendilerine yol gösterici olarak yardımcı olmaya devam ettim. Nitekim menajerlik yapacağım düşüncesi ile, İstanbul'da çoğunluk hisseleri bana ait olan bir şirketi kurdum. Yaşadığımız bu olay neticesinde de, şirketi kapatmak zorunda kaldım. Suç örgütü ile ilgili, örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Benim dosya kapsamında da, irtibatım olan kişilerle, aynı doğrultuda hareket eden, süreklilik arzedecek bir ilişkim mevcut değildir. Geçmişten tanıdığım bir kısım kişilerle bu iş ile alakalı ve yazlık komşusu olmam nedeniyle kaynaklanan normal sosyal durumlardır.

Bursaspor - İ.B.B maçı ile ilgili tarafıma suçlama vardır. Burda da mevzu bahis olan konu bir baklava konusudur. İddianamede bir tepsi baklava olarak söyleniyor, o gün iki tepsi baklava aldım ben. Hem İbrahim Akın'a aldım, hem de İskender Alın'a aldım. Bunları da zor şartlarda, büyük sıkıntılarla Antep'ten getirdim. Bu baklavaları da, tesiste kendilerine bıraktım, bunların hepsi ispatlıdır. O gün Gaziantep ilindeydim zaten, dönüşte de, bir isteğiniz var mı deyince, onlar da baklavası meşhur olduğu için iki tepsi baklavayı kendilerine getirip bıraktım. Ali Kıratlı ile olan görüşmemde bir saat konusu var. Kendisinin bizden böyle istekleri her zaman bulunur. Bir takım açılışlarda, toplantılarda, futbolcu getirmemiz, reklam açısından. Benden de böyle bir yardım talep ettiler. Ben de İbrahim Akın'ı, İskender'i, başka futbolcular da ayarlayacaktım, organize edecektim. Onunla ilgili bir isteği oldu benden, bir yıldızlar karması turnuvası için. Bununla ilgili de eğer getirirsek, katılırsan, bir saat hediye edersin diye aramızda geçen bir konuşmadır. Hiçbir şekilde bu maçla bir alakası yoktur.



Fenerbahçe- İ.B.B maçı ile ilgili İbrahim Akın'a kesinlikle şike teklifinde bulunmadım. Bahsi geçen maçtan 10 gün sonra, İ.B.B'nin Beşiktaş ile bir kupa maçı vardı. Bu İ.B.B'nin hayatındaki en önemli maçlardan biriydi. Zaten İ.B.B'nin Fener maçının kendisi açısından da bir önemi yoktu. Bunu maç öncesi ve maç sonrası da gerek teknik heyetleri, gerek te yönetimi olarak, her yerde vurguladılar basın yoluyla. Bizim için önemli olan kupa maçıdır diyerek bunu dile getirdiler. Benim de bu maçtan önce İbrahim Akın ile bir görüşmem var. Ayağında ağrılar olduğunu söylüyor bana. Bende eğer ayağında ağrılar var ise, oynamaması gerektiğini tavsiye ediyorum. Daha sonra fazla bir ağrım olmadığını söylediğinden dolayı, ben de o zaman çık güzel oyna diyorum. Bu tapelerde de mevcuttur. Hatta tekrar kendisine oynayıp oynamayacağını soruyorum. Yani oynamaması, çünkü maçın bir önemi yok, bunu kendi teknik heyeti, kendi yönetimi de birçok şekilde dile getirmiş zaten. Ben de oyna oyna şeklinde telkinde bulunuyorum. Ama burda, şike şeklinde suçlanıyorum ben. Bir de birtakım para konuları geçiyor. Benim Kıbrıs'ta, inşaa ettiğim binada İbrahim Akın'a satmış olduğum bir daire vardır. Bunu, annesi ile yaptığım sözleşme vardır. Ödediğim paralar vardır. Bununla ilgili birtakım konuşmalarımız var, bunu da şikeye yordular. Zaten 100.000 Euro, 100.000 TL, 100.000 Dolar olarak, devamlı değişen paralardır. Fener maçından önce Kıbrıs'a gittik. İki günlüğüne. Zaten belgeleri de mevcuttur, uçak biletleri, otel konaklamaları. Orda Cassino'da birtakım paralar kazanıldı. Başka Casinoda da birtakım paralar kaybedildi. Bunlarla ilgili alım ve ödeme ile ilgili de birtakım para konuşmaları geçti aramızda. Onunla ilgili belgeleri de gerekirse mahkemeye sunarız. Birde İbrahim Akın soruşturma safhasında, Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu ifadeyi reddediyorum. Zaten öğrendiğim kadarıyla da, vaat yolu ile alınmıştır. Bu ifadesini kesinlikle kabul etmiyorum. Aramızda hiçbir zaman bu şekilde alışveriş olmamıştır. İddianamede Ahmet Çelebi tarafından, bana her ne kadar para verildiği söyleniyor ise de, böyle bir şey mevcut değildir. Nitekim fiziki takip tutanaklarında da, Ahmet Çelebi ile bütün görüşmelerim, tutanak altındadır. Bütün görüşmelerim, Ahmet Çelebi ile, fiziki takip tutanaklarındaki girişlerim çıkışlarım vardır. Ama hiçbir şekilde ne poşet almışlığım var, ne de bir torba almışlığım var. Ama nedense İbrahim Akın'a forma verdiğim torba, ki o torbaya, ne 100.000 TL, ne 100.000 EURO, ne 100.000 Doların sığması mümkün değil, zaten küçük bir torbadır. İbrahim Toraman'ın formasını kendisine veriyorum. Bunları o da doğrulayacaktır. Ama bunları para olarak iddia etmişler. Zaten sayın başkanım ne zaman elimde bir torba olsa veya bir poşet olsa, ki bunlar gayet doğal benim her zaman elimde poşet torba çanta olabilir. Evrak çantam da var. Hepsinin en büyük örneği de, Sivas - Fenerbahçe maçında, devamlı şike parası diye yorumlandı. Ayrıca iddianamede İbrahim Akın'ın, Fahri Tatan isimli futbolcu ile görüştüğü ve Yusuf Turanlı'dan cuma günü para alacağını söylediği şeklinde ibare vardır. İddianamede hiçbir şekilde İbrahim Akın benden ve para alacağını söylemiyor. Burada da bir çelişki vardır.

FB- Ankaragücü maçı ile ilgili olarak ise; Uğur Uçar ve Turgut Doğan Şahin ile ilgili suçlanıyorum. Ben Uğur ile Uçar'ı tanımıyorum. Hiçbir şekilde görüşmüşlüğüm de yoktur. Hiçbir yerde de, ne telefon tapelerinde, ne fiziki takip tutanaklarında zaten kendisi de bunu belirtmiştir. Turgut Doğan Şahin ile ilgili de, Abdullah BAŞAK'a gönderdiğim sadece bir tane mesajım vardır. O da bana forvet olarak kim oynuyor diye meraktan dolayı soruyor. Bende Turgut Doğan Şahin forvet yazıyorum. Tek mesaj budur, tek görüşme. Ama benim Turgut Doğan Şahin ile bu şike konusunda anlaştığım şekilde suçlanıyorum. Ben Uğur Uçar'ı tanımıyorum, hiçbir görüşmem de yoktur. Ama Ümit Aydın ile görüşmem vardır. Bu Ümit Aydın ile görüşmem de, Abdullah Başak benden rica etmiştir, o aralar basında çok çıkmıştır. Melih Gökçek'in birtakım teşvik ve takımına yüksek miktarda prim ödeyeceğine dair. Bu konuyu bir araştırmamı söyledi, teşvik midir bu nedir diye. Ben de Ümit Aydın'a yakın olduğu için, Uğur Uçar'a sormasını talep ettim. O da bana zaten tam neticeyi, öyle bir olumlu bir cevap alamadım. Yani herhalde çekindiklerinden veya tam bilgi alamadıklarından dolayı bana da net olarak cevap vermedi. Serdar Kesimal transferi ile ilgili bu görüşmeden sonra ayın 11inde Kayseri'de idim. Bu konuşmalar da karıştırılarak, bu yöne çekilmeye çalışılmıştır. Ayrıca iddianamenin 318. Sayfasında, öbüründe problem yok işte, hafta sonu tamam ya şeklindeki sözüm, iddianamenin 318. Sayfasında Trabzon'un İ.B.B maçına yönelik teşvik girişiminden sonuç alındığı şeklinde yorumlanmıştır. Görüleceği üzere de bu yorum, biraz çelişkilidir. Somut delile dayanmayan, varsayıma dayalı içermektedir.

Ankaragücü Fenerbahçe maçı ve Trabzon İ.B.B maçında, bahsi geçen davranışlar içerisinde bulunmadım. Kolluk aynı telefon konuşmasını iki maç yönünden de, şike teşvik primi fiillerine delil göstermiştir. İki maçta da aynı tapeleri koyarak çelişkili bir durum vardır. Trabzon İ.B.B maçında, 12/05/2011 tarihinde 16 sıralarında, İbrahim Akın ve İskender ile, Akmerkez de görüşmem şike görüşmesi olarak değerlendirilmiştir. Orada, yanımızda başka insanlar da vardı. Haftanın 6 günü bunlarla oturup kalkıyorum. Benim bunlarla görüşmem her maçın bir öncesine veya sonrasına denk geliyor. Yani ya bir maçın öncesi oluyor, ya bir maçın sonrası. Ama ben her görüşmemde, şike ve teşvik olarak yorumlanıyor. Bunu da size sunmak istiyorum. Yine burada efendim işte, o tapenin aynısı, Turgut Doğan Şahin olduğu şeklinde yorumlanmış, bu öbürü tamam, öbüründe problem yok şeklindeki konuşma. Bunun da bununla bir alakası yoktur, belirtmek istiyorum.

Sivas - Fenerbahçe maçı ile ilgili konuşmak istiyorum. Bana Korcan Çelikay ile yapmış olduğum görüşmeler soruluyor. Burada bir 50-60 bin Euro, araba konusu geçmektedir. Zaten ben Korcan ile görüştükten sonra, Erdal isminde, SS galerinin müdürü olan, bir galerici arkadaşımla görüşüyorum. Çok açık ve net bir şekilde belli, araba konusudur. O aralar araba arıyor zaten. Kendisi internetten birçok galeriyi arıyor. Ama burada da yine şike girişimi olarak yorumlanmış. Zaten futbolcular araba alırken fikrimi sorarlar. Ev alacakların da danıştıkları gibi, ev araba, bu konularda fikrimi sorarlar. Çünkü birçok yerden fiyat alırız. Erdal isimli şahısla görüşmem vardır. Banka kredisine kadar detaylı bir şekilde konuşmuşuzdur. Korcan ile maç kadrosu hakkında bilgi aldığım soruluyor. Ben her maçtan önce, bütün futbolculardan maç kadrosu ile ilgili bilgi alırım. Ahmet Çelebi ile ilgili benim görüşmelerim; benim de sezon bittikten sonra, yabancı transferlerini benim yapmak isteyişim ve ondan bu konuda talepte bulunmuşum. Çünkü eskiden bir dostluğumuz var, onun da bana yardımcı olmasını istediğimden doğan bir konudur. Bütün konuşmalarım buna ilişkindir. Burda da fiziki takip tutanaklarında, İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak ile, İlhan Ekşioğlu'nun ofisinde görüşmem, Sakıp Aytaç isimli, Çanakkale Dardanel'de oynayan futbolcudur. Zaten yaklaşık tutuklanmadan, sezon Ocak ayından itibaren de, gazetelerde, televizyonlarda, internetlerde, Sakıp'ın Fener'e gideceği ile ilgili, transfer ile ilgili birçok haberleri mevcuttur. Yani onunla ilgili bir görüşmelerimiz var. Kendileri de zaten transfer listesinde de var. Sakıp Aytaç. Yani resmi menajer olmasam da, yakın ilişkilerimden dolayı, bazı futbolcuları bazı kulüplere öneririm. Bunları devamlı, yani menajerlik belgesini alabilseydik, bununla ilgili bir şirket de kurduk. Ama bu olaydan dolayı devam edemedik. Korcan 17/05/2011 tarihinde bir görüşmem vardır.



Beşiktaş'ın, Tayfur Havutçu beni arıyor, Beşiktaş'ta yedek kaleci Hakan'ın gideceğini söylüyor. Kendisi de doğrulayacaktır. Bana; Hakan'ın takımdan gönderileceğini, ikinci veya üçüncü kaleci olarak Korcan'ı geri alabileceklerini söylüyor. Korcan, bonservisi Beşiktaş'ta olan, Sivas'ta kiralık olarak oynayan bir oyuncudur. Yalnız Beşiktaş'ta Korcan'ın sözleşmesinde, ücret yazmıyor. Şu andaki kontratında rakam yazmıyor. Bende Tayfur hocaya; Korcan'ın Sivas'ta oynadığını, mutlu olduğunu, para da kazandığını, Beşiktaş'a geri dönerse bizi mağdur edeceğini söylüyorum. O da sen merak etme, gereken ne ise yapacağız, ücretlerini de en güzel şekilde mukavelesine yazdıracağız diye söylüyor. Bu arada tabi, Sivasspor'da da kalırsak, sayın başkan ile de görüşüp, o da var burada, görüşmelerde, Sivasspor'da da kalırsak oradaki ücretinde de arttırım istiyor. Şu anda olan kiralık sözleşmesinde Beşiktaş'a dönersek, Sivas'ta da kalırsa da fiyatını arttıracağız. Çünkü ikinci yarı Sivasspor'da iyi bir sezon geçirdi, o konuşmalar buna binaendir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."

Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin