ERDOĞAN BAYSAN: (35:51 – 36:34) Değerli arkadaşları saygıyla selamlıyorum, orda zaten önderlik beyaz rus devrimini eleştirirken yani bi diktatörlüğü yıkarken yeni bi diktatörlük kuruyosunuz diyo, yani bir işçi diktatörlüğü kurduğun zaman o da sonuçta bir diktatörlüğe dönüşüyor işte bilimsellikten uzaklaşıyor, yani sizin de belirttiğiniz gibi burda işte onun için doğa toplum ilişkisini ele alıyor ordan kadını anneerkil öne çıkartıyor veya orda bilimselliği daha çok özümsüyor yani öne alıyor yani ben öyle anlıyorum
CİHAN DENİZ ZARAKOLU: (36:36 – 39:40) Yani şudur ama marksizime eleştiri değil şunu parantez açıpta söyliyim de bu tam net anlaşılmış olsun yani çok önemli bişey Marksizme eleştiri sadce şeyle sınırlı diğildir Jozef Stalin yani veya sosyalist dönemin eleştirisiyle sınırlı diğildir. Marksizmin özündeki belirli kavimlerin önünde ciddi eleştiriler vardır mesela bi tanesi bu şurda olmak, ellerin ayaklarn toplumu inşa etmesi, yani altyapının üstyapıyı belirlemesi diye bir anlayış eleştiriy tabi tutulmaktadır onun içindeki zihniyet ürünü olması bu yüzden eleştiriye tabi tutulmaktadır Yani anl şeyin mer felissimer şurda da bir şey vardır marksizimin sosyalizimin bir bilimsel sosyalizmden, zaten orda o bilimselliği sorgulanmaktadır yani siz böyle olaylar bizim sosyalizmimiz bilmsel bir sosyalizmdir dediğiniz andan itibaren siz aslında niyetiniz hiç öyle olmasa da siz kapitalist modernitenin pozitivist yaklaşımını benimsemiş olursunuz. Ve buradan yola çıkarak varacağınız yer de kapitalist moderniteden farklı olmıycaktır der. Yeni bi örnek vereyim size, bu şey Türk düşünürdür. (anlaşılmıyor) Karl Marks der bu işte pozitivist emeğin çok önemli düşünürlerinden biridir. İşte değer ve olgu arasında ayrım yapmak bilim insanlarının (anlaşılmıyor) konuda hiçbir şekilde değerlere sahip olmadan nesnel bir şekilde çalışması gerektiğini söyleyen bir düşünürdür yani sizin örf Weber için söylüyorum bunu sizin siyasal sisteminiz ne olursa olsun siz kapitalizmde (anlaşılmıyor) aynı şeyi aynı yöntemi kullanıcaksınız, aynı şekilde kendinizden hiçbir şey katmıycaksınız, sadece o bakacaksınız ve yansıtacaksınız ka faşizimi de ele alırsak demokrasiyi de yani faşizm nası yansız ele alıyosak demokrasiyi de öyle yansız ele almamız gerekir der. Doğa aslında öyle dönüp dolaşıp aslında sonuç olarak mevcut rejimi kuracak bir (anlaşılmıyor) sağlamanın bir yoludur der ve nedir çok ciddi bir sosyalizm eleştirisi vardır. Bi dönem şeyi çok yakından takip eder, Sosyal Demokrat Partiyi Almanya’daki ve onları şunu uyarıyı yapar yani siz bir rejim değiştirmek istiyorsunuz ama öyle bir şeyler öneriyorsunuz öyle bir yaptırtınız var ki sizin, sizin gideceğiniz yerdeki bürokratlaşma bugünkü kapitalist modernitedeki bürokrokratlaşmadan çok daha fazla olacaktır der ve aslında Hegel ki o soyalist anlışındaki bürokratlaşma eğilimini dikkatle ü düşündürür yani Almanya’da bi sene önce yapılarda Sosyal Demokrat Partinin her şeyi bürokratlaşmıştır ve şu vardır o kapitalizmle,
X12 ERKEK: (39:40 – 39:41) Şimdi o (sonrası anlaşılmıyor)
CİHAN DENİZ ZARAKOLU: (39:42 – 39:44) Yani,(anlaşılmıyor) buyur
Y7 BAYAN ŞAHIS: (39:44 – 40:07) Hocam bide söylemek istiyorum, olayların değerlendirmesini (anlaşılmıyor) yani diyelim eleştiri özeleştiri sürekli kendimizi geliştirmek, sürekli eğitim süzgecinden geçirmek, özeleştirimizi yapmak, dünyaya eleştirel bak gözle bakmak
CİHAN DENİZ ZARAKOLU: (40:07 – 40:08) Tabi dünya içerisinde
Y7 BAYAN ŞAHIS: (40:09) (anlaşılmıyor)
CİHAN DENİZ ZARAKOLU: (40:09 – 41:15) Yani şunu bi kez bilicez, yani bizlere bizim anlayışımızda kesin nihai bir doğru yoktur. Yani en baştan birinci şurda altındaki (anlaşılmıyor) şimdi şurda şeyde yazıyor insanın en iyi, bir insan için söylüyorum en iyi başarısında ne zaman elde eder, ne zaman daha yükseği yapamaz o zaman ölünce yapamaz. Siz de öldüğünüz anda artık daha iyisini yapamazsınız ama, ölünceye kadar yaşadığınız her an orada o an potansiyel olarak yaptıklarınızdan daha fazlasını yapma imkanına sahipsiniz. Bilimde böyledir. İnsanlık var olduğu sürece sürekli yenmiycektir, en iyisini yapmıycaktır. Ve ona göre toplumu o yönden anlayışla öyle, bir de sürekli kendimi süzgeçten geçirmemiz gerekir ve ancak süzgeçten geçirirsek, şunu dediğimiz an biteriz yani bu demokratik özerklik demokratik konfederalizm için de geçerlidir. Demokratik konfederalizm nihai doktrindir bitti işte bundan sonra insanlığın ulaşabileceği en nihai noktadır dediğimiz an aslında onu bizim geri gönderme yaparız, geri bir şey yaparız artık,
X13 ERKEK: (41:16) Tüm dogmatizm mi (tam anlaşılmıyor)
CİHAN DENİZ ZARAKOLU: (41:16 – 41:39) Dogmatizim gibi aynen öyle, yani onun yerine şunu yapıcaksınız demokratik konfederalizmle insanlığın bugün ulaştığı aşama açısından en iyi rejimdir fakat kendi içinde sorunları vardır yaşıyarak siz su sorunların hepsinin üstesinden gelicez dediğimiz vakit o boğukluğu atarsınız ve yaşayan bir rejim, yaşayan bir sistem inşa etmiş olursunuz buyur, bu arada sabit perde yok işte,
X14 ERKEK: (41:39 – 41:40) Yaptık abi tamam.
X15 ŞAHIS: (41:41 - 42:59) Arkadaşları saygıyla selamlıyorum bu proleter rejimin yıkılması mesela Marksist kökenin en büyük hatalarından biri devrimi zihniyet alanında yoğunlaştırmadan önderliğin bir açıklamasından birisidir. Şimdi benim demek istediğim bugün baktığımız zaman Sovyetler Birliği 1987’de ve 90’a yakın yıkıldı ve önderlikte 1987’de kadın çözümlemelerini çıkardı hani komple 3. Genel kongrede bunu başlattı ve buna karşı alternatif bi rejim bir düzen ortaya koydu, özellikle Latin Amerikadaki gerilla hareketlerinden birçoğu hem Sovyetler Birliğinin çökmesiyle hem de zaten Doğu Avrupadaki çöküş ve benzeriu olaylar karşısında farklı bir yöntem arayışına girdiler ve liberalizmin kucağına düşmek zorunda kaldılar. Yani liberalizmin pençesi altına girmek zorunda kaldılar ama tam tersi PKK hareketi içinde özellikle önderliğin geliştirmiş olduğu o yöntem ve tarz sonucu liberalizmin ve hani beraberinde gelen reel sosyalizmin etkilerine o toplumu kendi toplumsal iddiasını yaratmak amacıyla ona karşı koyabildi. Yani ona karşı bir tavır almaya bir yöntem geliştirmeye önderlik tarafından tümal bir haraket olarak sağlamayı başardı.
Dostları ilə paylaş: |