T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliği sayı : 2009/191 Esas no



Yüklə 31,9 Mb.
səhifə109/335
tarix17.08.2018
ölçüsü31,9 Mb.
#71833
1   ...   105   106   107   108   109   110   111   112   ...   335

konuşmalardan anlaşıldığını ve görüldüğünü, son dönemde yaşanan iki büyük ekonomik

krizin etkilerinin halen yaşandığı ülkemizde Başbakanlık'ca her gün acil ve kritik

kararların alınmasının gerektiğini, buna karşın son iki aylık dönemde Başbakan Bülent

Ecevit'in makamına dahi gelemediğini, Bakanlar Kurulu. Ekonomik Kurul, Yüksek

Planlama Kurulu gibi çok önemli organların toplanamadıklarını, ayrıca Başbakanın

Türkiye'nin Yurtdışında temsili noktasında da görevlerini ifa edemediğini, Sevilla Zirvesi,

Pakistan, Afganistan gezileri gibi seyahatlerini de yapamadığını, bu durumun piyasalarda

ciddi belirsizliğe ve istikrarsızlığa yol açtığını Meydana gelen ekonomik zararın telafisinin

mümkün olmadığı gibi her bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkilediğini, öte yandan

Anayasanın 114. maddesindeki "İdare, kendi işlemlerinden doğan zararı ödemekle

yükümlüdür" hükmü uyarınca, yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı idare aleyhine

açılacak tazmini nitelikteki davalar sonucu idare zararının da büyük boyutlara

ulaşacağının şüphesiz olduğunu belirterek Başbakan Bülent Ecevit'in Medeni Kanunun

405. maddesi gereğince sorumluluklarını yerine getirip getirmeyeceğinin tespiti ile,

vesayet altına alınmasına " karar verilmesini istemiştir.
Ayrıca sanık Sinan Aydın Aygün dava dilekçesine delil olarak basında çıkan konuyla ilgili

haberleri ibraz etmiştir.


Yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları ile önce Başbakan Bülent

Ecevit'in sağlık durumu ve günlük yaşamı konusunda belli gazete ve yazarlara sanık

Mehmet Haberal'in kontrolündeki Başkent Üniversitesi Hastanesi kaynaklı haberler

yaptırılıp, daha sonra diğer sanık Sinan Aydın Aygün tarafından bu gazete haberleri delil

gösterilerek başbakan'ın görev yapamaz halde olduğu mahkeme kararı ile tescillenmeye

çalışılmıştır. Tanık Recai Birgün ve diğer parti yetkililerinin basına yansıyan


718/2271
beyanatlarında da Temmuz ayında kontrol için Başkent hastanesine gidildiğinde iş

göremezlik raporu verileceğine yönelik beyanlar ile bu davaya gerekçe yapılan hususların

birebir örtüştüğü ve birbirini teyit ettiği anlaşılmıştır.
Ankara 16. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 5.7.2002 tarihli, 2002/1022 Esas, 2002/848 sayılı

gerekçeli kararında:


Anayasamızın 36. maddesine göre herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle

Yargı Mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.

Ancak dava hakkı, Hukuki yarar(menfaat) ile sınırlıdır. Yani Mahkemenin, bir davanın

esası hakkında yargılama yapabilmesi için davacının dava açmakta hukuki yararının

(menfaatinin) bulunması gerekir. Hukuki yarar, bir dava şartıdır Davacı Mahir Akkar'ın

vesayet altına alınması istenilen Başbakan Bülent Ecevit'in yakını veya ileride mirasçısı

olabilecek bir kişi olmadığından, dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu

nedenle açtığı davanın dinlenmesi mümkün olmadığı, diğer taraftan davacının, Başbakan

Bülent Ecevit'in vesayet altına alınma talebinin bir hakkın kötüye kullanımı olduğu,

Medeni Kanunun 2. maddesinde "Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine

getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğunun, bir hakkın açıkça kötüye

kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağının" belirtildiği, diğer taraftan vesayet altına

alınması istenilen kişinin siyasi bir kişi olup, Türkiye Cumhuriyetin Başbakanı olduğu, bir

kişinin başbakanlık yapıp yapamayacağı da Mahkemelerin takdirinde olmayıp

T.B.M.M.'nin yetkisinde olduğu, konunun siyaset, zemininde T.B.M. Meclisinde gensoru

önergesi veya meclis araştırma önergeleri verilmek suretiyle T.B.M. Meclisinin denetim

yolları kullanılarak çözülmesi gerektiği, ayrıca ülkenin ekonomik krizde olmasının da

Başbakan Bülent Ecevit'in vesayet altına alınmasını gerektirmeyeceği anlaşıldığından.

Davacının Başbakan Bülent Ecevit'in sorumluluklarını yerine getirip getiremeyeceğinin

tespiti ile, TMK'nın 405 ve devam eden maddeleri gereğince vesayet altına alınması

konusundaki talep ve davasının reddine'" şeklinde, sanık Sinan Aydın Aygün'ün bu davayı

açmakla hakkın kötüye kullanımında bulunduğu tespitine yer verilmiş, ayrıca bir kişinin

başbakanlık yapıp yapmayacağının mahkemelerin takdirinde olmayıp Meclisin yetkisinde

olduğu belirtilmiştir.


Ergenekon Terör örgütünün temel yapılanması belgesi olan Ergenekon Analiz, Yeni

Yapüanma Yönetim ve Geliştirme Projesi - İstanbul 29 Ekim 1999 isimli örgüt dokümanın

"Politikalar" başlığı altında '"21. yüzyüda kaçımlmaz bir biçimde Dünya politikalarını ve

siyasetçilerini istihbarat örgütleri biçimlendirecektir.... Dünyada var olabilmiş tüm

sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri

engellemiştir. Bunun ise iki yolu vardır. "(1) suikast, (2) dezenfarmosyondur. "Şeklindeki

örgüt prensibi gereği 2002 yılında meşru yollarla iktidara gelmiş DSP başkanlığındaki

koalisyon hükümetinin Başbakan'ı olan Bülent Ecevit'i görevden uzaklaştırmak için

sistemli ve organize bir faaliyet yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Sanık Mehmet Şener Eruygur'dan ele geçirilen 7 numaralı CD içerisinde, sanık Sinan

Aydın Aygün ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman arasında geçen

konuşmaların tape edildiği çözüm tutanakları ve özetleri ele geçirilmiştir.
11 Şubat 2004(2)(Yalman-Özdağ) isimli belge başlığında Kaset Çözümü-3 (öğleden sonra)

olarak belirtilmiştir. Her ne kadar dosya isminin Yalman-Özdağ şeklinde ise de; Aytaç

Yalman ile Ümit Özdağ arasında geçen görüşmenin sabahleyin olduğu 11 Şubat 2004
719/2271
(Yalman-Özdağ) isimli diğer dosya içeriğinden, öğleden sonra yapıldığı başlığından

anlaşılan bu görüşmenin ise Aytaç Yalman ile sanık Sinan Aydın Aygün arasında yapıldığı

anlaşılmıştır. Şöyle ki. aynı CD içerisinde gazetecikart ve genelkart isimli Word

belgelerinde 11 Şubat 2004 tarihinde yapılan görüşmelerin özetleri yeralmakta olup,

görüşmede geçen konuların özetlerinden, hakeza Nazlı Ilıcak'la ilgili bölümü dikkate

alındığında 11 Şubat 2004 tarihi öğleden, sonra yapılan görüşmenin Aytaç Yalman ile

Sinan Aydın Aygün arasında yapıldığı çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. Görüşme içerik

özetlerinden çözümde S-l olarak kodlanan kişinin Aytaç Yalman, S-2 olarak kodlanan

kişinin de sanık Sinan Aydın Aygün olduğu anlaşılmıştır. Görüşmenin ilgili bölümünde

aynen;
"S-l: Umutlu olmak zorundayız. İki hareket tarzımız var. Ya teslim olacak Türkiye, ya da

ulusal bir tavır koyacak. İnsanlar seçmek zorunda. Artık sağcı solcu yok. Ulusalcı olanlar,

gayri ulusalcı olanlar. İnsanlara soracaksın, sen ulusalcı mısın, gayri ulusalcı mısın? Başka

yer yok.
S-2:Yeni bir oluşum, ulusalcı bir oluşum. Apaçi olmak isteyen kimse yok, herkes şef

olmak istiyor. Apaçi olmadan şef olmaz. Sıkıntı bu. Kim savaşacak ? Yani bir baş

bulamıyoruz. 28 Mart sonucunda MHP bayağı tasfiye olacak.
S-l:Biliyorum. MHP'ye yeni bir şekil verilirse hiç olmazsa bir siyasi oluşumu var.

S-2:% 8.5 Halk oyu var.


S-l:% 9 oyu var. Ona güçlü, sağlam insanlardan oluşan bir kadronun oturtulması gerekir.

O zaman güçlü olur.


S-2:Bana geçen sefer MHP'yi teklif ettiler. Bana Namık Kemal Zeybekler geldi. Bana bu

iş Devlet Bahçeli ile olmuyor. Mart seçimlerini kaybederiz. Sen buraya olur musun? Yok

dedim. Şimdi bu tekrar Mart seçimleri ile tekrar gündeme geldi. Eğer MHP Mart

seçimlerinden yenik çıkarsa, Bahçeli dayanamaz. Sizden icazet almaya geldim. Ben bu

yapıya gireyim mi ?
S-l:Kadronuzu kurmanız lazım. Kadro çok önemli. Halkın sevdiği saydığı, güçlü kişilerle.

Kafamda bazı isimler de var. Zamanı gelince görüşürüz.


S-2:Bu parti MHP olacak diye düşünüyorum.
S-UMHP etrafında toparlanabilecek bir parti olabilir. Bu seçim sonunda DYP, ANAP

tamamen gider.


S-2:MHP de yok. MHP % 8-9 ancak alabilir. Belki onu da alamayabilir.
S-l :MHP o kadar alırsa çok iyi. Bana CHP geldi belediye başkanlığı teklif etti. DYP, MHP

geldi. Ben niye sizin belediye başkanınız olayım. Ben genel başkanım. % 10 oyunuz var,

ben geldim % 15 oldu. Kaybettik. Deniz BAYKAL'a gittim % 18 oyunuz var. Ben geldim

% 25 oldu kaybettik. Birleşin dedim. Hepiniz AKP kötü. Tayyip vatan haini diyorsunuz.

Yapın bir fedakarlık. Bu seçimler için bir ittifak yapın dedim. Yoksa % 30-35 ile yine bu

adam başımıza gelecek, % 65 halkın oyu çöpe gidecek. Şimdi düşünüyorlar. MHP, CHP


720 / 2271
aday çıkartmadı. MHP, CHP, ANAP, DYP olursa aday olurum dedim. Birleşirseniz aday

olurum. Cevap yok. Hiçbiri aday çıkarmıyor. 24 Şubat'a kadar vakit var.


S-1:Yıpranmasın diye aday çıkarmıyorlardır.
S-2:Biz yerimizdeyiz komutanım. Ben bu televizyon için sizden talimat bekliyorum. Biz

güçlüyüz. Milli güçler yavaş yavaş birleşmeye başladı.


S-l:Ben size haber vereceğim. Öğleden önce sizin oturduğunuz yere iki kişi oturdu. İkisi

de aynı şeyi söyledi. Anadolu'da insanlar Atatürk etrafında birleşiyorlar dediler. Bir şey

daha söylediler. Anadolu'da etnik ayrışma da var dediler. Çerkezler bir grup oluşturmaya

başlamışlar.


S-2:Bu kötü.
S-l:Halbuki biz ulusal birliği tesis etmek istiyoruz.
S-2:Bu Kamu Reformu yasasından çıktı. Haklar, özgürlükler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar,

Kızılbaşlar.


S-l:Bunu ancak ulusalcı bir hareket durdurabilir. Alevi vatandaşlarımız bu ulusal hareket

içinde önemli bir rol alabilirler. Onlar ulusal birliğin teminatıdır. Onlardan da istifade

etmemiz gerekir. Başka söyleyeceğim bir şey yok. Bir de bu televizyona ciddi bir katkı

lazım. Her şey hazır. Ancak çok borç, harç içinde.


S-2:Hesaplarını bize getirsinler. Bir bakalım. Ayağa kaldırmaya çalışırız.
S-l :Bu gün üç kişi geldi. Üçünüz de aynı şeyi söylediniz. Anadolu yanıyor.
S-2:Ama Aytaç Paşaya ihtiyacımız var."
Sanık Sinan Aydın Aygün bu görüşmede dönemin Kara Kuvvetleri Komutanıma MHP'ye

girip girmemek konusunda icazet almaya geldiğini beyan etmekte ancak siyaset yapması

yasak olan üst rütbeli asker kendisine şu aşamada beklemesini salık vermektedir. Daha

sonraki bir tarihte de, Milli Güvenlik kurulu Genel Sekreterliği yapmış olan sanık Tunçer

Kılınç DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e partinin genç kadrolara teslimini istemiş, tanık

Masum Türker beyanında Sanık Sinan Aydın Aygün'ün parti Genel başkanı olması için

çalışma yapıldığını doğrulamıştır.
Sanıklar Mehmet Haberal ve Sinan Aydın Aygün'ün Başbakan Bülent Ecevit'in

dolayısıyla hükümetin görevini yapmasını kısmen ve tamamen yapmasına engel olmak

eylemlerini gerçekleştirmiş, sanık Tunçer Kılınç'ta Ergenekon Terör örgütünün siyaset ve

siyasetçilere yön verilmesi, yönlendirilmesi kapsamında Demokratik Sol Partiyi

şekillendirme faaliyetlerini yürütmüştür. Sanıklar 2002 yılında mevcut hükümete karşı

yürüttükleri faaliyetlerle yetinmemiş örgütün hedef ve amaçlarına uygun görmedikleri 3

Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı da faaliyetlerini

artırarak devam ettirmişlerdir.


1. 2003-2004 Yıllarında Mevcut Hükümete Yönelik Yürütülen Faaliyetler
721 /2271
İstanbul (CMK 250.Maddesi ile Yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığımın 10.07.2008 tarihli,

2009/511 Soruşturma, 2009/268 Esas ve 2009/188 Sayılı İddianamesinde Cebir ve şiddet

kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini

yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek (hükümete karşı darbeye

teşebbüs) eylemi ve delilleri ayrıntılı olarak açıklanmış olmakla ve aynen iştirak etmekle

mütalaamızda kovuşturma aşamasında dosyaya dahil olan delillerle birlikte anlatılacaktır.


2)2003-2004 YILLARI İLE DAHA SONRAKİ YILLARDA

GERÇEKLEŞTİRİLMESİ PLANLANAN ASKERİ MÜDAHALEYE ZEMİN

HAZIRLAMA ÇALIŞMALARI
Ergenekon terör örgütüne yönelik yapılan soruşturma aşamasında sanıklar Mehmet Şener

Eruygur, Hasan Atilla Uğur, Mustafa Hüseyin Buzoğlu (Eldiven darbe planı) ve Mustafa

Ali Balbay'dan ele geçirilen dijital verilerde. 2003-2004 yıllarında gerçekleştirilmesi

planlanan darbe planları, darbe planları çerçevesinde yapılan çalışmalar, (sanık Ahmet

Hurşit Tolon'da Cumhuriyet Çalışma Grubu sunumları), yine sanıklarda dönemin Deniz

Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından tutulduğu tespit edilen günlükler ve sanık

Mustafa Ali BalbayTn günlükleri ele geçirilmiştir.
Söz konusu Darbe Planları, Cumhuriyet Çalışma Grubu sunumları ve günlüklerde

belirtilen veriler doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda, Ergenekon

terör örgütü yönetici ve üyelerinden firari sanık Bedrettin Dalan, sanıklar İlhan

Selçuk(ölü), Mustafa Ali Balbay, dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener

Eruygur, Ege Ordu Komutanı Ahmet Hurşit Tolon. MGK Genel Sekreteri Tunçer Kılınç,

Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Levent Ersöz, Cihandar

Hasanhanoğlu, Muhittin Erdal Şenel, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi

Teknik Daire Başkanı Albay Hasan Atilla Uğur. Jandarma Genel Komutanlığında

İstihbarat Yönetim Şube Müdürü Binbaşı Mustafa Koç, dönemin YÖK Başkanı Kemal

Gürüz, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Yalçın Alemdaroğlu. Başkent Üniversitesi

rektörü Mehmet Haberal, İnönü Üniversitesi rektörü Fatih Hilmioğlu, Uludağ Üniversitesi

rektörü Mustafa Abbas Yurtkuran. 19 Mayıs Üniversitesi rektörü Rıza Ferit Bemay, Metal

İş Sendikasi Başkanı Mustafa Özbek, ATO başkanı Sinan Aydın Aygün, Ahmet Tuncay

Özkan, Hayrullah Mahmut Özgür ve İsmail YıldızTn, hükümetin görevini yapmasına

kısmen veya tamamen cebren engel olmaya teşebbüs ettikleri, darbe yapmak için planlar

yapıp bu planları uygulamaya koydukları, yapılan yargılama ve toplanan delillerle sabit

olmuştur.
Dosyadaki delillerden, Ergenekon terör örgütünün 2003-2004 yıllarında gerçekleştirmeye

çalıştığı Darbe Teşebbüsünü üç aşamada planladığı, birinci ve öncelikli olarak darbeye

zemin hazırlamaya çalıştığı, bu faaliyetlerini Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde

illegal olarak oluşturdukları Cumhuriyet Çalışma Grubu ile yaptıkları, ikinci olarak darbeyi

gerçekleştirmek için önündeki engelleri kaldırmayı planladıkları, bu çerçevede de Sarıkız,

Ayışığı, Yakamoz kod adlı darbe planlarını hazırlayıp uygulamaya koydukları, üçüncü

olarak ta darbeyi gerçekleştirip darbe sonrası yapılacakları Eldiven kod adlı darbe planı ile

belirledikleri görülmüştür.


Sanıklar Doğu Perinçek, Veli Küçük. Sevgi Erenerol ve şüpheli Tuncay Güney'den ele

geçirilen örgütün temel dokümanları ile Cumhuriyet Çalışma Gurubunun hazırladığı

aşağıda anlatılacak planlar içeriklerinin şaşırtıcı paralelliği ve örgütün tüm faaliyetlerinde
722 / 2271
kullanılan isim ve argümanların sözkonusu doküman ve planlara uygunluğu, hem tüm

dokümanların, hem darbe planlarının, hem de tüm örgütsel faaliyetlerinin planlı, disiplinli,

iş bölümüne dayalı olarak tek bir örgütsel iradeden çıktığını göstermektedir.
Ergenekon terör örgütünün gerçekleştirmeyi planladığı Cebir ve şiddet kullanarak

Hükümetin görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye (Darbeye) teşebbüs

suçunun daha iyi anlaşılabilmesi için. konu ile ilgili elde edilen deliller;
-Askeri Müdahaleye (Darbeye) Zemin Oluşturma Çalışmaları
-Darbe Planları
-Darbe Planlarının uygulamaya geçilmesinin delilleri, başlıkları altında ayrıntılı olarak

anlatılacaktır.


Diğer taraftan Ergenekon terör örgütünün 2003-2004 yıllarında gerçekleştirmeyi

amaçladığı darbe planları çerçevesinde yaptığı çalışmalara bakıldığında, sanık İlhan

Selçuk'un da içinde yer aldığı 09 Mart 1971 darbe teşebbüsünden önce ülkede

gerçekleştirilen işçilerin sokağa dökülmesi ve provakatif amaçlı toplumsal gösteri ve

yürüyüşler düzenleme, söz konusu darbe çalışmaları kapsamında, üniversite öğrencileri,

sendikalar ve derneklerin manipülasyonlarla sokağa dökülerek hükümeti protesto eden

gösterilerin detaylı olarak planlandığı, medya ve kitle iletişim araçları ile propaganda ve

psikolojik harekat teknikleri kullanılarak geniş halk kitlelerini tahrik edici yayınlar

yapıldığı, bu yayınlarda ülkenin her yanının işgal edildiği, vatanın elden gittiği evham ve

hezeyanları uyandırılarak halkın hükümete karşı ayaklanmasını sağlamaya çalıştıkları ve

böylelikle Türk Silahlı Kuvvetlerini müdahalede bulunmaya teşvik ettikleri

anlaşılmaktadır.


Söz konusu darbe planlan çerçevesinde. Aydınlık Dergisi ve Cumhuriyet Gazetesinin

özellikle 2003 ve 2004 yıllarındaki yayınlarına bakıldığında, örgütün amacı doğrultusunda

hazırlanan darbe planları çerçevesinde üst seviyede psikolojik harekat ve propaganda

yaptıkları belirlenmiştir.


Bu çerçevede Aydınlık Dergisinin 2003-2004 yıllarındaki yayınlarına bakıldığında,

"Kuvayı Milliye Hareketi Başladı". "Sonuna Kadar Savaşacağız", "Devrimlerimizi

Savunamayacak Mıyız?", "İşçi Partisi Savaş Düzenine Girdi", "Türkiye'yi Ayağa

Kaldıracağız", "Kuşatma Nereden Ve Nasıl Yarılır", "Ülke İçin Kendinizi Fedaya Hazır

Olun", "Kamu Çalışanları Meydanlara Çıktı", "Akp'ye Karşı Halk Direnişi", "Askerden

Erdoğan'a Uyarı" ve "Komutanların Son İhtarı" şeklinde başlıklarla toplumda gerginlik

yaratan, vatanın elden gittiği şeklinde evham ve hezeyanları uyandıran diğer taraftan da

Türk Silahlı Kuvvetlerini müdahalede bulunmaya teşvik eden ve darbe zemini oluşturmaya

çalışan yayınlar yapıldığı tespit edilmiştir.
Cumhuriyet Gazetesine bakıldığında da hemen hemen aynı doğrultuda başlıklarla haberler

yaparak ülkede kaos, gerginlik ve çatışma ortamı oluşturmaya devam ettiği görülmüştür.

2003-2004 yıllarında Cumhuriyet Gazetesinin yayınlarına bakıldığında, "Genç Subaylar

Tedirgin", "Askeriden Sert Uyarı", "Akp'ye Bir Uyarı Daha", "Hepimiz Kaygılıyız",

"Akp'ye Laiklik Uyarısı", "Akp'nin Avansı Bitti", "Sakıncalı Kadrolaşma", "Danıştay Da

Uyardı", "Akp Kadrolaşması Halkı Kaygılandırıyor", "Rejim Sorunu Yaratılıyor",


723 / 2271
"Hükümete Üçlü Uyarı", "Başbakan Uyarıldı", "İkinci Kuvayı Milliye Hareketi Başlamalı"

ve "Akp Ayağını Denk Alsın" şeklinde başlıklarla darbe zemini oluşturma çerçevesinde

yayınlar yapıldığı tespit edilmiştir.
Sanık Mustafa AliBalbay'dan ele geçirilen günlüklerde, (kovuşturma aşamasında ölen)

sanık İlhan Selçuk'un Türk Silahlı Kuvvetlerindeki uzantıları olan Mehmet Şener

Eruygur'u darbe planları konusunda nasıl ve ne şekilde yönlendirdiği açıkça görülmüştür.
Sanık Mustafa Ali Balbay"ın notlarında, 16 Ocak 2004 günü İlhan Selçuk, sanık Mehmet

Şener Eruygur ile yaptığı görüşmede. "Tabii biz sizinleyiz. Siz bir bütün olarak

hassassınız... Ama sizi bölünmüş göstermek isteyenler var. Bu çok önemli. " "Ben çok şey

yaşadım. 9-11 yaşadık. Yani öyle bir şey olmasın isterim. Bir kez daha biz yenilen tarafta

olursak, hiç istemiyorum. Bundan korkuyorum "diyerek endişelerini dile getirdiği, sanık

Mehmet Şener Eruygur'un da "Korkunuzu anlıyorum, endişeniz olmasın. Ona dikkat

ediyoruz." diyerek gerekli özeni gösterdikleri anlaşılmıştır.
Aynı notlarda,29 Aralık 2002 günü İlhan Selçuk, sanık Mustafa AliBalbayTa yaptığı

görüşmede, "Eğer içte bir çatlama olursa hangi tarafın önde olacağı belli olmaz. Ben bu

işlere hep 9 Mart 12 Mart açısından bakıyorum. Ne olacağını kestiremezsin, birden

dönenler olur. Zayıf kalan taraf da tasfiye edilir. Ortada henüz bir şey yokken çıkış yapmak

yanlış olabilir. Orduyu yalnızlaştırabilir. " diyerek örgütün gerçekleştirmeyi planladığı

darbe ile ilgili düşüncelerini ve değerlendirmelerini anlattığı görülmüştür.


Dolayısıyla tüm bu veriler dikkate alındığında, sanık (kovuşturma aşamasında ölen) İlhan

Selçuk'un söz konusu darbe planlarında önemli bir rolünün olduğu, Türk Silahlı Kuvvetleri

içerisindeki Ergenekon Terör Örgütü mensuplarını bizzat yönetip yönlendirdiği açıkça

anlaşılmıştır.


ASKERİ MÜDAHALEYE ZEMİN OLUŞTURMA ÇALIŞMALARI
Sanık Mehmet Şener Eruygur'un Genel Başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezinde

yapılan aramalarda ele geçirilen 13 nolu CD, sanık Ahmet Hurşit Tolon'dan ele geçirilen

48 nolu CD ve sanık Mustafa Hüseyin Buzoğlu'ndan ele geçirilen Data Travaler Kingston

Marka 2 Gb'hk flash bellek içerisinde. Cumhuriyet Çalışma Grubu Kuruluş ve Teşkilatı ile

Devre raporlarına ilişkin power point sunumları olduğu görülmüştür.
Soruşturma aşamasında sanıklardan ele geçirilen resmi kurumlara ait belgeler ilgili

kurumuna gönderilerek, bu belgelerin kendilerine ait olup olmadığı, gizlilik derecesinin

bildirilmesi istenilmiştir. Genelkurmay Başkanlığına gönderilen belgelerle ilgili cevabi

yazılarda bir tablo yapıldığı ve bu tabloda sözkonusu belge için, TSK'ya ait değildir,

mevcut kayıtlarda rastlanmamıştır veya gizli ise gizlilik derecesi gizliliğin devam edip

etmediği bildirilmiştir.


Sanık Mehmet Şener Eruygur'da ele geçirilen belgelerin bulunduğu CD'ler de aynı şekilde

09.07.2008 tarihinde Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilmiştir. Genelkurmay

Askeri Savcılığı tarafından 14 Ağustos 2008 tarihli yazıda aynen "Sıra No 177, Klasör Adı

İSTH YÖNETİM ŞUBE TEŞKİLATI, Dosya Adresi F:\İMAJ-CD\M.SENER

ERUYGUR\CD\6\İSTH YÖNETİM ŞUBE TEŞKİLAT, İçerik J.Gn-K.hğı antetli şube

kuruluşuna yönelik yazılar (YÖNETİM ŞUBE ANDIÇ, YNT.Ş.GÖREV TANITIM


724/2271
FORMLARİ, YNT. Ş. ANDIÇ ÜZST YAZI, İSTH YNT PERSONEL ADRESLERİ,

GÖREVLENDİRİLEN PERSONEL), TSK iç mevzuatına göre düzenlenen gizli/önemli

olmayan bilgi ve belgelerdendir. Sıra No: 216, Klasör Adı İSTH YÖNETİM ŞUBE

TEŞKİLAT, Dosya Adı CÇG EKİBİ, İSTH YNT personel adresleri, YNT ŞANDIÇ ÜST

YAZI, YNT Ş GÖREV TANIM FORMLARI 1, YÖNETİM ŞUBE ANDİÇ, Dosya Adresi,

F:\IMAJ-CD\M.SENER ERUYGUR\CD\13\İSTH YÖNETİM ŞUBE TEŞKİLAT, İçerik

177 sıra numaralı klasör ve dosyalarla aynıdır, Değerlendirme 177 sıra numaralı satırda

belirtilmiştir." şeklinde tasnif edilerek cevap verlmiştir.


Sorulan belgelerin içeriklerine bakıldığında;
"CÇG EKİBİ" isimli (1) sayfalık Word dosyası olduğu, incelendiğinde ana başlık olarak

"isth. ynt.ş.md.lüğü emrine görevlendirilen personel listesi"yazdığı, "S.NO" başlığı altında

"1" "Rütbesi, Adı Soyadı" başlığı altında "J.Kur.Kd. Bnb. Mustafa koç", "Eski Görev Yeri"

başlığı altında "İsth.Ynt.Ş.Müdürü", "Şimdiki Görev Yeri"başlığı altında "Hrk. Bşk. Asyş.

D. Cari Hrk. Ş.Md." yazılı olduğu ve diğer (6) kişinin aynı şekilde bilgilerinin olduğu

^ anlaşılmıştır.


"İSTH YNT personel adresleri" isimli (1) sayfalık Word dosyası olduğu, incelendiğinde

ana başlık olarak "İstihbarat Yönetim Şube"yazdığı, "S.No" başlığı altında "1. ", "Dairesi"

başlığı altında "Pl.Koor.ve Güv.D.Bşk", "Rütbesi" başlığı altında "Adı Soyadı" başlığı

altında "Mustafa Koç", "EV-CEP-İŞ TIF. "başlığı altında "Cep:5055469323 Ev:2869716

İş:1247", "Ev Adresi" başlığı altında "İşçi Blokları Mah.30.cad.No:21/6 Yüzüncüyü",

"Eşinin Ailesinin Ev Adresi" başlığı altında "Kuyuyazısı Cad. İncili Sok.No:38/5 Etlik",

"Anne-Babasının Ev Adresi" başlığı altında "Tulumtaş Köyü Gölbaşı Ankara" yazılı

olduğu ve diğer (7) kişinin de aynı şekilde bilgilerinin yazılı olduğu anlaşılmıştır.


"YNT Ş ANDIÇ ÜST YAZI" isimli (2) sayfalık Word dosyası olduğu, incelendiğinde

"Jandarma Genel Komut anlığı"nın Aralık 2003" üst yazısı olduğu, "Konu: İstihbarat


Yüklə 31,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   105   106   107   108   109   110   111   112   ...   335




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin